Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/741 E. 2021/1055 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/741 Esas – 2021/1055
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/741 Esas
KARAR NO : 2021/1055
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
K. YAZIM TARİHİ: 29/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;müvekkili tarafından davalı …ne sirkülason pompaları bakımı ve tamiri hizmeti verildiğini, buna dayalı olarak 19/03/2021 tarih … fatura numaralı 4.195,56 TL ile 19/03/2021 tarih … fatura numarası ile 5.244,44 TL bedelli faturaların keşide edildiğini, davalı site yönetimi tarafından kabul edilen fatura karşılığı bedellerin ödenmediği için Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine haksız olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davacıdan alındığı iddia olunan hizmetin tüketicisi olup, mahkememizin işbu uyuşmazlığın çözümünde görevsiz olduğunu, davacı yanın icra dosyasına dayanak belge olarak sunduğu faturanın bir hizmet karşılığı olarak düzenlenmiş olduğu anlaşıldığını, açıklama olarak ‘sirkülasyon pompaları bakım ve tamiri’ olarak yer alan ibareden davacının Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında hizmet sağlayıcı olarak kabul edileceğini, 6502 Sayılı Kanun’un 3/ı maddesinin ‘Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi..’ şeklinde tanımlandığını, davacının şahsi olarak tacir sıfatını haiz olmasının, işlemi, tüketici işlemi olmaktan çıkarmadığını, bu nedenle işbu uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemelerinin değil tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın öncelikle görevsizlik nedeni ile reddi gerektiğini, davacı yanın iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte; icra dosyasına sunulan faturaların gerçekten sunulan bir hizmetin karşılığı olmadığını, müvekkilinin davacıdan böyle bir hizmet almadığını ve dolayısıyla davacı lehine bir alacağın da doğmadığını, davacının, işbu davada alacaklı olduğunu kanıtlamak zorunda olduğunu, davanın esastan da reddi gerektiğini, davacı yanın varlığını iddia ettiği alacağın likit olmayıp, gerçek olduğu ispat edilse dahi aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmolunmasının mümkün olmadığını, davacı yanın icra inkar tazminatına yönelik taleplerinin de reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle reddine, aksi kanaat oluşması halinde davanın esastan reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı düzenlenen faturaya yönelik başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1 maddesi ile, “Sağlayıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Dava, ticari olarak hareket etmeyen davalının yönetimindeki taşınmazda davacı tarafından sirkülasyon pompaları bakımı ve tamir hizmeti yapımından kaynaklandığı buradaki temel ilişkinin tüketici işlemi sayılması gerektiğinden mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Neticede yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ile davalı arasındaki ilişkide davacının tüketici olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan işlemin de bir tüketici işlemi olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.23/12/2021

Katip Hakim
e-imzalıdır. e-imzalıdır.