Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/61 E. 2021/230 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2021/61 Esas – 2021/230
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/61
KARAR NO : 2021/230

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR :1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Genel Kurul Gündeminin Belirlenmesi
DAVA TARİHİ : 25/01/2021
KARAR TARİHİ: 07/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 09/04/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 2020 yılı Genel Kurulu gündeminin taraflarınca belirlenmesi, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde, … A.Ş ile … A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin müzakeresi ve transfer fiyatlandırılmasına ilişkin raporların sunulup sunulmaması; … A.Ş. ile ticarete son verilmesi ile … …. Dış Tic. A.Ş. ile …’a karşı dava tarihine kadar yapılan ticaretin batıl olduğunun tespitiyle tazminat davası açılıp açılmamasının konusunun görüşülüp karara bağlanması; konularının 2020 yılı Genel Kurul Gündemine alınmasına; Genel Kurul Toplantısı düzenlemek, yönetmek ve toplantıda alınacak kararların uygulanabilmesi için gerekli yetkilerin verileceği bir kayyım tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; şirket pay sahibi olan davacıların şirket yönetim kurulu üyelerine karşı dava açma hakkı mevcutken, bu konunun şirket genel kurul toplantı gündemine eklenmesini talep etmelerinin hiçbir hukuku yararı bulunmadığı belirterek, anılan talebin HMK’nun 114/1-f maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, davalı şirketin 2020 yılı Genel Kurulu gündeminin davacılar tarafından belirlenmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde, … A.Ş ile…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…… A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin müzakeresi ve transfer fiyatlandırılmasına ilişkin raporların sunulup sunulmaması, … A.Ş. ile ticarete son verilmesi ile … …. Dış Tic. A.Ş. ile …’a karşı dava tarihine kadar yapılan ticaretin batıl olduğunun tespitiyle tazminat davası açılıp açılmamasının konusunun görüşülüp karara bağlanması konularının 2020 yılı Genel Kurul Gündemine alınmasına karar verilip verilmeyeceği hususuna ilişkindir.
Davacılar tarafından davalı … A.Ş.’nin 2020 yılı olağan genel kurulunun yapılmasını talep etmiş ise de; davalı şirketin 12 Nisan 2021 tarihinde 2020 yılı olağan genel kurul toplantısı yapılması kararı aldığı, toplantı öncesinde davacılara 31/12/2020 dönümü ayrıntılı gelir tablosunun, 31/12/2020 tarihli ayrıntılı bilançonun, 01/01/2020-31/12/2020 dönemi yıllık faaliyet raporunun, 01 Ocak – 31 Aralık 2020 hesap dönemine ait bağımsız denetçi raporunun, yönetim kurulunun kar dağıtım önerisi hakkındaki 22/03/2021 tarih ve 2021/04 sayılı kararının esas sözleşmenin değişmesi öngörülen 6. maddesinin tadil tasarının tebliğ edildiği, gündemde şirket yönetim kurulu tarafından hazırlanan 2020 yılı faaliyet raporu okunması, müzakeresi ve tasdiki, bağımsız denetim raporunun okunması, 2020 yılı şirket finansal tablolarının okunması, müzakeresi ve tasdiki, 2020 yılına ilişkin hesap ve faaliyetlerinden ötürü yönetim kurulu üyelerinin ibraları, 2020 yılı dönem karının kullanım şeklinin belirlenmesi, yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin tespiti, yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi hakların belirlenmesi, 2021 yılı hesap dönemi için bağımsız denetçi seçilmesi, şirket pay sahibi … tarafından şirkete Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2019/450 esas sayılı dava kapsamında görevlendirilen özel denetçi …’in 30/10/2020 ve 15/03/2021 tarihli özel denetçi raporları ve şirket yönetim kurulunun söz konusu raporlara ilişkin değerlendirmelerinin 6102 sayılı TTK’nun m. 443/1 hükmü uyarınca okunması, şirket sermayesinin 17.500.000,00TL’den 25.000.000,00TL’ye artırılması, artırılan 7.500.000,00TL’nin tamamının dış kaynaklardan şirket pay sahipleri tarafından nakden taahhüt edilmek suretiyle karşılanması, şirket paylarının itibari değerinin 1,00TL olması ve bu doğrultuda şirket esas sözleşmesinin “Sermaye” başlıklı 6. maddesinin değiştirilmesi hususlarının müzakeresi ve karara bağlanması, hususlarının bulunduğu anlaşıldığından davalı … A.Ş.nin olağan genel kurul toplantısının 12.04.2021 tarihinde yapılacağı dikkate alınarak konusu kalmayan davalı şirketin 2020 yılı Genel Kurulu gündeminin davacılar tarafından belirlenmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde, … A.Ş ile … A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin müzakeresi ve transfer fiyatlandırılmasına ilişkin raporların sunulup sunulmamasının gündeme eklenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
TTK’nın 553/1 maddesi; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleş̧meden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem sirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşıı verdikleri zarardan sorumludurlar” hükmünü içermektedir. Bu şekilde Kanun Koyucu, yasa ve esas sözleşmeye aykırı hareket edip, şirketin, pay sahiplerinin ve alacaklıların zararına sebebiyet veren yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebileceğini ve söz konusu zararın giderilebilmesi için ilgili yönetim kurulu üyeleri aleyhine tazminata hükmedilebileceğini öngörmüştür. Her ne kadar sorumluluk davası açma hakkı hususunda TTK’da kesin ve açık bir hüküm yer almasa da, yukarıda anılan hüküm kapsamında yönetim kurulu üyeleri, yasa ve esas sözleşmeye aykırı ve pay sahiplerinin zararını doğuran eylemleri nedeniyle, pay sahiplerine karşı doğrudan sorumlu tutulmuşlardır. Bununla beraber, yine TTK’nın 555/1 maddesinde de; “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler” denilmek suretiyle, yönetim kurulu üyelerinin eylemleri nedeniyle şirketin uğradığı zararın, dolayısıyla esasen pay sahibinin dolaylı zararının da her bir ilgili pay sahibi tarafından dava yoluyla…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…talep edilebileceği hükme bağlanmıştır. Bu doğrultuda; TTK’nın anılan hükümlerinin lafzından ve Kanun Koyucunun iradesinden yola çıkarak, yönetim kurulu üyelerinin yasa ve esas sözleşmeye aykırı, zarara sebebiyet veren davranışlarından ötürü zararı gören tarafın sorumluluk davası açma hakkının bulunduğu ve yine anılan düzenlemeler gereği, pay sahibine hem uğradığı doğrudan zararlar, hem de şirketin uğradığı, bir başka deyişle kendi dolaylı zararları bakımından, şirket genel kurulu kararı alınmasına ihtiyaç duymadan, sorumluluk davası açma hakkı tanındığı anlaşılmaktadır.
Yönetim kurulu üyelerinin yasa ve esas sözleşmeye aykırı eylemlerinden ötürü zarar gören pay sahibi veya pay sahiplerinin, ön şart olarak şirket genel kurul kararına gerek duymadan, bireysel olarak anılan yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açma hakkını haiz oldukları öğretide de kabul edilmektedir. Pay sahibinin uğradığı zararın doğrudan veya dolaylı olmasına göre, zararın kendisine veya şirkete ödenmesini talep etmesi hususunda farklılıklar söz konusu olabilecek olup, işbu husus temelde pay sahibinin bireysel olarak yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açma hakkını etkilememektedir.
6102 sayılı TTK hükümlerine bakıldığında bir pay sahibi TTK m.553 hükmü gereğince doğrudan uğradığı zarar için yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açabileceği gibi, “Şirketin zararı” başlığını taşıyan TTK m.555 hükmü bakımından da, doğrudan zarar gören şirketin bu zararı için, kendisinin de uğradığı kabul edilen dolayısıyla zarar (dolaylı zarar / yansıma zarar / Reflexschaden) nedeniyle davacı olabilecektir. Kanun 556. maddesinde zarara uğrayan şirketin iflası halinde dolayısıyla zarar nedeniyle şirket alacaklılarının da dava açabilmesini kabul etmiştir. Ancak bu hallerin hiçbirinde ne mülga TTK ne de 6102 sayılı TTK döneminde pay sahibinin ya da şirket alacaklısının kendi uğradığı doğrudan zarar ne de dolayısıyla zarar nedeniyle dava açabilmesi için genel kurulun toplanması ve dava açılması yönünde bir karar alınması öngörülmüş değildir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin son yıllarda vermiş olduğu emsal kararlara bakıldığında da, pay sahibinin yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açabilmesi için şirket genel kurulunun karar alması şartını koşmadığı; pay sahiplerinin bireysel olarak sorumluluk davası açma hakkını haiz olduklarının belirtildiği açıkça görülmektedir. Bu itibarla, davacıların doğrudan yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açabileceğinden, davalı şirket yönetim kurulu başkanı … ve diğer yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılıp açılmamasının görüşülüp karara bağlanması için gündeme madde eklenmesi talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … A.Ş.nin olağan genel kurul toplantısının 12.04.2021 tarihinde yapılacağı dikkate alınarak konusu kalmayan davalı şirketin 2020 yılı Genel Kurulu gündeminin davacılar tarafından belirlenmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde, … A.Ş ile … A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin müzakeresi ve transfer fiyatlandırılmasına ilişkin raporların sunulup sunulmamasının gündeme eklenmesi talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacılarının … A.Ş. ile ticarete son verilmesi ile … …. Dış Tic. A.Ş. ile …’a karşı dava tarihine kadar yapılan ticaretin batıl olduğunun tespitiyle tazminat davası açılıp açılmamasının konusunun görüşülüp karara bağlanmasına, konularının 2020 yılı Genel Kurul Gündemine alınması talebinin HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
3-Harçlar Kananu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
e-imza e-imza e-imza e-imza

4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacıların gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza