Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/488 E. 2022/964 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/488 Esas – 2022/964
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/488 Esas
KARAR NO : 2022/964

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
K.YAZIM TARİHİ: 21/11/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalının müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, 2016-2017-2018 ve 2019 yılı genel kurul toplantılarında ortakların ödemeleri gereken aidatların belirlendiğini, kararların ortaklara bildirildiğini, 14/02/2016 tarihinde yapılan genel kurulda 2013, 2014 ve 2015 yıllarında genel kurul toplantısı yapılmaksızın ortaklardan toplanan 15.000,00 TL.’nın oylanarak kabul edildiğini, söz konusu tutarın yarısının Mart 2016 ayında geri kalan kısmının da ortaklık aidatına ek olarak genel kurulda belirle1necek şekilde ödenebileceğinin karara bağlandığını, aynı toplantıda bir sonraki genel kurula kadar 550,00 TL aidat ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 24/09/2017, 23/09/2018 ve 08/12/2019 günlü genel kurul toplantılarında 2017 yılı için 7.000,00 TL., 2018 ve 2019 yılları için (2 x 9.000,00 TL) 18.000,00 TL, ayrıca imar barışı için 6.820,00 TL. toplanmasına karar verildiğini, toplanmasına karar verilen tutarların yönetim ve altyapı giderleri karşılığı olup, inşaat finansmanını içermediğini, davalının iş bu tutarları ihtarlara rağmen ödemediğinden Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız itirazının şimdilik 100,00 TL’nin iptali ile takibin devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; 2013, 2014 ve 2015 yılları yükümlülüklerinin zamanaşımına uğradığı itirazında bulunduktan sonra, müvekkilinin kooperatif ortağı olmadığından herhangi bir borcu bulunmadığını, 02/02/2006 tarihinde peşin ödeme yaparak kooperatife ortak olduğunu, ortaklık senet ve makbuzlarını aldığını, kooperatif yönetimi tarafından dairenin anahtar teslimi şeklinde teslim edileceğine dair kooperatifçe bir taahhütname verildiğini, ancak; davacı tarafından bu kararların kendinde olmadığını, icra başlattıklarını, 27/02/2020 tarihine kadar hiçbir şekilde aidat istenmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacı kooperatifin ticaret sicil kaydı, davacı kooperatife ait genel kurul toplantı tutanakları, davacı kooperatifin ticari defter ve kayıtları, 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporu, 01/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, davalının ortaklığının niteliği ile 2013-2019 dönemi harcamalarının niteliği ve tespiti yapılmadan, davalının borcu bulunup bulunmadığının teşpiti mümkün olamayacağı kanaatine ulaşılmış olup, söz konusu dönemi içeren, 2013-2019 yıllarına ait bilanço ve gelir/gider cetvellerinin 2013-2019 yıllarına ait yönetim kurulu faaliyet ve denelim kurulu raporlarının, 2013-2019 yıllarına ait taslak bütçelerinin, Kooperatifin Kuruluş-2019 dönemi tüm genel kurul tutanaklarının Ankara Valiliği “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden temini gerektiği, ayrıca; davalı vekili cevap dilekçesinde; ellerinde bulunan, ortaklı senedi, tahsilat makbuzu ve taahhütnameyi dilekçe ekinde sundukları açıklamakla birlikte, cevap dilekçesi ekinde söz konusu belgelerin bulunmadığı, mahkeme tarafından taleplerin mümkün görülmesi halinde, dosyaya kazandırılacak belgeler üzerinden bir hesap yapılması mümkün olacağı belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, davalının ortaklığının niteliği ile 2013-2019 dönemi harcamalarının niteliği ve tespiti yapılmadan, davalının gerçek bir borcu bulunup bulunmadığının tespitinin mümkün olamayacağı, dosyaya yeni kazandırılan tutanaklardan, kooperatifçe peşin ortaklık (anahtar teslimi) yönteminin benimsendiğinin anlaşıldığı, ancak; peşin ortaklıkla ilgili bir hesap yapılabilmesi açısından yönetim kurulu faaliyet ve denetim kurulu raporlarının, bilanço ve gelir/gider cetvellerinin dosyaya kazandırılmasının gerekli bulunduğu, davalının normal ortak olduğu ve herhangi bir ödemesi bulunmadığı kabul edildiğinde takip dönemindeki borcunun 38.520,00 TL aidat ve 17.167,05 gecikme farkı olmak üzere 55.687,05 TL olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; davacı tarafından kooperatif aidat alacaklarının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı kooperatif aidat borcu nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 29/06/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 01/07/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalının kooperatif üyesi olduğunu, 2016, 2017, 2018, 2019 yıllarına ait kooperatif ödemelerinin davalı tarafça ödenmediğini iddia ederek davalı hakkında başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, davalı yan ise, peşin ödemeli ortak olduğunu, aidat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, takipte talep edilen alacağın dayanağının ne olduğunun belirli olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce bildirilen deliller toplanarak ve bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişiden 17/01/2022 tanzim tarihli rapor alınmıştır. Raporda birtakım eksikliklerden bahsedilmiş, davalının ortaklığının niteliği ve 2013-2019 dönemi harcamalarının niteliği ve tespiti yapılmadan hesap yapılamayacağı bildirildiğinden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikli İl Müdürlüğü’nden davacı kooperatifin 2013-2019 yılları arasındaki bilanço ve gelir-gider cetvellerinin, yönetim kurulu faaliyet ve denetim kurulu raporlarının, taslak bütçelerinin ve kooperatifin kuruluşundan bu yana genel kurul tutanaklarının gönderilmesi istenilerek cevabı yazı dosyaya kazandırılmış, davalı vekili kooperatif ortaklık senedi suretini ve tahsilat makbuzu suretini dosyaya sunmuştur. Ortaklık senedinde davalının üyeliğinin niteliğine ilişkin bir belirtmenin bulunmadığı görülmüştür. Bu haliyle dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, ancak kök raporu tekrar mahiyetinde 31/05/2022 tanzim tarihli ek rapor dosyaya sunulmuştur. Bunun üzerine mahkememizce davacı vekiline 28/06/2022 tarihli celse … nolu ara karar uyarınca 2013-2019 dönemine ilişkin harcamaların niteliğinin ne olduğu konusunda açıklayıcı beyanda bulunmak ve buna ilişkin belgeleri sunmak üzere iki hafta kesin süre verilmiş, davacı vekilince 07/07/2022 tarihli dilekçe ile beyanda bulunulmuş ancak ekinde herhangi bir belgeye rastlanılmamıştır.
Taraflar arasında davalının kooperatif üyeliğinin niteliği konusunda uyuşmazlık bulunmakta olup, davalı peşin ödemeli ortak olduğunu iddia ederken, davacı yan davalının peşin ödemeli ortak olmadığını ve takibe konu alacağın dayanağının alt yapı ve genel gider harcamaları olduğunu, davalının ortaklık niteliğine bakılmaksızın davalının sorumlu tutulması gerektiğini iddia etmektedir.
TMK’nın 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”, HMK’nın 190. Maddesinin 1. Fıkrasında; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde yasal düzenlemeler mevcut olup ispat yükü davacı kooperatif üzerindedir. Dosya kapsamında sunulu bulunan deliller, davalının üyeliğinin tespitine yeterli olmadığı gibi, takibe konu alacağın niteliğinin de dosya kapsamından belirlenemediği, bu suretle davalının davacı kooperatife takip çıkışı kadar borcunun bulunup bulunmadığının dosyada mevcut delillerle tespitinin mümkün olmadığı, davacı yanın alacak iddiasının bu suretle ispatlanamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Her ne kadar davalı yan kötüniyet tazminatı talep etmişse de, takibin kötüniyetli olarak başlatıldığı sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı yanın kötü niyetli olarak takip başlattığı ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 uyarınca 100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/10/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı