Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/63 E. 2021/158 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2021/63 Esas – 2021/158
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/63
KARAR NO : 2021/158

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 03/02/2020
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
K.YAZIM TARİHİ : 12/03/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu …. Taah. Ve Tic. Lmt.Şti. ‘den alacaklarının tahsili amacıyla Ankara ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında kabul edilen alacağın tahsili amacıyla Ankara …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe giriştiklerini, söz konusu şirketin taraf teşkili sağlanması için ihyası gerektiğini bildirmiş, dava konusu …. Taah. Ve Tic. Lmt.Şti.’ni ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı kurum mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; ihyası talep edilen şirketin münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesine göre 07/07/2014 tarihli 8606 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmadığını, ticaret sicilinden resen kaydının silindiği ve bu durumun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 06/02/2015 tarih ve 8753 sayısında ilan edildiğini, re’sen kaydı silinen şirketin, alacak ve boçları hakkında bilgi sahip olması beklenemeyeceği gibi, davanın açılmasında herhangi bir kusurundan bahsedilmesinin söz konusu olamayacağını beyanla, davaya ilişkin karar ve ihya istemi yönünden takdir mahkemeye ait olmak üzere zorunlu hasım olunması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi 28/10/2020 tarih, …esas, … sayılı kararı ile; ihyası istenen şirketin muamele adresinin Sincan’da olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
GEREKÇE :Dava, Ticaret Sicilinden terkin edilen dava dışı … Limited Şirketinin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen cevapta, talebe konu edilen şirketin münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesine göre 07/07/2014 tarihli 8606 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmadığını, ticaret sicilinden resen kaydının silindiği ve bu durumun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 06/02/2015 tarih ve 8753 sayısında ilan edildiğini bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce hazırlanan ihtarın ihyası istenen şirkete veya şirket temsilcilerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı gibi dosyaya sunulan ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın ise yetersiz adresten ötürü iade edildiği gibi ihtarın Ticaret Sicil Gazetesinde de yayınlanmadığı, bu hale göre 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin ve Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan yaptırılmaması usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
Öte yandan 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfeyi edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tututalamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle, ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. ( Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316,)
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirkete 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/(4)-a. maddesi gereğince sicil gazetesinden yapılan ihtarın usulüne uygun şekilde şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı son adresine ve sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar olunmadığı, yollanan ihtarın bila ikmal iade edildiği gibi oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından ihyası istenen şirketin usul ve yasaya uygun bir şekilde sicilden terkini sağlanmadığı anlaşıldığından hakkında dava olduğu bu nedenle de geçici 7.madde uygulanamayacağından ihyası istenen şirkete tasfiye memuru atanmadan şirketin ihyasına yönelik ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629 esas 2017/6341 karar sayılı emsal içtihatı).
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca, davalı ticaret sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin etmekle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve hakkında dava olması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uygulanamayacağıda gözetilerek davalının yargılama giderleri, vekalet ücreti ve harçtan sorumlu tutulması gerektiği anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil sırasında kayıtlı … Limited Şirketinin tüzel kişiliğinin İHYASINA,
… Limited Şirketinin ihyasına ilişkin mahkememiz kararının iş bu hükmü gereğince şirketin yeniden yapılacak sicil kaydının Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, bu hususta karar kesinleştiğinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 288,00TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza