Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/654 E. 2023/562 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/654 Esas – 2023/562
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/654 Esas
KARAR NO : 2023/562

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2021
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
K.YAZIM TARİHİ: 11/06/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin ilk olarak … yılında Türkiye pazarında … olarak faaliyete başladığını, … yılında … Şti. ve … yılında … A.Ş. adı altında faaliyetlerine devam ettiğini, Jeodezik amaçlı ölçüm cihazlarının satışı, satış sonrası teknik destek ve eğitim temini amacıyla kurulan müvekkili şirketin bu faaliyet kapsamındaki ürünlerin Türkiye içinde satışı ve satış sonrası destek hizmetleri amacıyla … firmaları ile yetkili temsilcilik anlaşmaları imzalayarak bu firmaların yetkili Türkiye temsilcisi olduğunu, müvekkili şirketin dosyada ekran görüntüsü verilen … adresinden de görüldüğü üzere yetkili temsilcilik anlaşmaları imzalanan firmaların ürünlerini internet adresinde açıkça belirtildiğini, müvekkili şirketin bu firmaların ürünlerini satışını / pazarlamasını / bakımlarını / onarımlarını/satış sonrası destek ve servis hizmetlerini ticari kurallara, hukuka ve mevzuata uygun olarak dürüst bir şekilde ve özveriyle yerine getirdiğini ve halende getirmeye devam ettiğini, müvekkili şirket ile …’de bulunan … firması arasında 01.04.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere distribütörlük anlaşması imzalandığını, müvekkili şirketin bu anlaşma kapsamında anılan firmaya ait ürünlerin Türkiye’de satışı/pazarlanması/satış sonrası destek hizmetlerinin verilmesi konusunda yetkilendirildiğini, bahse konu ürünlerin Türkiye’de tanıtımı ve pazarlanması ile müşteri portföyünün oluşması için milyonca liralık harcama yapıldığını ve belli bir müşteri portföyünün oluşturulduğunu,davalı şirketin ise … marka ürünlerin satışı/pazarlanması/satış sonrası destek hizmetlerinin verilmesi konusunda herhangi bir distribütörlük sözleşmesi bulunmamasına rağmen söz konusu ürünlerin satışı konusunda yetkili gibi internet adresinde bahse konu ürünlerin logosunu kullandığını, müvekkili şirketin müşteri potansiyelini haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kendi şirketine çektiğini ve müvekkili şirkete çok büyük miktarda zararlar verdiğini, söz konusu zararların halen devam ettiğini, dosyaya sunulan ekran görüntüsünün davalı şirketin internet adresinden alınan görüntü olduğunu, bu görüntüden açıkça anlaşılacağı üzere davalı firmanın … firmasının yetkili temsilcisi gibi hareket ederek haksız rekabet yaptığını, bu suretle müvekkili şirketin potansiyel müşterilerini kendi firmalarına yönlendirdiğini, davalı şirketin internet adresinin “hakkımızda” kısmında … markalı ürünün logosunu kullandığını, böylece sanki bu ürünün temsilcisi ve satıcısı gibi hareket ederek anılan ürünlerin ticaretini yaptığını, bu suretle belirtilen markanın ürünlerinin yetkili temsilcisi olmak için sözleşme imzalayan ve milyonlarca liralık yatırım yapan müvekkili şirketin çok büyük miktarda zararlar verdiğini, davalı şirket tarafından söz konusu ürünlere ait ticari ve sınai haklar ile marka isminin ve diğer sembollerin kullanılması nedeniyle haksız kazanç elde ettiğini, yetkisiz temsil ve reklam dolayısıyla müvekkili şirketin değerinde haksız bir artışa neden olunduğunu, potansiyel müşterilerinin kullanılması suretiyle müvekkili şirketin gelirlerinde ve ticari değerinde kayıplar oluşmasına sebebiyet verildiğini beyan ederek, öncelikle olarak haksız rekabetin önlenmesine, müvekkili şirketin uğramış olduğu her türlü maddi zararların, yoksun kaldığı karların, bunun yanında davalı yanın haksız rekabet oluşturan fiilleri nedeniyle elde ettiği haksız kazançlar karşılığında hesaplanacak (fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla) tazminatın karşılığında şimdilik 10.000,00TL zararın haksız fiil tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 14/12/2021 tarihli beyan dilekçesi ile talep edilen 10.000,00TL zarar tazminatı talebinin 2.500,00TL’sinin davalı tarafın haksız rekabet oluşturan fiilleri nedeniyle uğranılan zararlar ve yoksun kalınan kar karşılığı; 7.500,00TL’sinin ise davalı yanın elde ettiği haksız kazançlar karşılığında tazminat istemine ilişkin olduğunu belirtmiştir.
Davacı vekili 22/05/2015 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve davalı tarafınd haksız rekabet oluşturan fiilleri nedeniyle uğranılan zararlar ve yoksun kalınan kar tazminatı talebini 147.857,42TL’ye artırmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili; müvekkili şirketin 2018 yılından beri sektörde aktif olan haritalama ve konumlama konularında ölçüm cihazlarının satışı, kiralaması ve bu konuda alt yüklenicilik yapan sektörel tanınırlığı ve ticari itibara sahip bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin yurt dışından getirdiği ölçüm cihazlarını Türkiye pazarında pazarlamakta, satmakta ve kiralamakta olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin şuanda aktif olarak 5-6 markanın Türkiye’de arzını gerçekleştirdiğini, … ise … menşeli … şirketinin bir markası olduğunu, müvekkili şirket ile davacının faaliyet gösterdiği alan olan haritalama ve konumlama ölçüm cihazlarının üretimini gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin, … şirketine ait marka hakkını ihlal etmeyen ve doğrudan … şirketinin başka ülkedeki yasal uzantısı tarafından (doğrudan şubesi veya resmi distribütörü) hukuka uygun olarak arzı gerçekleştirilen orijinal malları satın alan şirketten işbu davaya konu malları temin etmekte olduğunu, bu malları Türkiye’ye ithal ederek bu malların Türkiye pazarında arzını gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin bu eyleminin tamamen yasaya uygun olup paralel ithalat olarak adlandırıldığını, Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca yalnızca ürün veya hizmeti tanımlamak için makul ölçüde ve gerekli olduğu sürece ticari markanın kullanıma izin verildiğini ve bu dürüst kullanım marka hakkına tecavüzün istisnai hallerinden birini oluşturduğunu, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 152/1 maddesinde; “Sınai Mülkiyet Hakkı kapsamında konu ürünlerin, hak sahibi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından sonra bu ürünlerle ilgili fiiller hakkın kapsamı dışındadır” belirtildiğini, özetle markalı bir malın bizzat hak sahibi tarafından ya da başkasına lisans vermesi ile kendi rızasıyla elinden çıkması sonucunda, fikri mülkiyetin sağladığı marka hakkının tükeneceğinin kabul edildiğini, fikri hakların konusu olan bu ürünün, hak sahibinin rızası ile ilk kez piyasaya sürülmesinden sonra fikri hak sahibinin bu ürünlerin artık yeniden satımına veya mülkiyetini devrederek yeniden dağıtımına müdahale edebilme hakkının sona erdiğinin kabul edildiğini, bundan sonra hak sahibinin, bu ürünü satın alan kişilerin yeniden satışa sunmalarına, reklam ve dağıtım faaliyetlerinde bulunmalarına marka hakkına dayanarak karşı çıkamayacağını, bu nedenle … markası ürünlerinin satışı ve pazarlaması konularında müvekkilinin hukuka aykırı herhangi bir eyleminin söz konusu olmadığını, … şirketinin ürünlerini kendi izni doğrultusunda piyasaya sürdüğü için müvekkili gibi üçüncü kişiler tarafından satımına karışma hakkı bulunmadığını, mevzuat çerçevesinde müvekkilinin bu eyleminin yasal olduğunu, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 7. maddesi 5 fıkrası b bendine göre, mevzuata göre markanın üçüncü şahıslar tarafından adil ve dürüst kullanımının marka hakkına ihlalin istisnasını oluşturduğunu, müvekkili şirketin ne kendisine ait web sitesinde, ne diğer resmi belgeler ve tekliflerde distribütör, yetkili bayi, tek satıcı vb. ifadeleri kullanmamaya özen göstererek tüketiciler nezdinde kafa karışıklığına sebebiyet verecek herhangi bir eylemde bulunmadığını, konuya büyük hassasiyet gösterdiğini, müvekkili şirkete ait web sayfasında sadece satış ve pazarlaması yapılan ürünler ve bu ürünlere ait bilgilerin yer aldığını, sadece işbu davaya konu … markalı malların değil müvekkilinin diğer pazarlama ve satış yaptığı diğer mallarında teşhir edildiğini, dolayısıyla karşı tarafın müvekkili şirketin … markalı cihazlara ilişkin olarak yetkili temsilci gibi hareket ettiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, tam tersine müvekkili şirketi web sitesinin ana sayfasında “sattığımız ürünler” başlığı adı altında … Markalarını gösterdiğini, … markasının sadece satılan ürünler kısımlarında gösterildiğini ve bu da dürüst kullanıma örnek teşkil edebilecek bir uygulama olduğunu, haksız rekabet hallerinde dürüstlük kuralına aykırı davranışlardan somut olaylarıyla ilgili olarak; müvekkili şirketin karşı tarafın aksine hiçbir zaman karşı tarafı kötüleyici bir eylemde bulunmadığını, aksine karşı tarafın yetkili distribütör olduğunu müşterilerinden hiçbir zaman gizleme ihtiyacı hissetmediğini, müvekkili şirketin hiçbir zaman kendisi ile gerçek dışı açıklamalarda bulunmadığını, yanıltıcı ifadelerden kaçındığını, bu kapsamda müvekkili şirketin web sitesinde ve diğer dokümanlarının hiçbir yerinde müvekkilinin … markasının Türkiye distribütörü, resmi satıcısı veya yetkili servisi olduğuna dair bir ibarenin yer almadığını, müvekkili şirketin sadece arzını yaptığı mallara ilişkin olarak açıklama ve bilgi paylaşımı yaptığını, dolayısıyla yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere müvekkili şirketin davaya konu malları hukuka uygun olarak Türkiye’ye ithal etmekte olduğunu, müvekkili şirketin Sınai Mülkiyet Kanunun kendisine tanıdığı yetkiler kapsamında ve haksız rekabet teşkil etmeyecek şekilde davacı ile rekabet ettiğini, davacı tarafın müvekkili şirketin müşterilerini arayarak veya müvekkili şirketten ürün satın alan müşterilere ulaşarak müvekkili şirketin söz konusu ürünleri Türkiye’ye kaçırdığını ve bu ürünlerin orijinal olmadığını (imitasyon olduğunu) iddia ederek gerçeğe aykırı söylemlerde bulunduğunu, davacı tarafın eylemlerinin açıkça haksız rekabet teşkil etmesi üzerine müvekkili şirket tarafından ihtarname keşide edildiğini, burada gerçeğe aykırı olan hususların müvekkili şirketin malları hukuka aykırı olarak Türkiye’de satışa sunduğu ve müvekkili şirket tarafından satışı yapılan … markalı ürünlerin imitasyon olduğu iddialar olduğu, haksız rekabet teşkil eden bu gerçek dışı ifadelerin sonlandırılması için müvekkili şirket tarafından ihtarname gönderildiğini, davacı ile … şirketi arasındaki sözleşmenin münhasır olmayan ve davacıya belirli bir bölgenin bile tahsil edilmediği tipte bir distribütörlük sözleşmesi olduğunu, dolayısıyla her ne kadar somut olayda farklılık göstermese dahi davacıya … tarafından dahi münhasır tek satıcılık yetkisi verilmediğini, ancak davacı şirketin münhasır tek satıcılık sözleşmesinin tarafıymış gibi hareket ettiğini, tüm eylemleri ile müvekkili şirketin pazara girişini engellediğini, davacının işbu davayı açmasının dâhil olmak üzere RKHK mad. 4-2/d maddesine de aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların ticaret sicil kayıtları, davalı şirket ve Gümrükler Genel Müdürlüğü kayıtları, 20/06/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu, davalı tarafça dosyaya sunulan uzman görüşü, 14/02/2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi heyeti raporunda, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının eylemlerinin Türk Ticaret Kanunu’nun m. 5. Maddenin 1. Fıkrası a-2 bendi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği, dava dosyası içerisinde yer alan … Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün 21.01.2022 havale tarihli yazısında davalı … Şti.’nin son 5 yıl içerisinde herhangi bir ithalat işlemi yapmadığı ifade edilmiş olup, dolayısıyla davalı şirketin gümrük belgeleri üzerinden dava konusu üründen ne kadar ithalat yapıp sattığına ilişkin bir tespit yapılamadığı, bununla birlikte davacı şirket ticari defterlerinin yerinde incelenmesi sırasında, davacı şirket yetkilileri kendilerinin davalı şirketin … şirketinden dava konusu ürünlerden ithalat yaptıklarını tespit etiklerini, davalı şirket tarafından ithal edilip satılan ürünlerin tespit edilip, bu miktarlar üzerinden maddi tazminat tutarının hesaplanmasını talep ettiklerinin ifade edildiği, dolayısıyla davacı şirketin talep edebileceği maddi tazminat tutarının hesaplanabilmesi için, davalı şirketin yıllar itibariyle … şirketinden ithal edip sattığı ürünlerin dökümünün dava dosyasına kazandırılması gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporunda, yapılan incelemeler neticesinde; gerek davalı vekilinin 07.07.2022 tarihli dilekçesinde ileri sürmüş olduğu, “davacı tarafın Distribütörlük Sözleşmesine göre münhasır yetkinin söz konusu olmadığı, müvekkili şirketin işbu dava konusu … markalı ürünleri satış ve pazarlama eylemlerinin ticari markanın adil kullanımı kapsamında olduğu, müvekkili şirketin işbu dava konusu … markalı ürünleri satış ve pazarlama eylemlerinin paralel ithalat kapsamında olduğundan tamamen yasal olduğu” iddialarının, gerekse 23.12.2022 tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ve … tarafından hazırlanan 21.12.2022 tarihli Uzman Görüşünde ifade edilen hukuki görüşlerin değerlendirilmesinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, dava dosyası içerisinde yer alan 14.10.2022 havale tarihli davalı … Şti.’ne ait 3 sayfalık gümrük beyannamesinde (Mahkeme kalemi tarafından el yazısı ile “Üst yazı yok, Excel var alınmadı” notu düşülmüş) yer alan bilgilerden, gerek düzenleniş tarihi (3 sayfalık belgelerin 3. sayfasında düzenleniş tarihi 29.08.2022 olarak geçmektedir) gerekse içerik açısından dava konusu ürünlerin ithalat bilgilerine ilişkin sağlıklı bir tespit yapmanın mümkün olmadığı, davacı vekili 20.06.2022 tarihli dilekçesi ekinde sunulan … şirketinin içinde olduğu … firması yetkilisince davacı şirkete gönderilen 16 Haziran 2022 tarihli mail ekinde yer alan tabloda davalı firmanın 01.10.2020-26.04.2022 tarihleri arasında … üzerinden toplam 574.479,17 Euro değerinde 210 parça (108 adet … marka … serisi …, …, … model …) ürünü Türkiye’ye getirdiğinin anlaşılmakta olduğu, davacı … A.Ş.’nin 2017-2021 dönemi Kurumlar Vergisi Beyannameleri temin edilerek, davacı şirketin 2017-2021 döneminde satışları üzerinden elde etmiş olduğu kârlılık oranları hesaplanmış, davacı şirketin 2020 yılı faaliyet kârlılık oranın %7,25, 2021 yılı faaliyet kârlılık oranın ise %2,5 olarak gerçekleştiği tespit edilmiştir. İthalatın gerçekleştiği 2020 ve 2021 yılı faaliyet kârlılık oranlarının ortalaması alınarak, söz konusu ürünleri davacı şirketin ithalat edip satması halinde elde edeceği faaliyet kârı tutarının (davacı şirketin dava konusu olay nedeniyle mahrum kaldığı kâr tutarı) 28.005,86 Euro olarak hesaplandığı, hesaplanan bu tutarın dava tarihi olan 26.08.2021 tarihi itibariyle TCMM efektif döviz kuru esas alınarak TL karşılığı ise (28.005,86 Euro x 9,8677TL/Euro) 276.353,76TL olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, haksız rekabetin tespiti ile men’i, maddi zararların, yoksun kalınan karın ve davalının elde ettiği haksız kazançların tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı şirket ile …’de mukim dava dışı … firması arasında 01/04/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Distribütörlük Anlaşması imzalandığını, bu anlaşma kapsamında anılan firmaya ait ürünlerin Türkiye’de satışı/pazarlanması/satış sonrası destek hizmetlerinin verilmesi konusunda davacı şirketin yetkilendirildiğini, bahse konu ürünlerin Türkiye’de tanıtımı ve pazarlanması ile müşteri portföyünün oluşması için milyonlarca liralık harcama yapıldığını ve belirli bir müşteri kitlesine ulaşıldığını, davalı şirketin ise, … marka ürünlerin satışı/pazarlanması/satış sonrası hizmetlerinin verilmesi kapsamında herhangi bir distribütörlük sözleşmesi bulunmamasına rağmen, söz konusu ürünlerin satışı konusunda yetkiliymiş gibi internet adresinde bahse konu ürünün logosunu kullandığını, davacı şirketin müşteri potansiyelini haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kendi şirketine çektiğini ve davacı şirkete çok büyük miktarlarda zararlar verdiğini, söz konusu zararların halen devam ettiğini iddia ederek davalı şirketin haksız rekabet oluşturan fiilleri nedeniyle haksız rekabetin önlenmesine, davacı şirketin yoksun kaldığı karların ve davalı yanın haksız rekabet oluşturan fiilleri nedeniyle elde ettiği haksız kazançların tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili ise, davalı şirketin … şirketine ait marka hakkını ihlal etmeyen ve doğrudan … şirketinin başka bir ülkedeki yasal uzantısı tarafından (doğrudan şubesi veya resmi distribütörü) hukuka uygun olarak arzı gerçekleştirilen orijinal malları satın alan şirketten işbu davaya konu malları temin ettiğini ve bu malları Türkiye’ye ithal ederek bu malların Türkiye pazarında arzını gerçekleştirdiğini, davalı şirketin bu eyleminin tamamen yasal olduğunu ve paralel ithalat kapsamında kaldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce iddia ve savunma kapsamında bildirilen delillerin toplanmasına karar verilmiş, davacı yanın bildirdiği bir kısım delillerin toplanması ve dosyaya kazandırılması üzerine davalı yan buna itiraz etmiştir. Davalı vekilinin gümrük belgelerinin dosyaya kazandırılmasının davalı yanın ticari sırrının ifşa olacağından bahisle belgelerin dosyaya kazanımı yönünde kurulan ara karardan dönülmesini talep etmesi üzerine mahkememizce kurulan ara karardan dönüldüğü, ancak dosya kapsamında alınan heyet raporu ile gümrük belgelerinin uyuşmazlık konusuna göre taraf iddialarının ispatı için zorunlu olduğu kanaatine varıldığından HMK madde 221 uyarınca … Genel Müdürlüğü’ne resen müzekkere yazılarak davalının son 15 yıllık gümrük kayıtları incelenerek … marka … serisi …, …, … model … ürünlerinin satışlarına ait fatura ve ithalat işlemlerine ilişkin, … markasına ait tüm ithalat kayıtlarının mahkememize gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiş ve dosyaya kazandırılan bu belgeler delil olarak hükme esas alınmıştır. Bu belgelerin dosyaya kazandırılmasının davalı şirketin ticari sırrının ifşası olacağı yönündeki davalı savunmasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
İddia ve savunma ile toplanan deliller kapsamında, davalı yanın haksız rekabet teşkil eden varsa fiillerinin tespiti ve tartışılması, davacının dava dilekçesi ve talep açıklama dilekçesindeki taleplerinin değerlendirilmesi ve varsa talep edebileceği alacağın hesaplanması bakımından dosya kapsamı ve ekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyetinden kök ve itirazlar ile eksiklikler sebebiyle ek rapor alınmıştır. Ayrıca taraflarca uzman görüşü mahiyetinde raporlar dosyaya sunulmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 54.maddesinde yer alan “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, haksız rekabet eylemlerinin belirli tacirler arasında, yani bir tacirden diğer bir somut tacire yönelik olması şart olmayıp, tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ticari ilişkileri etkileyen ve tek bir tacire yönelik değil, piyasadaki diğer bütün tacirlere yönelik, genel nitelikteki aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı eylemler de haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Keza TTK’nın 55.maddesinde yer alan “(1) Aşağıda sayılan haller haksız rekabet hallerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;… 2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,” düzenlemesi uyarınca, bir tacirin, kendi ticari işletmesi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunması eylemi, dürüstlük kuralına aykırı ve haksız rekabet teşkil eden bir davranış olarak değerlendirilmektedir. (Yargıtay 11. H.D. 2019/4607 Esas 2020/4111 Karar sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek varılan mahkememiz kanaatine göre; davacı şirket ile …’de mukim dava dışı … firması arasında imzalanan distribütörlük anlaşmasının, sözleşmelerin nispiliği ilkesi uyarınca yalnızca sözleşmenin taraflarını bağlayacağı, davalıyı bağlamayacağı, bu nedenle davalının orijinal malları, davacının izni dışında yurtdışından paralel ithalat yoluyla yurda getirip piyasaya sunmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği, ancak davalının savunmasında belirtildiği gibi dosyaya sunulan görüntülerden ve bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere, davalı şirketin internet sitesinde “… isimli firmanın Türkiye yetkili bayisi” ibaresinin bulunduğu, gerçeğe aykırı olarak davalı şirketin … markalı ürünlerin satış ve pazarlamasını tüketici nezdinde Türkiye’deki yetkili bayisi izlenimi verecek şekilde gerçekleştirdiği eylemlerinin Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası a-2 bendi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği, ibaredeki … isminin yazılı olmasının sonuca etkili olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu itibarla davacının davasının kısmen kabulüyle davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı yanın mahrum kaldığı kar talebi yönünden bilirkişi raporunda dosyaya kazandırılan belgeler gözetilerek davalının 01/10/2020 – 26/04/2022 tarihleri arasında … üzerinden 210 parça … marka ürünü …’ye getirdiği tespit edilerek 276.353,76TL hesaplama yapılmıştır. Yapılan hesaplamanın dava tarihinden sonrasını da kapsadığı görüldüğünden davacı vekilince bu husus gözetilerek yapılan talep artırımı dikkate alınarak davacının mahrum kaldığı 147.857,42TL karın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacının yoksun kalınan kar talebi kabul edilmiş olduğundan yerinde olmayan davalının elde ettiği haksız kazanca ilişkin yoksun kalınan kar talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği davalıya ait eylemlerin TTK madde 56 kapsamında davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğundan bu haksız rekabetin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
2-Davacının mahrum kaldığı 147.857,42TL karın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı yanın davalının elde ettiği haksız kazanca ilişkin yoksun kalınan kar talebinin reddine,
4-Alınması gereken 10.100,14TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78TL harç ile 2.354,26TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.575,10TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.256,27TL’sinin davalıdan, 63,73TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 170,78TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı ile 2.354,26TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.592,84TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 123,40TL tebligat ve posta gideri ile 3.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.123,40TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 2.972,61TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 23.178,61TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 7.500,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/05/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı