Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/763 E. 2022/327 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/763 Esas – 2022/327
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/763
KARAR NO : 2022/327
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Kooperatif Üyeliği Bulunmadığının Tesbiti
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 05/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı …’ya ait olmayan kat mülkiyeti tapulu olarak mülk sahibi …’a ait … Mah. …. Cad. …. Etap … Sitesi No:… … adresindeki … ada … parselde bulunan taşınmazı kooperatif hisse devri olmaksızın 30.06.2011 tarihinde tapudan devraldığını, devraldığı taşınmaz sebebiyle davalı kooperatife üye olmamasına rağmen üyelik borçlarının tarafına yükletildiğini, 1163 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince koaperatif üyeliğine girmeye yönelik bir iradesi olmadığı gibi yazılı veya sözlü bir başvuruda da bulunmadığını, karşılıklı sözleşme yapmadığını, kooperatife üyelik senedi düzenlemediğini, bu nedenle kooperatif tarafından kendisinden istenen paraların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, örnek verilen Yargıtay kararının da kendisini doğruladığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının E-Devlet sitesinden yaptığı sorgulamada da kaydının bulunmadığı uyarısı ile karşılaştığını belirterek, açıklanan nedenlerle, …’ya üyeliği bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının gerçeğe aykırı haksız bir talep olduğunu, davacı …’ın 15.07.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliğe kabul edildiğini, tüm genel kurullara davet edildiğini, genel kurul toplantılarına katıldığını, kooperatif faaliyetlerinin diğer üyeler gibi davacıya da bildirildiğini, davacının kooperatif faaliyetlerine kimi zaman katıldığını, üye olduğundan bu yana kooperatife yönelik yükümlülüklerinin büyük bir kısmını da yerine getirdiğini, 15.07.2011 tarihinden bu yana üyeliğinin devam ettiğini belirterek, yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imza e-imza

DELİLLER :Davalı kooperatife ait ticaret sicil özeti bilgisi, kooperatife ait tüm genel kurul toplantı tutanakları, tapu kaydı, 10/02/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davacının kooperatif üyeliğinin bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacının kooperatife üye oluğ olmadığın ile üye ise usulüne uygun üye yapılıp yapılmadığın tespiti bakımından kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yapılması için bilirkişi tayin edilmiş, bilirkişi 10/02/2022 tarihli bilirkişi raporunu dosyaya kazandırmıştır.
Davacı, tapudan konut aldığı ve ortaklık talebinin bulunmadığı gerekçesi ile ortak olmadığının tespitini isterken, davalı idare davacının ortaklığa kabul edildiği yönetim kurulu kararı olduğunu, genel kurul toplantılarına katıldığını, yedek yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini ve aidat ödemeleri yaptığını gündeme getirerek davanın reddini istemektedir.
Dosya incelemesinden ve kooperatifteki belgelerden tespit edildiği üzere, davacı, 2011 yılında kooperatif ortağından tapudan konut almış, alıcı ve satıcı olarak taraflar kooperatif yönetimine müracaat ederek üyeliğin de devri talebinde bulunmamışlardır.
Bilindiği üzere 1163 sayılı yasanın 14 ncü maddesi gereğince ortaklık devredilebilir. Ancak kooperatif anasözleşmesinin 17 nci maddesi gereğince ortaklığın devri, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle yapılabilir. Konutun ortak adına tapu tescilinden sonra üçüncü kişilere satılması (konutun devri) ortaklığın da devri anlamına gelmemekte, yani konut kooperatiflerinde konutun devri üyeliğin devrini de içermemektedir.
Bununla birlikte davacı, tapudan konut satın aldıktan sonra, tüm genel kurul toplantılarına davet edilmiş ve hazırun cetvellerinde ismine yer verilmiş, ortak olma yönünde yazılı talepte bulunmasa da, zımnen ortaklığı kabullenerek, ortak olmadığı yönünde hiçbir itirazda bulunmamış, 2012 yılından beri on yıl süresince genel kurullarda kararlaştırılan tüm aidatları ödemiş, hatta bazı genel kurul toplantılarına katılmış, 08.01.2012 tarihli genel kurul toplantısında denetim kurulu yedek üyeliğine, 13.12.2015 tarihli genel kurul toplantısında ise yedek yönetim/tasfiye kurulu üyeliğine seçilmiştir. Kooperatif ortağı olmayan birinin denetim kurulu üyeliğine seçilmesi mümkün olmakla birlikte, yönetim kurulu asil ve yedek üyeliğine seçilmesi mümkün değildir.
Davacı, kooperatif tarafından kendisinden istenen paraların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerken istenen bir paradan, bir miktardan bahsetmemekte, kooperatifin talebiyle ilgili dosyaya bir belge sunmamakta, sadece on yıllık bu sürecin sonunda ortak olmadığının tespitini talep etmektedir.
Anasözleşmenin 14 ncü ve 17 nci maddeleri gereğince ortak olmak isteyen veya ortaklık devralmak isteyenlerin yazılı olarak yönetim kuruluna başvurmaları gerekmekte ve yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabul veya devir gerçekleşmektedir. Ancak yerleşik Yargıtay kararları gereğince, “yönetim kurulunun ortaklığa kabul kararı olmasa bile, kooperatifin o kişiye ait giriş aidatını kabul ettiği, bunu ihtiyaçlarında kullandığı, o kişiyi genel kurul toplantılarına çağırdığı, o kişinin de yıllarca genel kurullara gidip, kooperatifin faaliyetlerine katıldığı sabit olursa bu kişinin kooperatifçe ortaklığa zımnen kabul edildiğinin benimsenmesi gerekir” (Y. 11. HD, 27.04.1998 – E.1458/K.2827, Orhan Nuri ÇEVİK, Kooperatifler Kanunu, Seçkin Yayınları 2003, sh. 134).
Yukarıda sunulan kararın, ortak olduğunu iddia eden bir kişinin ortak olmadığı savunmasına karşı verilen bir karar olduğu anılaşılmaktadır. Mefhumu muhalifi ile bu durum ortak olmadığını iddia eden ortak için de geçerlidir. Yani bir kişi, genel kurullara davet edilmiş ve uzun süre itiraz etmeyip toplantılara katılmışsa, hazırun cetvellerinde ismine yer verilmiş ve toplantılara katılarak imzalamışsa, genel kurullarda kararlaştırılan aidatları itiraz etmeyip ödemişse, bu nedenlerle ismi ortaklar defterine yazılmış ve yine itiraz etmemişse, şahsa ortak sıfatıyla yazılar gönderilmiş, ödemede bulunması istenmiş ve şahıs itiraz
e-imza e-imza

etmeyerek yazıları kabul etmiş ve ödemeleri yapmışsa zımnen ortak olduğunu kabul ettiği anlamına gelmektedir.
Tüm bu hususların tamamı davacı için geçerli olup, konut satın alması sonrası hiçbir itirazda bulunmayarak kooperatifin yazılarını kabullenmiş, genel kurul toplantılarına iştirak ederek faaliyetlere katılmış, itliraz etmeyerek aidat ödemelerini yapmıştır. Bu itibarla davacının ortak olduğu ve ortaklığının devam ettiği sonucuna ulaşılmış, kooperatife üyeliğinin bulunmadığını talep ettiği davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunana Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza