Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/746 E. 2022/920 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/746 Esas – 2022/920
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/746 Esas
KARAR NO : 2022/920

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :

VEKİLİ :
DAVALI :

VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
K. YAZIM TARİHİ : 31/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.12.2020 tarihli … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanarak, … Şti ile … Şti. Ünvanlı şirketlerin … Şti. Bünyesinde tüm aktif ve pasifi ile birleşmesi sebebiyle davada davacının … Şti. olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bir alım satım ilişkisi gerçekleşmiş olup söz konusu ilişkide davalının asli edim yükümlülüğü olan para borcunu ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkil şirketin, davalı şirketin talebi doğrultusunda fatura konusu ürünleri teslim etiğini ve faturasını kesip teslimata ilişkin tutanak ve faturanın davalı şirketçe kabul edildiğini, faturaya itiraz edilmediğini, davacıya ödeme yapılmadığını, müvekkili ile davalı şirket arasında kurulmuş olan satış ilişkisi gereği davalı şirketin talebi doğrultusunda, … tarihinde müvekkili şirket tarafından davalı şirkete, davalı nam ve hesabına, 49540 kg siyah sac malzemenin kamyona yüklenerek şoför tarafından davalıya teslim edildiğini, söz konusu ürünlerin teslimatına ilişkin şoföre teslim tutanağı teslim edilip imza altına alındığını, davalı şirket teslimatı gerçekleştirilen iş bu ürün karşılığında beklenen ticari faydayı sağlamadığını, söz konusu satışa ilişkin … no’lu, …tarihli, 6.529,18-USD tutarındaki faturanın davacı tarafından tanzim edilerek davalıya iletildiğini, herhangi bir itirazda bulunulmadığını, faturayı kabul ettiğini, ancak ödeme yapmadığını, ilgili faturanın ödenmesine ilişkin ihtarnameye itiraz edilmediğini, davalının faturayı içerikleri ile birlikte kabul ettiği anlamına geldiğini, dava konusu faturanın ödenmemiş olması sebebi ile davalıya karşı … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin, davalının haksız itirazı neticesinde durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, takip konusu alacağın likit alacak olduğundan ve takibe borçlu tarafından haksız itiraz edildiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle borçlunun … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini, davalının, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davaya ilişkin olarak zamanaşımı, hak düşürücü süreler ve diğer dava şartları da göz önünde bulundurularak söz konusu davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, karşı tarafça talepleri doğrultusunda fatura karşılığı … tarihinde 49.540 kg siyah sac malzemenin kamyona yüklenerek taraflarına teslim edildiğinin belirtildiğini, ancak taraflarınca herhangi bir ürün teslim alınmadığını, bu sebeple de karşı tarafın ürün teslim edildiği ve karşılığında ödeme yapılmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın, zamanaşımı defi, hak düşürücü süreler ve dava şartları göz önüne alınarak usulen reddine, aksi takdirde müvekkili aleyhine açılan haksız davanın – davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilerek-esastan reddine, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılarak müvekkili davalı lehine karşı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, BA-BS formları, vergi kayıtları, tarafların ticaret sicil kayıtları ile ticari defter ve belgeleri, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde;
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine … tarihli ödeme emri ile 6.529,19 USD asıl alacak ve 481,95 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.011,13 USD alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 21/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 26/04/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 02/06/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Taraflara ait ticari defterlerin karşılaştırılması neticesinde de;
Davacı defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucu talimat mahkemesince (Kdz. Ereğli … AHM …/… Tal.) alınan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı işletme … Şti’nin Ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı işletmeden 36.112,88.-TL(otuz altı bin yüz on iki tl. seksen kr.) alacaklı olduğunun gözüktüğü, dava konusu faturaya ait davalı işletmenin ödeme yaptığına dair bilgiye ulaşılamadığı, davacı ve davalı iki işletmenin …/2018 dönemine ait alış ve satışlarını beyan etmek için verdikleri Form BA ve Form BS beyannamelerindeki beyan ettikleri adet ve tutarların aynı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davalı ticari defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucu dosyaya kazandırılan 30/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı işletme … Şti.’nin Ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı işletmeye 36.958,88.-TL(otuz altı bin dokuz yüz elli sekiz tl. seksen kr. ) boçlu olduğunun gözüktüğü, davalı şirketin dava konusu … numaralı davacın işletmenin satış faturasını kayıtlarına aldığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı alacağa dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Tarafların 2019 ve 2020 yılı BA/BS formlarının karşılaştırılması neticesinde ise; tarafların bu kayıtlarının da uyumlu olduğu, Yargıtay 19.HD 2016/7490 esas, 2017/2932 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine karine teşkil ettiği, ve aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Yine dosya kapsamında sunulu bulunan sevk irsaliyesinin teslim alan kısmının imzalı olduğu, davalı tarafın sevk irsaliyesine ilişkin herhangi bir itiraz sunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla da taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Yine davacının bu faturaya ilişkin davalıya ihtarname gönderdiği ve bu suretle temerrüde düşürdüğü anlaşıldığından bu tarihten itibaren icra takibine konu ettiği işlemiş faiz yönünden detakibin devamına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar, taraf ticari defterleri ve BA/BS formları, HMK’nın 222. Maddesi ve belirtilen Yargıtay kararları ışığında tüm ödemeler düşüldükten sonra davanın kabulüne ve takibin devamına, alacağın kaynağının fatura olduğu gözetilerek %20 icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Dava konusu alacak likit nitelikte olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 si olan 1.305,84 USD (fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 7.887,98 TL harçtan peşin alınan 738,76 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.149,22‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 738,76 TL peşin harç ve 8,50 TL olmak üzere toplam 806,56‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.650,00 TL bilirkişi ücreti ve 284,65 TL posta ve tebligat ücretinden oluşan toplam 1.934,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/10/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza