Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/752 E. 2021/697 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/752 Esas – 2021/697
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/752 Esas
KARAR NO : 2021/697

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:31/05/2021
KARAR TARİHİ:27/09/2021
K. YAZIM TARİHİ:05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Borçlu …’nin müvekkil şirketin güvenlik personeli olarak çalıştığını, borçlunun müvekkil şirkette çalışmaya başlamasından önce davalı bankadan tüketici kredisi kullandığı, ödeme sıkıntısı nedeni ile davalı tarafından borçlu hakkında Erzincan İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası ile takip ve neticeten haciz işlemi başlatıldığını, borçlunun beyanına göre müvekkil şirkette işe başladığı tarihe kadar hacze kabil malı olmaması nedeni ile borcun kendisi tarafından ödenmediğini, işe başladıktan sonra icra dosyasından kaynaklı borç için müvekkil şirkete maaş haczi yazısı gönderildiğini, müvekkil şirket tarafından borçlunun maaşından 1/4 oranında kesinti yapılarak icra dosyasına gönderildiğini, davacı müvekkil şirkete borçlu işçinin maaş haczinden ayrı olmak üzere borçlu işçinin tüm borçlarının icra dosyasına ödenmesi ihtarı içeren 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkil şirketin haciz ihbarnamelerinde belirtilen tutarı ödemek zorunda kalmaması ve bu nedenle zarara uğramaması için dava açılması gerektiğini, birinci ve ikinci haciz ihbarnamesinin şirket yetkilisi tarafından tebellüğ edilmemiş olmasına rağmen üçüncü haciz ihbarnamesi gelmesi durumunun kendilerinde kuşku uyandırdığını, yapılan araştırmada 1. ve 2. ihbarnamenin şirketin temizlik çalışanı tarafından alındığı ve şirket yetkililerine itiraz süresinden sonra haber verildiğinin tespit edildiğini, borçlu işçinin davacı müvekkil şirket nezdinde muaccel hale gelmiş ayni ya da nakdi likit herhangi bir hakkı, alacağı, tazminatı bulunmadığını, 3. haciz ihbarnamesinde belirtilen borca istinaden borçlu işçinin müvekkil davacı şirketten alacağının söz konusu olmadığını, böyle bir alacağın doğmadığını belirterek davacı müvekkil şirketin bizzat davalıya ödenmesi gereken bir borcunun olmadığının tespitine, icra dosyasının müvekkil şirket yönünden cebri icra işlemlerinin durdurulmasına, davalının haksız ve kötü niyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :Dava, İİK.’nun 89/3 maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
30.06.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesinin (k) ve (l) bentlerinde tüketici ve tüketici işleminin tarifi yapılmıştır. Buna göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Yine aynı Kanunun 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olay kapsamında yapılan değerlendirmede dava dışı Borçlu …’nin davacı şirkette güvenlik personeli olarak çalıştığı, borçlunun davacı şirkette çalışmaya başlamasından önce davalı bankadan tüketici kredisi kullandığı, ödeme sıkıntısı nedeni ile davalı tarafından borçlu hakkında Erzincan İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası ile takip ve neticeten haciz işlemi başlatıldığı olay da asıl tartışılması gereken temel ilişkinin ne olduğuna ilişkindir. İİK’nun 89. maddesi gereğince açılan menfi tespit davasında görev hususu, davalı alacaklı ile, 3. kişi konumunda bulunan ve dava dışı asıl borçluya borçlu olduğu iddia olunan davacı arasındaki borcun niteliğine göre değil; dava dışı asıl borçlu ile asıl borçludan alacaklı olduğunu ileri sürerek İİK’nun 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderen davalı alacaklı arasındaki borç ilişkisinin niteliğine göre belirlenir. Bu borç ilişkisinin niteliği ise ticari olmadığı, ihbarnamenin gönderildiği takip banka tarafından kullandırılan tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklı bir takiptir. Davanın dayanağı olan taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle dava dışı borçlunun 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketici sıfatını taşıması ve davalı ile dava dışı borçlu arasındaki işlemin 6502 sayılı Kanunun 3/1-l maddesi gereğince tüketici işlemi niteliğinde olması nedeniyle davaya bakma görevi 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerine aittir. (Emsal Yargıtay 19. HD 2019/1500 ESAS;2019/4799KARAR, KAYSERİ BAM 6.HD 2021/456ESAS;2021/586 KARAR) Görev, kamu düzenine ilişkin olup aynı zamanda dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nun 20.Maddesi gereğince verilen karar kesinleştikten sonra ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Ankara Batı 1.Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde HMK ‘nun 21. maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi (mercii tayini) için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince süresi içinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/09/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍