Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/711 E. 2022/1061 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/711 Esas – 2022/1061
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/711 Esas
KARAR NO : 2022/1061

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 3-
4-
5-
VEKİLİ :
DAVALI : 6-
VEKİLİ :
DAVALI : 7-
VEKİLİ :
DAVALI : 8-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 9-
10-
11-
12-
13-
14-
15-
TASFİYE MEMURU :
16-
TASFİYE MEMURU:

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021

Birleşen Mahkememizin …-… E-K. Sayılı Dava Dosyası

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı işçi … tarafından Ankara Batı … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile Belediye aleyhine dava açıldığı, davada dava dışı işçinin 1996/2018 yılları arasında çalıştığı belirtilerek, ödenmeyen işçilik alacaklarının davalı belediye ile davalı şirketlerden tahsilinin talep edildiği, davanın kabulüne dair verilen kararın Ankara … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe konulması üzerine icra dosyasına davacı belediye tarafından toplam 154.625,54-TL ödendiği, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38. maddesinde, davalı şirketlerin dava dışı personelin işçilik alacaklarından sorumlu olduğu hususunun düzenlendiği, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ancak anlaşma sağlanamadığı belirtilerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, dava dışı işçi … için ödenen 154.625,54-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ve 6183 sayılı Kanuna göre hesaplanacak faizi ile birlikte davalıların sorumluluk oranları belirlenmek suretiyle rucüen tahsiline karar verilmesi iddia ve talep edilmiştir.
Birleşen dava davacı vekili ;dava dışı işçi … tarafından Ankara Batı … İş Mahkemesinin … E -… K sayılı ilamına istinaden, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında 154.625,54 TL’nin belediye tarafından icra tehdidi altında ödendiğini, müvekkili belediye tarafından dava dışı işçiye yapılan ödemenin kamu zararına sebebiyet vermemesi amacıyla Başkanlık Olur’u düzenlendiğini ve Başkanlık Olur’una istinaden hizmet alım ihaleleri kapsamında dava dışı işçiyi çalıştırdığı belirtilen ticaret unvanları yazılı şirketlerden bu bedeli tahsili amacıyla Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı rücuen tazminat istemli dava açıldığını, … esas sayılı dava dosyasında mahkemece kendilerine ek dava açmak için süre verildiğini, Mahkemece, müvekkili belediye işçilik alacaklarından “üst işveren” olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşsa da gerçekte işveren sıfatı “dava dışı personeli istihdam ettikleri sürelerle sınırlı olmak üzere” davalı şirkete ait olduğunu, bu hususun davalı şirkete imzalanan Hizmet Alımları Tip Sözleşmesi,Teknik Şartname ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin ilgili maddesinde açıkça düzenlenmiş olduğunu, Kamu İhale Mevzuatı, Yargıtay kararları ve temel hukuk prensipleri çerçevesinde dava dışı işçinin işçilik alacaklarından esasen istihdam ettikleri sürelerle sınırlı olmak üzere- davalı şirketin sorumlu olduğunu, davalı şirketlerden müvekkili belediye tarafından ödenen 154.625,54 TL’nin şimdilik 100,00 TL bakımından Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Hizmet Alım Sözleşme ve Şartname hükümlerine uygun olarak ödeme tarihinden itibaren işleyecek ve 6183 Sayılı Kanun’a göre hesaplanacak faizi ile birlikte tahsili gerektiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, hizmet alım sözleşme ve şartname hükümleri doğrultusunda 154.625,54 TL ‘nin şimdilik 100,00 TL’si bakımından ödeme tarihinden işleyecek faizleri ile birlikte ve davalıların tespit edilecek sorumlulukları oranında rücuen tahsili ile davalar arasında HMK. md. 166 uyarınca sıkı bir bağlantının bulunması ve ikisinin de derdest olması nedeniyle huzurdaki davanın mahkememizin … esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılardan … Şti. vekili tarafından verilen 07.10.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İş Mahkemesinde açılan davaya esas alınan bilirkişi raporunda dava dışı işçinin davalı şirkette geçen hizmetlerinden dolayı ödenmemiş bir alacağının tespit edilmediği, dava dışı işçi tarafından davalı şirket aleyhine açılan dava sonunda verilen kararda hüküm altına alınan Kıdem tazminatının Ankara … İcra Müdürlüğünün … ve … sayılı dosyalarına ödendiği, Dava dışı işçinin davalı şirket nezdinde 06.04.2010 – 31.12.2010 ve 0l 01.2011- 31.12.2012 dönemlerinde çalıştığı, dava dışı işçi tarafından açılan dava sonunda verilen karar üzerine icra dosyasına 26.06.2013 tarihinde ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin davacı Belediye Başkanlığına bildirildiği, yapılan bu ödemelerin İş Mahkemesi dosyasında mahsup edildiği, davalı şirket yönünden herhangi bir kıdem tazminatı hesabının yapılmadığı, ihbar tazminatından davalı şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığı, dava dışı işçiye çalıştığı dönemde 48 günlük yıllık ücretli izin kullandırıldığı, bu sürenin dava dışı işçinin hak ettiği yıllık ücretli izin miktarından fazla olduğu, İş Mahkemesi dosyasına esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai ücreti alacağının 31.12.2012 tarihinden sonraki dönem için hesaplandığı, dava dışı işçinin davalı şirket nezdinde geçen çalışma dönemi yönünden hesap yapılmadığı, UBGT ücreti ve hafta tatili ücretinde de aynı durumun geçerli olduğu, kararda hüküm altına alınan alacak ferilerinden davalı şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, İş mahkemesi kararı ile hüküm altına alınan tüm alacaklardan tek başına üst işveren konumunda olan belediyenin sorumlu olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılardan … A.Ş. , …A.Ş, ve … Şirketi vekili tarafından verilen 13.10.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığı, davalı şirketler ile imzalanan sözleşmeler kapsamında işe alınan işçilerin işe alma- çıkarma işlemlerinin üst işveren tarafından gerçekleştirildiği, davalı şirketlerin sorumluluğu varsa bile bu sorumluluğun 1/2 oranında olması gerektiği, dava dışı işçinin belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, sürenin bitimi ile iş akdinin sonlandırıldığı, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığı, 6552 sayılı Kanunla 4857 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle kıdem tazminatının Kamu Kurum ve Kuruluşları tarafından ödeneceği yönünde düzenleme yapıldığı, dava açılmasına davalı şirketlerin sebebiyet vermediği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … Şti. vekili tarafından verilen 19.10.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dışı işçinin 3 aylık döneme ait kıdem tazminatı miktarının tamamının hakkediş alacağından kesildiği bu nedenle davalı şirketin kıdem tazminatından bir sorumluluğunun bulunmadığı, dava dışı işçiye ödenen ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinden davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, bu alacak kalemlerinden son işverenin sorumlu olduğu, sözleşme kapsamında davacı şirkete haftalık 45 saat üzerinden ödeme yapıldığı, bu süre dışında yapılan fazla çalışma ücretlerinin davacı belediye tarafından ödenmesi gerektiği, dava dışı işçinin davalı şirket nezdinden çalıştığı dönemde (01.01.2015 – 31.03.2015) UBGT gününün bulunmadığı, dava açılmasına davalı şirketin sebebiyet vermediği, davalı şirketin arabuluculuk görüşmelerinden haberdar olmadığı, İş Mahkemesindeki davanın açılmasına davalı Belediye Başkanlığının sebebiyet verdiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Cevap dilekçesi ekinde ödemeye ilişkin belge sunulduğu belirtilmiş ise de ödemeye ilişkin belgenin cevap dilekçesi ekinde yer almadığı görülmüştür.
Davalılardan … A.Ş. vekili tarafından verilen 22.10.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dışı işçi …’in 01.01.2006-01.03.2006 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığı, dava dışı işçinin kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığı, 6552 sayılı Kanun hükümlerine göre kıdem tazminatının kamu kurum ve kuruluşları larafından ödenmesi gerektiği, işçi alacaklarının İş Kanunun 32. Maddesi hükmüne göre 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılardan … Şirketi vekili tarafından verilen 24.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 6552 sayılı Kanun hükümleri gereğince kıdem tazminatının kamu kurum ve kuruluşu tarafından ödenmesi gerektiği, davacı belediye ile davalılar arasında müteselsil sorumluluk bulunduğu, dava dışı işçinin davalı şirket nezdindeki çalışmasının sona ermesi akabinde davalı şirket tarafından dava dışı işçiye 23.03.2010 vadeli ve 3.280,01-TL bedelli çek verildiği, bunun üzerine dava dışı işçinin davalı şirketi ibra ettiği, davalı şirketin kıdem tazminatından sorumlu tutulması halinde dava dışı işçinin davalı şirkette çalıştığı süre ve son aldığı ücret miktarı ile sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiği, davalı şirketin yıllık izin alacağı ve ihbar tazminatı ödemesinden sorumluluğunun bulunmadığı, dava dışı işçi için hüküm altına alınan fazla mesai, hafta tatili ve UBGT ücreti alacaklarının zamanaşımına uğradığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Cevap dilekçesi eki belgelerin incelenmesinde, davalı şirket tarafından dava dışı işçi …’e 23.03.2010 keşide tarihli ve 3.280,01-TL bedelli çekin verildiği, düzenlenen ibranamelerde dava dışı işçi adına atılan imzaların yer aldığı, ibranamede Kıdem tazminatı miktarının 3.130,06-TL olarak gösterildiği hususları tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE :
Dava, davacı belediye tarafından ihale edilen işi üstlenmiş olan davalılar nezdinde çalışan işçi …’e Belediye tarafından ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizin 31/05/2022 tarihli duruşmasında, davalı … Şti. Yönünden davalı tarafın münfesih olduğu her ne kadar davacı vekili tarafından yanlış unvanla davanın açıldığı asıl davalının … Şti. Olduğu ve bu unvanın ticaret unvan değişikliği ile kazanıldığı belirtilmiş ise de dava dilekçesinde davalı olarak bildirilen şirketin unvan değişikliği yapmadığı sicilden resen terkin edildiği, HMK125 maddesinin koşullarının bu nedenle oluşmadığı ve kesin süre içerisinde ihya davası açılmadığı anlaşılmakla … Şti.’ye karşı açılan davanın iş bu dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydına karar verilmiş, yine aynı tarihli celsede davalı … Ltd. Şti yönünden de tefrik kararı verilerek her iki davalı yönünden ayrılan dava mahkememizin … esasına kaydedilmiştir.
Davacı vekili tarafından … Şti. Hakkında mahkememize açılan … esas sayılı dava dosyası aradaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle iş bu dosya ile birleştirilmiş, yargılamaya iş bu dava dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 17/08/2021 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtayca re’sen incelenir.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, davacı belediye bünyesinde yürütülen çöp toplama ve nakli, bakım onarım ve genel hizmetlerin yürütülmesi, temizlik, spor komplekslerinde yürütülen faaliyetlerinin davalılarca ihale yoluyla gerçekleştirilmesi sırasında dava dışı işçiye Belediye tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir. İhale ekindeki sözleşmede anılan birçok işten biri olan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki iş olduğu ve yine taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edimin belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Zira dava konusu sözleşmenin konusu, Hizmet Alımına Ait Tip Sözleşmesinin 5.maddesi uyarınca temizlik hizmeti asıl edimli hizmet sözleşmesine ilişkindir.
Nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarih ve … E.-… K sayılı ilamı ile bir tarafın Belediye Başkanlığı olduğu benzer sözleşmeden doğan uyuşmazlıkta verdiği kararında; ”Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” başlıklı 67. maddesinde “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımıdır.” şeklinde tespitte bulunmuştur.
Yine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi de bir tarafın Belediye Başkanlığı olduğu benzer sözleşme ve aynı taraflara ilişkin verdiği kararlarında (emsal olarak; 23/09/2022 tarih, … esas, … karar sayılı kararı); ”Bu itibarla anılan sözleşmelerin bundan sonraki uyuşmazlıklarda Yargıtay 6.HD.nin anılan kararı dikkate alınnarak hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmiştir.” şeklinde aidiyet kararları vermiştir.
Tüm bu açıklamalar, yukarıda belirtilen güncel Yargıtay ve BAM kararları ile taşıma sözleşmesinin bulunmadığı ve davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Rapora itirazların itiraz süresi bittikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı vekili ile davalı … Şti vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/11/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza