Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/631 E. 2021/906 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/631 Esas – 2021/906
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/631 Esas
KARAR NO : 2021/906
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 30/11/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı yanın 15/05/2019 tarihinde müvekkili tarafından TTK m. 551 uyarınca ticari vekil olarak tayin edildiğini, müvekkilinin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarasında tescilli bulunan … Vergi Dairesinin …. numarasında kayıtlı …. Tic. Ltd. Şti. ‘nin ortaklarından olduğunu, müvekkilinin işi dolayısı ile çoğu zaman yurt dışında bulunduğundan kendisi yurt dışında iken şirketteki iş ve işlemlerin yürütülebilmesi için Yenimahalle …. Noterliği’nin 15/05/2019 tarihli ve …. yevmiye nolu vekaletnamesi ile davalı …. ‘u vekil tayin ettiğini, 6098 sayılı TBK’nun 551. Maddesinde ” Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir.” düzenlemesine yer verilerek ticari vekilin tanımı yapıldığını, işbu madde uyarınca davalı yanın verilen vekalet ile birlikte ticari vekil sıfatını kazandığını, müvekkili tarafından vekil olarak tayin edilen davalı yanın aynı gün müvekkilin şirket hissesinin bir kısmını müvekkilinden özel yetki ve talimat almaksızın devrettiğini, davalı yanın müvekkiline vekaleten ancak özel yetki ve talimat almaksızın devrettiği pay karşılığı kendisine ödenen bedeli müvekkile ödemediğini, davalı yanın özel yetki ve talimat almaksızın müvekkilinin şirket hisselerinin bir kısmını devrettiğini, bu yolla vekalet görevini kötüye kullandığını, davalı yanın gerçekleştirilen devrin ardından kötü niyetli tutumunu devam ettirerek devir bedelini müvekkiline ödemekten imtina ettiğini beyan ederek, davanın kabulüne,davalı yanın müvekkilinden talimat alınmaksızın yapmış olduğu hisse devri karşılığında elde ettiği ve şu aşamada tarafımızca belirlenmesi mümkün olmayan bedele binaen fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere belirsiz alacak olarak şimdilik 1.000,00 TL ‘nin ortaklar kurulu kararı tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, davalı yanın mal kaçırma ihtimaline binaen üzerine kayıtlı taşınır taşınmaz mal varlığı üzerine ihtiyaten tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; görev itirazlarının bulunduğunu belirterek, davacı yan ile müvekkili arasındaki ilişkinin davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi TTK M.551 uyarınca Ticari Vekil ilişkisi olmadığını, öncelikle müvekkilinin merkezi …’da olan …. Ltd. Şti. Şirketinde bordrolu çalışan eleman olup dava konusu şirket olan merkezi ….’de bulunan şirkete ilişkin olarak Ticari Vekil sıfatıyla hareket etmesi fiilen mümkün olmadığını, müvekkilinin, çalıştığı firmanın yetkililerinin akrabası olan dava konusu şirketin ortaklarından ….’le aynı zamanda da arkadaşı olması nedeniyle tanışması aralarındaki bu hukuk doğrultusunda ortağı olan davacı ….’ e bir defaya mahsus olmak üzere dava konusu hissenin ….’e devrine yönelik olarak müvekkilinden yardım istemesi sebepleriyle ilgili işlemi kendisine sadece yardımcı olmak maksadıyla ve hileli olarak hareket edeceğinden habersiz bir biçimde talimatı doğrultusunda tam olarak ve eksiksiz gerçekleştirdiğini dava konusu işleme ait 15/05/2019 tarihli Yenimahalle …. Noterliği’nin …. yevmiye numaralı vekaletnemasi incelendiğinde verilen vekaletin sadece hisse devrine yönelik olduğunun anlaşılacağını, dolayısıyla bu sebeple tarafalar arasında Ticari Vekillikten değil adi temsilciden söz edilmekle aradaki ilişki TBK’ya göre sadece vekalet ilişkisi olduğunu, dosya kapsamı değerlendirildiğinde müvekkilinin …. adına yapmış olduğu başkaca bir işlem olmadığının görüleceğini, her ne kadar davacı dava dilekçesinde müvekkilinin ….’un talimatı dışında ilgili hissesini devrettiği ve bedelini kendisine ödemediğinden bahsetse de iş bu anlatım diğer delil ve yazılı delil başlangıçları birlikte değerlendirildiğinde hayatın olağan akışına aykırı olmakla birlikte gerçek dışı olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları, SGK kayıtları, davalının 2019 yılına ait SGK kayıtları ve hizmet döküm cetveli ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Dava dilekçesinde uyuşmazlık TBK’nın 551. Maddesinde düzenlenen ticari vekilin vekillik görevini kötüye kullanmasına dayandırılmıştır.
Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir.
HMK’nın 33. maddesine göre hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, nitelemeyi yapıp hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
İddianın ileri sürülüşü, davalı yanın savunmaları, davaya konu edilen vekaletnamenin içeriği, dosya arasına alınan davalıya ait sigorta kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Yenimahalle …. Noterliğinin 15/05/2019 tarihli …. yevmiye numaralı vekaletnamesinin davacının …. Şirketindeki hissesinin devri amacıyla düzenlendiği, davalıya hisse devri yönünden vekalet verildiği, …. Limited Şirketi’nin ….’de faal olduğu, davalının ise …da ikamet ettiği ve …’da faal olan bir şirkette çalıştığı, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ise ….’de faal olan bir şirkette çalıştığı, ticari vekilden söz edilebilmesi için vekaletin davacının şirketteki hissesinin yönetimi veya işlerinin yürütülmesi için verilmiş olması gerektiği, ancak somut olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığı, bu hali ile uyuşmazlığın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nededine dayalı olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce, ilgili vergi dairesi ve ticaret sicil müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda davalının, tacir sıfatının olmadığı, davacının ise herhangi ticari faaliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan hukuki nitelendirmeye göre eldeki dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Bu bağlamda, davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı alacak talebine ilişkin olması sebebiyle somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/11/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı