Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2022/111 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/504 Esas – 2022/111
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/504 Esas
KARAR NO : 2022/111
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2021
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
K. YAZIM TARİHİ: 21/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; Davaya konu çekin müvekkili tarafından düzenlenmiş olup davalı …’a en geç 01/12/2018 tarihine kadar geri teslim etmek koşuluyla verdiğini, iş bu çekin … tarafından müvekkiline iade edileceğine dair yazılı sözleşme (Çek iptal ve iade protokolü) imzalanmış olup …’ın sözleşmenin gereğini yerine getirmediğini, …’a sözleşme gereğini yerine getirmesi ve çeklerin iadesi için … Noterliğinden 20/06/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname çekilmiş olmasına rağmen kendisinin bu çekleri müvekkiline iade etmediği gibi davalı …ne kötü niyetli ciro ederek tedavüle konmasına sebep olduğunu, ilgili çekin iptal ve iade protokolünde açıkça belirtildiği üzere ” Söz konusu Çeklerin, keşide tarihleri gelmeden …’a iade edilecek olup hukuki ilişki bedeli tahsil amaçlı kullanılamaz, Söz konusu çekler 3.kişiye ciro edilemez.” hükmü bulunduğunu, bu hükme rağmen davalı …’ın çekleri muvazaalı bir şekilde ciro ettiğini, burada davalıların, olmayan alacağın tahsil edilmesi amacı ile hareket ettiklerini, davalı … Şirketi’nin her ne kadar çek ile ilgili 3.kişi olsa bile çekin bedelsiz olduğu defi aşağıda izah edileceği üzere kendilerine karşı ileri sürülebildiğini, somut olayda hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması koşulu gerçekleşmiş olup TTK hükmü gereği çekin bedelsiz ve tedavüle konulamayacağı definin … Şti. ye karşı ileri sürülebildiğini, burada davalıların kötü niyetini ispatı hususunda icra dosyasının en önemli delil olduğunu, davalı … Şti.’nin çek için hem müvekkili hemde diğer davalı … aleyhine icra takibi başlatmalarına rağmen çekteki lehtar …’a başlangıçta hiç bir işlem yapmadığını, hatta icra dairesine “…’a ödeme emri göndermeyin, yalnızca …’a ödeme emri gönderilsin diye talepte bile bulunduklarını”, bunun üzerine davalı … Şti.’nin kötü niyetlerinin çok fazla belirli olacağı endişesi ile … hakkında göstermelik takip işlemleri yapmaya başladıklarını, davalı … ile … Şti. arasında gerçek bir ticari ilişki bulunup bulunulmadığının tarafların ticari defterlerinin bilirkişi incelemesinden geçirilerek anlaşılabilecek bir husus olduğunu, davalı tarafların kötü niyetli olup gerçek bir ticari ilişkileri olmamasına rağmen yalnızca çeki tedavüle koyabilmek amacı ile müvekkilini zararına muvazaalı işlemler yaptıklarını, çekin lehtarı …’a karşı çekin bedelsiz olduğu ve tedavüle konulamayacağı hususunda ellerinde yazılı sözleşme olup çekin bedelsizliği hususunu bu yazılı sözleşme ile ispatladıklarını, ardından çekin hamili … Şti’nin bedelsiz çeki bilerek müvekkilinin zararına hareket ederek tedavüle koyduğu hususu için ispat olarak ise; icra dosyasında ki kötü niyetli talepler ve bilirkişinin tarafların ticari defterlerini incelemesi sonucu gerçek bir ticari ilişkinin olmadığını ve çekin devrinin muvazaalı olduğunun tespit edilmesi ile anlaşılabileceğini, tüm bu hususlar ile birlikte çekin bedelsiz ve tedavüle konulamayacağına dair defi … Şti.’ye karşı da ileri sürülebileceğini, müvekkilinin …’a karşı sözleşmeye aykırı davranışlarından ve müvekkilini mağdur etmesi nedeni ile nitelikli dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunduklarını, ilgili dosyanın … Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Numarası:… sayılı dosyası olduğunu, tüm bu nedenlerle davaya konu Ankara Batı İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takipte kötü niyetli olan alacaklı tarafın müştereken ve müteselsilen %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şirketi cevap dilekçesi ile özetle; davacı-borçlu … aleyhine Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile icra takibi başlatılmış ve ödeme emri davacı-borçluya tebliğ edilmiş ve davacı-borçlu Ankara Batı …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …-E. sayılı dosyası ile borca itiraz etmiş olduğunu, Ankara Batı …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …-E. sayılı dosyasında mahkemece “davacı borca itiraz sebeplerini İ.İ.K. Madde 169/a uyarınca, resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlayamaması, icra takibine konu çek üzerindeki imzaya itiraz etmemesi nedeniyle davacının davasının reddine” karar verildiğini, davacının, takip tarihinden 2 yıl sonra kötü niyetli, haksız, yersiz ve mesnetsiz olarak, yalnızca müvekkilini mağdur etme, işi sürüncemede bırakmak amacıyla müvekkiline karşı iş bu menfi tespit davasını ikame ettiğini, bu kadar uzun süreden sonra müvekkiline karşı böyle bir davanın ikame edilmiş olmasının dahi davacının kötü niyetinin ve haksızlığının açık bir göstergesi olduğunu, bu nedenle de öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın zamanaşımı itirazları dikkate alınarak zamanaşımı nedeniyle usulden reddini talep ettiklerini, davacının dava dilekçesinde de kabul ettiği üzere müvekkilini takip konusu çeki ciro yolu ile iktisap eden iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olarak alacağına karşılık takip konusu çeki ciro yolu ile alan yetkili hamil olduğunu, müvekkiline karşı bu şekildeki şahsi defilere dayanılarak dava ikame edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, yine, davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde müvekkili …’ın dava konusu çekten dolayı müvekkili şirkete borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, davacının bu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, takip konusu çeki davacı-borçlu keşide ederek lehtar-borçlu …’a verdiğini, borçlu …’ın da çeki borcuna karşılık müvekkili şirkete ciro ettiğini, müvekkilinin, dava ve icra takibine konu çek nedeniyle kendisinden önceki ciranta, lehtar ve keşideciden alacaklı olduğunu, dolayısı ile müvekkilinin davacı-borçludan takip dayanağı çek nedeniyle alacağı olduğunu, müvekkilinin çeki iktisap ederken kötü niyetli olmadığı ve bile bile davacı-borçlunun zararına hareket etmediği Ankara Batı …. İcra Hukuk Mahkemesinde görülen davada ispat edildiğini, davacının iş bu davayı ikame etmesinde hukuki yararı da bulunmadığını, davanın reddini talep ettiklerini, davacının dava dilekçesinde çeki ciro yolu ile devralan iyi niyetli 3. şahıs olan müvekkilinin, çeki iktisap ederken bile bile davacının zararına hareket ettiği, diğer borçlu …’a hiçbir işlem yapılmadığı iddialarının hiçbir hukuki dayanağı olmadığı gibi gerçeklerle de uzaktan yakından ilgi ve alakası bulunmadığını, çekin kambiyo vasfında olup bu özelliği nedeniyle para gibi tedavülü olan bir kambiyo olduğunu, kaldı ki, davacı-borçlunun iddiası şahsi bir defi olduğunu ve sadece lehtar …’a karşı ileri sürülebileceğini, şahsi definin sözleşmenin tarafı olmayan ve iyi niyetli üçüncü şahıs olan müvekkili şirkete karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davacı-borçlunun dilekçesinde … ile aralarında mevcut bir protokolden ve çekin bedelsizliğinden bahsetmekte ise de müvekkilinin bu sözleşmenin tarafı olmadığını bu sözleşme müvekkilini bağlamadığını, müvekkilinin gerçekten de gerek davacı-borçlu gerekse dava dışı diğer borçlu …’dan alacağı olduğunu, halen de bu alacaklarını tahsil edemediğini, müvekkilinin, davacı-borçlu …’ı tanımadığı gibi hukuki bir ilişkisinin de olmadığını, müvekkilinin, taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi bilmediği gibi davacı-borçlunun zararına hareket etmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin, bu olayın içerisinde sadece ve sadece …’ dan alacağı olduğu için alacağına karşılık dava konusu çeki iyi niyetli olarak ciro yolu ile iktisap ettiğini, alacak miktarının likit olduğunu, davacı-borçlunun asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki mesnetten uzak olarak müvekkili aleyhine açılmış olan davanın reddine, borçlu-davacının kötü niyetli ve haksız olarak iş bu davayı ikame etmekle, alacağının likit olması dikkate alınarak davacı-borçlunun asıl alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı Dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma No:…’lu dosyası, Ankara Batı …. İcra Hukuk Mahkemesi …-E. …-K. sayılı dosyası, sözleşme sureti ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, icra takibine konu çek sebebiyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı iddiasında davaya konu çekin davacı tarafından düzenlendiğini, davalı …’a en geç 01/12/2018 tarihine kadar geri teslim etmek koşuluyla verdiğini, iş bu çekin … tarafından davacıya iade edileceğine dair yazılı sözleşme (Çek iptal ve iade protokolü) imzalanmış olduğunu, …’ın sözleşmenin gereğini yerine getirmediğini, …’a sözleşme gereğini yerine getirmesi ve çeklerin iadesi için … Noterliğinden 20/06/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname çekilmiş olmasına rağmen kendisinin bu çekleri müvekkiline iade etmediğini savunarak senedin teminat amacıyla verildiğini savunmuştur. Çek İptal ve iade protokolü incelendiğinde ” Söz konusu Çeklerin, keşide tarihleri gelmeden …’a iade edilecek olup hukuki ilişki bedeli tahsil amaçlı kullanılamaz, Söz konusu çekler 3.kişiye ciro edilemez.” hükmü bulunduğu bu kapsamda söz konusu protokolde senede atıf yapılması sebebiyle protokol altındaki imzanın davalı …’a ait olup olmadığı yönünde isticvap davetiyesi tebliğ edildiği isticvap edilmiş ve gelmediği takdirde protokoldeki imzanın kendisi tarafından düzenlendiğinin kabul edileceği ihtar edilmiştir. Davalı ihtarlı davetiyeye rağmen duruşmaya katılmadığı için protokol davacı ve davalı tarafından düzenlendiği ve protokolde çeke atıf yapılması sebebiyle çekin teminat amacıyla verildiği kabul edilmiştir.Teminat def’i kişisel bir def’i olup, bu definin lehtara karşı ileri sürülebileceğinden çek protokolü ile çekin teminat amacıyla verildiğini davacı ispatladığından davalı … yönünden davanın kabulüne ve Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu 30/04/2019 günlü … seri nolu 100.000,00 TL tutarlı çekten kaynaklı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davalı … Şirketi yönünden yapılan değerlendirmede davacının savunmasında davalının 3.kişi hamil olduğu, çekin hamili … Ltd. Şti’nin bedelsiz çeki bilerek müvekkilinin zararına hareket ederek tedavüle koyduğu, icra dosyasındaki kötü niyetli talepler ve bilirkişinin tarafların ticari defterlerini incelemesi sonucu gerçek bir ticari ilişkinin olmadığını ve çekin devrinin muvazaalı olduğunu iddia etmiş ise de çek ödeme aracı olup, sebepten mücerret olduğu, çeklerin teminat çeki olarak verildiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu, çeklerin hatır çeki, avans çeki vs. sebeplerle verildiğinin ve çeklerin bedelsiz kaldığına yönelik iddianın yazılı delil ve belgelerle ispat edilmesi gerektiği, Teminat def’i kişisel bir def’i olup, bu definin senedi ciro yoluyla alan hamile karşı ileri sürülebilmesi için TTK 687/1.maddesi uyarınca hamilin senedi iktisap ederken hamilin bile bile zararına hareket ettiğini ispat etmesi gerekir. Keşidecinin kendisinden sonra gelen lehdar ve ciranta arasındaki ilişkiye dayanarak kendi borçsuzluğunu ispatlaması mümkün değildir. Kural olarak ispat yükü senedin teminat senedi olduğunu iddia eden tarafa aittir.şahsi defi’inin senedi ciro yoluyla alan davalı hamile karşı ileri sürülemeyeceğinden, davalının bonoyu iktisap ederken teminat sözleşmesini bildiği ve hamilin bile bile zararına hareket ettiğini ispat edilemediğinden davalı … Şirketi yönünden menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, davalı … Şirketi yönünden REDDİNE,
2-Davacının davasının davalı … yönünden KABULÜNE, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu 30/04/2019 günlü … seri nolu 100.000,00 TL tutarlı çekten kaynaklı borçlu olmadığının tespitine,
Koşulları oluşmadığından dolayı davacı yanın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 1.887,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.943,43 TL harcın davalı …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 1.887,57 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.955,37 TL harcın davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 146,70 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere yapılan yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 13.450,00 TL avukatlık ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 13.450,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/02/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır. e-imzalıdır.