Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/579 E. 2022/309 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/579 Esas – 2022/309
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/579 Esas
KARAR NO : 2022/309
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2021
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 25/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkilinin … faaliyetinde bulunan bir şirket olduğunu, bu kapsamda davalıya .. hizmeti verildiğini ve faturalar tanzim edildiğini, alacağın cari hesaba da kaydedildiğini, davalının hiçbir ödemede bulunmaması nedeniyle davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının borca itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının arabuluculuk görüşmelerine de katılmadığını arabulucuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, davanın kabulü ile davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, İİK md.67 gereğince %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2018 yılına ait BA-BS formları, vergi dairesi kayıtları, 04/03/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 23.11.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 30.11.2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalıya 3 adet fatura karşılığında ıslah işlemi hizmeti verdiğini iddia ederek davalının takibe vaki haksız itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise cevap dilekçesi sunmadığından savunmaları tespit edilememiştir. Borca itiraz dilekçesi içeriğinden borcu kabul etmediği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2018 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. Davalı yanın ise BA-BS formu verme zorunluluğu bulunmadığından yazılan müzekkereye olumlu cevap verilmemiştir. Davacı yönünden verilen cevabı yazı ve ekleri incelendiğinde, davacı yanın davalı adına herhangi bir bildiriminin bulunmadığı görülmüş, takibe konu faturaların KDV hariç 5.000,00TL’nin alında olduğu görülmekle bu faturalar için bildirim zorunluluğu bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dava konusu itibariyle tanık dinlenebilecekse de davacı vekili ön inceleme duruşmasındaki beyanında tanık bildirmeyeceklerini beyan ettiğinden tarafına tanık listesi sunmak üzere süre verilmemiştir.
Davalıya verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden davacı yanın defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 04/03/2021 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, dava dosyası ve davacı kayıtlarının incelenmesi neticesinde; davacının Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı icra dosya ile davalıdan talebinin 3.716,99TL asıl alacak ve 1.150,81TL işlemiş faiz toplamı olan 4.867,80TL olduğu, ancak dosya kapsamında davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgesinin bulunmadığı, ilgili vergi dairelerince dosya kapsamına müzekkere cevabı ile sunulan BA-BS formları incelendiğinde, davacı açısından dava konusu alacağın dayanağı faturaların KDV hariç tutarları yasal bildirim sınırının altında olduğu için bildirim zorunluluğunun bulunmadığı ve bildirilmediği, davalı açından da aynı hususun geçerli olduğu ve 2. Sınıf işletme hesabı usulüne göre defter tutması nedeniyle bildirim zorunluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı, davalı tarafından davaya cevap verilmediği gibi ticari defterlerinin de sunulmadığı, dolayısıyla ticari defterlerinin incelenemediği, davacının ticari defter kayıtlarına göre icra takip tarihi (17.11.2020) itibariyle davalıdan 3.716,99TL bakiye alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu alacak, faturalara dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan 3 adet faturadan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia etmiştir. Davaya dayanak faturaların incelenmesinde faturaların 2018 yılına ait olduğu, faturaya konu hizmetin ifasına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı, faturaların imzalı olmadığı tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık konusuna göre ispat yükü davacı alacaklıdadır. Davacı yan dosya kapsamına göre hizmetin ifasına ilişkin iddiasını ispatlayamamıştır. Tarafına dava dilekçesinde dayandığı yemin delili hatırlatılmış, ancak davacı vekili yemin deliline başvurmayacaklarını beyan etmiştir. Bu itibarla davacı yan iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 83,13TL harçtan mahsubu ile artan 2,43TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından ve davalı ilk oturuma katılmadığından tamamının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 80,70TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 148,50TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 154,70TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 854,70TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca davalı ilk oturuma katılmadığından tamamının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.31/03/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı