Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/533 E. 2021/911 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/533 Esas – 2021/911
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/533 Esas
KARAR NO : 2021/911

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/07/2021
KARAR TARİHİ:18/11/2021
K.YAZIM TARİHİ:01/12/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin, ticari hayatını, sigortacılık hizmetleri üzerine çalışmalarıyla devam ettirmekte olup bu kapsamda…Sigorta, …Sigorta, … Sigorta, … Sigorta, …Sigorta, … Sigorta, … Sigorta, …Emeklilik, …Yaşam, … Emeklilik,… Emeklilik ve … Emeklilik Hayat şirketlerinin resmi acenteliğini yapmakta ve trafik, konut, kasko, hayat, ferdi kaza, sağlık hukuksal koruma sigortası gibi alanlarda pek çok sigorta poliçesi düzenlemekte olduğunu, …Şirketi ortağı …’ın, müvekkil şirket yetkililerine askeriye içerisinde çeşitli alanlarda sigorta poliçesi düzenleyebileceklerini ifade ederek, 2018 yılında ortak olarak iş yapma teklifinde bulunduğunu, davalı tarafça sunulan teklife göre, müvekkili şirketin, davalı tarafın, Jandarma Komutanlıklarına gitmek için il dışında bulunduğu süreçte, konaklama, ulaşım ve yemek gibi ihtiyaçlarını karşılayacak, davalı taraf ise aylık 100.000,00 TL tahakkuk ile…Emeklilik ve … Şirketi’nin birikimli hayat ürünlerinin müvekkili şirket üzerinden satışını yapacak, düzenlemiş olduğu poliçe primlerinden sigorta komisyon bedeli alacak ve kesilen sigorta poliçelerinde %80 süreklilik sağlanacağını, söz konusu bu teklif müvekkili şirket tarafından kabul edildiğini, anlaşmanın içeriği ve hangi şartlar dahilinde taraflarca kabul edildiği tanıkla ve whatsapp ekran görüntüleri ile ispat edilebilir nitelikte olduğunu, …Şirketi … Emeklilik ve … Şirketi’nin resmi acenteliğini yaptığını, bu kapsamda … ortağı olduğu acente ile de söz konusu birikimli hayat ürünlerinin satışını yapabilecek konumda olduğunu, ancak Jandarma Komutanlıklarında satış yapabilmek için gerekli olan ulaşım, konaklama ve yemek masrafları noktasında yeterli bütçeye sahip olmamaları nedeniyle söz konusu teklifi müvekkili şirkete sunma gereklilikleri hasıl olduğunu, teklifin, müvekkili şirket tarafından kabul edilmesiyle … Ankara ili dışında belirli jandarma komutanlıklarına, bu kapsamda 09.08.2018-16.08.2018 tarihlerinde Manisa … Komutanlığı, 27.08.2018-04.09.2018 tarihlerinde Kastamonu … Komutanlığı, yine 2018 yılı içerisinde Foça …Komutanlığı, Yenifoça… Komutanlığı, İzmir … Komutanlığı, Adana … Komutanlığı, Mersin … Komutanlığı ve daha birçok Jandarma Komutanlığına giderek, sigorta poliçesi düzenlemek maksadıyla çalışmalarına devam edeceğini belirttiğini ve müvekkili şirketten söz konusu il dışı harcamalarının ödenmesini talep edildiğini, anlaşma gereği talep edilen ödemelerin, müvekkili şirket tarafından …’ın Türkiye İş Bankası’nda bulunan hesabına gönderildiğini, taraflar, kesilen poliçelerde aylık 100.000,00 TL tahakkuk ve %80 oranında devamlılık noktasında mutabık kalmış olmakla birlikte tahahüt edilen tahakkuk miktarı ve (ayrıca düzenlenen poliçelerde yaklaşık %90 civarında iptal söz konusu olması nedeniyle) devamlılık oranı … tarafından gerçekleştirilemediğini, yapılan anlaşma gereği, müvekkili şirket tarafından, …’ın hesabına, nakit avans mahiyetinde parça parça ve toplamda 33.500,00 TL ödeme yapıldığını, söz konusu tahahütün gerçekleştirilmemesi karşısında yapılan bu ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iade edilmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından Ankara … İcra Müdürlüğü …E. sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu tarafından söz konusu takibe haksız ve kötü niyetle itiraz edildiğini beyan ederek, Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine karşı, borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL üzerinden devamına, alacağın likit olması nedeniyle, asıl alacağın yüzde 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; yetki yönünden itirazlarını belirterek, davacının müvekkiline karşı Ankara … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile 42.688,64 TL’lik ilamsız icra takibi yaptığını, müvekkilinin takibe itiraz ettiğini, ancak davacının dava değerini 1000 TL olarak açtığını, bu sebeple kalan miktarın harcının tamamlanması gerektiğini, davacı dilekçesinde tarafların bir anlaşma yaptıklarını, müvekkilinin davacıya karşı taahhütte bulunduğunu ve taahhütünü gerçekleştirmemesi karşısında yapılan bu ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iade edilmesi gerektiğinin iddia edildiğini, ancak iddialar gerçek dışı olup müvekkilinin böyle bir taahhütü bulunmadığını, ayrıca tarafların tacir olup şayet böyle bir taahhüt olsa davacının bu taahhütü yazılı olarak ispatlamak zorunda olduğunu beyan ederek, açılan davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyası, davacı şirketin ticaret sicil kaydı, davalı tarafın ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasında düzenlenen komisyon sözleşmesi kapsamında ödendiği iddia edilen bedelin iadesi için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen komisyon sözleşmesi kapsamında davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 02/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 01/07/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamında itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin mazbata bulunmadığından itirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu davanın hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığı değerlendirilmekle işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davalı vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunmuş, yetkili mahkemenin davalının adresinin bulunduğu Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan etmiştir.
Davanın esasına girilmeden önce davalı yanın yetki ilk itirazı öncelikli olarak incelenmiştir.
Gerek HMK’da gerekse 6102 sayılı TTK’da itirazın iptali davalarında yetkili mahkemeye ilişkin özel bir düzenleme yer almamaktadır. Yetkili mahkemenin, 6100 sayılı HMK’nun 6 ve 10. maddeleri gereğince belirlenmesi gerekmektedir. 6100 Sayılı HMK’nun 6/1 madde ve fıkrasında “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 10. maddesindeki düzenlemeye göre ise; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Bu durumda dava, davalının yerleşim yerinde açılabileceği gibi, sözleşmenin ifa yerinde de açılabilir. TBK nın 89.maddesinde de “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından davalının mernis adresinin …/MERSİN olduğu, davacının adresinin ise …/ANKARA olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmesi bulunmadığından yetkiye ilişkin bir düzenleme olup olmadığının denetlenemediği, dosya kapsamına göre ifa yerinin belirli olmadığı, buna göre uyuşmazlık para borcuna ilişkin olduğundan alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin yetkili olacağı, bu itibarla Ankara Ticaret Mahkemelerinin yetkili olacağı, ancak davacı tarafça mahkememizde işbu davanın açıldığı, davacı yanın gerek HMK madde 6’daki genel yetkili mahkeme, gerekse HMK madde 10 ve TBK madde 89’daki özel yetkili mahkemede davasını açmadığından seçim hakkının davalıya geçtiği, davalı da cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin yerleşim yeri adresine göre Mersin Mahkemeleri olduğunu beyan ettiğinden davalının yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili Mersin Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili Mersin Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/11/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza