Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/807 E. 2022/414 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/807 Esas – 2022/414
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/807 Esas
KARAR NO : 2022/414
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
(Birleşen Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası)
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ: 10/05/2022
K.YAZIM TARİHİ: 10/06/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı; kendisinin ve diğer borçlu görünen … Şti.’ ve davalı şirket ve yetkilisi … arasında kapı, dolap ve benzeri işler karşılığında …, … Köyündeki …’ne ait villaların işi için anlaşma yapıldığını, belirtilen bu villaların olduğu adrese yalnız kapıların geldiğini, kapılar ile ilgili fatura kesilmediğini, dolaplarında teslim edilmediğini, burada teslim edilen ürünlere karşılık müşterilerden alınan bonoların verildiğini, verilen bu bonoların ödendiğini, bunlardan önce ise kendisinin alacaklı olduğu …’ın ise borçlu olduğu bonoların …’e ve firmasına verildiğini, …’in ise bunları … Şti.’ne ciro ederek kullandığını, kendisinin ticari ilişkide görünen asıl borçlarını dökümlerini bildirdiği bonoları vererek ve tapu devirleri yaparak ödediğini, borcunu kapattığını, taraflar arasında yapılan görüşme ve teyit sonrasında kendisinin yapılan hesaplamaya göre alacaklı durumuna geçtiğini, …in bu hesaplamaya göre 15/01/2018 tarih ve 50.500,00 TL bedelli bonoyu verdiğini, …in ve firmasının bu işlemlerin karşılığında icra müdürlüğünden bu bonoları alarak kendisine iade etmesi gerekirken güya anlaşma yapılmamış gibi işlemleri yapmaya başladığını, bu dosyanın dayanağının ise Ankara Batı … İcra Müdürlüğünün …, … ve … dosyalarına yapılan ödeme nedeni ile bu ödemenin rücu olarak 118.075,00 TL şeklinde açıklandığını, oysa bu ödemelerin farklı belge ve tapu devri ile yapıldığını, bahsi geçen takip dosyalarında kendisinin ciranta konumunda olduğunu, kendisine karşı ödeme iddiasının bir yıl içinde başvuru yapılması gerekir iken yapılmadığını, alacağın süresinde istenmediğini, aradan geçen bu kadar süre sonra olmayan borç için kurnazlık yapılarak rücuen takip yapıldığını, davalı firmanın kötü niyetli olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hukuki ve cezai hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle kendisinin ciranta olması ve borcun ödenmesi nedeni ile dava sonuna kadar icra takibinin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına, ciranta olması ve ödeme yapılmış olması nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, kendisinden yapılan fazla tahsilatın istirdadına, teslim edilmeyen malzemelerden dolayı malzemelerin aynen teslimine, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline, senetlerin iadesine, kötü niyetli olan davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı; davalı ile … Firması ve diğer 3. Kişiler arasında organik bağ ile akrabalık bağları olduğunu, … Şirketi ve yetkilisi olan … ile aralarında kooperatif Şantiyesinin kapı, pencere, dolap teslimi içerikli sözleşme yapılmış ve bu işin karşılığında bir kasım bonolar alındığını, karşı yanın edimleri yerine getirmemesine karşın … evrakını cirolayarak kullandığını, bir kısım alacaklarına karşılık verilen bonolarda kooperatifin cirosu bulunduğunu, Kooperatifin cirosu bulunan ve kullanmak üzere … Şirketi ve yetkilisi olan …’e verilen bonoların bu kişiler tarafından kullanıldığını, görüldüğü üzere alacağın çıkış noktası, kereste teslimi, iç kapı teslimleri ve teslim edilmeyen dolaplar olduğunu, kendisinin bu davalılara borcunun olmadığı gibi teslim edilmeyen dolaplar nedeni ile alacağının olduğunu, ayrıca aynı borç ödenmediğinden, borcun olmadığı için fazla ödenen bedellerin istirdadını talep ettiğini, kötüniyetli olan davalı yönünden ise icra inkar tazminatı istediğini belirterek, öncelikle dava dosyasının tarafları ve dava konusu yönünden fili ve hukuki irtibat olması nedeni ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, menfi tesbit davasının kabulüne, 3.000,00TL istirdat davasının kabulüne, kötü niyetli davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; dava dilekçesinin anlaşılır mahiyette olmadığını, hangi takip dosyalarından ve takibe konu edilmemiş olan hangi kambiyo senetlerinden ötürü menfi tespit, hangi dosyalardan ve hangi kambiyo senetlerinden ötürü istirdat talebinde bulunulduğunun belirsiz olduğunu, HMK md.194’e göre tarafların dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar ve tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakı- anın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunlu olduğunu, davacıya, dava dilekçesini somutlaştırması için kesin süre verilmesi gerektiğini, …’nin işleri hususunda davalı ile davacı arasında bir söz- leşme bulunduğunu kabul etmediklerini, kooperatifin tedavüllü ticaret sicil ve bakanlık kayıtları ile ticari defterleri incelendiğinde iddianın asılsız olduğunun anlaşılacağını, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından genel haciz yolu ile başlatılan icra takibi üzerine örnek 7 ödeme emrini alan davacı itirazda bulunduğunu ve hakkındaki icra takibinin durduğunu, itirazını müteakip 1 yıl içinde müvekkilince davacı hakkında itirazın iptali davası açılmadığından artık Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası yönünden davacıya karşı müvekkilince hiç bir takip işlemi yapılamadığını ve yapılamayacağını, bu sebeple davacının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası için menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığını, davacının istirdat istemini kabul etmemekle beraber, mahkemece davacının istirdat edebileceği bir miktar bulunduğuna karar verilecek olması halinde davacının istirdat talebine yönelik zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının, kendisinin alacaklı, …’ın ise borçlu olduğu bu senetle davalı şirkete …’nin villaların bir kısım işlerinden doğan borcunu ödediği iddiasının doğru olmadığını, davalı şirketin, bu senedi davacıdan değil … Şti.’nden ciro ile aldığını, dolayısıyla söz konusu bu senetle davacı, davalı şirkete herhangi bir borç ödemesinde bulunmuş olarak kabul edilemeyeceğini, söz konusu bu senetle eğer davalı şirkete bir ödeme yapan var ise onun; … Şti. Olduğunu, davacı olmadığını, davacının işbu senetle ilgili iddiasının somut gerçeğe aykırı olduğunu, söz konusu bu 3 adet icra takibinde davalı şirket de borçlu konumunda olup, takip alacaklısı olan … Şti.’ne her 3 takip borcunu da müvekkili şirkete ödediğini, … Şti.’nden olan alacağına karşılık bu 3 adet takip konusu senet bedellerini tahsil edemediği gibi kendi ciroladığı kişi olan … Ltd.Şti.ne ödeyen müvekkilinin, rücu belgesi alarak elbette ki kendinden önceki ciranta ve keşidecilere karşı bir rücu takibi başlatma hakkına sahip olup bu hakkını Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile kullandığını, davacının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E, … E, … E sayılı takiplere konu bonoların, müvekkili şirketçe ödendikten sonra davacıya iade edileceğini iddia etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı müvekkili şirket, hem bu 3 adet bonodan kaynaklı alacağını tahsil edememiş hem de ciro ettiği kendi alacaklısına karşı takip giderleri ile birlikte ödemede bulunmak zorunda kaldığını, dolayısıyla müvekkili şirketin, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E, … E, … E sayılı takiplere konu bonolarla ilgili alacağını halen dahi tahsil edemediğini, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından genel haciz yolu ile başlatılan icra takibi üzerine örnek 7 ödeme emrini alan davacının itirazda bulunduğunu ve hakkındaki icra takibi durduğunu, davadaki tüm talepler bakımından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, arabuluculuğun sadece menfi tespit ve istirdat hususunda yapıldığını ancak davacının alacak talebinde de bulunduğunu, davacının alacak talebi yönünden zorunlu dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini beyan ederek, haksız davanın reddine, davacının %20 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili; davacının dava dışı kişilere yönelik iddiaları ve delilleri bulunduğu da dikkate alındığında; işbu davada husumet eksikliği bulunduğunu, tarafı bulunmadıkları iddialara ve deliller yönünden husumet itirazında bulunduklarını, davalı ile dava dışı bir takım kişiler arasındaki organik bağ iddiasını kabul etmediklerini, kaldı ki onca senet ve çek söz konusu iken davacının, hayatın olağan akışı prensibi gereği bunları bir temel ilişki akdine bağlamamış olması karşısında davacının delil olarak dayandığı kambiyo senetleri, adi senetler ve taşınmaz kayıtlarının işbu dava ile ilgisi olmadığını, bilakis herbir senedi verdiği kişiye başkaca sebeplerle borcu bulunduğunu, davacı tarafın, taraflarına fazla ödeme yapması durumu söz konusu olmadığını, davacının, her ne kadar dava konusu takibin dosyaları için fazla ödeme yaptığı iddiasında ise de, bu iddiasını kesin delillerle ispatlamak zorunda olduğunu, lakin bu iddianın doğru olmadığını, davacı kooperatifin ticari defter ve kayıtları üzerinde detaylıca bilirkişi incelemesi yaptırıldığında bu iddianın doğru olmadığının da sübuta ereceğini, ayrıca müvekkilini imzasının bulunduğunun iddia edildiği tüm belge, evrak, bono ve çeklerde müvekkil imzası yönünden imza incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini, davadaki tüm talepler bakımından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının her ne kadar işbu yeni açtığı davanın, mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmişse de; tarafları ve yargılama aşamaları farklı olan davaların birleştirilmesine muvafakatlarının olmadığını savunmuştur.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …, …, …-…-… ve … esas sayılı takip dosyası, Ankara … İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı takip dosyası, davacının ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Asıl dava ve birleşen dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Davacı yan açmış olduğu asıl ve birleşen dava ile menfi tespit ve istirdat talebinde bulunmuş ancak dilekçe içeriğinden hangi takipteki hangi alacak sebebiyle ne tutar için menfi tespit, hangi takipteki alacak sebebiyle ödenen ne tutar için istirdat talep edildiği takibe konu edilmeyen hangi senetler sebebiyle menfi tespit talep edildiği hususları anlaşılmamıştır. Bu sebeple davacıya asıl davada tensip zaptı 6 nolu ara kararı ile birleşen davada tensip zaptı 5 nolu ara kararı ile açıklama yapmak üzere kesin süre verilmiştir. Ancak davacı tarafça istenilen hususta açık ve net bir beyanda bulunulmamıştır. Dilekçe içeriğinin yorumlanması sonucunda davanın Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespiti ve bu dosya kapsamında istirdat talebine ilişkin olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Talep üzerine Ankara Batı İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen 21/02/2022 tarihli cevabi yazıda; dava konusu icra dosyasında alacaklı vekiline ait haricen tahsil beyanı bulunduğu, bu beyana göre takip dosyasına konu alacak ve ferilerinin dava dışı … tarafından ödendiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada, davalı vekili tarafından 17/02/2022 tarihli duruşmada, dava konusu borcun haricen tahsil edildiği ve davanın konusuz kaldığı bildirilmiş, Ankara Batı İcra Müdürlüğüne yazılan cevapta, dosyaya ödeme yapılmadığı, dosya borcunun dava dışı … tarafından ödendiği, dosyanın haricen tahsil edildiğine ilişkin alacaklı vekilinin beyan dilekçesinin olduğu görülmüştür.
Bu itibarla, davanın Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti ile istirdat talebine ilişkin olduğu, dosya borcunun dava dışı … tarafından ödendiği, bu suretle de davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ödemenin davacı tarafça yapılmamış olması sebebiyle davacının istirdat talebinin değerlendirilmesine yer olmadığına, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği gelinen aşama itibariyle ispatlanamadığından ve dosya borcu dava dışı takip borçlusu tarafından ödendiğinden tarafların haklılık durumu gözetilerek yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 85,39TL harç ile 2.100,53TL tamamlama harcından mahsubu ile artan 2.105,22TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 6 uyarınca 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78TL harçtan mahsubu ile artan 90,08TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 6 uyarınca 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/05/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı