Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/587 E. 2023/192 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/587 Esas – 2023/192
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/587 Esas
KARAR NO : 2023/192

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2021
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
K. YAZIM TARİHİ: 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … İşleri konulu 15/01/2020 tarihli sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca işin süresinin 50 takvim günü olarak belirlenmiş olup, işin bitiş tarihi de 05/03/2020 tarihi olarak kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme uyarınca yüklenmiş olduğu işi ilgili sözleşmeye uygun şekilde ve süresinde eksiksiz olarak tamamlayarak sözleşmede belirtilen iş bitiş tarihinde davalı şirkete teslimini gerçekleştirdiğini, sözleşmenin “Yapım Sözleşmesi Genel Şartlar” başlıklı 2. Sayfasında kesin kabul süresi geçici kabul tarihinden itibaren 365 takvim günü olarak belirlendiğini, bu itibarla müvekkilinin işin teslimini yapmış olduğu 05/03/2020 tarihinden 365 sonraya isabet eden 05/03/2021 tarihi itibariyle davalı tarafça kesin kabul yapılmış olup, sözleşme konusu iş kesin olarak tamamlandığını, müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen mezkur sözleşme uyarınca yapılan işin bedeli 949.974,00 TL olarak belirlendiğini, ancak müvekkilinin, sözleşmede belirlenen iş miktarından daha fazla iş yapmış olduğundan, fazladan yapılan bu işlere ilişkin, sözleşmede yer alan birim fiyatlar üzerinden hesaplamalar yapılarak karşılıklı mutabık kalınarak toplamda 1.254.038,11 TL fatura düzenlendiğini ve davalıya gönderildiğini, müvekkil tarafından işin eksiksiz olarak yapılması ve teslim edilmesi ve kesin kabul sürelerinin geçmesi ve gerekli faturaların düzenlenerek davalı tarafa teslim edilmesine rağmen sözleşme konusu işin fatura edilen bedeli 98.358,11 TL’nin eksik olarak müvekkiline ödendiğini, haricen yapılan görüşmelerden sonuç alınamaması nedeniyle arabuluculuk görüşmelerinin başladığını ancak olumsuz sonuçlandığını, müvekkilinin davalıdan olan 98.358,11 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasında takip başlattığını, icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, yapılan işbu itirazın haksız ve kötü niyetli olup itirazın kaldırılması gerektiğini, icra takibine konu alacağın müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmeye dayandığını, sözleşme bedeli net bir şekilde yazılı olup işin kesin kabulü de yapıldığından ve davalı şirket tarafından iş ile ilgili olarak herhangi bir itiraz yapılmadığından sözleşme gereği müvekkile ödenmesi gereken bedel konusunda bir çekişme bulunmadığını, bu itibarla alacağın likit bir alacak olduğu ve davalı tarafça da ödemenin icra takibinde belirtilen tutar kadar eksik yapıldığının bilindiği halde takibe itiraz edilerek takibin durmasına sebep olunması davalı tarafın açıkça kötü niyetli hareket ettiğini gösterdiğini, davalının kötü niyetli olarak yapmış olduğu bu itiraz nedeniyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasında başlatmış oldukları icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında … İşleri konulu 15.01.2020 tarihli bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin konusu, anahtar teslim ahşap işleri; sözleşmenin cinsi, sabit birim fiyatlı; işin süresi, 50 takvim günü; işin bitiş tarihi, 05.03.2020; sözleşme bedeli 949.974,40 TL (+KDV): kesin teminat mektubu miktarı ve süresi, KDV hariç sözleşme bedelinin %10’una karşılık gelen 94.997,00 TL; kesin kabul süresi, geçici kabul tarihinden itibaren 365 takvim günü ve garanti süresi geçici kabulden itibaren 2 yıl olduğunu, sözleşmenin 7.1.1.maddesine göre: yüklenici davalı şirketin, sözleşmenin imzasıyla birlikte KDV hariç sözleşme bedelinin %10’una karşılık gelen 94.997,40 TL Tutarında ve iki yıl süreli bir kesin teminat mektubunu işveren davacı şirkete teslim edeceğini, nitekim davacı şirket tarafından bu teminat mektubu müvekkili davalı şirkete teslim edildiğini, aynı maddenin son kısmında, yüklenici tarafından sözleşme ve ilgili yasal mevzuat kapsamında öngörülen yükümlülüklerin kısmen veya tamamen yerine getirilmediği her durumda işveren, hiçbir ihtar veya ihbara gerek olmaksızın diğer her türlü hakkı saklı kalmak kaydıyla dilerse kesin teminat mektubunun tamamını nakte çevirerek cezai şart olarak irat kaydetme hakkına sahip olduğunu, sözleşmenin 8.maddesine göre; kesin kabul dönemi kabul tarihinden itibaren 365 takvim günü, 9.maddesine göre; sözleşme konusu işlerin garanti süresi, geçici kabulden itibaren 2 yıl olduğunu, sözleşmenin bu açık hükümlerine ve sözleşme konusu işin anahtar teslim olarak yapılması kararlaştırılmasına rağmen, davacı şirket iddia ettiğinin aksine yüklenmiş olduğu işleri, sözleşmeye uygun şekilde ve süresinde eksiksiz olarak tamamlamadığını, işin bitiş tarihi 05.03.2020 olarak kararlaştırılmış ise de iş davacı şirket tarafından 2020 yılı nisan ayının sonunda ve ayıplı olarak tamamladığını, davacı şirketin, kararlaştırılan işler dışında ek iş yaptığını beyan etmesi üzerine, müvekkili davalı şirket tarafından davacı şirkete iyiniyetli olarak ödemeler yapıldığını, davacı şirketin kdv dahil müvekkili davalı şirkete gönderdiği 20.06.2020 tarihli ve 1.254.038,11 TL tutarlı fatura için müvekkili davalı şirket tarafından 27.08.2020 tarihli ve KDV dahil 30.680,00 TL tutarlı iade faturası düzenlendiğini, bu faturaların her iki şirketin de hesaplarına girdiğini, davalı şirketin, davacı şirkete hiçbir şekilde ek işten kaynaklı bir borcu bulunmadığını, 98.358,11 TL davacı şirketin iddia ettiğinin aksine eksik iş bedeli değil, davacı şirket tarafından verilen teminat bedeline ilişkin olduğunu, davacı şirketin, henüz yaptığı işlerin garanti süresi dolmadan, davacı şirket tarafından yapılan eksik ve ayıplı işler bedeli nedeniyle müvekkilinden yapılan kesinti bedelleri teminat bedelinden düşülmeden, verdiği teminatı alabilmek için müvekkili şirket hakkında haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine başladığını, “Yapım İşleri Geçici Kabul Eksikleri Tutanağı”ndan anlaşılacağı üzere, müvekkil davalı şirketten, “Ahşap kapı imalatlarında görülen kapı pervazı gönye kesiminin uygun olmaması ve kapı kasasında olan derin darbeler için toplam kapı imalatlarında %5 oranında (4.793,11 TL tutarında) kesinti yapılmış ve bu kesintilerin yapılması kaydıyla kesin hakedişin yapılmasın engel bir durum olmadığının belirtildiğini, davacı şirketin sanki yaptığı iş kesin kabul edilmiş ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.maddesinde öngörülen 2 yıllık garanti süresi dolmuş gibi, verdiği teminat bedelini almak için fazladan yapılan işlerin bedeli, cari hesap alacağı adı altında müvekkili davalı şirket hakkında icra takibi yaptığını, müvekkili şirketin, davacı şirketten aldığı teminatı inkar gibi bir niyeti olmadığını, müvekkili davalı şirketin, davacının yaptığı işlere dair 2 yıllık garanti süresi dolduğunda ve ayıplı işler nedeniyle kendisinden yapılan kesinti bedeli düşüldükten sonra (başkaca bir ayıp ya da eksik çıkmadığı takdirde, ya da çıktığında o bedelin de düşülmesi sonrasında) bakiye teminat miktarını zaten davacı şirkete vereceğini, bu nedenle davacı şirketin, koşulları oluşmadan talep ettiği teminatı, fazladan yapılan işler bedeli adı altında talep etmesinın hukuka aykırı olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davacı tarafça haksız ve kötüniyetli olarak açılan davanın reddine, itirazın iptali davasına konu edilmiş alacağın mevcut olmaması ve davacının kötüniyetli olarak icra takibi başlatmış olması nedeniyle, müvekkili davalı lehine %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak müvekkil davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, taraflar arasında akdedilen sözleşme, cari hesap ekstreleri, ticari defter ve kayıtları, vergi kayıtları, ticaret sicil kayıtları, BA-BS Formları, projeler, yapılan keşif, bilirkişi kurulu raporu ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce yapılan keşfe katılan bilirkişi kurulu 25/05/2022 tarihli raporları ile özetle; hukuki takdir ve değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere; ticari defterlerin incelenmesi neticesinde davacının defter kayıtlarına göre 98.358,11 TL cari hesap bakiyesi alacağı bulunduğu, davalının kendi defter kayıtlarına göre davacıya 98.358,11 TL borcu bulunduğu, ancak bu borcun kayıtlara kesilen teminat bedeli olarak yansıtıldığı, davacı taşeron ile davalı şirket arasında … işlerinin anahtar teslimi olarak 949.974,00TL+ %18 KDV toplam 1.120.969,32-TL bedelle yapımı için 15.01.2020 tarihinde Yapım Sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme kapsamında davacının uhdesi altında işleri eksiksiz tamamladığı ancak bu işlerin bir kısmın ayıplı olarak yapıldığı, bu ayıplı işlerin sözleşme bedelinin %2 ‘sine tekabül ettiği ve ayıplı iş bedelinin KDV dahil 22.419,30-TL olduğu, dosyada davacıya süresinde ayıp ihbarı yapıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığı, dava dışı idare ile davalı arasında yapılan dava konusu işi kapsayan yaklaşık maliyet, teknik şartname bulunmadığından, mahallinde yapılan incelemede davacının talebine konu işlerin sözleşme kapsamında mı yapıldığı yoksa sözleşme dışında mı yapıldığı tespit edilemediği, ancak davalının faturaları kabulüne göre davacının sözleşme dışında fazla iş yaptığı, bu fazla iş bedelinin toplam KDV dahil 102.388,79-TL olduğu, hukuki takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; ayıplı imalatlardan dolayı sözleşme bedelinden indirim yapılacağının kabulüne göre; davacının, davalıdan Ankara Batı İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle talep edebileceği toplam alacağın 75.938,72- TL olduğu, davacının davalıdan takipte fazla talep ettiği alacağın ise 22.419,30-TL olduğu, ayıplı imalatlardan dolayı sözleşme bedelinden indirim yapılmayacağının kabulüne göre; davacının, davalıdan Ankara Batı İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle talep edebileceği toplam alacağın 98.358,11- TL olduğu, takipte davalıdan fazla talep edilen alacağın olmadığı hesaplandığı bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu 30/11/2022 tarihli ek raporu ile özetle; Davalı vekilinin yapmış olduğu itirazların büyük bir kısmı davaya cevap dilekçesinde aynen mevcut olup,29.05.2022 kayıt tarihli kök bilirkişi raporunda detaylı bir şekilde açıklandığını, davalı vekilinin kök bilirkişi raporuna aynı itirazları nedeniyle, konunun bir kere daha incelendiğini ayrıca davacı tarafından Mahkemeye sunulan
CD ve USB flash disk taraflarınca kırtasiyecide çözdürülerek belgeler üzerinde inceleme yapıldığını, davalı vekilinin sözleşme harici iş yapılmadı şeklindeki itirazının yerinde olmadığı, belgeler arasında bulunan ve İç İşleri Bakanlığı Cami İnşaat Fiyat Teklifi Listesinde sözleşmeye ilave olarak yapılan işlerin listesi ve fiyatlarının gösterildiği, toplam 109.043,35 TL tutarındaki ilave iş listesine davalı iş verenin bir itirazı olmadığını, mahallinde caminin içinde ve dışında yapmış oldukları incelemede bu ilave imalatın yapılmış olduğu taraflarınca da tespit edildiği, ilave işlerin tutarı davacı kayıtlarında ise 102.388,79TL olarak göründüğü için bu bedel esas alındığını, davacı vekilinin davalının ilave işler için bedel isteyemeyeceği konusundaki itirazı ile ilgili olarak, Genel Şartnamenin 3/1 ve 3/2 maddesinde sözleşme kapsamındaki işlerin miktarındaki artıştan ve değişiklikten bahsettiğini, 3/3 maddesinde ise sözleşme ve eklerinde tarif edilmeyen ve fiyatı bulunmayan imalatın yapılması için talimat verilmesi halinde bedelinin ödeneceği açık bir şekilde belirtildiğini, hatta 3/4 maddesinde fiyat konusunda anlaşma sağlanamadığı hallerde bile yüklenicinin geçici fiyat uygulaması ile işe başlayacağının belirtildiğini, yine kök raporda Sözleşmede kesin teminat mektubu yerine davacının alacağından teminat miktarı kadar nakden kesinti yapılacağına, bu nakden alınan teminatın idareye işin kesin kabulü yapıldıktan sonra iade edileceğine dair hüküm bulunmadığından ve taraflar arasında bu konuda yapılmış bir mutabakatta olmadığından davalı iş sahibinin, davacının bakiye alacağını teminat olarak uhdesinde tutamayacağı değerlendirildiğini, gerek yukarıda yapmış oldukları açıklamamalar ve gerekse 29.05.2022 kayıt tarihli kök bilirkişi raporundaki görüşlerimiz doğrultusunda, davalı vekilinin kök rapora yapmış olduğu itirazlar sonucunda kök rapordaki görüşlerini değiştirebilecek bir husus tespit edilmediği bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın olduğu iddiası ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asıl uyuşmazlık konusu sözleşme kapsamında ayıplı veya eksik işten kaynaklı verilen teminat bedelinin bulunup bulunmadığı, yapılan işten kaynaklı davacının alacağı bulunup bulunmadığı, yapılan işten kaynaklı davalı iş sahibinin iş bedeli borcunu yerine getirip getirmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 (818 sayılı BK’nın 359-363) maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır. Eser sözleşmesi ilişkilerinde 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu, BK 362 son ve TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir.
Tarafların ticari defter kayıtları birbirini doğrulamaktadır.
Buna göre davacının 98.358,11 TL cari hesap bakiyesi alacağı bulunmakta, ancak 98.358,11TL tutarındaki bu alacak davalı tarafın kayıtlarında kesilen teminat olarak yer almaktadır.
Diğer bir ifadeyle davalı taraf, davacıya takip konusu borcu olduğunu kabul etmekte ve doğrulamakta, ama bu tutarı teminat olarak tuttuğunu kayıtlar üzerinden de göstermektedir.
Davacı ahşap işleri taşeronu ile davalı işveren arasında 15.01.2020 tarihinde Yapım Sözleşmesi imzalanmıştır.
Dava konusu cami inşaatının yüklenicisi, davalı işveren ile dava dışı esas işveren (… A. Ş.) arasında yapılan sözleşme gereği cami inşaatının geçici kabulü 28.02.2020 tarihi itibariyle 30.05.2020 tarihinde yapılmıştır. Bu geçici kabul tutanağında davacı ahşap işleri taşeronunun yapmış olduğu işlerle ilgili olarak sadece ahşap kapı imalatlarında görülen kapı pervazı gönye kesiminin uygun olmaması ve kapı kasasında olan derin darbeler için toplam kapı imalatlarında 4.793,11 TL nefaset bedeli kesilmesi kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından yapılan ahşap işlerinde caminin saçaklarındaki ve pencere sövelerindeki ahşap boyalarında yer yer bozulmalar ve ahşap kaplama ek yerlerinde yer yer ayrılmalar tespit edilmiştir. Bu işlerin toplam bedelinin sözleşme bedelinin %2 sine tekabül ettiği hesaplanmıştır. Bu durumda davacı ahşap işleri taşeronunun sözleşme konusu taahhüdünü %98 oranında sözleşmeye uygun olarak tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme şartları ile davalının ayıplı iş teslimine yönelik iddiası değerlendirildiğinde Gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenici eserdeki işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu garanti edip etmediği ve garantinin dayanağı teminat mektubunun bulunup bulunmadığı hususu sözleşme 7.maddesi kapsamında tartışıldığında
Dosya içerisinde mevcut 12 maddelik Genel şartnamenin 7. maddesine göre “davacı ahşap işleri taşeronu, sözleşmenin imzalanmasını müteakip KDV hariç sözleşme bedelinin %10 una tekabül eden 94.997,40 TL tutarında ve 2 yıl süreli kesin teminat mektubunu davalı işverene teslim edecektir” hükmü mevcuttur.Ancak dosya içerisinde davacı taşeron tarafından davalıya verilmiş kesin teminat mektubuna ait bir belge olmadığı gibi, davalının kesin teminat mektubunu vermesi konusunda davacıya bir ihtarı da
mevcut değildir. Bunlara ilaveten sözleşme genel şartnamesinde, kesin teminatın ne şekilde iade edileceğine ve hakkedişlerden nakit olarak kesileceğine dair bir hükümde bulunmamaktadır. İş bu sebeple yüklenici lehine olan iş sahibinin ayıbı ihbar zorunluluğunun devam ettiği ve sözleşmedeki şartın garanti süresi kapsamında değerlendirilmediğinden garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği şeklinde yorumlanamayacağından sözleşme şartlarının genişletilemeyeceğinden ihbar yükümlülüğü davalı tarafından yerine getirilmemiştir. Hükme esas alınan ve seçenekli olarak hesaplanan davacı alacak miktarı yönünden ayıp ihbar yükümlülüğü yerine getirilmediğinden TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı nazara alınarak ayıplı miktar oranında indirim yapılmadığı ve davacının alacağı teminat miktarı kapsamında da değerlendirilemeyeceğinden taraf ticari defterleri ile tespit edilen miktarda davacının alacağı bulunduğu davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiği hususunu ispatlayamadığından 98.358,11 TL’nin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, Davalının Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takibe itirazının iptali ile takibin devamına,
2-98.358,11 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 6.718,84 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.187,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.530,91 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.187,93 TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.255,73 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 84,70 TL tebligat ve posta gideri ile 3.900,00TL bilirkişi ücreti, 300 TL keşif araç ücreti, 419,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 4.704,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 15.737,30TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/02/2023

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.