Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/70 E. 2021/922 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/70 Esas – 2021/922
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/70 Esas
KARAR NO : 2021/922
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 13/12/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; 01.04.2020 tarihinde davalıya ait …. plakalı aracın servis bakımının müvekkili şirket tarafından yapıldığını, yapılan bu hizmet karşılığında 01.04.2020 tarihli, …. irsaliye numaralı ve KDV dahil 3.003,10 TL bedelli fatura kesildiğini, işbu faturanın davalı tarafından ödenmesi için 01.04.2020 tarihinden 30.06.2020 tarihine kadar iyi niyetli bir şekilde beklenildiğini, ancak fatura bedelinin davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle 30.06.2020 tarihinde Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün …. E. numaralı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, işbu icra takibine 05.07.2020 tarihinde davalı borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, müvekkili şirket tarafından sunulan hizmetin karşılığı borçlu tarafından ödenmediğini, davalının itirazının takibi sürüncemede bırakmak olduğunu beyan ederek, davalı tarafından yapılan haksız ve usulsüz itirazın iptaline, asıl alacak üzerinden takip tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, davalı tarafından kötü niyetli olarak yapılan itiraz sebebiyle %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca davacının delillerini müvekkili şirkete tebliğ etmekle yükümlü olduğunu, davacıya ait delilerin tamamının müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bu durumun HMK’nın açık hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde, müvekkili şirket süresinde fatura içeriğine itiraz ettiğini, tüm borcunu ifa ettiğini, bu nedenle huzurdaki davanın reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete ait …. plakalı araçta meydana gelen arıza nedeniyle araç alacaklıya ait tamirhaneye götürüldüğünü, araçtaki arızanın motor suyundaki devirdaime ilişkin olduğunu, su kazanında delik olduğunun belirtildiği, hal böyle iken müvekkili şirketin yetkilileri kazanın değiştirilmesi suretiyle arızanın giderileceği taahhüdünü alarak aracı söz konusu servise tamire bırakıldığını, davacı yetkilileri gün sonra müvekkili şirket yetkilisini aradığını ve araçtaki hasarın tamir edildiğini, teslim alınabileceğini bildirdiğini, şirket personeli tarafından teslim alınan araç bir gün içerisinde, ayıplı hizmet nedeniyle tekrar aynı arızayı verdiğini, bu nedenle aracın ….ne bırakıldığını, …. personelinin, araçta giderilmeyen arıza nedeniyle çok ciddi sorunlara sebep olduğunu ve yüklü bir masraf açtığını belirttiği, davacı tarafından araçtaki arızanın giderilmemesinden dolayı oluşan zarara ilişkin faturaların ekte sunulduğunu, davacı tarafından tanzim edilen 01.04.2020 tarihli ve …. numaralı faturaya, müvekkili tarafından düzenlenen Sincan ….. Noterliğinin 07.04.2020 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesiyle itiraz edildiğini, müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi bir borcu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının, müvekkili şirketi iddia konusu alacağına ilişkin başlattığı icra takibi ile temerrüte düşürmüş olduğu göz önüne alındığında, davacının ancak ve ancak takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceğinin sabit olduğunu, alacağın likit ve muayyen olmadığını, bu bakımdan davacının icra inkar tazminatı taleplerinin reddinin gerektiğini beyan ederek, davanın esastan reddine, haksız ve kötü niyetli davacı şirketten %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kaydı, tarafların 2020 yılına ait BA-BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 25/06/2021 tarihli bilirkişi raporu, SGK kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; davalıya ait aracın servis bakımı nedeniyle faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı davalıya ait aracın servis bakımı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 03/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 06/07/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalıya araç bakım hizmeti verdiğini iddia ederek fatura alacağının tahsilini talep etmiş, davalı yan ise aracın tamir için davacıya ait tamirhaneye götürüldüğünü, tamiri yapılarak teslim alındığını, ancak bir gün sonra aynı arızayı verdiğini, ayıplı hizmet sebebiyle davacı tarafça düzenlenen faturaya itiraz edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın 01/04/2020 tarihli 3.003,10TL bedelli fatura sebebiyle davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2020 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde, davacı yanın davalıya ilişkin 1 adet belge karşılığı KDV hariç 6.483,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu, davalı yanın ise davacıya ilişkin 1 adet belge karşılığı KDV hariç 6.833,00TL mal alış bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir. Bildirilen KDV hariç tutarlar ile takibe konu alacağın dayanağı olan faturadaki KDV dahil tutar gözetildiğinde bildirimlerin başka bir mal alım – satımına ilişkin olduğu, KDV hariç 5.000,00TL’nin altındaki faturalara ilişkin bildirim zorunluluğu bulunmadığı, buna göre de takibe konu fatura yönünden her iki tarafın da bildirim zorunluluğu bulunmadığından BA-BS formlarında takibe dayanak fatura ile ilgili bir bildirimin bulunmadığı anlaşılmıştır.
İddia ve savunmalar ile taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davacı yanın takip tarihi itibariyle varsa alacağının tespiti ve hesaplanması bakımından dosya bilirkişiye verilmiş, 25/06/2021 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, davacı …. Tic. Ltd. Şti.’nin 2020 yılına ait ticari defterinin incelenmesi neticesinde; Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile davalı …. Tic. Ltd. Şti. aleyhinde başlatılan ilamsız icra takibinde asıl alacağın dayanağı olarak gösterilen 01.04.2020 tarihli, …. irsaliye numaralı ve 3.003,10 TL tutarındaki faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi olan 01.07.2020 tarihi itibariyle davacı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre davalı şirketten 3.003,10 TL alacaklı gözüktüğü, davalı …. Tic. Ltd. Şti.’nin 2020 yılına ait ticari defterinin incelenmesi neticesinde; davacı şirketin Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinde asıl alacağın dayanağı olarak göstermiş olduğu 01.04.2020 tarihli, …. irsaliye numaralı ve 3.003,10 TL tutarındaki faturanın davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, takip tarihi olan 01.07.2020 tarihi itibariyle davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı, yapılan bu tespit ve açıklamalar çerçevesinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 01.04.2020 tarihli, …. irsaliye numaralı ve 3.003,10 TL tutarındaki fatura içeriği mal/hizmetin davacı şirket tarafından verilip verilmediğinin değerlendirilmesi bilirkişinin uzmanlık alanına girmediği için, bu konudaki takdirin mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır. Buna göre bilirkişi aracılığıyla incelenen davacı ve davalı yanın ticari defter ve kayıtlarında, davacı tarafça tanzim edilen 01/04/2020 tarihli 3.003,10TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacı defterine göre takip tarihi itibariyle davacı yanın davalıdan 3.003,10TL alacaklı olduğu, davacı tarafça tanzim edilen 01/04/2020 tarihli 3.003,10TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı defterine göre takip tarihi itibariyle davalı yanın davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu itibarla taraf defter ve kayıtları birbiriyle örtüşmemektedir. Davalı yan takibe dayanak faturaya itiraz edildiğini savunmuş, dosyaya sunulan ve davacıya 13/04/2020 tarihinde tebliğ edilen Sincan ….. Noterliğinin …. Yevmiye numaralı 07/04/2020 tarihli ihtarname içeriğinden, davacı tarafça düzenlenen 01/04/2020 tarihli …. nolu faturaya davalı tarafça itiraz edildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı kanunun 21. maddesinde “1) Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
(3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.” şeklinde faturanın niteliği, itiraz koşulları ve itiraz etmemesinin sonuçları ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Bu açıklamalara göre taraflar arasında hukuki ilişkinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamakta ancak düzenlenen fatura ve içeriği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı tarafça süresi içerisinde faturaya itiraz edildiğinden ispat yükü davacı taraftadır. Davacı yanın, davalıya fatura içeriğinde yazılı olan malı sattığını ve hizmeti verdiğini ispatlaması gerekmektedir. Sunulan deliller ile davacı yan bu iddiasını ispatlayamamıştır. Davacı yanın açıkça yemin deliline de dayanmadığı görülmekle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı yan kötüniyet tazminatı talep etmişse de, davacı yanın kötüniyetli olarak takip başlattığı ispat edilemediğinden davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar kısa kararda bu talep değerlendirilmemişse de HMK madde 305/A kapsamında gerekçeli karar yazım aşamasında değerlendirilmiş ve hüküm fıkrasına eklenmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 uyarınca 3.003,10TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.23/11/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı