Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2021/754 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/799 Esas – 2021/754
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/799 Esas
KARAR NO : 2021/754

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :1-
2-
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/10/2021
KARAR TARİHİ:07/10/2021
K. YAZIM TARİHİ:22/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili Kooperatifin, Ankara … Noterliği’nce düzenlenen 15.10.2004 tarih ve … yevmiye no’lu Ana Sözleşme ile …’nün 15/10/2004 tarih ve 297 sayılı izni ile kurulduğunu, bakanlık izninin ana sözleşmeye işlendiğini, 27.07.2005 tarihinde müvekkili kooperatifin, Maliye Hazinesi adına İmar ve İskan Bakanlığı izafeten- T.C Ziraat Bankası …Şubesi ile 775 sayılı Gecekondu Kanunu gereğince Borçlanma Sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden … İli – … İlçesi – … Köyü … ada … (ifraz sonrası … ada …parsel) parseldeki taşınmazın, 775 sayılı yasa gereği müvekkili Kooperatife tahsis edildiğini ve taşınmaz üzerine, hazine adına Ziraat Bankası …Şubesi lehine 29.07.2005 tarih ve …yevmiye no’su ile 1.dereceden 285.905,00-TL. Miktarlı(285.905-YTL) ipotek tesis edildiğini, bahsi geçen Borçlanma Sözleşmesinin “İmar ve İskan Bakanlığı’na izafeten TC Ziraat Bankası Polatlı Şubesi “ ile imzalanmış ise de 775 sayılı Gecekondu Kanununda yapılan 5609 Sayılı Kanun değişikliği ile İmar ve İskan Bakanlığı yerine muhatap Toplu Konut İdaresi Başkanlığı olduğunu, belgelerde taşınmaz …Tapu Sicil Müd.’de kayıtlı görünse de, dava tarihi itibariye taşınmazın … Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olduğunu, müvekkili Kooperatifin, 775 sayılı kanuna göre tahsis edilen arsa bedelini ( borçlanma sözleşmesindeki tutarın tamamını ) ödemiş olmasına rağmen, müvekkilinin 23.08.2021 tarihli 3 sayılı “Kooperatife tahsis edilen … ada …parselin arsa borcu hakkında” konulu yazısı ile TOKİ’den borç bilgisi sorulduğunu, bunun üzerine 26.08.2021 tarihinde TOKİ tarafından müvekkiline gönderilen yazıda 244.727,00-TL borcun bulunduğu bilgisi verildiğini, müvekkilinin 27.05.2005 tarihli borçlanma sözleşmesinden kaynaklanan borcunu toplam 211.780,00TL ödeyerek 17.12.2019 tarihinde borcunun tamamını kapattığını, davalıların, borçlanma sözleşmesinde tespit edilen ve müvekkili tarafından tamamı ödenen bedel haricinde müvekkilinden ayrıca bir bedel talep etmesinin mümkün olmadığını, ayrıca davalıların müvekkilinden ana para borcu dışında başka bir ad altında (gecikme faizi vs gibi) yasaya ve yönetmeliklere aykırı başkaca bir tutarı talep etmesinin de mümkün olmadığını, davalı idarenin taksitlerde gecikme olduğunu ifade etmiş ve 244.727,00-TL gibi bir borcun bulunduğunu bildirmiş ise de, bu borç miktarının kabulünün mümkün olmadığını, hesaplama yöntemini açıklamayan/ açıklayamayan TOKİ, Bayındırlık Bakanlığının ve buna bağlı olarak tahsilata yetkili Ziraat Bankası tarafından yayınlanan genelgeye aykırı hesaplamalar yapılarak müvekkili kooperatiften fazla bedel talep ettiğini, halen de bu yanlış hesaplama nedeni ile müvekkili kooperatiften alacak talebinde bulunduğunu, borçlanma sözleşmesinin 1.maddesi incelendiğinde görüleceği üzere, ödenecek taksitlerin vade tarihleri açık bir şekilde belirtilmediğini, borcun muaccel hale gelmediğini, temerrüt koşullarının oluşmadığını, ayrıca, davalılarca yapılan hesaplamaların T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü’nün, 21.02.2006/1032 ve 06.07.2006/4683 sayılı yazısı gereğince TC Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü Bireysel Krediler Daire Başkanlığı’nın 28.07.2006 tarih ve 115437-728 Mutabakat Numarası ile hazırlamış olduğu genelgeye de aykırı yapıldığını, tüm bu nedenlerle müvekkili Kooperatifin davalı idareye 244.727,00-TL borçlu olmadığının tespitine, müvekkili adına tahsis edilmiş taşınmazlar üzerindeki ipoteğin fekkine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :Dava, davacı kooperatifin 775 sayılı Gecekondu Kanunu gereğince Maliye Hazinesi adına Toplu Konut İdaresi Başkanlığına izafeten davalı Ziraat Bankası ile imzalanan borçlanma sözleşmesi kapsamında kooperatife taşınmaz tahsis edildiği sözleşme kapsamında borcun ödendiği iddiasıyla borcun olmadığının tespiti ve sözleşmeye göre davacıya tahsis edilen ipoteğin fekki talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6. bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun’un 1. maddesinde kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tarif edilmiştir. Maddede kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın “ticari nitelikte bir ortaklık” olduğu yönünde bir açıklama ve belirleme yapılmamıştır. Maddedeki tariften anlaşılacağı üzere kooperatiflerde amaç, diğer ticaret şirketlerinden farklı olarak kazanç elde etmek ve bunu ortakları arasında paylaşmak olmayıp, ortakların ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak ve gidermektir. Kooperatifler, kâr zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu tanıma göre kooperatiflerin tacir kabul edilip tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutmak mümkün değildir. 6102 sayılı TTK’nın 124/1. maddesinde “kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Benzer hükümler, 6762 sayılı eski TTK’da da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamasında kooperatifler tacir olarak kabul edilmemiştir.
Ankara Bam 13.Hukuk Dairesi 2020/856 Esas; 2020/847 Karar sayılı örnek ilamı ;”…Dosya kapsamından, davacının davasında kooperatif üyeliğine dayanmadığı gibi, davalı kooperatifinde üyesi olmadığı ve tacir de olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında kooperatif üyelik ilişkisi bulunmadığından taraflar arasında Kooperatifler Kanununun uygulanması ile çözülecek bir ihtilafın bulunmaması nedeniyle uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.”
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile ilgili yapılan değerlendirmede;Toplu Konut İdaresi (TOKİ) 5018 sayılı Kamu Yönetimi Mali Kontrol Kanunu’nda I sayılı listede üçüncü sırada genel bütçe kapsamında kamu idareleri arasında gösterilen Başbakanlığa bağlı bir kuruluştur. 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ek 1. maddede de TOKİ’nin Başbakanlığa bağlı ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olduğu belirtilmiştir. Bu Kanun’da TOKİ’nin görevleri, gelir ve giderleri gösterilmiş olup, sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsü olduğuna dair düzenlemeye de yer verilmediği gibi ek 3. maddede Toplu Konut İdaresi personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu Hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiştir. 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ek listede kamu iktisadi teşebbüsleri sayılmış olup bunlar arasında TOKİ bulunmamaktadır. Bu kurallar karşısında kamu idaresi olan Başbakanlığa bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olarak faaliyet gösteren TOKİ’nin iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulmuş olmadığı ve tacir sıfatı bulunmadığı açıktır. ( Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2016/3374 Esas;2016/4324 Karar sayılı ilamı )
Dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.07/10/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍