Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/5 E. 2021/103 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/5 Esas – 2021/103
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/5 Esas
KARAR NO : 2021/103

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2012
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
K.YAZIM TARİHİ : 22/03/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatifin ortaklığından Beyoğlu …. Noterliğinden çektiği 18/02/2008 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile 20/02/2008 tarihi itibariyle ayrıldığını, davacının ayrıldığı yılın bilançosunun onaylandığını ve bir aylık sürenin de geçtiğini, başka bir ifadeyle aidat alacaklarının muaccel hale geldiğini, çıkma payı alacaklarının tahsili için Ankara …. ATM’nin … esas sayılı dosyasında açtıkları davanın alacağın muaccel olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, ancak bu dosyada müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatife 93.200.TL ödeme yaptığının tespit edildiğini, kooperatif nezdinde müvekkiline verilebilecek başka bir konut da bulunmadığını, başka üyelere ayrıldıktan sonra aidatlarının iade edilmesine rağmen kendilerine ödeme yapılmamasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, yapılacak yargılama neticesinde müvekkilinin 93.200.TL aiadat alacağının ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı tarafın müvekkili kooperatif üyeliği muvazaalı olup kendilerinden hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, üyelik kapsamında müvekkiline gerçek bir aidat ödemesinin yapılmadığını, davacının durumunun fiktif üyelik kapsamında değerlendirildiğini, başka bir deyişle işlemler neticesinde haksız bir şekilde alacaklı gibi gösterilmek istendiğini, eski yönetim kurulunun üyelerinin 21/04/2007 tarihli genel kurul toplantısında ibra edilmeksizin azledildiklerini, bunun nedeninin yüklenici firma ve fiktif kooperatif üyeleriyle organize bir şekilde hareket edilerek müvekkili kooperatifi zarara uğratmaları olduğunu, eski kooperatif yöneticilerinin inşaatlarını imal etme işini öncelikle bir kısım hısım ve akrabalarının oluşturduğu … A.Ş. ünvanlı yüklenici firmaya hileli olarak ihale etmek akabinde de kooperatife yine kendi hısım ve akrabalarından sahte üyeler kaydettirdiklerini, bu üyelerin kooperatife gerçekte ödeme yapmadıklarını, bunlar ödemelerini senetle kooperatife teslim etmiş gibi gösterdiklerini, bu sözde senetlerin kooperatif yönetimi tarafından yüklenici firmaya sözde iş karşılığı verildiğini, müvekkili kooperatifin genel kurullarında ödemelerin senetle yapılmasına dair herhangi bir alınmış karar bulunmadığını, davacı tarafında yer aldığı fiktif üyelerin vermiş olduğu senetlerin tamamı, kooperatif eski yönetimi ve yüklenici firma … A.Ş. Arasında danışıklı olarak işlem gördüğünü, hiçbirinin üyelerden tahsil edilmediğini, fiktif üyelerin büyük bir kısmının aynı tarihlerde kooperatiften istifa ettiklerini, davacının bu kapsamda kooperatife aidat ödemediğinin kabulü ile haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Davalı kooperatifin defter ve kayıtları, Ankara …. ATM’nin … E., … K. Sayılı dosyası, Ankara …. ATM’nin … esas sayılı dosyası, Ankara …. AĞCM’nin … esas sayılı dosyası, davacı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği 30/04/2010 T., …soruşturma, … karar nolu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, sicil kayıtları, 05/12/2016 tarihli bilirkişi ön raporu, 08/03/2017 tarihli birinci ek rapor, 21/04/2017 tarihli ikinci ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kooperatif üyeliğinden istifa nedeni ile çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 09/06/2017 tarih 2015/108 E., 2017/417 K. sayılı ilamı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 03/11/2020 tarih ve 2018/2579Esas 2020/3380 Karar sayılı ilamı ile; “Davalı kooperatif, davacının kooperatife ödeme yapmadığını, bu nedenle alacağının bulunmadığını savunmakta, davacı ise ödemelerinin bir kısmını senetle, bir kısmını nakit olarak yaptığını ileri sürmektedir. Davalı kooperatif kayıtlarında yapılan incelemede, aidat ödemelerinin 1.000,00 TL’lik kısmının nakit olarak yapıldığı, geri kalan ödemenin ise senetle yapıldığı, bu senetlerin, davalı kooperatifçe dava dışı yüklenici şirkete verildiği anlaşılmıştır. Senetlerin aslı dosyaya ibraz edilmemiş ise de aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen tahsili için girişimde bulunulmamış olması bu senetlerin ödendiğine karine teşkil eder. (Dairemizin 28.09.2017 tarihli ve 2016/1525 E; 2017/2442 K. sayılı ilamı) Bu durumda, davacının 93.200,00 TL tutarındaki toplam aidat ödemesinden, genel giderlerden payına isabet eden bölüm de mahsup edilerek çıkma payı alacağının hesap edilmesi ve bulunacak tutarın hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı” belirtilerek, Mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiş, gönderilen dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılamada, bozma ilamına uyma kararı verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 17. maddesi ile ana sözleşmenin 15. Maddesi uyarınca, kooperatif üyeliğinden çıkan ya da çıkarılan ortağın hakları, ortaklıktan çıktığı veya çıkarıldığı yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Alacak, anılan bilançonun genel kurulda kabulünden itibaren bir ay içinde muaccel hale gelir. Ortak ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ortaklıktan ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra payına düşen miktarı, kooperatifin temerrüde düştüğü tarihten itibaren faizi ile birlikte isteyebilir.
Kooperatif kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davacının devir yoluyla ortak olma talebinin kooperatif yönetim kurulunun 16/02/2007 tarih 662 sayılı kararıyla kabul edildiği, kendisine 335 ortaklık numarasının verildiği anlaşılmıştır. Davacı adına ortaklık senedi düzenlendiği, genel kurullara ilişkin hazirun cetvellerinde adına yer verildiği, ödemelerinin ortaklara borçlar hesabında takip edildiği belirlenmiştir.
Davacının önceden Ankara …. ATM’sinde açtığı ve karara bağlanan … E., … K. Sayılı dosyasında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı Beyoğlu …. Noterliği’nden çektiği 18/02/2008 tarih ve … yevmiye sayılı istifaname ile ortaklıktan ayrıldığını bildirmiştir. Bu istifaname 20/02/2008 tarihinde kooperatife tebliğ edilmiştir. Bu durumda davacının kooperatif ortaklığından ayrıldığının kabulü gerekir. Alacağının varlığının tespiti halinde muaccel olduğu tarihin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı kooperatif kayıtları ve davacının dosyaya sunduğu ödeme belgeleri üzerinde yapılan incelemede; davacının üyelik bedeli olarak 1.000,00TL’yi nakit olarak bankaya yatırdığı, kalan kısmı için de kooperatife 3 adet senet verdiği tespit edilmiştir. Bozma ilamında da belirtildiği üzere; her ne kadar senet asılları dosyaya ibraz edilmemiş ise de, aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen tahsili için girişimde bulunulmamış olması bu senetlerin ödendiğine karine teşkil edecektir. Bu durumda davacının 93.200,00TL tutarındaki toplam aidat ödemesinden genel giderlerden davacının payına isabet eden 2.755,86TL’nin mahsubu ile davacının çıkma payı alacağının 90.444,14TL olduğu tespit edilmiştir. Davacının alacağının davacının çıktığı yıla ait bilanço ve gelir/gider cetvelinin 05.04.2009 tarihihinde görüşülerek kabul edildiğinden 1 aylık ödeme süresinin bitimi olan 05/05/2009 tarihinde muaccel hale geldiği anlaşılmış, bu nedenle davanın kısmen kabulü 90.444,14 TL alacağın muaccel olduğu 06/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE,
1-90.444,14 TL alacağın muaccel olduğu 06/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 6.178,23 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.384,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.794,21 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.384,02 TL peşin harç, 21,15 TL başvuru harcı, 3,30TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.408,47 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 394,55 TL tebligat ve posta gideri ile 900,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.294,55 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 1.256,27 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 90,00TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesap edilen 2,67 TL sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 12.542,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/02/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı