Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/549 E. 2022/604 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/549 Esas – 2022/604
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/549 Esas
KARAR NO : 2022/604
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
K.YAZIM TARİHİ : 13/07/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirket görevlileri tarafından 10.03.2020 tarihinde davalının adresinde yapılan kontrollerde müvekkili şirketin bilgisi dışında karşılıksız yararlanma kastı kaçak tüketim yapıldığının tespit edildiğini, şirket tarafından kesilen elektriği açarak kullandığı tespit edildiğini, … seri nolu Kaçak Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı düzenlendiğini, ilgili tutanak üzerinden 16.06.2020 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, barçlu dosyaya kısmi ödeme yaptığını, ancak alacak miktarlı dosyaya ise borcu olmadığını iddia ederek itiraz ettiğini, itirazın haksız ve yerinde olmadığını beyan ederek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, haksız olarak itiraz eden davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; müvekkilinin kaçak elektrik kullanımının olmadığını ve hiçbir zaman da olmadığını, davacı şirketin alacaklı ve müvekkil şirketin borçlu konumunda olduğu birden çok icra dosyasının mevcut olduğunu. bu dosyalardaki borç tutarları nedeni ile davacı şirket görevlileri defalarca müvekkil şirketin adresine gelerek delalarca kontroller yaptığını, borç nedeni ile elektrik kesintisi uygulamaları görektiğini bildirdiklerini. ancak müvekkil şirket sanayi bölgesinde hizmet vermekte olduğunu, bu bölgeden birden çok fabrikanın elektrik kabloları trafodan birbirine bağlı durumda olduğunu, dolayısıyla müvekkil şirketin elektrik kullanımının kesilmesi durumunda birden çok fabrikanın da elektrik kullanımının kesitd’ğini. bu nedenle sayaç mühürleme işleminin yapıldığını, ancak müvekkil şirketin elektrik kullanımını sonlandırmadıklarını, müvekkilinin kesinlikle karşılıksız yararlanma kastının olmadığını, sayaç okuması stabil şekilde devam etmekte ve her ay kullanımfa orantılı fatura düzenlendiğini, bu şartlar altında davacı şirket tarafından kaçak kullanım bedelinin nasıl hesaplandığının da anlaşılamadığını beyan ederek, haksız olarak açılan işbu davanın reddine, asıl alacağın %20 sinden az olmayacak ölçüde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, taraflar arasında düzenlenen elektrik aboneliğine ilişkin tüm bilgi ve belgeler, kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağı, 09/05/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, davacı elektrik şirketi tarafından düzenlenen 10.03.2029 tarihli tutanağın yasal mevzuatı oluşturan EPTH Yönetmeliğinin 42.ç maddesi kapsamında kaçak elektrik kullanımını içerdiği, yönetmeliğin 43. 44 45 ve 46. maddelerine göre EPDK.’ca yürürlüğe konan usul ve esaslar’a göre tahakkuk ettirilecek kaçak tahakkukundan davalı kullanıcının sorumlu bulunduğu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan; 74.457,69TL asıl alacak ve 2.019,54TL işlemiş faiz, 363,52TL işlemiş faiz KDV’si olmak üzere toplam 76.840,75TL alacaklı olduğu, ancak takipte (77.831,99 — 76.840,75) = 991,24TL fazlalık bulunduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; Kaçak/usulsüz elektrik tüketiminden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı kaçak/usulsüz elektrik tüketimi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 26.06.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 30.06.2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Dosya arasında bulunan kaçak elektrik tahakkuk hesap detayından kaçak kullanımın 22/01/2020 – 10/03/2020 dönemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla kaçak kullanım dönemi dikkate alınarak uygulanması gereken yönetmeliğin 30/05/2018 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği olduğu tespit edilmiştir.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik enerjisi tüketimi halleri başlıklı 42. Maddesinde kaçak elektrik tüketimi “Gerçek veya tüzel kişinin; kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi, perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken ayrı bir hat çekmek suretiyle dağıtım sistemine müdahale ederek sayaçtan geçirilmeksizin elektrik enerjisi tüketmesi, perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanması ise 44. maddede “42 nci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki kaçak olarak tüketilen elektrik enerjisi miktarı, tüm tüketiciler için, öncelikle tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan yasal şekilde tesis edilmiş sayaç değerine göre, tüketimi doğru olarak kaydetmiş yasal şekilde tesis edilmiş sayaç değerinin bulunmaması durumunda, ihtilafsız aynı dönemki tüketim miktarına göre hesaplanır. (b) bendi kapsamında, kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki aynı dönem, ihtilafsız dönem olarak kabul edilir. Birinci fıkra kapsamında doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa, kullanım yerinin müstakil trafolu olup olmamasına bakılmaksızın; meskenlerde, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere bağlantı gücüne ve ortalama günlük çalışma saatine göre, yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak, diğer tüketici gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama günlük çalışma saatlerine göre hesaplanır. Bu tür hesaplamaların yapılamaması durumunda, tüketilen elektrik enerjisi miktarı aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerinin ortalama tüketimlerine göre hesaplanarak tespit edilir. 42 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, mühürlenmiş sayaçtan geçirilmeksizin ayrı bir hat çekilerek birtakım cihazlar kaçak olarak beslenmiş ise, tüketilen elektrik enerjisi sadece bu hat üzerindeki cihazların kurulu gücü dikkate alınarak hesaplanır. 42 nci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi çerçevesindeki tespitlerde; elektrik enerjisinin kesildiği tarihteki endeks değeri ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihteki endeks değeri arasındaki fark dikkate alınarak hesaplama yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ve faturalamada esas alınacak süre 45. Maddede, “Kaçak elektrik enerjisi tükettiği tespit edilen tüketiciye yapılacak faturalandırmada, aşağıda yer alan süreler esas alınır. 42 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla kaçak elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün olarak alınır. 42 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada kullanım süresi esas alınır, bu süre 180 günü geçemez. 42 nci maddenin (c) bendi çerçevesindeki tespitlerde; son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Birinci fıkranın (b) ve (c) belirtilen sürenin dışında, tüketicinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde belirtilen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. Kaçak tüketimi ile kaçağa ilişkin normal tüketim hesabında esas alınacak sürelerin toplamı 12 ayı geçemez. Yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınır ve gecikme zammı alınmaz. 42 nci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre, tüketicinin tespite konu elektrik enerjisinin kesildiği tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süredir. Kaçak elektrik enerjisi tüketim miktarının hesaplanmasında ortalama günlük çalışma saatleri; meskenlerde; 5 saat, Tarımsal sulama tüketici gurubunda yer alan tüketicilerde; ilgili Tarım İl Müdürlüğünden ürün bazında alınacak sulama sezonu saati bilgisi çerçevesinde belirlenen saat, Sanayi tüketici grubundan enerji alanlar ile turistik tesisler, akaryakıt istasyonları, hastaneler, alışveriş merkezleri gibi vardiyalı hizmet veren tüketicilerden, tek vardiyalı çalışanlar için 7 saat, iki vardiya çalışanlar için 14 saat, üç vardiya çalışanlar için 21 saat, diğer tüketicilirde; 8 saat olarak kabul edilir. Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması olmayanlara, çalışma saatleri %20 oranında artırılarak uygulanır. Üç vardiya çalışanlar için bu süre 24 saat olarak kabul edilir. Üçüncü fıkranın (c) bendinin uygulanmasında, vardiya sayısının tespitinde kaçak tespiti yapan kuruluşun görevlilerinin tespiti ve şirket kayıtları, bunun mümkün olmaması halinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen resmi belgeler göz önüne alınır. Çalışma saatlerinin üçüncü fıkranın (c) bendinde belirtilenlerden daha fazla olmasının tespiti durumunda ise tespit edilen saatler esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalının işlettiği … mahallesi … Sokak No:… Merkez … adresinde bulunan ticarethaneye ait … tesisat numaralı abonelikte 10/03/2020 tarihinde yapılan tespit ile kaçak elektrik tüketiminin tespit edildiği, davalı yan cevap dilekçesinde, ödenmeyen borçlar sebebiyle davacı tarafça elektrik kesintisi uygulaması yapılması gerektiğinin bildirildiğini, ancak kesinti halinde birden çok fabrikanın da elektrik kullanımının kesileceğini, bu nedenle sayaç mühürleme işleminin yapıldığını ancak davalı şirketin elektrik kullanımının sonlandırılmadığını, karşılıksız yararlanma kastının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep ettiği, borç nedeniyle kesme ve mühürleme tutanağından davalıya ait abonelikteki elektrik kullanımına ilişkin borçların ödenmemesi sebebiyle 21/01/2020 tarihinde enerji kesilerek mühürleme işlemi yapıldığı tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı savunmasını destekler mahiyette dosya kapsamında delil bulunmadığı gibi düzenlenen borç nedeniyle kesme ve mühürleme tutanağı ile kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağının resmi belge olması ve aksinin de aynı mahiyette delille ispat edilmesi gerektiği, ancak davalı tarafça bu yönde bir delilin sunulamadığı, bu nedenle kaçak elektrik tüketim bedelinden davalının sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Yargıtay 3.HD.nin 2016/11394 E. 2018/3182 K. Sayılı kararında; “Hukuk Genel Kurulu’nun ve Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı kanunda belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak, salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması hâlinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre yasal veya ticari faiz istenebilir. Abonelik (elektrik, su, atık su ve doğalgaz) sözleşmesinde; 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağına yönelik bir hüküm yoksa, borç ödenmediği takdirde, normal tüketim bedeline 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı değil, abonenin sıfatına göre (mesken ise yasal faiz, ticarî ise TTK’nuna tabi aboneler için ticarî faiz, diğer aboneler için yasal faiz) faiz uygulanacaktır. (HGK’nun 22/09/2010 tarih, 2010/13-466 Esas, 2010/410 Karar, 28/11/2012 tarih, 2012/13-624 Esas, 2012/915 Karar, 3. HD’nin 27/02/2014 tarih, 2013/18346 Esas, 2014/3079 Karar sayılı ilâmlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.) Bu nedenle, davalının aboneliğinin ticari abonelik olduğu dikkate alınarak asıl alacağa ticari faiz uygulanması gerekmektedir” denilmiştir. Taraflar arasında düzenlenmiş abonelik sözleşmesi bulunmaktaysa da sözleşmenin sureti dosyaya sunulmadığından sözleşmede düzenleme olup olmadığı tespit edilememiş, bu nedenle davacı yanın gecikme zammı isteyemeyeceği değerlendirilmiş, ancak genel hükümler çerçevesinde avans faizi talep edebileceği kabul edilmiştir. Bu yönde düzenlenen 09/05/2022 tanzim tarihli bilirkişi raporunun bilim ve tekniğe uygun, yasal düzenlemeler gözetilerek düzenlendiği görülmekle hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla, davacı şirketin takip tarihi itibariyle, davalının kaçak elektrik kullanımı sebebiyle 74.457,69TL asıl alacak, 2.019,54TL işlemiş faiz ve 363,52TL işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 76.840,75TL davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalının haksız itirazının 74.457,69TL asıl alacak, 2.019,54TL işlemiş faiz, 363,52TL KDV olmak üzere toplam 76.840,75TL yönünden iptaline, takibin 76.840,75TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 14.891,53TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 74.457,69TL asıl alacak, 2.019,54TL işlemiş faiz, 363,52TL KDV olmak üzere toplam 76.840,75TL yönünden iptaline, takibin 76.840,75TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 14.891,53TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.248,99TL karar ve ilam harcından peşin alınan 940,02TL harcın mahsubu ile bakiye 4.308,97TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından ve davalı … Şirketi ilk oturuma katılmadığından tamamının adı geçen davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 940,02TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.007,82TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 146,20TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 846,20TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca davalı ilk oturuma katılmadığından tamamının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 10.789,30TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirmişse de Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca davalı ilk oturuma katılmadığından reddedilen tutar yönünden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/06/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı