Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/553 E. 2022/448 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/553 Esas – 2022/448
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/553
KARAR NO : 2022/448
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 28/06/2017
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu,28.03.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan …, …, … ve … nolu kararlar ile 21.04.2017 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan … nolu kararın iptalini istediklerini, 28.03.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısından önce şirketin faaliyet raporunun ortaklara gönderilmediğini, toplantıda gerçek anlamda bilgi verilmesi ve müzakere yapılmasının söz konusu olmadığını, davalı şirketin finansal tablolarının genel kurul öncesinde ortaklara göndermediği gibi inceleme imkanıda tanımadığını, finansal tabloların gerçeği yansıtmadığını, şirket esas sözleşmesinin sermaye ile ilgili maddesinin tadilinin gerekçesinin ne olduğunun da yönetim kurulu tarafından bildirilmediğini, davalı şirketin her yıl sermaye artışına gitmesi ve hatta 07.04.2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan … nolu karar ile 2.560.000 USD kredi borcu için ayrıca para toplamaya çalışmasının sermaye artışının bilanço zararlarının kapatılması için yapıldığını gösterdiğini, davalı şirketin 09.03.2014 ve 07.04.2016 tarihli genel kurullarında alınan kararların iptali için açılan davalarda alınan bilirkişi raporlarının bu durumu ortaya koyduğunu, TTK’un 421/2-a maddesine göre bu nitelikteki kararların oy birliği ile alınmasının zorunlu olduğunu, davalının bu gerekliliğede uymadığını, olağan genel kurulda alınan … nolu karar ile yönetim kurulunda görev alacak üye sayısının azaltıldığını,
e-imza e-imza e-imza e-imza

burada toplantıya çağrıya ilişkin yasal düzenlemelere uyulmadığını, olağanüstü genel kurulda alınan … nolu karar ile de yönetim kurulunun tek kişiden oluşmasının kabul edilerek ana sözleşmeninde buna göre tadil edildiğini, bu durumunda yasa ve ekonomik durumu kötü olan şirketin yapısına uygun olmadığını bildirerek, davalı şirketin 28.03.2017 tarihli olağan genel kurulunda alınan …, …, … ve … nolu kararlar ile 21.04.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan … nolu kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; niza sonusu edilen genel kurulllara çağrı yapılırken TTK’un 414. maddesinde açıklanan prosedürlere uyulduğunu, davacıya faaliyet raporu ile birlikte her türlü finansal veriyi inceleme hakkını kullanma imkanının sağlandığını, dava konusu olağan genel kurulda yönetmeliğe uygun surette hükümet komiserinin bulunduğunu, ayrıca yasanın 437/1 maddesinde açıklandığı şekilde şirketin finansal tabloları, konsolide finansal tablolalar, denetleme raporları ve tüm mali verilerin incelenmeye açık şekilde şirket merkez adresinde hazır bulundurulduğu hususunun bildirilmiş olmasına rağmen davacının kendisine bilanço ve gelir/gider tablolarını inceleme hakkı tanınmadığı beyan etmesinin doğru olmadığını, davalı şirketin dolar cinsinden borçlanarak yatırım yaptığını, bundan kaynaklı borçların ödenmek zorunda olduğunu, davacının hiçbir genel kurula katılmadığını, elinde muhalefet şerhi yazılı kağıt olan temsilci gönderdiğini, olağanüstü genel kurulda yönetim kurulu üye sayısının bire düşürülmesine dair kararın yeterli çoğunlukla alındığını, yönetim kurulu üye sayısı belirlenirken bakanlık temsilcisinin genel kurula katılmasının zorunluluk olmadığını savunarak, davanın redine karar verilmesini istediklerini bildirmiştir.
DELİLLER :Davalı şirketin ana sözleşmesi, defter ve kayıtları, 28.03.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısı tutanağı, 21.04.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı tutanağı, mahkememizde taraflar arasında önceden açılan ve görülen …E., …K. Sayılı dosyası, …E., …K. Sayılı dosyası, …E., …K. Sayılı dosyası, 21.01.2018 tarihli birinci bilirkişi kurulu raporu, 02.05.2018 tarihli ikinci bilirkişi raporu, 26/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, mahkememizin 30/05/2018 tarihli ve … esas, … sayılı kararı ile; “Davanın reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 13/02/2020 tarihli ve … esas, … karar sayılı ilamı ile; ” İstinaf başvurusunun esastan reddine” karar vermiş verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay … Hukuk Dairesi 10/06/2021 tarihli ve … esas, … karar sayılı bozma ilamında; “Davalı şirketin 28.03.2017 tarihli olağan genel kurulunda alınan … no’lu karar ile şirket sermayesinin 66.700.000,00 TL’den 69.670.000,00 TL’ye çıkartılmasına, yükseltilen 2.970.000,00 TL’nin ortaklar cari hesabından karşılanmasına, ana sözleşmenin tadil edilmesine dair kararın oy çokluğu ile alındığı, şirketin 31.12.2016 tarihi itibariyle sermaye yedeklerinin toplamının 68.529.835,55 TL olduğu, 2016 yılı dönem sonunda geçmiş yıl zararları ile birlikte davalı şirketin toplam 36.774.496,72 TL zararının olduğu, dolayısı ile davalı şirketin 31.12.2016 tarihli bilançosu itibariyle TTK’un 376/1 maddesinde belirtilen duruma uygun olarak sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısını zarar sebebiyle kaybettiği, bu nedenle davalı şirketin TTK’nın 376/1. maddesine uygun olarak sermaye artırım tedbirine başvurduğu anlaşılmıştır. Yasa’nın gerekçesinde bu haldeki şirketlerin alacağı tedbirler arasında sermaye artırımı da sayılmış, alınan kararın bilanço açıklarının kapatılmasına yönelik olmadığı, dolayısıyla oy birliği ile alınması gereken kararlardan olmadığı, ilk derece mahkemesince dava konusu genel kurulda alınan … no’lu kararın iptaline ilişkin talebin reddinde bölge adliye mahkemesince isabetsizlik görülmediğine karar verilmişse de, sermaye artırımı ana sözleşmede yer alan esas sermaye rakamının yükseltilmesi, yani kural olarak bir ana sözleşme değişikliğidir. Ancak ana sözleşmenin değiştirilmesi yanında Yasa’da bir de sermayenin artırımı kurumuna yer verilmiştir ki, bu da esas sermayenin teminat işlevinden
e-imza e-imza e-imza e-imza

kaynaklanmaktadır. Öncelikle sermayenin artırılması kararını alacak olan genel kurula halihazır pay sahipleri veya temsilcileri katılabilir. Ayrıca genel kurulda, alınan artırım kararının geçerliliği için toplantıda herhalde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcisinin bulunması ve toplantı tutanağını toplantı başkanı ile birlikte imza etmesi şarttır (TTK. md. 422/1). Aksi halde alınan kararlar yoklukla malüldür. Pay senetleri menkul kıymet borsasında işlem görmeyen anonim ortaklıklarda esas sermayenin artırılmasına ailişkin ana sözleşme değişikliği kararları TTK’nın 421/1 fıkrasında öngörülen ağırlaştırılmış toplantı ve karar yeter sayısına tabidir (bkz. Dairemizin 08.06.2016 gün ve E. …, K … sayılı kararı). Ayrıca şirket borçlarının esas sermayeye dönüştürülmesi bir sermaye artırımı yoluyla yapılacaksa rüçhan haklarının kaldırılması pek çok durumda zorunludur. TTK m. 461/2 hükmüne göre pay sahibinin rüçhan hakkının sınırlandırılması için gerekli görülen öncelikli şart “rüçhan hakkının sınırlandırılması ya da kaldırılmasında haklı sebeplerin bulunması”dır. Yasal düzenlemede, haklı sebepler örnek olarak gösterilmiştir. Başka sebepler ve özellikle takas yoluyla ödeme de haklı sebep sayılabilir. Burada önemli olan, eşit işlem ve hakların sakınılarak kullanılması ilkesi göz önünde tutularak tüm pay sahiplerinin ve şirketin ekonomik menfaatlerinin korunmasıdır. Yoksa belirli bir pay grubu ya da hakim ortağın menfaatlerinin göz önünde tutularak rüçhan haklarında kısıtlamaya gidilmesi haklı nedenin oluşumuna engeldir. Yine bunun yanında finansal tabloların ertelenmesi durumunda onunla bağlantılı sayılan sermaye artırımının da ertelenmesi gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 28.03.017 tarihli olağan genel kurulda alınan … no’lu sermaye artırımı kararı bakımından yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilerek mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
GEREKÇE:Dava, anonim şirket genel kurullarında alınan kararların iptali istemine ilişkindir. (TTK m. 445 vd.)
Davalı şirketin 28.03.2017 tarihli olağan genel kurulunda gündem maddeleri görüşülürken alınan …, …, … ve … nolu kararlar ile 21.04.2017 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan … nolu kararın iptali istenmektedir. 28.03.2017 tarihli genel kurulda … maddede, “2016 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması, müzakeresi ve onayı” görüşülmüş ve yönetim kurulu oy çokluğu ile ibra edilmiş, 4. maddede “2016 yılı finansal tabloların (bilanço ve gelir tablosu) okunması, müzakeresi onayı ve yönetim kurulunun ibrası” gerçekleştirilmiş, 7. maddenin görüşülmesinde, “sermaye artırımı ve buna bağlı olarak ana sözleşmenin sermaye ile ilgili maddelerinin tadili” yıpılmış, 9. maddenin görüşülmesi neticesinde de “yönetim kurulu üye sayısının ve görev sürelerinin belirlenmesi, belirlenen üye sayısına göre seçim yapılarak yeni yönetim kurulunun oluşturulması” cihetine gidilmiştir.
Niza konusu edilen 21.04.2017 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan … nolu karar ile de “ana sözleşmenin 7. maddesinin tadil edilerek , yönetim kurulu üye sayısının bir kişi olarak belirlenmesi” sağlanmıştır.
Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu ile davalı şirketin sermayenin artırılması kararı ile ilgili olarak, 28/03/2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında hali hazırda pay sahiplerinin veya temsilcilerinin katıldığı, bu toplantıda bakanlık temsilcisinin hazır olduğu, yine TTK’nun 421/1 fıkrasında ön görülen toplantı ve karar yeter sayısının sağlandığını, böylece bozma kararında belirtilen hususlara uygun hareket edildiğinin belirtildiği görülmüştür.
Bu rapordan hareketle, daha önceki kararımızda da belirtiltiği üzere, dava konusu olan 28/03/2017 tarihli olağan genel kurulun …, …, … ve … numaralı kararları ile 21/04/2017 tarihli olağan üstü genel kurulda alınan … numaralı kararlar hukuka uygundur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Şöyle ki; bozma kararı sonrasında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi TTK’un 437/1 maddesinde, finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu ve diğer mali belgelerin genel kurul toplantısından en az 15 gün önce şirketin merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin incelenmesine hazır bulundurulacağı, pay sahibinin gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir hükmü yer almaktadır. Yasada, anılan mali belgelerin ortaklara ayrıca gönderilmesi gerektiğine dair hüküm bulunmamaktadır. Olağan genel kurulu ilana ilişkin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 09.03.2017 tarihli nüshasında, yasada bildirilen mali kayıtların hissedarların incelenmesine hazır bulundurulduğu bildirilmiştir. Olağanüstü genel kurul toplantı gündemi, yönetim kurulu üye sayısı değişiklik taslağı 28.03.2017 tarihli sicil gazetesinde yayımlanmıştır. Ayrıca tüm ortaklara toplantıdan 15 gün önce gönderilen çağrı mektubunda gündem maddeleri belirtilmiştir. Davalı yanca çağrı usullerine uyulmuştur. Davacı ortağın, şirket merkezine giderek söz konusu rapor ve tabloları incelemek isteyip, bu isteğinde reddedildiğine veya engellendiğine ilişkin bir iddia veya delil sunulmamaklada davacının bu husustaki iddiaları subut bulmamış kabul edilmiştir. Olağan genel kurul bakanlık komiseri denetiminde yapılmış, tutanakta da faaliyet raporları ile yıllık bilanço ve gelir tablosunun müzakere edilerek oylandığının yazılı olduğuda görülmekle, anılan hususların şeklen yapıldığı iddiasını da kabul etmek mümkün olmamıştır.
Davalı şirketin bilanço ve diğer mali kayıtları uzman bilirkişiler tarafından incelenmiş, davalı şirketin yüksek oranda yabancı para cinsinden borcu bulunduğu, bundan dolayıda dönem sonunda kur farkından kaynaklı zararının oluştuğu tespit edilmiş, bilanço ve diğer mali kayıtların birbirlerine aykırı olmadıkları ve dolayısıyla bilançonun gerçeği yansıttığı tespit edilmiş, bilançoda zarar kalemlerinin gerçeği yansıtmadığı iddiasını teyit eder bir veriye ulaşılamamış, aksine, kayıtlarınn usulüne uygun düzenlendiği anlaşılmış, neticesinde, davacının olağan genel kurulda alınan … ve … nolu kararların iptali istemi yerinde bulunmamıştır.
Olağan genel kurulda … nolu karar ile şirket sermayesi 66.700.000,00TL’den 69.670.000,00TL’ye çıkartılmış ve ana sözleşme tadil edilmesine karar verilmiştir. Karar oy çokluğu ile alınmıştır. Davalı şirketin mali kayıtları incelendiğinde; şirketin faaliyetlerinden dolayı kar ettiği, ancak finansman gideri ve yabancı para birimi üzerinden banka kredisi kullanıldığı için kur faklarından dolayı zararın bulunduğu görülmüştür. Davalı şirketin 31.12.2016 tarihi itibariyle sermaye ve yasal yedeklerinin toplamının 68.529.835,55TL olduğu, 2016 yılı dönem sonunda geçmiş yıl zararları ile birlikte davalı şirektin toplam 36.774.496,72TL zararının olduğu, dolayısı ile davalı şirketin 31.12.2016 tarihli bilançosu itibariyle TTK’un 376/1 maddesinde belirtilen duruma uygun olarak sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısını zarar sebebiyle kaybettiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket TTK’un 376/1 maddesine uygun olarak sermaye artırım tedbirine başvurmuştur. Yasa gerekçesinde bu haldeki şirketlerin alacağı tedbirler arasında sermaye artırımıda sayıldığından, alınan kararın bilanço açıklarının kapatılmasına yönelik olmadığı, dolayısıyla oy birliği ile alınması gereken kararlardan olmadığı tespit edilmiştir.
28.03.2017 tarihli genel kurulda … nolu karar ile yönetim kurulu üyesi sayısı 3’den 2’ye düşürülmüş, yönetim kurulu üyeleri belirlenmiştir. Burada karar alınırken yasal yükümlülüklere uyulduğu, kararın yeterli çoğunlukla alındığı anlaşılmıştır. Davacının bu maddenin iptaline yönelik istemi kabul edilmemiştir.
Davalı şirketin 21.04.2017 tarihli olağanüstü genel kurulunda yönetim kurulu üye sayısının ikiden bire indirilmesi ve yönetim kurulunun seçimine dair kararınında iptali istenmiştir. Nizalı genel kurul Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiş, ortaklarada yasal süresinde gündemide belirtir çağrı davetiyesi gönderilmiştir. Bu toplantının gündemi nazara alındığında da, “bakanlık temsilcisi” bulundurma zorunluluğu yoktur. Şirketin tek yönetim kurulu üyesi bulunmasının, şirketin kötü yönetilmesine sebep olacağı iddiasının ileri
e-imza e-imza e-imza e-imza

sürülüp dayanakları ispat edilebilmişte değildir. Bu nedenle olağanüstü genel kurulda alınan bu kararında iptali istemide yerinde bulunmamıştır.
Bu gerekçeye uygun aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza