Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/509 E. 2021/741 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/509 Esas – 2021/741
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/509
KARAR NO : 2021/741
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 01/07/2021
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından görülmekte olan ve dosyada davalı/karşı davacı … Tic. Ltd. Şti.’nin, 6 Şubat 2015 tarihinde yayınlanan … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde …. ticaret sicil nolu şirketin resen terk olunduğunun ilan edildiğini, Ankara Batı ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasından verilen ara karar ile davalı/karşı davacı şirketin ihyası için taraflarına süre verildiğini, bu nedenle resen terk edilen …. Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı kurum cevap dilekçesinde özetle; ihyası talep edilen şirketin Geçici 7’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, “a) 24/6/1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış anonim şirketler ile limited şirketler.” kapsamında terkin edildiğini, dava konusu şirketin sermayesinin (eski Türk parası ile) 1.500.000.,000TL olduğunu, şirketin son sermayesini gösteren TTSG 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Geçici 7’nci maddenin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca , “tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılır” ihtarı 07.07.2014 tarih ve … sayılı TTSG’de yayımlandığını, 03.07.2014 tarihinde şirketin son kayıtlı adresi olan “….” adresine tebligat gönderildiğini, 05.08.2014 tarihinde “tanınmıyor” notuyla iade edildiğini, şirketlerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 31’inci maddesi uyarınca, tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliği tescil ettirmesi gerektiğini, ancak şirketin adres değişikliğinin tescili zorunluluklarını yerine getirmediğini ve bu konudaki sorumluluğun şirket yetkililerine ait olduğunu, TTK Geçici madde 7/4/a’ya göre İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilanı tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, yapılmış sayılır ve 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceğini, şirket kendisine bildirilen 2 aylık sürede münfesih olmadığını belgeleyen hiçbir evrak ibraz etmediğinden 03.,02.2015’te resen terkin edildiğini ve bu hususun 06.02.2015 tarih …. sayılı Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescil ve ilan edildiğini, ilan yolunun bildirici niteliğinin olacağı ve 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı TK. Hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceğinin yasada açıkça belirtildiğini ve şirketin terkininin hukuka uygun olarak yapıldığını, re’sen kaydı silinen şirketin alacak ve boçları hakkında bilgi sahip olması beklenemeyeceği gibi, davanın açılmasında herhangi bir kusurundan bahsedilmesinin söz konusu olamayacağını beyanla, davaya ilişkin karar ve ihya istemi yönünden takdir mahkemeye ait olmak üzere zorunlu hasım olunması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesini talep etmiştir.
DELİLLER :İhyası istenen şirketin ticaret sicil kayıtları, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, Ticaret Sicilinden terkin edilen şirket tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı ….ce hazırlanan ihtarın ihyası istenen şirkete veya şirket temsilcilerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı gibi dosyaya sunulan ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın ise yetersiz adresten ötürü iade edildiği gibi ihtarın Ticaret Sicil Gazetesinde de yayınlanmadığı, bu hale göre 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…edilmeksizin ve Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan yaptırılmaması usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
Öte yandan 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tututalamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve … esas … karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle, ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. ( Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316,)
Davalı ….ce ihyası istenen şirkete 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/(4)-a. maddesi gereğince sicil gazetesinden yapılan ihtarın usulüne uygun şekilde şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı son adresine ve sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanmadığı, yollanan ihtarın bila ikmal iade edildiği gibi oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından ihyası istenen şirketin usul ve yasaya uygun bir şekilde sicilden terkini sağlanmadığı anlaşıldığından hakkında dava olduğu bu nedenle de geçici 7.madde uygulanamayacağından ihyası istenen şirkete tasfiye memuru atanmadan şirketin ihyasına yönelik ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629 esas 2017/6341 karar sayılı emsal içtihatı).
Davalı ….ce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca, davalı …nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin etmekle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve hakkında dava olması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uygulanamayacağıda gözetilerek davalının yargılama giderleri ve harçtan sorumlu tutulması gerektiği, ancak davacının dava dilekçesinde; davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı görüldüğünden, davacının davasının kabulüne, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına davacı yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının KABULÜNE,
.. Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil sırasında kayıtlı ….. Ticaret Limited Şirketinin tüzel kişiliğinin İHYASINA,
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil sırasında kayıtlı …. Ticaret Limited Şirketinin ihyasına ilişkin mahkememiz kararının iş bu hükmü gereğince şirketin yeniden yapılacak sicil kaydının … Ticaret Sicil Müdürlüğünce Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, bu hususta karar kesinleştiğinde …. Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
2-Alınması gereken 59,30TL ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Talep edilmediğinden davacılar yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
4-Talep edilmediğinden davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacıların gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacılara iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza