Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/801 E. 2023/660 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/801 Esas – 2023/660
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/801 Esas
KARAR NO : 2023/660

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
K. YAZIM TARİHİ: 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili şirkete verilen teklif üzerine taraflar arasında 16.11.2020 tarihinde mal satım sözleşmesi yapıldığını, davalı tarafından sunulan teklif faturasının müvekkili tarafından onaylandığını, müvekkili şirket yöneticisi … ve davalı şirket temsilcileri … ve … tarafından imzalandığını, sözleşmeye göre davalının 1800 adet 900 mm kat kapısı satine … marka (1350TL) 180 takım 900 mm kabin kapısı satine … (2300 TL) malları müvekkili şirkete teslim borcu altına girdiğini, bahsi geçen malların çeşitli tarihlerde 500 er kapı şeklinde verilmesinin kararlaştırıldığını, bu teslim tarihlerine ilişkin yazılı bir sözleşme olmamasına rağmen davalı şirket yöneticilerinin ikrarını içerir birçok delil ve tanık olduğunu, Sözleşmeye göre alıcı taraf olan müvekkili şirketin borcunun satış bedelini ödemek olduğunu, müvekkilinin bu borca istinaden toplam 2.050.000 TL bedelli çekleri, 20.000 USD nakit parayı ve … plakalı aracın devrini davalı tarafa verdiğini, bununla birlikte müvekkilinin davalı tarafa … … ilçesinde bulunan bir adet daireyi kalan borcun tamamına karşılık olarak ifa için sunmasına rağmen davalının bu ifayı kabul etmediğini, müvekkili şirket tarafından üzerine düşen edimlerin eksiksiz olarak hatta fazlasıyla yerine getirildiğini, fakat davalının sözleşmenin kurulmasından hemen sonra dahi sözleşmeye sadık kalmadığını, davalı tarafın hem çok az miktarda kapıyı teslim ettiğini hem de teslim edilen ürünlerin hemen hepsinin ayıplı olduğunu, müvekkili şirket tarafından bu ayıpların derhal davalı şirkete bildirildiğini, ancak ayıplı malların tamiri, değişimi ve iadesinin halen sağlanmadığını, ayıplara ve ayıp bildirimine ilişkin olarak delillerin olduğunu, Müvekkili şirketin, davalı şirketin göndermeyi taahhüt ettiği kapıları alamadığı için başka firmalardan ürün alarak satmak zorunda kaldığını, başka firmalardan aldığı ürünler ile davalı şirketle yaptığı anlaşama fiyatları arasında büyük farkların olduğunu, müvekkili şirketin ticari faaliyetlerine devam etmek amacıyla bu zararlara katlandığını, ayrıca davalı şirketin gönderdiği ve müvekkili şirket tarafından yurt dışına ihraç edilen malların montajı sonrasında ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, bu nedenle müvekkili şirketin yurt dışına ihraç ettiği birçok ürünün parasını tahsil edemediğini, davalı şirketin sözleşmeye uymaması ve gecikme nedeniyle müvekkilinin zararının devam ettiğini, davalıya göndermiş oldukları 16.06.2021 tarihli Kayseri … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamede özetle sözleşmeye sadık kalmalarını aksi halde yasal haklarını kullanacaklarını ihtaren bildirdiklerini, davalı tarafça 05.07.2021 tarihinde gönderilen Ankara … Noterliğinin … yevmiye numaralı cevap ihtarnamesinde iddia ettikleri hususların birçoğunun davalı tarafından kabul edildiğini, Davalı tarafın cevap ihtarnamesinde temerrüte düştüklerini iddia ettiğini, fakat davalı tarafından verdikleri aracın devrinin alınıp başkasına verildiğini, verilen çeklerin üçüncü şahıslar ve bankalara verildiğini, karşılığında nakit para alındığını, davalı tarafın çekleri ve paraları iade etmediğini, sözleşme borcunu yerine getirmediğini, davalı tarafından artan fiyatlar bahane edilerek sözleşmeye sadık kalınmadığını beyanla; müvekkili tarafından 16.11.2020 tarihli satış sözleşmesi ile satın alınan ürünlerin tamamının müvekkiline aynen teslimine, aynen ifanın mümkün olmaması halinde ise teslim borcu altında olunan ürünlerin güncel rayiç bedeli 290.000,00 TL’nin işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, ifanın gecikmesinden doğan zararların tazmini için şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın cevap dilekçesinde taraflar arasında olan sözleşme ilişkisini kabul ettiğini, bu durumun taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olmadığını, Müvekkili şirketin davalı tarafından gönderilen ayıplı malları süresi içerisinde davalı şirkete bildirdiğini, ayıplı malları kabul etmeyerek iade ettiğini, bu ayıp ihbarının … görüşmelerinde ve davalıya gönderilen fotoğraflarda mevcut olduğunu, davalı tarafın, müvekkilinin 2.050.000 TL çek verdiğini, 1.305.920 TL nakit borcu olduğunu iddia ettiğini, fakat taraflar arasında böyle bir anlaşmanın olmadığını, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete 2.050.000 TL bedelli çekler verdiğini, müvekkili tarafından … plakalı aracında davalıya verildiğini, ayrıca müvekkili tarafından verilen 20.000 doların da davalı şirket tarafından kabul edildiğini, davalının müvekkili şirket tarafından ifa için sunulan araç ve daireyi kabul etmediğini, bunların yerine çek talep ettiğini, müvekkili şirketinde kendisine verilen teslim vaatlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle ifadan haklı olarak kaçındığını, Müvekkili tarafından davalı şirkete verilen çeklerin müvekkilinin alacaklı olduğu şirkete ait çekler olduğunu, müvekkiline ait olmayan müşteri çekleri olduğunu, bu çeklerin birçoğunun ödenmiş olduğunu, karşılıksız çıkan çeklerin müvekkili tarafından ödeneceğini, müvekkili şirketin çeklerde cirosu bulunduğunu, Müvekkili şirkete çek teslimi olmadığını, karakolda tek taraflı tutulan tutanağın müvekkili açısından bağlayıcılığı olmadığını, Müvekkili şirketin karşılıksız çıkan çekleri ödemek istediğini, ancak davalı tarafın çeklerin bedelini aldıktan sonra çekleri bedelsiz iade edildiği ve teslim tutanağı alınamadı gibi suçlamalara maruz kalmamak adına ve malların hala teslim olmaması nedeniyle bu ödemeleri yapmaktan kaçındıklarını, müvekkili şirketin bu çeklerin bedelini ödemeye hazır olduğunu, bunlara rağmen müvekkili şirketin parasını ödediği malları teslim alamadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, noter ihtarnameleri, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, davacı şirket kayıtları üzerinde talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 22/04/2022 tarihli rapor, davalı şirket kayıtları üzerinde mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 14/11/2022 tarihli rapor ve 23/01/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesine konu ürünlerin aynen teslimine, mümkün olmaması halinde ürünlerin rayiç bedelinin ödenmesi ile gecikmiş ifaden doğan zararların tazmini talebine ilişkindir.
Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/09/2021 tarih …-… E-K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla davacı şirket defterleri üzerinde talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya sunulan 22/04/2022 tarihli raporda özetle; Davacı … Şirketinin defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde, … Şti.nden 1.071.411,57.-TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Talimat yoluyla alınan bilirkişi raporu, celp edilen BA-BS formları ve davalı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya kazandırılan 14/11/2022 tarihli raporda özetle; Davacının davalıdan 07.10.2021 dava tarihi itibariyle 317.148,05 TL alacaklı olduğu, talebe bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 290.000,00 TL talep edebileceği, davacının söz konusu tutarı dava tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede ticari temerrüt faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraf vekillerince rapora itiraz edilmesi üzerine, mahkememizce dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelenerek tarafların sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirip getirmedikleri ve taraf itirazlarının değerlendirilmesi bakımından dosyaya bir adet sözleşme hukuku konusunda uzman eklenerek dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen 23/01/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; Taraflar arasında imza altına alınan 16.11.2020 tarihli teklif formu hukuken bir öneri niteliğinde olup karşı taraf aksi kanaat göstermeyip kabul edip imza altına alması nedeniyle de gerçek bir sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğurmak üzere kurulmuş olduğunu, takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere kurulan bu sözleşme neticesinde ise dosyaya sunulan tüm belgeler incelendiğinde sözleşmede yer alan edimleri her iki tarafın da gereği gibi ifa etmediği, Davacının, davalıdan 07.10.2021 dava tarihi itibariyle 317.148,05 TL alacaklı olduğu, talebe bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 290.000,00 TL talep edebileceği, davacının söz konusu tutarı dava tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede ticari temerrüt faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile denetlenebilir bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında 16.11.2020 tarihli olan ve dosyada da mübrez olan teklif formu taraflarca imza altına alınmıştır. Bu teklifte “ adedi 1.350,00 TL den 1800 adet 900MM Kat kapısı satine TKM ile tanesi 2.300,00 TL den 180 adet 900MM kabin kapısı satine TKM olmak üzere 2.884.000,00 TL +611.9200 TL KDV olmak üzere toplam 3.355.920,00 TL bedelli” sözleşme önerilmiş, ardından davalı tarafın kabulü ile sözleşme kurulmuştur. Nitekim bu hususta taraflar arasında da bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesi içeriğinde bir kısım kapıların teslim edildiğini ancak ayıplı olduğunu beyan etmişse de, davasının dayanağını ayıba dayandırmadığı, ayıba ilişkin dava hakkını saklı tuttuğunu beyan ettiğinden ve davasını sözleşme kapsamında edimin yerine getirilmesi ve uğranılan zararların tazminine dayandırdığından ayıp konusunda mahkememizce araştırma yapılmamıştır.
Mahkememizce sözleşme olarak kabul edilen ve ihtilaf bulunmayan bu teklif formunda yine ”ödemesi alınmayan ürünler sevk edilmeyecektir” ibaresi bulunmaktadır.
Bu itibarla davacının sözleşme kapsamındaki edimini ifa edip etmediğine ilişkin yapılan incelemede; davacı taraf, 20.000 USD nakit para, araç devri ve 2.150.000 TL bedelli çekler verdiğini ileri sürmüştür. Davalı tarafından iddia edilen bu hususlara ilişkin olarak sadece çek teslim alındığı kabul edilmiş, bir adet çekin iade edildiği diğer çeklerin de karşılıksız çıktığından tahsil edilemediği belirtilmiş, nakit para ve araç devri hususu ise kabul edilmemiştir.
Araç devri hususunda mahkememizce yapılan araştırmada davacı tarafından bildirilen … plaka sayılı aracın devirlerini gösterir kayıtlar dosyamız arasına alınmış, davacı tarafından davalıya 31/12/2020 tarihinde devredildiği belirtilmişse de, davalının araç devrinin söz konusu ticari ilişkiden kaynaklanmadığını beyan etmesi karşısında bu devrin kapı teslimi konusunda yapılıp yapılıp yapılmadığını yazılı delillerle ispat edilemediği kabul edilmiştir.
20.000 USD nakit para ödendiğine ilişkin yazılı bir delil sunulmaması ve davalının bu hususu inkar etmesi karşısında bu ödemenin de davacı tarafından ispatlanamadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Toplam bedeli 2.150.000 TL olan çeklerin davalı tarafından sunulan görüntülerinde karşılıksız çıktıkları ve tahsil edilemedikleri anlaşıldığından davacının bu ödemesini de ispat edemediği anlaşılmıştır.
Hal böyle iken, davacının ”ödemesi alınmayan ürünler sevk edilmeyecektir” açık sözleşme hükmüne rağmen edimlerini yerine getirmediği, edimlerini yerine getirmediğini ispat edememesi karşısında uğradığı sözleşmeden kaynaklı kapıların aynen teslimini ve uğradığı zararların tazminini talep edemeyeceği, uğranılan zararına ilişkin de dosya kapsamına herhangi bir delil sunmadığı da gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.123,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.943,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.295,59 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 45.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/06/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza