Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/518 E. 2022/330 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/518 Esas – 2022/330
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/518
KARAR NO : 2022/330
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 11/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı …. A.Ş.nin, 2015 yılında kurulduğunu ve … işletmelerle birlikte … yılından beri … ve … başta olmak üzere … genelinde endüstriyel boya malzemeleri imalat, pazarlama, uygulama ve kumlama gibi iş kollarında yurt içi ve yurt dışında faaliyetini sürdürdüğünü, şirket merkezi dışında … adresinde bulunan … bir fabrika ile boya uygulama ve kumlama çalışmalarıyla gerek sanayi bölgesinde gerekse de üstlendiği projelerdeki tanınırlığı ve güvenilirliği ile birçok önemli işi tamamladığı ve birçoğuna da devam ettiğini, bahse konu fabrika ve gerçekleştirilen projeler ile uygulamalarını ticari faaliyetin devamlılığı açısından … internet adresinde paylaşarı müvekkil şirket, kendi internet sitesindeki bilgi ve resimlerin birebir alınarak herhangi bir referans gösterilmeksizin – bilgi ve rıza dışı bir şekilde davalı tarafından … internet adresinde kullanıldığını haricen tespit ettiğini, davalıya ait internet sitesi incelendiğinde,”…” başlıklı sekmede “…”, “…”, “…” ve “…” alt sekmelerinin bulunduğu, bu sekmelerde, doğrudan müvekkil şirket internet sitesindeki açıklamaların, bilgilerin, fotoğrafların birebir aynı şekilde kullanıldığını, olmayan bilgi ve beyanlarda bulunarak toplumu yanılttığını, iletişim bilgilerinde ise; Ticaret Sicil Gazetesi’nde sadece dava dilekçesindeki adresin yer aldığı buna karşılık ne bir fabrika adresi ne de bir şube adresi bulunmamasına rağmen, şüpheli bir şekilde “…” “…”
e-imza e-imza

şeklinde genel tabirlere yer verildiğinin görüldüğünü, bunun üzerine, Ankara …. Noterliği’nin 01.07.2021 tarih ve … yevmiye numarasına kayıtlı E-Tespit Tutanağı düzenletildiğini, söz konusu tutanakta tespit olunan fotoğraflar / yazılar incelendiğinde davalının açıkça “haksız rekabet” eyleminde bulunduğunun görüldüğünü ve piyasada müvekkilin faaliyet alanına zarar vermesi ile birlikte itibarını sarsıcı bir netice de ortaya çıkardığını, davalı tarafça; davacının faaliyet alanı ile birlikte şirket bilgi ve belgelerinin bulunduğunu, internet sitesinden bilgi ve rızası dışında bilgi ve fotoğrafların alınması, bu bilgi ve fotoğrafların herhangi bir referans gösterilmeksizin ve açık rızası alınmaksızın kendi internet sitesinde paylaşılması, müvekkili tarafından yapılan iş ve projeler ile müvekkil fabrikasının sanki kendi iş yeri ve yaptığı işlermiş gibi gösterilmesi şeklinde gerçekleştirilen eylemler ile açıkça müvekkilinin itibarı kullanılıp, hem kendi iş yeri bilgilerinde, hem yaptığı işlerde gerçeğe aykırı bilgi vermek suretiyle; yanlış ve yanıltıcı bilgi verme şeklinde haksız rekabette bulunduğunu ifade edilerek, davacı işyerine, projelerine ve işlerine ilişkin görüntü ve yazılar içermesi nedeniyle davalıya ait … internet sitesine erişimin engellenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının belirtilen eylemlerinin haksız rekabet içerdiğinin tespiti ve men’ine, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine, Kararın kesinleşmesinden sonra haksız rekabetin önlenmesi hususunun Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesinde ilan ettirilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren TTK m. 5/A hükmüyle arabuluculuk dava şartı, haksız rekabet davaları bakımından da önem arz etmeye başladığı; zira haksız rekabet davaları da mutlak ticari dava niteliği taşıdığından (TTK m. 4) Davacı tarafından dava şartı arabuluculuk kurumuna başvurulmadan ikame edilen işbu davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafından iddia edilen eylemlere ilişkin olarak; TTK m.60’da belirtilen, dava açma hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden itibaren bir yıl ve her hâlde bunların doğumundan itibaren üç yıl olarak ifade edilen zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, ayrıca, davacı tarafın izni ile söz konusu sekmenin müvekkil şirketin internet adresine eklendiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında sunuları faturalardan da anlaşılacağı üzere, ticari iş ilişkisi bulunduğunu, davacı şirket ile üretim alanlarına ilişkin bilgilerin … internet sitesinde kullanılması konusunda sözlü olarak anlaşması üzerine, davacı şirket tarafından mail üzerinden esas bilgilerin paylaşıldığını, müvekkili şirketin, davacı şirketin bilgisi ve izni dahilinde web sitesinde yalnızca bir sekme içinde çeşitli bilgileri kullandığını, bu kullanım da davacı şirketin izni ve bilgisi dahilinde olduğunu, herhangi bir şekilde 55/1 maddesinin a bendinin 2, 4 ve 5 numaralı alt bentleri ile c bendinde yer alan haksız rekabet düzenlemelerine aykırılık teşkil etmediği ifade edilerek, davacının bilgisi ve izni dahilinde web sitesine sekme eklenmesi dolayısıyla, buna ilişkin olarak davacı tarafından verilen izin geri alınmadan ve bu hususta taraflarına herhangi bir bildirimde bulunulmadan işbu davanın ikame edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Taraflara ait ticaret sicil özeti bilgileri, Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, 17/01/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesi istemine ilişkindir.
Haksız rekabet şartlarının oluşup oluşmadığı ile haksız eylem olduğu iddia edilen eylemlerin başlama ve bitiş tarihlerinin tespiti bakımından dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporu dosyaya kazandırılmıştır.
Yine Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında aynı hususlara ilişkin 13/09/2021 tarihli alınan bilirkişi raporu dosyaya kazandırılmış, dosya kapsamımızda alınan bilirkişi raporuyla çelişki içermediği
e-imza e-imza

görüldüğünden ve ayrıntılı, gerekçeli, mahkememiz ve kanun yolu denetimine elverişli anlaşıldığından 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Davanın konusu, davacı internet sitesindeki bir kısım içeriğin, imal edilen ya da işlemi tamamlanan bazı bina, fabrika ya da ürünlerin fotoğraflarını, davalı şirketin internet sayfasında izinsiz olarak aynen kullandığı ve kendi ürünleriymiş ya da varlığı imiş gibi sayfa ziyaretçilerine lanse edilerek TTK 54 vd hükümlerine göre haksız rekabet teşkil ettiği iddiasına dayanmaktadır.
Dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgeler ile tarafımızca yapılan araştırmalara göre, Davalı şirket internet sitesinde Davacı tarafından kendi internet sitesi için oluşturulan resim, açıklama ve diğer içeriklerin Davalı tarafından da kullanılmakta olduğu; bu hususun Davalı tarafından da ikrar edildiği anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde ileri sürülen hususların tespiti için öncelikle taraflar arasında bir rakiplik durumunun bulunup bulunmadığı; bunun akabinde vuku bulduğu anlaşılan eylemlerin iddia edildiği gibi bir haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağı değerlendirmesi yapılması gerekmektedir.
Bir iş ve eylemin TTK 54 vd maddeleri kapsamına değerlendirmesinin yapılabilmesi için çoğunlukla rekabet halinde ticari bir işin yapılması gerekmektedir. Bu husus basın yoluyla haksız rekabet gibi bir kısım istismai hüküm dışında ilgili davalarda başat bir nitelik taşımaktadır. Dolayısıyla taraflar açısından rekabet-rakiplik durumunun ortaya konulması, dava konusu uyuşmazlığın çözülmesi açısından faydalı olacaktır.
Bilindiği üzere iki teşebbüsün birbirleriyle rakip olarak addedilebilmesi için aynı coğrafi alanda aynı müşteriler için rekabet ediyor olmaları gerekmektedir. Diğer bir ifade ile aynı müşterilere, birbiri yerine kullanılabilecek mal ve/ya hizmet satmak için yarışılıyor olunması gerekmektedir. Bu çerçevede iki teşebbüsün rakip olabilmesi için aynı ilgili pazarda faaliyet göstermek gerekmektedir.
Rekabet analizlerinde kullanılan ve teknik bir terim olan “İlgili Pazar” iki unsurdan oluşmaktadır: igili ürün pazarı ve ilgili coğrafi pazar. İki teşebbüsün rakiplik durumunun ortaya konabilmesi için sadece ilgili ürün pazarı itibarıyla rakip olmak yeterli değildir. Literatürde yerleşik kabule göre rakiplik durumunun tespit edilebilmesi için öncelikle ürün ve coğrafya itibarıyla ilgili pazarın tespiti gerekmektedir. Genellikle teşebbüsler, pazar kavramını ürünlerini sattıkları alanı ya da daha geniş olarak, mensup oldukları endüstri veya sektörü ifade etmek için kullanmalarına karşın; rekabet hukuku uygulamalarında ilgili pazar kavramı, beynelmilel kullanılan pazar kavramlarından biraz farklılık arz etmektedir.
İlgili pazar yukarda da ifade edildiği gibi iki boyuttan oluşmaktadır: (i) ilgili ürün pazarı ve (ii) ilgili coğrafi pazar.
İlgili ürün pazarının tespitinde, dava konusu olan mal veya hizmetlerle, tüketicinin gözünde fiyatı, kullanım amaçları ve nitelikleri bakımından aynı ya da benzer sayılan mal veya hizmetlerden oluşan pazar dikkate alınır; tespit edilen pazarı etkileyebilecek diğer unsurlar da değerlendirilir. Birbiriyle yakın ikame olan ya da birbirinin yerine kullanılabilir mal veya hizmetler aynı ilgili ürün pazarında değerlendirilebilmektedir.
Coğrafi pazar, teşebbüslerin mal ve hizmetlerinin arz ve talebi konusunda faaliyet gösterdikleri, rekabet koşullarının yeterli derecede homojen ve özellikle rekabet koşulları komşu bölgelerden hissedilir derecede farklı olduğu için bu bölgelerden kolayca ayrılabilen bölgelerdir.
Bu çerçevede dava konusu faaliyetlerin endüstriyel amaçlı boya, metal, seramik kaplama ve kumlama ürünleri ve hizmetleri olması ve bu hizmetlerin dava konusu olayda ülke genelinde sunulduğu ve ülke coğrafyasının ve hukuki mevzuatı açısından homojen rekabet koşulları göz önünde bulundurulduğunda; ilgili pazarın “Türkiye boya, plastik, seramik ve diğer kaplama ürün ve birleşik hizmetleri pazarı” olarak tespit edilmesi gerektiği düşünülmektedir. Davacının rekabet edebilirliğinin engellendiği ya da kısıtlandığını iddia
e-imza e-imza

ettiği pazarda, Davalı … Ltd. Şti.nin de faaliyet gösterdiği ve fiili rekabet halinde rakip teşebbüsler olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir. Bu nedenle gerek fiili faaliyet konuları gerek pazarlanan ürünler ve pazarlanan ürünlerin coğrafi sunumu itibarıyla davalının, davacı ile rekabet içerisinde değerlendirilebilecek faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmıştır.
TTK bağlamında teşebbüsler arasında korunan rekabet, dürüst ve bozulmamış rekabettir. Rekabet, rakip teşebbüsler arasında yaşanır. Ancak, faydaları müşterilere ve tüketicilere de yansır. Gerek kendi rekabet edebilirliğine müsbet etki eden, gerekse de diğer teşebbüslerin rekabet edebilirliğine menfi etki eden aldatıcı ve dürüstlük kurallarına aykırı davranış ve ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. “Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlıklı TTK 55/I. m. de sayılan hâller başlıca haksız rekabet hâlleridir.
Bir mal ya da hizmet piyasasında rekabet her zaman formel olarak yürümemekte olup enformel ya da gayri ahlaki yürümesi ya da yürütülmesi her zaman mümkün olabilmektedir. Bu sebeple belirli bir piyasadaki rekabet durumunun değerlendirilmesi için hukuki durumdan ziyade fiili duruma bakılması gerekrmektedir. Bir müteşebbis, bir ekonomik faaliyeti belirli işletme ya da şirket organizasyonu altında yürütebildiği gibi bir işletmeye vücut vermeksizin de ekonomik faaliyetlerde bulunabilmektedir. Gerek formel gerekse enformel yürütülen tüm ekonomik faaliyetlerin kanunların sağladığı korumadan yararlanabilmesi ve yaptırımlardan uzak olabilmesi için ticari işlerin dürüstçe ve hakkaniyete uygun olarak ifa edilmesi gerekmektedir.
İşbu davada davacı, kendi iş ürünlerinin davalı … tarafından herhangi bir izin alınmaksızın kullanıldığını ileri sürerek haksız rekabet edildiğini iddia etmektedir. Bu iddiasını ise Davalı internet sitesi içeriğinin Davacı’nın internet içeriği ile aynı ifade ve görselleri barındırdığı Noter marifetiyle yaptırılan tespite dayandırmaktadır.
Davalı … Ltd. Şti., şirket internet sitesinde müşterilere sunulan hizmetleri göstermek amacıyla kullanılan resim ve içeriklerde Davacıya ait bir kısım fotoğraf ve ifadenin kullanıldığını kabul etmekle birlikte bu içeriğin tamamen Davacının bilgisi ve izni dahilinde web sitesine eklendiğini; dolayısıyla, buna ilişkin olarak Davacı tarafından verilen iznin geri alınmadan ve bu hususta herhangi bir bildirimde bulunulmadan işbu davanın ikame edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu için davanın reddini talep etmektedir. Ancak Dava Dosyası içeriğinde Davalı tarafından söz konusu kullanımlara izin verildiğini gösteren herhangi bilgi-belge türünden her hangi bir delil sunulamamıştır. Söz konusu kullanıma ilişkin Davalı, Cevap Dilekçesinde bir kısım e-mailden bahsetmekte; hatta bunların cevap ekinde olduğu belirtilmesine rağmen Cevap dilekçesi ya da başka bir belge ekinde bahsi geçen e-maillere rastlanılamamıştır.
Dolayısıyla Davalı internet sayfasına eklediği sekmelerde Davacıya ait iş ürünlerinin kullanmasını geçerli bir sözleşmeye ya da hakka dayandıramamaktadır.
Yukarda da bahsedildiği üzere, Davalı ve Davacı rakip teşebbüslerdir; aynı müşteri kesimine hitap etmektedirler. Davalının haklı bir nedene dayanmaksızın Davacıya ait iş ve iletme ürünlerini kullanması, bir kısım nedenle haksız rekabet teşkil edebilecek eylemler olduğu nalşılmaktadır. Burada en önemli neden, Davalının hak etmediği bir rekabet avantajını kullanarak Davacının fiili ya da potansiyel müşterilerine ürün satması ya da hizmet sunabilmesidir. Böyle bir durumun fiili olarak gerçekleşmiş olması zorunlu olmayıp potansiyel olarak varlığı, iki teşebbüsün arasındaki rekabetin haksız olarak addedilebilmesi için yeterli bir nedendir. Diğer bir neden de Davalının, Davacının ürün ve görsellerini kullanması nedeniyle potansiyel müşteriler nezdinde karıştırılmaya sebebiyet verilerek Davacının sektörde oluşturduğu ya da oluşturmaya çalıştığı şöhretin ve itibarın zarar görmesi ihtimaldir. Tüm bu hususlara ek olarak, Davalı, kendisinin yapmadığı, üretmediği ürünleri;
e-imza e-imza

tamamlamadığı projeleri kendisi yapmış gibi göstererek başkasının emeğinin ürünleri olan unsurlar vasıtasıyla hem potansiyel müşterilere yanlış ve yanıltıcı bilgi sunmakta hem de bu unsurlar vasıtasıyla kendisine haksız bir rekabet avantajı sağlamaktadır.
Davacı tarafından hazırlanan internet sayfa içeriğinin davalı tarafından mal sahiplerinden izin alınmaksızın kopyalanarak kendi internet sitesinde kullanılmış olması, markalar arası karışıklığı da yol açabileceği gibi rakibin şöhretinden yararlanma gibi bir hususun vaki olmasına da neden olabilecek niteliktedir. Bu nedenle iddia konusu eylemlerin Davacı iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma durumunu göstermesi sebebiyle Davalı tarafından haksız rekabet olan bir davranış olduğu hususunda bilirkişi raporunda tespit edilen hususların yanında mahkememizde kabul oluşmuştur.
Sonuç olarak; davalının izinsiz bir şekilde ya da yasal bir hakka dayanmaksızın davacıya ait iş ve işletme unsurlarının şirket internet sitesinde kullanması davranışının davacı aleyhine ve aynı zamanda davalı lehine haksız rekabet niteliklerini taşıdığı, davanın süresinde açıldığı, 30.04.2018 tarihinden bugüne kadar … ve … adreslerine hala ulaşılabildiği anlaşılmış, haksız rekabette bulunduğunun tespitine, söz konusu fotoğraf ve açıklamaların kaldırılmasına ve TTK 59.maddesi gereği hükmün ilanına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; Davalının davacı tarafından yapılan işlere ve davacı tarafın fabrikasına ait fotoğraf ve açıklamaları … internet sitesinde yayınlayarak haksız rekabette bulunduğunun tespitine,
Davacı tarafından yapılan işlere ve davacı tarafın fabrikasına ilişkin fotoğraf ve açıklamaların dava konusu internet sitesinden hala ulaşılabilir olması gözetilerek … ve … adreslerinde bulunan davacı tarafından yapılan işlere ve davacı tarafın fabrikasına ilişkin fotoğraf ve açıklamaların yayından kaldırılmasına,
TTK’nun 6102 Sayılı Yasanın 59. maddesi gereğince, davacının yurt genelinde ve yurt dışında iş yapma hacmine sahip bulunmasına göre hüküm kesinleştiğinde, gideri davalı tarafından karşılanmak üzere hükmün tirajı 50.000 den az olmayacak ulusal bir gazetede ilanına,
2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşine alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 59,30TL peşin harç, 59,30TL başvurma harcı ve 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 127,10TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.200,00TL bilirkişi ücreti, 54,20TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.254,20TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/04/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza