Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/751 E. 2022/286 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/751 Esas – 2022/286
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/751
KARAR NO : 2022/286
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu ve 12.07.2021 tarihli kooperatif genel kurulu toplantısında belirlenen 2021 Mart ayına ait 400,00TL, 2021 Nisan ayına ait 400,00TL, 2021 Mayıs ayına ait 300,00TL olmak üzere toplam 1.100,00TL kooperatif aidatını ödemediğini, bunun üzerine kendisine karşı Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazında ödeme emrine konu taşınmazı 2020 yılında şu anki sahibine devrettiğini, takibe konu ayların aidat borcunun tarafına ait olmasının mümkün olmadığını, alacaklı taraf ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını belirttiğini, müvekkilin takibe geçmesinin haksız ve kötü niyetli bir davranış olduğunu ileri sürdüğünü, davalının itirazının hukuki bir değeri bulunmadığını ve müvekkilinin, davalının daireyi sattığını haricen öğrendiğini, ne davalının kendilerine bu konuda beyanda bulunduğunu, ne de alan şahsın müvekkil ile bağlantı kurduğunu, Kooperatifler hukukunda konutunu satan bir ortağın, ortaklığımı devretmediği, herhangi bir nedenle ortaklıktan çıkmadığı veya çıkarılmadığı sürece ortaklığının devam ettiğini, tapudan dairenin mülkiyetini üzerine alan kişinin de kendiliğinden ortaklık sıfatını kazanamayacağını ve ortaklık sıfatının yönetim kurulunun kararı ile kazanılacağını, mahkeme önüne taşınan uyuşmazlıkta ne davalının üyelikten çıktığını ne de davalının dairesini sattığı kişinin ortak olmak için başvuruda bulunduğunu, müvekkili kooperatifin, hukuken gerekmediği halde 2013 yılında davalıdan bir taahhütname aldığını, davalının bu taahhütname ile, “…teslim almış olduğum meskeni, gerek kooperatif hissesi olarak gerekse tapuda işlem yaparak üçüncü bir kişiye sattığında veya devir ettiğinde alıcı kişi ile birlikte kooperatif yönetimine giderek bilgi verip, bundan sonrası için konutu
e-imza e-imza

devir ettiğim kişinin de tıpkı benim gibi gereken taahhüdü vermesini temin edeceğim. Her ne kadar tapusunu alıp da komutu sattığım kişiyi üye yaparak taahhütname verdiremez isem üyeliğim ve kooperatife olan sorumluluğum devam edecektir…” şeklinde taahhütte bulunduğunu ve taahhütname ile taahhüt ettiklerini gerçekleştirmediğini, davalının itirazımda haksız olduğunu, alacağın belirlenebilir nitelikte olduğunu ve haksız itirazı ile yasal süreci uzattığını belirterek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini, takibin devamına karar verilmesine, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; TMK md. 2 gereğince herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğunu, müvekkilin Kırşehir’de herkes tarafından tanınan saygın bir … olduğunu, iyi niyetle kooperatifteki dairesinin 2020 yılında tapudan devrini gerçekleştirdiğini, Kooperatif tarafından herhangi bir şekilde satış yapıldığında tüm sorumluluklar ve yükümlülüklerin devam ettiğine dair beyanda bulunulmadığını, böyle bir durum söz konusu ise müvekkilinin sorumluluklarını yerine getirmeye hazır olduğunu, belirtilen taahhütnamenin son kısmında 05.06.2013 el yazılı tarihin müvekkile ait olmadığını, adli tıp kurumundan yapılacak inceleme ile bunun anlaşılacağını, müvekkilinin taahhütnamedeki tarihten haberinin olmadığını, davacının haksız olarak alacağı olduğunu iddia ettiğini ileri sürmüş, sonuç olarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Kooperatife ait ticaret sicil özeti bilgileri, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 10/02/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kooperatif aidat borcundan dolayı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı kooperatif tarafından davalı aleyhine Ankara Batı İcra Dajresinin … esas sayılı takip dosyasında aidat bedeli olarak toplam 1.100,00TL’lik ilamsız takip başlatıldığı, icra takibine davalının, 16.08.2021 kayıt tarihli yazı ile; ödeme emrine konu taşınmazın 2020 yılında şu anki sahibine devredildiği, istenen aidat borcunun tarafına ait olmasının mümkün olmadığı, alacaklı tarafla hiçbir bağlantısının bulunmadığı gerekçesi ile dosyanın tamamına itiraz etmesi üzerine 17.08.2021 tarihinde takip durdurulduğu ve daha sonra 24.09.2021 tarihinde itirazın iptali istemi ile iş bu dava açıldığı hususları tartışmasızdır.
Davacı kooperatif, davalı aleyhine, aidat borçları için, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatmış, davalı ise, kooperatiften edindiği konutu 2020 yılında sattığı ve bu nedenle kooperatife borcu olmadığı gerekçesi ile itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur. Dayacı, davalının ortaklığı devam ettiği gerekçesi ile itirazın iptalini istemekte, davalı ise konutunu sattığı gerekçesi ile borcu bulunmadığını ileri sürmektedir.
Dosya incelemesinden anlaşıldığı ve tarafların kabulünde olduğu üzere, davalının kooperatifin ortağı olarak kooperatif vasıtası ile konut edindiği konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Yine tarafların kabulünde olduğu üzere davalı, konutunu, 2020 yılında üçüncü bir şahsa satmıştır, ihtilaf, davalının kooperatiften edindiği konutu tapudan üçüncü kişiye satması nedeniyle, satış sonrası kooperatif aidatlarının kim tarafından ödeneceği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere 1163 sayılı yasanın 14 ncü maddesi gereğince ortaklık devredilebilir. Ancak kooperatif anasözleşmesinin 17 nci maddesi gereğince ortaklığın devri, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle yapılabilir. Konutun ortak adına tapu tescilinden sonra üçüncü kişilere tapudan devri ortaklığın da devri anlamına gelmemekte, konutu adına tescil edilen ortağın tapu devri suretiyle konutunu üçüncü bir şahsa satması halinde kooperatifteki
e-imza e-imza

ortaklığı devam etmekte, konutu tapu devri suretiyle edinen şahis, satın almakla ortaklık sıfatını kazanmamakta, bu durumda hakkında anasözleşme hükümleri uygulanamamaktadır.
Kooperatife haber verilmeden yapılan devirlerde yasal olarak eski ortağın ortaklığı ve anasözleşmeden kaynaklanan sorumluluğu devam etmektedir. Bu durumda devraları kişiden sadece Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre yapılması gereken ödemeler istenebilir ki, Yargıtay’ın konuyla ilgili kararları da bu yöndedir. Davalı konutunu satmakla birlikte ortaklığın devri yapılmadığından ortaklıktan doğan sorumluluğu devam etmektedir.
Yönetim kurulunun … tarihli, … nolu toplantısında alınan karardan anlaşıldığı üzere talep edilen aidat kat mülkiyeti ile ilgili değil, kooperatif tüzel kişiliği ile ilgilidir. Anasözleşme ve tüzel kişilikten kaynaklanan bu ödemeler ancak ortaklardan talep edilebilir.
Davacı tarafın sunduğu belgelerden anlaşılacağı üzere, ortaklar adıma tapu tescili sırasında ortaklardan taahhütname alınmış, davalı bu taahhütnameye de uygun hareket etmemiştir. Kaldı ki, davacı vekilinin dava dilekçesinde beyan ettiği üzere böyle bir taahhütname almak hukuken gerekli değildir. Yani kooperatiflerle ilgili yasal düzenlemelere göre gerekmediği halde bahse konu taahhütname alınmıştır.
Diğer taraftan davalı vekili, kooperatif tarafından herhangi bir şekilde satış yapıldığında tüm sorumlulukların ve yükümlülüklerin devam ettiğine dair beyanda bulunulmadığını, böyle bir durum söz konusu ise müvekkilinin sorumluluklarını yerine getirmeye hazır olduğunu iddia etmektedir. Yasal düzenlemelerin kooperatif yönetimine yüklediği böyle bir sorumluluk, yani satış yapıldığında sorumluluğun devam ettiğinin bildirilmesi gibi beyanda bulunma yükümlülüğü yoktur.
Tasfiye kararı alınmış olmakla birlikte kooperatifin tüzel kişiliği ve ortakların sorumluluğu devam etmektedir. Yapı kooperatiflerinde konutun devri ortaklığın (üyeliğin) devrini de içermediğinden ve yasal düzenlemelere uygun olarak ortaklık devri gerçekleşmediğinden davalının ortaklığı ve sorumluluğu devam etmekte, genel kurul kararı gereğince 1.100,00TL borcu bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi raporu değerlendirildiğinde; Konut yapı kooperatiflerinde konutun devri üyeliğin devrini de içermediğinden, kooperatif vasıtası ile edinmiş olduğu konutunu tapudan üçüncü bir kişiye devreden davalının davacı kooperatif üyeliğinin halen devam ettiği ve anasözleşme hükümlerine uygun olarak kararlaştırılan ve iptal edilmediği için kesinleşen aidatları ödemekle yükümlü olduğu, taleple bağlı kalımarak davalmın, davacı kooperatife 1.100,00TL aidat anapara borcunun bulunduğu, alacak likit ve öngörülebilir olduğundan icra inkar tazminatı talebinin haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; Ankara Batı İcra Müdürlüğününün … esas sayılı takip dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
Asıl alacak olan 1.100,00TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 59,30TL peşin harç, 59,30TL başvurma harcı ve 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 127,10TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
e-imza e-imza

4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 1.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 56,00TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 856,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.24/03/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza