Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/715 E. 2022/1044 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/715 Esas – 2022/1044
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/715 Esas
KARAR NO : 2022/1044

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ: 08/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun, müvekkili şirketten takip konusu fatura içeriğinde belirtilen nitelik ve miktarda ürün satın aldığını ancak bedelini ödemediğini, bu alacaklarının tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca, yetkiye, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine 25/06/2019 tarihinde takibin durdurulduğunu ve taraflarının talepleriyle icra dosyasının yetkili Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esasına kayden gönderildiğini, Ankara Batı İcra Müdürlüğünce gönderilen 05/07/2019 tarihli ödeme emrine de davalı yanca itiraz edilmesi üzerine takibin 11/10/2019 tarihinde durdurulduğunu beyan ederek, itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, iş bu davayı bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açtığı, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, faiz oranının da yasaya aykırı olması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, davacının tek taraflı düzenlediği ve davaya konu ettiği kapalı faturada talep ettiği borcu, sunulan fatura dışında kayıtlarına konu edip etmediği, faturanın teslim alan kısımlarında imza olup olmadığı, bu faturanın davalı şirkete tebliğ edilip edilmediği ve süresinde bir itiraz yapılıp yapılmadığı hususlarının incelenmesi gerektiğini ve tüm bunların ispat yükümlülüğünün davacı şirkete ait olduğunu beyan ederek, davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, … Kargo firmasının 08/02/2022 havale tarihli cevabi yazısı, 02/03/2022 ve 04/09/2022 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 10/06/2019 tarihinde … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasıyla 10.500,00 TL asıl alacak, 1.047,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.547,38 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı yanca borca, yetkiye, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurularak, dosyanın yetkili Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esasına kayden gönderildiği, Ankara Batı İcra Müdürlüğünce düzenlenen 05/07/2019 tarihli ödeme emrinin 15/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 11/10/2019 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturadan kaynaklanan toplam 10.500,00 TL alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davacı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya kazandırılan 02/03/2022 tarihli raporda özetle; Davacı taraf … Şti’nin 2018-2019 yıllarına ait yasal defteri olan Yevmiye Defteri ve Defteri Kebir defterlerinin 6102 sayılı TTK nu 64/3 maddesine ve V.U.K 220-221-222 Maddelerine göre açılış tasdikinin zamanında yapılmış olduğu yevmiye defterlerinin ”kapanış tasdikinin” yapılmadığı, Davacı şirketin 2018 ve 2019 yıllarına ait yasal defter kayıtlarına göre icra takibi ve dava konusu 07.05.2018 tarihli 10.500,00 TL tutarındaki faturanın yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, icra takip tarihi itibari ile davacı şirketin, davalı taraf … Şti’den 10.557,00 TL alacaklı olduğu, icra takibine ve davaya konu olan 07.05.2018 tarihli 10.500,00 TL tutarındaki fatura için davacı tarafın bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden 29.09.2021 tarihinde, … Vergi Dairesinden 28.09.2021 tarihinde gelen cevap müzekkereleri ekindeki BA-BS formlarına göre birbirleri ile uyumlu olarak, davacı tarafın davalı tarafa KDV hariç 9.722,00 TL mal veya hizmet sattığının, davalı tarafın da davacı taraftan KDV hariç 9.722,00 TL mal veya hizmet alışı yapmış olduğunun kayıtlı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davalı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 04/09/2022 tarihli raporda özetle; Davacı Şirketin Ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 02/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre;
– Davacı şirketin 2018 yılı Yevmiye ve Kebir Defterlerinin açılış onaylarının yapıldığı, Yevmiye defterinin kapanış onayının yapılmadığı, Envanter defterinin açılış onayına ilişkin bir tespitin ise yapılmadığı, bu şekilde davacı şirketin tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64/lll ve HMK 222.maddelerine göre tutulmadığı,
– Davacı ticari defterlerinde davalı adına düzenlenen, takip ve davaya konu edilen 10.500,00.-TL tutarındaki faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 31.12.2018 tarihi itibariyle davacı ticari defterlerinde davalı şirketin 10.557,00.-TL borç bakiyesinin kayıtlı olduğu,
Davalı şirketin 2018 yılı Yevmiye, Kebir ve Envanter defterlerinin açılış onaylarının yapıldığı, Yevmiye defterinin kapanış onayının ise yapılmadığı, Davalı 2018 yılı ticari defterlerinin 31.03.2018 tarihine kadar yazılı olduğu/tutulduğu, bu şekilde davalı şirketin tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64/IlI ve HMK 222.maddelerine göre tutulmadığı, Davalı şirketin 2018 yılı ticari defterlerinin 31/03/2018 tarihine kadar yazılı olduğu/tutulduğu, Davacı tarafından takip ve davaya konu edilen 10.500,00.-TL Faturanın ise 07.05.2018 tarihinde düzenlendiği, davacı tarafından takip ve davaya konu edilen 07.05.2018 tarihli 10.500,00.-TL faturanın davalı kayıtlarında yer aldığına ilişkin, bir tespitin yapılamadığı, dosya kapsamında yer alan tarafların Ba ve Bs formları üzerinde yapılan incelemede, davalı adına düzenlenen, takip ve davaya konu edilen KDV hariç 9.772,00.-TL (KDV dahil 10.500,00.-TL ) Faturanın 2018 yılında; Davacı tarafından Bs formu ile KDV hariç 9.772,00.-TL yine Davalı Şirketin Ba formu KDV hariç 9.772,00.-TL olmak üzere aynı tutarda ilgili vergi dairesine bildirdikleri, bu şekilde tarafların takip ve davaya konu edilen 10.500,00.-TL tutarındaki faturayı kayıtlarına aldıkları yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporlarında tespiti yapıldığı gibi taraf ticari defterleri usulüne uygun tutulmadığından ve bu nedenle HMK 222.maddesi gereğince delil vasfında olmadığından hükme esas alınmamıştır.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Davalı taraf dosya kapsamında aradaki ticari ilişkiyi inkar etmemiş, icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde aralarında alışveriş bulunduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Tarafların 2018 yılı BA/BS formlarının karşılaştırılması neticesinde ise; tarafların bu kayıtlarının da uyumlu olduğu, tarafların takip ve davaya konu edilen 10.500,00.-TL tutarındaki faturayı kayıtlarına aldıkları, Yargıtay … HD … esas, … karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine karine teşkil ettiği, ve aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Bu itibarla da taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır. Davalı taraf ise bu kanıtlanan husus karşısında ödeme yaptığına ilişkin herhangi bir delil ileri sürmemiş, cevap dilekçesinde yemin deliline de dayanmamıştır.
Davacı taraf her ne kadar fatura tarihinden itibaren yasal faiz talep etmişse de ve icra takibine işlemiş faiz üzerinden girişmişse de; Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Ve devamı maddeleri gereğince faiz alacaklının faiz talebinde bulunabilmesi için borçlunun temerrüde düşmüş olması gerekmektedir. TBK 117. Maddesi gereğince borcun ödeneceği gün belirli değilse borçlu alacaklının ihtariyle temerrüde düşer. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesinin 2-3-4 ve 5. Fıkralarında yer alan;
(2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir” düzenlemesi gereğince alacaklı tarafından herhangi bir ihtar çekilmese bile borçlu, sözleşmede belirtilen ödeme tarihinde, ödeme tarihi belli değilse faturanın veya faturada belirtilen mal veya hizmetin alındığı tarihten itibaren 30 günlük sürenin sonunda mütemerrit sayılır. Dava konusu somut olayda borcun ödeneceği gün taraflarca belirlenmediği gibi takip tarihinden önce borçluya gönderilmiş bir ihtar da bulunmamaktadır. Ayrıca faturanın borçlu tarafından alındığı tarih de belirli değildir. Hal böyle iken; davacı tarafın temerrüde düşürmesinden bahsedilemeyeceği için işlemiş faiz talebi yersiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar, HMK’nın 222. maddesi ve belirtilen Yargıtay kararları ışığında tüm davanın kabulüne ve takibin işlemiş faiz olmaksızın 10.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine ve alacağın faturaya dayalı olması gözetilerek icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE : Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinde yaptığı itirazın iptali ile takibin işlemiş faiz olmaksızın 10.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-10.500,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 717,25TL karar ve ilam harcından peşin alınan 121,58TL harcın mahsubu ile bakiye 595,67TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul red oranına göre hesap edilen 1.200,27 TL’sinin davalıdan, 119,73 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 121,58TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 189,38TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.500,00TL bilirkişi ücreti, 329,70TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.829,70TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.663,74TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.047,38TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/11/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza