Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/727 E. 2023/572 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/727 Esas – 2023/572
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/727 Esas
KARAR NO : 2023/572

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2021
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
K. YAZIM TARİHİ: 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mühendislik şirketi olarak kendi ürettiği malzemeleri/parçaları, yanı sıra müşterilerine dövme/ışıl işlem//makine parçaları hizmeti verdiğini, davalının ise kendi adına işlettiği işletmesinde talaşlı imalat hizmeti sunduğunu, müvekkilinin müşterilerinin taleplerine göre ürettiği ya da müşterisine dövme/ışıl işlem hizmeti vermek için aldığı malzemeyi/parçayı talaşlı imalat hizmeti almak üzere davalıya gönderdiğini, bu hizmet karşılığı davalıya 72.720,53 TL ödediğini, ancak davalıya gönderilen malzemelerden bir daha haber alınamadığını, bunun üzerine davalı aleyhine Ankara Batı lcra Müdürlünün … E. sayılı icra takibi başlatıldığını, ancak davalının mesnetsiz ve kötü niyetle borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ticari defterlerine kayıtlı olmayan tek taraflı olarak hazırlamış olduğu cari hesap ekstresinin taraflar arasında ticari ilişki olduğunu ispatlama niteliğine haiz olmadığını, taraflar arasında ticari ilişki olmadığı gibi taraflarca yapılan herhangi bir yazılı anlaşma da bulunmadığını, davacının takibe konu ettiği belgenin dayanaklarının ispatını yapamadığı gibi böyle bir alacağının olmadığı bilinciyle söz konusu takibi başlatmakla kötü niyetli olduğunun açık olduğunu, ticari ilişkinin varlığı bir an kabul edilse bile davacının bu iddiasını davanın değeri sebebiyle senetle ispat etmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine, alacaklının haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara … ASCM nin … esas sayılı dava dosyası, ticaret sicil kayıtları, … Vergi Dairesinin 29/09/2021 tarih … sayılı cevabi yazısı, tarafların ticari defter ve kayıtları, BA-BS formları, yemin teklifi, 09/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 29.09.2021 tarihli cevabi yazısı ile, davalı …’nın 11.06.2020 tarihi itibariyle Metal İşleyen Takım Tezgahlarının Parça ve Aksesuarlarının imalatı (alet tutacakları ve kendinden açılan pafta kafaları iş tutacakları, ayırıcı kafalar ve takım tezgahları için diğer özel aksesuarlar hariç) faaliyetine başladığı, 2020 yılı beyanının İşletme Hesabı esasına göre ticari kazanç kapsamında verildiği” bildirilmiştir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) aleyhine 23/08/2021 tarihli ödeme emri ile cari hesaptan kaynaklanan 72.720,53TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 25/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 25/08/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 22/09/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği cari hesaptan kaynaklanan toplam 72.720,53TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Tarafların uyuşmazlık dönemini kapsayan BA-BS formları ilgili vergi dairelerinden celp edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla dosyaya kazandırılan 09/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamı ve tarafların kayıtlarının incelenmesi neticesinde, Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyasına göre, Alacaklı … A.Ş. 22.08.2021 tarihli ilamsız takiplerde ödeme emri ile borçlu …’dan cari hesap ekstresine istinaden 72.720,53 TL asıl alacağını, alacağın tahsili tarihine kadar faizi ile birlikte talep ettiği, Davacının 2020-2021 yılları kayıtlarına göre, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 67.005,53 TL tutarında avans hesabından kaynaklı bakiye alacağının bulunduğu, davalının ticari kayıtlarının İşletme Hesabı Esasına göre tutulduğu, yani defterlerin İşletme defteri olduğu, bu defterlerden de taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisinin tespit edilemediği, nihai olarak dosya kapsamı ve davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan icra takip tarihi (23.09.2021) itibariyle 67.005,53 TL alacaklı olduğu, icra takibindeki talebinin ise 72.720,53 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı taraf, talaşlı imalat hizmeti yapması için davalıya malzemeler gönderdiğini ancak hizmet yerine getirilmediği gibi, malzemelerinin iade edilmediğini iddia ederek malzemelerin bedelini talep etmekte, davalı taraf ise hukuki ilişkiyi ve iddiaları reddetmiştir.
Dava konusu alacak, cari hesap alacağına dayanmaktadır. Cari hesap düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Cari hesap ekstresi düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davalının söz konusu ticari ilişkiyi reddettiği, davalının ticari defterlerinde ve tarafların vergi dairesi bildirim formlarında ticari ilişkiye yönelik bir delil bulunmadığı, davacı ticari defterlerinde davacının alacağının bulunmasının tek başına bu hususu ispatlayamayacağı anlaşılmıştır. Davacı taraf ticari ilişkiyi bu aşamada ispat edemediği gibi davalıya dava konusu malları teslim ettiğine ilişkin de herhangi bir delil sunmamıştır.
Hal böyle iken, davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı görülmüş, davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davacı yan yemin deliline başvurmuş ve yemin metnini dosyaya sunmuştur. Yemin metni usulüne uygun olarak meşruhatlı davetiye ile davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı yana yemin teklifinde bulunulmasına ve usulüne uygun olarak davalı yana tebligat yapılmasına rağmen davalı duruşmaya katılmamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebliğ edilen ihtara göre davalı tarafça HMK 229. Maddesi gereğince yemin konusu edilen vakıalar ikrar edilmiş sayılmıştır.
Davacı tarafça yemin teklif edilen ve mahkememizce de uygun görülen yemin metni şu şekildedir;
‘Talaşlı İmalat hizmeti vermek üzere davacıdan aldığım ve talaşlı imalat sonrası kendisine teslim etmek üzere uhdemde bulunan davacıya ait malzemeleri aldığıma, bu hizmete ilişkin ödemenin tarafıma yapıldığına ancak çeşitli sebeplerden dolayı uhdemde bulunan malzemeleri geri göndermediğime/iade etmediğime erefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.”
Yukarıda açıklanan gerekçeler ve HMK 229.maddesi gereğince davalı tarafça dava konusu alacağı oluşturan davacıya ait malzemeleri aldığı ve bu malzemeleri iade etmediğine dair hususlar ikrar edilmiş sayıldığından davacının davasının ispat ettiği dava konusu alacağı nedeniyle başlattığı icra takibine yönelik itirazın iptaline ve alacak belirli olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalı tarafın yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-72.720,53 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 4.967,53 TL harçtan peşin alınan 878,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.089,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 878,29TL peşin harç olmak üzere toplam 946,09 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 128,40TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 700,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan yargılama giderinin, davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 11.635,28 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/05/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza