Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/492 E. 2023/527 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/492 Esas – 2023/527
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/492 Esas
KARAR NO : 2023/527

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
K. YAZIM TARİHİ: 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı şirket arasında 01.11.2021 tarihinde boyama hattı ekipmanları satışı konulu sözleşmenin kabul edildiğini, 17.01.2020 tarihinde söz konusu ekipmanların fiyatlarının ek sözleşme ile revize edildiğini, sözleşmeye konu ekipmanların farklı tarihlerde tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, davalının bu sözleşmeden kaynaklanan borcunu ana sözleşme ve fiyat revize sözleşmesinde kararlaştırıldığı gibi tam ve eksiksiz olarak ödemediğini, Müvekkili şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 285.602,74 TL üzerinden Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının borcu olmadığı gerekçesiyle yaptığı itiraz neticesinde 01.07.2020 tarihinde takibin durdurulduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla 285,602,74 TL tutarındaki alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar işleyecek yıllık %13,75 avans faizi talebinde bulunduklarını, arabuluculuk görüşmesinde de taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını beyan ederek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Tarafların ticaret sicil kayıtları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, BA-BS formları, fatura ve sevk irsaliyeleri, … Bankasından celp edilen ödeme dekontları, Türkiye Noterler Birliğinden celp edilen … plakalı araca ilişkin tescil bilgileri, 07/03/2022 tarihli bilirkişi raporu, 06/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, sözleşmeden kaynaklı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 16/06/2020 tarihli ödeme emri ile toplam 285.602,74 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 01/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 01/07/2020 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 28/06/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında faturadan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek bakiye alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığından davalı yanın savunmaları tespit edilememiş, borca itiraz dilekçesi içeriğinden borcunun bulunmadığını savunduğu anlaşılmıştır.
Taraflara ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulundukları adres bildirilmiş, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığı gibi bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla alınan 07/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 16.06.2020 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 415.543,74 TL alacaklı bulunduğu, ancak davacının 285.602,74 TL tutarındaki alacak için takip başlattığı, taleple bağlılık ilkesi gereğince söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede avans faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraf vekillerince iş bu rapora itiraz edilmesi üzerine alınan 06/03/2023 tarihli ek raporda özetle; 16.06.2020 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 305.543,74 TL alacaklı bulunduğu, ancak davacının 285.602,74 TL tutarındaki alacak için takip başlattığı, taleple bağlılık ilkesi gereğince söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede avans faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen davacı yan defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarındaki bildirimlerinin örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin 3 adet fatura karşılığı mal alım bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir. Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Yine dosya kapsamında sunulu bulunan faturalara ilişkin irsaliyelerin teslim alan kısımlarının imzalı olduğu, bu üç faturaya konu malların davalı yana teslim edildiği, davalının dosya kapsamında süresinde bir cevap dilekçesiyle itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Davacının hukuki ilişkiyi, malın teslimini ve alacağının varlığını kanıtlaması karşısında davalı yanın ödeme savunması bulunmaktadır. Her ne kadar bu husus cevap dilekçesinde öne sürülmemişse de, bedelsizlik(ödeme) hususu yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden bu husus araştırılmıştır. Bu doğrultuda ispat yükünün üzerinde olduğu taraf davalı tarafça 50.0000 TL’lik banka dekontu, araç teslim iddiası ve davacı şirketin eski yetkilisi … tarafından ödeme yapıldığına dair beyan dilekçesi sunulmuştur. Ancak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bu ödemeler davacı defterlerinde yer almadığı gibi davalı ticari defterlerinde de yer aldığı tespit edilememiştir. Yine bu ödemelerin şirket adına mı yoksa şirket yetkilisi adına mı ödendiği de dosya kapsamında sabit olmayıp davalı tarafından ispat edilememiştir. Her ne kadar fatura tarihiyle uyumlu olarak davalı taraf davacıya … plaka sayılı aracı devrettiği Noterler Birliğinden gelen cevabi yazıyla sabit ise de bu devrin söz konusu faturalar nedeniyle mi veyahut başka bir ilişki nedeniyle mi olduğu yazılı delille sabit olmayıp davalının bu iddiasını da ispat edemediği kabul edilmiştir. Yine elden ödeme yoluyla yapıldığı iddia edilen ödemeler de herhangi bir ispat edici bir belge ödemesi bulunmaması sebebiyle dikkate alınmamıştır. Yine davalı tarafça davacı şirketin eski yetkilisinin isticvap yoluyla dinlenmesi talebi hem davadışı …’in şirket yetkilisi olmaması -dolayısıyla dosyanın tarafı olmaması- hem de dinletilmek istenen hususların yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiğinden kabul görmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle davalı tarafın ödeme iddiaları mahkememizce kabul görmemiştir.
Bu itibarla açıklanan gerekçeler ve alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan takip çıkışı kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; Davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-285.602,74 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 19.509,52 TL harçtan peşin alınan 3.449,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.060,14 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 3.449,38TL peşin harç olmak üzere toplam 3.517,48 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 800,00 TL bilirkişi ücreti, 71,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 871,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 42.984,38 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/05/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza