Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/753 E. 2022/311 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/753 Esas – 2022/311
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/753 Esas
KARAR NO : 2022/311
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 07/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin … şasi nolu … plakalı aracı, 11/03/2021 tarihinde … Noterliği’nin … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile satın aldığını, aynı gün müvekkili şirket yetkilisi … tarafından ayıplı aracın … A.Ş.’ye götürülerek, araca ait hasar tespiti yapılması amacıyla full paket hizmet paketi satın alındığını, akabinde müvekkili şirket yetkilisine verilen ekspertiz raporunda araca ilişkin herhangi bir ayıp, hata, arıza kaydı ve hasar kaydı olmadığını belirtildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin de, satıcı davalı … tarafından hiç bir ayıp bildirilmemesi ve davalı … şirketi tarafından verilen ekspertiz raporunda da incelenmesine rağmen bildirilmemesine istinaden herhangi bir ayıp olmadığı inancıyla aracı satın almaya karar verdiğini, müvekkili şirket yetkilisinin, aracın satış işlemlerinden sonra araç ile … iline gelirken, araçta arızalar meydana geldiğini ve bunun üzerine 17/03/2021 tarihinde aracı servisine götürdüğünü, yapılan arıza giderim çalışmalarında toplam 4.944,20 TL’lik hasar tespiti yapılarak aracın tamir edildiğini, akabinde yine araçta sorunlar çıkması üzerine, 24/03/2021 tarihinde araç yeniden servise götürülmek zorunda kalındığını ve arıza giderim çalışmalarında toplam 11.980,00 TL’lik tamirat işlemi yapıldığını, bilindiği üzere, araçta bir ayıp çıktığı zaman araç sahibi ile ekspertiz raporunu veren eksperin sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve 30331 Resmi Gazete sayılı İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik hükümleri birlikte değerlendirildiğinde satıcı ile eksperin birlikte müteselsilen sorumlu olduğu sonucu sorumlu olduğu aşikar olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket alıcı sıfatıyla, aracın gizli ayıbından müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunan ekspertiz raporunu hatalı veya yanlış düzenleyen ekspere veya satıcıya, yahut her ikisine birden başvurabileceğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 227. maddesi ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. maddesinde alıcının seçimlik haklarına yer verildiğini, buna göre müvekkili şirket tarafından satın alınan aracın ayıplı olduğunu ihtaren bildirmek adına taraflarınca … Noterliğinin … Yevmiye numaralı ve 01.04.2021 tarihli ihtarnamesi davalılara gönderildiğini, davalılardan herhangi bir dönüş alınamadığını beyan ederek, davanın KABULÜ ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ayıp nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı zararın ( ödenen tamir bedelinin) şimdilik 100,00 TL’nin ihbar tarihi olan 05/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili; husumet, ayıp ihbar yükümlülüğü ve süresi, görev, zaman aşımı yönünden itirazlarını belirterek, araçta ortaya çıktığı öne sürülen arızalar nedeniyle yetkili olmayan servisler tarafından değiştirilen parçaları ve bu parça tutarlarını kabul etmediklerini, aracın arazi aracı olduğu (4×4 bir araç olduğu) normal kullanım süresi, uygunsuz kullanım, yapılan kilometre nedeniyle araçta aşınan parçaların olduğu gözetildiğinde buna bağlı olarak rutin olarak bakımlar nedeniyle değiştirilen parçalar olacağı da tartışmasız olduğunu, Kaldı ki bu husus ekspertiz raporunda açıkça yazılarak alıcı/satıcı bilgilendirilmiş ve aracın motor testi de müvekkili firma tarafından yapılmamış böyle bir hizmetin müvekkili firma tarafından verilmediğini, davacının diğer davalı satıcı …’den satın alacağı/aldığı aracı müvekkili … firmasına 11.03.2021 tarihinde getirdiğini ve burada ekspertiz hizmeti aldığını, müvekkili firma tarafından 11.03.2021 tarihinde verilen hizmetten sonra, aracın yaklaşık 20 – 25 gün süre ile kullanılmış akabinde müvekkili firmanın sorumlu olmadığı işlemlerden güncel raporda yer almayan hususlar nedeniyle sorumluluk yüklenmeye çalışıldığını, araç satın alındıktan sonra, güncel tarih niteliğini kaybetmiş bir eksper hizmeti olduğu için, artık bu raporun taraflar arasında geçerliliğinin de meçhul olduğunu, müvekkili firma tarafından yapılan eksper hizmeti periyodik bakım hizmeti olmayıp araçları bir bütün halinde incelemekte olduğunu, alıcıya aracın dyno testi yani motor testi 4×4 bir araç olması nedeniyle yapılamadığı eskpertiz raporunda açıkça belirtildiğini, bu haliyle davacı tarafından müvekkili tarafından bildirilmeyen bir durumun olmadığını, bu nedenle de özellikle aracın motoruna ilişkin olduğunu belirtilen arızalardan müvekkil firma sorumlu tutulamayacağını, araçta iddia olunan ve satıştan sonra gerçekleştiği belirtilen arızalar aracın motor parçaları ile alt aksam parçaları olduğunu, bu tip arızaların satıştan önce veya sonra oluşup oluşmadığının bilinmesi mümkün olmadığını, herhangi bir tespit olmadan satıştan 6 gün sonra ve 14 gün sonra motora ilişkin parçaların ve alt aksam parçalarının değiştirildiğinden bahsedildiğini, araçta motor testi yapılmadığını, verilmeyen hizmetin sorumluluğunun müvekkili firmaya yüklenemeyeceğini, ayrıca alt aksam parçaları dahil kayış takımlarının kontrol/değişim gerektiği ekspertiz belgesinde açıkça yazıldığını, Periyodik bakıma ilişkin aracın özellikleri, yaşı ve kullanım ömrü, süresi nedeniyle değişmesi/kontrol ettirilmesi gereken parçalar olduğu basiretli tacir davacı alıcıya bildirildiğini, bu haliyle müvekkili firma da satıcı/sağlayıcı sıfatı da bulunmayan bir hususta bildirdiği ayıplardan da sorumlu tutulamayacağını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından satın alınan araçta ortaya çıktığı iddia edilen gizli ayıptan kaynaklı tamir bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki davada; uyuşmazlık, davacı tarafıdan satın alınan araçta ortaya çıktığı iddia edilen gizli ayıptan kaynaklı tamir bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkememizce, ilgili ticaret sicil müdürlüğü ve vergi dairesi ile yapılan yazışma sonucunda davalı …’in tacir sıfatının bulunmadığı, buna göre dava tarihi itibariyle davalı …’in tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davaya konu aracın kullanım durumunun hususi olduğu, ticari olmadığı görülmüştür. Eldeki dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Her ne kadar davacı tarafça ticari kullanım için satın alındığı bildirilmişse de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı somut uyuşmazlığa bakma görevi genel mahkemeler olan Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … AŞ vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.31/03/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı