Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/634 Esas – 2022/349
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/634 Esas
KARAR NO : 2022/349
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
K.YAZIM TARİHİ : 11/05/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından davalıya muhtelif içerikte elektrik malzemeleri temin edildiğini, bu ilişkiye dayalı olarak keşide edilen faturaların mevzuata uygun olarak davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafın bu ilişki kapsamındaki cari hesap borcunun 6.978,15 TL’sini tüm ısrarlara rağmen ödemediğini, bunun sonucu olarak … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın borca itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmesinde de taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borçlunun yaptığı itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
… İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2019-2020 ve 2021 yıllarına ait BA-BS formları, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, 18/02/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki ticari alım satım nedeniyle cari hesap alacağına dayalı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari alım satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla cari hesap alacağına dayalı ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 12/07/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 19/07/2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalıya muhtelif içerikteki elektrik malzemelerini temin ettiğini iddia ederek cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, davalı yan ise cevap dilekçesi sunmadığından savunması tespit edilememiş, borca itiraz dilekçesinden borcu kabul etmediği ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle, İİK.nın 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi hususunda inceleme yapılmıştır. İcra takibinin yapılacağı yerin belirlenmesinde HMK hükümleri gereği tespit yapılacaktır. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” TBK nın 89.maddesinde de “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Uyuşmazlık konusu para alacağına ilişkin olduğundan davacının yerleşim yeri adresine göre icra dairesinin yetkili olduğu anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın, davalıdan takip çıkışı kadar alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2019 – 2020 yıllarına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına 2019 yılında 12 adet belge karşılığında KDV hariç 525.547,00TL, 2020 yılında 1 adet belge karşılığından KDV hariç 32.516,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu, aynı şekilde davalı tarafça da davacı adına 2019 yılında 13 adet belge karşılığında KDV hariç 525.546,00TL, 2020 yılında 1 adet belge karşılığından KDV hariç 32.516,00TL mal alış bildiriminde bulunduğu, davacının toplamda 13 adet belge karşılığında 558.063,00TL, davalının ise 14 adet belge karşılığında 558.062,00TL bildirimde bulunduğu, bildirimlerin cüzi bir miktar haricinde örtüştüğü tespit edilmiştir.
Davalıya verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden davacı yanın defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 18/02/2022 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, tarafların BA/BS Formları karşılaştırıldığında her iki tarafın kayıtları ve beyanları birebir örtüştüğü, buradan hareketle davacının cari hesap dökümlerinde yer alan kayıtlar, davalı yönünden de doğrulandığı, davacının cari hesap hareketlerine bakıldığında taraflar arasındaki işlem hacmi oldukça yüksek olmasına rağmen ödemeler konusunda da büyük ölçüde aksama olmadığı, tarafların ticari işlemleri 2020 Yılı Haziran ayından sonra devam etmediği, bu tarih itibariyle kalan bakiye alacak tutarı 6.978,16TL olup, yine bu tarihten sonra herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu alacağın 2021 yılında da devam ettiği ve icra takibine konu olduğu, yapılan inceleme sonucunda; 02.07.2021 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan cari hesap bakiyesi 6.978,16TL alacaklı bulunduğu, ancak takibin 6.978,15TL olarak başlatıldığı, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede avans faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep edebileceği rapor edilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklı cari hesap alacağının bulunduğunu iddia etmiş, tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarının büyük ölçüde örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla mal alım bildiriminde bulunması taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini kanıtlamaktadır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan takip çıkışı olan 6.978,15TL kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 1.395,63TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 1.395,63TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 476,67TL karar ve ilam harcından peşin alınan 84,28TL harcın mahsubu ile bakiye 392,39TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 84,28TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 152,08TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 115,30TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 815,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.12/04/2022
Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı