Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/747 E. 2022/1127 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/747 Esas – 2022/1127
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/747 Esas
KARAR NO : 2022/1127

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı tarafla makine alımı için anlaştığını, alınacak makinelerin parası da davalının hesabına havale olarak gönderildiğini, davalı borçlunun müvekkil şirkete teslim etmesi gereken makineleri teslim etmediğini ve makine bedellerini de müvekkili şirkete iade etmediğini, bu sebeple davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ve davalı şirketçe haksız olarak icra takibine itiraz edildiğini belirterek … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla başlatılan ve borçlunun itirazı üzerine duruna takibin devamı ve haksız olarak yapılmış itirazın iptali ve takip miktarını %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin herhangi bir hak kaybına uğramaması için zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet itirazında bulunduklarını, ayrıca davacı tarafın şahıs olmasından dolayı görev itirazında bulunduklarını, davacı tarafın göndermiş olduğu paranın mal alımına ilişkin olduğu iddiasında olmasına rağmen gerçekte davacı tarafından gönderilen paranın mal alımına ilişkin değil müvekkili şirkete olan borcunun ödemesi olduğunu, yani davacının müvekkili Şirkete borçlu olduğunu ve iş bu dava konusu paranın bu borcun ödenmesi için davacı tarafından müvekkili şirkete gönderildiğini, davacı tarafından sunulan dekontta herhangi bir açıklama bulunmaması ve davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmaması da iddialarını kanıtlar nitelikte olduğunu, davacı tarafından gönderilen paranın açıklama kısmında herhangi bir açıklama yer almamasından dolayı iş bu davanın reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların BA-BS formları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi 05/09/2022 tarihli raporu ile özetle; Davacı … ’nin … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı … Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 20.09.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten 55.983,50 TL alacaklı olduğu, davacı … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinde davalı şirket aleyhinde 14.973,00 USD tutarında ilamsız icra takibi başlatmış olduğu dikkate alınarak, davacı tarafından 16.01.2018 tarihinde yapılan 55.983,50 TL ödemenin, TCMB kurları dikkate alınarak aynı tarihteki USD karşılığı (55.983,50 TL / 3,7717 TL/USD) 14.843,04 USD olduğu bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, makine alımından kaynaklı havale edildiği iddia edilen paranın teslimin gerçekleşmediği iddiası ile iadesine yönelik başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asıl tartışılması gereken husus ispat yükünün kimin üzerinde olduğu hususudur.Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiği gibi, usul hukukunun en önemli konularından biri olan ispat yükü kuralı, HMK’nın 190. maddesinde de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, davaya konu uyuşmazlıkta bir satım ilişkisinde davalı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davacı taraf ise yaptığı ödemenin davaya konu satıma ilişkin olduğunu usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
2019 yılına ait BA-BS formlarını göndermiştir. Söz konusu formların tetkikinden davalı ve davacı arasında herhangi bir ticari alım ve satımın beyan edilmediği anlaşılmıştır.
Davalı … Şti.’nin 2018 ve 2019 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; davacı … tarafından 16.01.2018 tarihinde 55.983,50’TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından yapılan bu ödemenin “…” hesabına kaydedilmiş olduğu, daha sonra bu tutarın 31.12.2019 tarihinde “Virman” açıklamasıyla kapatıldığı, yapılan bu tespitler çerçevesinde davacı …’nin … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 20.09.2019 tarihi itibariyle davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre davacı … Şti.’ne 55.983,50 TL tutarında borçlu olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı bu ticari ilişkiyi kabul etmese de, davacının dosyaya sunduğu havale dekont açıklamasında “beton santral ön ödemesi” açıklaması ile havale yapıldığı nitekim davalının kendi defterlerine göre davacı ile davalı arasında alım satım akdini destekler şekilde ayrı bir hesabın açıldığı, bu hesap çerçevesinde İş bu kapsamda davalı defterlerine göre sipariş avans ödemesi adı altında ödeme alındığı daha sonra virmandan düşüldüğü gözetilerek taraflar arasında kurulan ticari ilişki çerçevesinde ödemenin yapıldığının davalı ticari defterleri ile davacının ispatladığından ispat yükünün artık davalıda olduğu bu kapsamda mal teslimini davalının ispat etmesi gerekmektedir. Davalının davacıya mal teslim ettiğini uygun delillerle ispatlaması gerektiğinden teslime ilişkin ispat yükünü davalının yerine getirmediğinden havale edilen bedelin iadesi talebinde davacının haklılığı davalının ticari defterleri ile ispatlandığından Davalının … İcra Dairesinin … esas sayılı takibe itirazının 14.843,04 USD üzerinden (dava tarihi itibari ile 1USD= 7,1560001336 TL üzerinden 106.216,796 TL) iptali ile takibin devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Davalının … İcra Dairesinin … esas sayılı takibe itirazının 14.843,04 USD üzerinden iptali ile takibin devamına, Fazlaya dair istemin reddine,
2-14.843,04 USD’nin icra takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 7.255,67 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.399,96TL harcın mahsubu ile bakiye 5.855,71 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.086,75 TL’sinin davalıdan, 9,52 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.399,96TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.467,76TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 82,05TL tebligat ve posta gideri olarak sarf edilen yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 81,33 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından 600,00TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen yargılama giderinden davanın red oranına göre hesap edilen 5,21 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 16.932,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 929,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/11/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.