Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/678 E. 2021/836 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/678 Esas – 2021/836
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/678
KARAR NO : 2021/836
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
DAVALILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
6-
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ:27/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ:27/10/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; kendisinin dava dışı …A.Ş.’nin … hissesine sahip bir hissedarı olduğunu, davalıların ise, şirketin hakim ortağı pozisyonunda bulunan ve yönetimini fiilen gasp eden müflis … ve aile efradı olduğunu, davalıların … A.Ş.’nin de iflasına sebebiyet verdiklerini, kanununa aykırı hareket ederek şirketin (3.279,797.90 – 129,60) 3.279.668,30 TL zarar etmesine sebebiyet veren davalılardan bu zararın avans faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline ve hasılanın öncelikle şirketteki sermaye payı oranındaki kısmının tarafına ödenmesine, bakiyenin mevzuata göre masaya tevdiine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tensip zaptı uyarınca; iflas idare memurlarına müzekkere yazılarak, davacı … yönünden davaya muvafakat edip etmediklerinin ve davalılar … ve … yönünden davalıları temsil edip etmeyeceklerinin sorulmasına karar verildiği, yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda; iflas masası tarafından dosyanın takip edilmeyeceği, iflas idaresinin görevine son verildiğinin bildirildiği görülmüştür.
e-imza e-imza e-imza e-imza

6100 sayılı HMK’nun 53. maddesinde; “Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir.Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir.” şeklinde belirtilmiştir.
Madde ile davayı takip yetkisi kurumu düzenlenmiştir. Davayı takip yetkisi, maddi hukuktaki tasarruf yetkisinin usul hukukuna yansımasıdır. Dolayısıyla, kanunla aksi belirtilmedikçe, bu yetki kural olarak maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir. Maddeye davayı takip yetkisinin tanımına da yer verilmiş bulunmaktadır.Bu tanım, esas itibarıyla davayı takibi de kapsamaktadır. Davayı takip yetkisi tamamen şekli taraf kavramının bir sonucudur. Kural olarak dava ehliyeti bulunan kimsenin davayı takip yetkisi de mevcukttur; ancak, bazı durumlarda tarafın dava ehliyeti olmakla birlikte davayı takip yetkisi kendisi dışında üçüncü bir kişi tarafından kullanılabilir ya da kanun gereği kullanılması zorunlu olabilir. Bu yetkiyi kullanan kişinin gerçekte hukuki ilişkinin tarafı olmasına gerek yoktur. Davayı takip yetkisi bir dava şartı olup, mahkeme bunu kendiliğinden göz önüne alır. Buna göre, davayı takip yetkisi, talep sonucunda belirtilen hakkın ya da hukuki ilişkinin esası hakkında hüküm alabilme yetkisini ifade etmekte olup, kanunda belirtilen istisnai durumlar (örneği, İİK m.94/II’ye göre, borçlunun henüz tapuya tescil ettirmediği bir taşınmazını borçlu adına tescil ettirmek için alacaklının icra dairesinden dava açma yetkisini istemesi, iflas masasına karşı açılacak davalarda veya iflas masasının açacağı davalarda iflas idaresi tarafından temsil edilmesinde olduğu gibi) dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre belirlenir. Bu örneklerde de görüleceği üzere, İcra ve İflas Kanununda düzenlenen durumda, aslında borçlunun normal olarak dava ehliyeti mevcuttur. Fakat alacaklı, borçlunun alacağını tahsil için icra dairesinden davayı takip yetkisini alarak, borçlu adına davayı takip eder. Bu durumda, borçlunun ne taraf ehliyeti ne de dava ehliyeti kaldırılmamış olup, sadece alacaklıya borçlunun alacağını tahsil için bir yetki verilmiştir. Benzer durum iflasta da söz konusudur. Müflisin taraf ehliyeti ve dava ehliyeti mevcut olmakla birlikte iflas masasına giren mal ve haklar bakımından takip yetkisi iflas idaresi tarafından kullanılacaktır.
Kural olarak, taraf ehliyetine ve dava ehliyetine sahip olan taraf davayı açar ve yürütür. Örneğin reşit ve mümeyyiz olan (ve kısıtlı olmayan) kişinin açtığı ve yürüttüğü dava böyledir. Ancak, yasaların gösterdiği bazı durumlarda kişinin, reşit ve mümeyyiz olmasına (ve kısıtlı olmamasına) rağmen dava açması ve/veya yürütmesi mümkün olmayabilmektedir.
Örneğin, bir gerçek kişinin iflasına karar verilmesi halinde müflisin, iflas masasına (İİK m.184) giren malları üzerinde tasarruf yetkisi sınırlanır ve iflas masasına giren mallarla ilgili davaları takip yetkisi, iflas idaresine geçer. Bu sebeple müflis, reşit ve mümeyyiz olmasına, kısıtlı bulunmamasına (yani, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmasına) rağmen, iflas masasına giren mallar bakımından dava takip yetkisine salip değildir. Bu sebeple masa malları ile ilgili olarak, müflisin açtığı veya müflise karşı açılan dava, dava takip yetkisi bulunmadığından redde mahkumdur.
Davada sıfat ile davayı takip yetkisi birbirinden farklı müesseselerdir. Her şeyden önce, sıfat bir maddi hukuk sorunu olduğu halde, davayı takip yetkisi usuli bir konudur bir dava şartıdır (m.114,1/e). Buna bağlı olarak, sıfat yokluğu halinde dava esastan; dava takip yetkisinin bulunmaması halinde ise, dava usulden reddedilir.
Bu itibarla, davacı …’ın müflis olduğu, iflas idare memurlarının yetkisinin kalktığı, tasfiye işlemlerinin iflas masası tarafından yerine getirildiği, iflas masasının davayı takip etmediği, müflis ….’a davayı takip etme hususunda yetki verdiği, ancak bu yetkinin geçersiz olduğu, müflis …’ın davayı takip yetkisinin olmadığı anlaşıldığından, davacının davasının 6100 sayılı HMK’nun 114/1-e ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının 6100 sayılı HMK’nun 114/1-e ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından REDDİNE,
2-Harçlar Kanunun 22. maddesi gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının, ön inceleme aşamasına kadar uyuşmazlık çözüldüğünden 1/3’ü olan 19,77TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 73,00TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin suç üstü ödeneğinden karşılanmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
27/10/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza