Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/594 E. 2021/975 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/594 Esas – 2021/975
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/594 Esas
KARAR NO : 2021/975
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2021
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
K. YAZIM TARİHİ: 06/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili şirket ile davalı şirketin, 142.200,00 TL bedel mukabilinde müvekkili şirkete trafo teslim edilmesi hususunda mutabakata vardıklarını, davalı şirketin ücretin peşin ödenmesi talebi üzerine 03.07.2020 tarihinde müvekkili şirket yetkilisinin şahsi hesabından davalı şirket yetkilisi …’ın şahsi hesabına “trafo için avans ödemesi” açıklaması ile 47.200,00-TL gönderildiğini ve müvekkili şirketçe davalı şirkete 05.09.2020 vadeli 95.000,00-TL avans çekin teslim edildiğini, çekin davalı şirket tarafından tahsil edildiğini, ancak müvekkili şirket tarafından bütün yükümlülükler yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından mutabakat konusu trafoların müvekkili şirkete teslim edilmediğini ve müvekkili şirket tarafından ödenen paranın da iade edilmediğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı icra takibi başlatıldığını işbu icra takibine davalı şirket tarafından yetki itirazında bulunulması üzerine dosya yetkili icra müdürlüğüne taşınarak Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğundan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, davalı şirket yetkilisinin açıkça müvekkili şirkete borçlu olduğunu kabul ettiğini, iade edilecek tutarda farklılık olduğunu iddia ettiğini, davalı şirket tarafından eksik de olsa müvekkili şirkete 73.000,00 TL iade edileceğinin kabul edilmiş olmasına rağmen, bu ödemenin dahi yapılmadığını, müvekkil şirket tarafından edimler yerine getirilmesine rağmen davalı şirketçe yerine getirilmediğinden, ödenen bedelin iadesi noktasındaki taahhütlere rağmen herhangi bir ödeme de yapılmadığından, müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı, davalı şirket yetkilisi aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı icra takipleri başlatıldığını, icra takibinin başlatılması sonrasında ise hiç bir dönemde ürünleri teslime hazır hale getirmeyen, müvekkili şirkete borçlu olduğunu açıkça kabul eden, ödemeleri iade edeceğini taahhüt eden, buna rağmen borçlu olduğunu kabul ettiği tutarı dahi müvekkil şirkete iade etmeyen davalı şirket tarafından, kötüniyetli olarak müvekkili şirkete sincan …. noterliği’nin, 17 aralık 2020 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini sanki hazır edilmesine rağmen müvekkili şirketin ürünleri teslim almamış gibi bir kurgu yapılarak borçtan kurtulma çabası içine girildiğini, işbu ihtarnameye karşı taraflarınca keşide edilen Kadıköy …. Noterliği’nin, 28 Aralık 2020 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarmamesi ile de açıkça, malların defaatle teslim edilmesinin talep edildiği ancak teslimin gerçekleşmemesi ve müvekkil şirket tarafından ödenen bedelin iadesinin de yapılmaması üzerine davalı şirket ve yetkilisi aleyhine icra takipleri başlatıldığını, ihtarnamedeki iddiaların bu nedenlerle kabul edilmediğinin davalı şirkete ihtar edildiğini, davalının amacının borçtan kurtulmak olduğu ve davalı şirketin kötüniyetli olduğunu, davalı şirket tarafından verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi neticesinde hem parasını ödemiş olduğu ürünleri teslim alamayan hem de ödemiş olduğu parayı iade alamayan müvekkili şirketin mağdur olduğunu ve davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini; tüm bu nedenlerle davalı şirket aleyhine başlatılan Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız icra takibine davalı şirket tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkiil davalı şirket ile davacı şirket arasında 29.05.2020 tarihinde akdedilen trafo teslimi hakkındaki sözleşmenin; 142.000 TL mukabilinde değil, 47.650 USD mukabilinde davacı şirkete trafo teslim edilmesi şeklinde hazırlandığını, sözleşme konusu bu tutarın 4 ay vadeli toplam 150.000 TL’lik çek ile ödenmesi, kalan tutarında güncel kur üzerinden USD olarak nakit ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşme tarihinde 1 USD’nin 6,81 TL’ye tekabül ettiğini, sözleşme bedelinin o dönem için TL olarak 324.495,50 TL’ye denk geldiğini, dava dilekçesinde belirtildiği gibi 142.200 TL’lik bir anlaşma bulunmadığını, sundukları sözleşmede görüleceği üzere sipariş onayı için verilecek olan 150.000 TL tutarındaki çek dahi 142.200 TL olarak verilmiş, zarara uğramasına rağmen müvekkili kalan kısmın ödeneceği düşüncesiyle siparişi geçtiğini ancak davacı tarafın 7.800 TL’lik ön ödemenin kalan kısmını da ödemediği gibi müvekkiline alacaklı temerrüdü iddiasında bulunduğunu, bu ödenen miktarın sözleşmede kararlaştırılan trafo bedeli 47.650 USD’nin 20.881 USD’lik kısmını oluşturduğunu, ifa zamanı gelmesine rağmen ödenmeyen 26.769 USD bulunduğunu, 17.12.2020 tarihinde ihtar göndermelerine rağmen geri kalan tutarın ödemesinin yapılmadığını, 150.000 TL değerinde yapılması gereken ön ödemeyi 142.200 TL olarak yaptığını ve hazırlık fiillerinden kaçındığını, bu sebeple iddia edildiği gibi olayda müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, aksine davacı tarafın hazırlıklarını gereği gibi gerçekleştirmemesi sebebiyle gerekli teslimatı yapmadığını, bir miktar avans mahiyetinde ödeme alan müvekkilinin kendi bütçesinden de ayırdığı bedel karşılığında, sözleşme konusu ürünlere dair siparişler verdiğini ve gerekli ödemeler yapılarak ürünlerin teslime hazır edildiğini, sözleşme ardından geçen uzunca süreye rağmen süre içerisinde bakiye borç davalı firma tarafından ödenmediğinden müvekkilinin de ürünleri tesliminin mümkün olmadığını, sözleşmeye konu ürünlerin tedarik edilmesi için yapılan ödemelerin; ürünlerin yurt içinde piyasasının olmaması, yurt dışı kullanımda ihtiyaç duyulan, isteğe özel ürünler olması, sözleşme ve sipariş ardından geçen süre, artan döviz kuru, ürünlerin depolama ve muhafaza maliyeti nedeniyle söz konusu ürünlerin satışı, iadesi ve kullanımı mümkün olmadığından müvekkili açısından zarara sebebiyet verildiğini, müvekkilinin, tarafları sözleşmenin ifa edilmesine çağırırken davacı tarafın sözleşmeden dönülmüş gibi davrandığını, zira davacı tarafından başlatılan takibin sözleşmeden doğan alacağı almaya yönelik olmadığını, aksine sözleşme kurulurken ödediği miktarı geri talep ettiğini, bu taleplerle; açılan icra takibinin haksız, haksız takibe itirazlarının ise haklı olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali talebiyle açılan davanın reddine, alacağın yüzde 20’sinden az olmamak kaydıyla, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :6100 sayılı HMK’nun 166. maddesinin 1. fıkrasında “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” hükmüne yer verilmiş, 4. fıkrasında ise davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının var sayılacağı düzenlenmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının …Şirketi, davalısının … Tic.Ltd.Şti. olduğu, sözleşmeden kaynaklı bu alacak davasının 01/04/2021 tarihinde açıldığı, iş bu davanın derdest olduğu, delillerin usul ekonomisi açısından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, her iki dosya arasında HMK’nun 166. maddesi kapsamında bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında dava dosyasının 6100 Sayılı HMK’nun 166/1 maddesi gereğince Mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varan mahkememiz aşağıdaki şekilde karar vermiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aradaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle dava dosyasının mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, mütakip işlemlerin üzerinde birleştirme kararı verilen mahkememizin … esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine, dosyamızın esasının da bu suretle kapatılmasına,
2-Harç, masraf ve vekalet ücreti hususlarının … Esas sayılı dosyasında takdir edilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021

Katip Hakim
e-imzalıdır. e-imzalıdır.