Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/484 E. 2021/1037 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/484 Esas – 2021/1037
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/484
KARAR NO : 2021/1037
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/06/2021
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 17/12/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … arasında 23.03.2006 tarihli “… Satış Vaatli veya Vaatsiz Arsa Tahsis ve Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, böylece davalıya ait … … Etap … ada … no.lu 34.200 m2 ve … ada … no.lu 34.200 m2 sanayi parsellerinin 28.03.2006 tarihinde davacı şirkete tahsis edildiğini, davalı tarafın, davacı müvekkile göndermiş olduğu 20.04.2018 tarihli yazıyla tahsis tarihinden bu yana yapı ruhsatı alınmadığından ve üretime geçilmediğinden bahisle “Tahsis sözleşmesine, ilgili yasal düzenlemelere ve 07.04.2018 tarihinde yapılan 14. Olağan Genel Kurul kararlarına göre 30.06.2018 tarihine kadar yapı ruhsatı alınarak üretime geçilmesini, aksi takdirde Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği’nin amir hükümleri, Tahsis sözleşmesi ve ilgili düzenlemelere göre gereğinin yapılacağını” ihtar ettiğini, bilahare davalı tarafın yine davacı müvekkile göndermiş olduğu, 22.03.2021 tarihli yazıda ise; “Tahsis Sözleşmesine ve ilgili düzenlemelere göre, … Yönetim Kurulu’nun kararı ile OSB’deki katılımcılık ve adı geçen parsellerdeki tahsis hakkının, OSB Uygulama Yönetmeliği’nin 60.maddesine istinaden iptal edildiği”nin belirtildiğini, davalının tahsis iptaline ilişkin 22.03.2021 tarihli kararının açıkça usule aykırı olduğunu tahsis iptaline ilişkin kararın, süresi içerisinde alınmadığını, davacı müvekkili hakkında yapı ruhsatı alınarak üretime geçilmesine ilişkin kararın, 07.04.2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınmış olup bu husustaki ihtarın davacı müvekkile 20.04.2018 tarihli yazıyla yapıldığını, tahsis iptaline ilişkin kararın tarihinin ise 22.03.2021 olup aradan yaklaşık üç yıllık bir süre geçtiğini ve davalının bu süre içerisinde davacı müvekkil hakkında bir karar tesis etmediğini, davalının tahsis iptali kararını, aradan üç yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra ve hem de pandemi sürecinde almasının, tamamen keyfi şekilde davrandığının göstergesi olduğunu, aradan geçen süre göz önüne alındığında davalının tahsis iptali…/…
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

…/…kararında iyiniyetli olmadığının açık olduğunu belirterek, …’nin 22.03.2021 tarihli ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, …nin 4562 Sayılı Kanunu ve … Uygulama Yönetmeliği olan, adına kamulaştırma yaptırılabilen, kendine özgü özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, …’lerin kendi kurumuna, katılımcılarına, Bakanlığa ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına karşı görev ve sorumluluğu olduğunu, yetkililerinin (atanmış-seçilmiş) görev ve sorumlulukları, devlet memuru sorumluluğu olarak tanımlandığını, son Yönetmelik değişikliğinden önce 108. Madde, değişiklikten sonra 60. Madde kapsamında tahsis hakkına sahip olanların yükümlülüklerinin, kurumun görev ve sorumluluklarının açıkça sayıldığını, buna göre; tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait projeleri OSB’ye tasdik ettirerek yapı ruhsatını almayan, yapı ruhsatı aldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde iş yeri açma ve çalışma ruhsatını almayan katılımcılara yapılan tahsislerin, yönetim kurulu tarafından iptal edildiğini, yapılan işlemin kanuna uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davacı şirkete ait ticaret sicil özeti, 22/03/2021 tarihli ve … sayılı karar, 23/11/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, …nin 22/03/2021 tarihli ve … sayılı kararının iptali istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Davacı … Ticaret Anonim Şirketi ile … arasında 23.03.2006 tarihli “… Satış Vaatli Veya Vaatsiz Arsa Tahsis Ve Katılım Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmenin 4. maddesinde, tahsis edilecek arsanın yerinin …- …- …’de kain … sınırları içinde … ada, …-… nolu 68.400 m2 parseller olarak belirlendiği, 5. maddesinde arsa bedelinin 3.283.200,00TL olduğu, bedelin 136.800,00TL’sinin peşin, kalanının 23 x 136.800,00TL olmak üzere 24 ayda ödeneceği, 12. maddesinde, “Bölge alt yapı inşaat düzeyi ve süreci dikkate alınmaksızın alıcı işbu sözleşmenin imza tarihinden itibaren (öncelikli yapılaşma talepli arsa tahsisleri hariç); a) “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde bahsedilen faaliyetler listesinde yer alanların hazırlayacakları ÇED raporu sonucunda “ÇED olumlu” veya ÇED ön araştırma raporu sonucunda “Çevresel Etkileri Önemsizdir” kararı belgesini almaz, b)Katılımcı, bir yıl içerisinde projesini OSB’ye tasdik ettirmez ve iki yıl içinde inşaata başlamaz, c)Üç yıl içinde inşaatı bitirmez, d)Dört yıl içinde işletmeye açmazsa, OSB yukardaki hallerin her birini diğerinden bağımsız olarak sözleşmenin feshi ile arsayı geri almak için yeterli sebep sayar Alıcı bu hallerde bir hak talep etmemeyi şimdiden kabul ve taahhüt eder, f) İş bu maddenin b, c, d bentlerindeki sürelerin toplamı 4 yıldır” şeklindeki düzenlemeye yer verildiği, 15. maddesinde, alıcının, bu sözleşme eki kabul edilen OSB Yasası, Uygulama Yönetmeliği, OSB İç Yönetmelikleri ve ilgili tüm düzenlemelere uymayı kabul ve taahhüt ettiği, sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe girecek olan Kanun, Kararname, Tüzük, Yönetmelik v.s. düzenlemeler ile Bakanlığın, Müteşebbis Heyetin ve Yönetim Kurulunun alacağı kararlara aynen uymayı alıcı ve satıcının peşinen kabul ve taahhüt ettiği, 17. maddesinde, imza tarihinde yürürlükte olan ve daha sonra yürürlüğe girecek olan her türlü düzenleme hükümlerinin kendiliğinden bu sözleşmedeki hükümlerin yerine geçeceği, bunu OSB ve alıcının şimdiden kabul ve taahhüt ettiği hususları tartışmasızdır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre yününden usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargıtay HGK’nun 2013/4-329 Esas, 2014/147 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere müteşebbis heyetin aldığı kararların genel kurul kararı niteliğinde olduğu ve bu kararlar aleyhine genel kurul kararlarında olduğu gibi iptal davası açılabileceği…/…
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

…/…anlaşılmıştır.4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 25. maddesini 5. fıkrası aynen; “Genel kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, OSB’lerin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümleri kıyasen uygulanır” hükmünü içermektedir.
Anonim şirketlerin genel kurul kararlarının iptaline ilişkin 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 381. maddesini 1. fıkrası aynen; “Aşağıda yazılı kimseler, kanun veya esas mukavele hükümlerine ve bilhassa afaki iyi niyet esaslarına aykırı olan umumi heyet kararları aleyhine, tarihlerinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye müracaatla iptal davası açabilirler” düzenlemesini içermektedir. Yasa metninden açıkça anlaşılacağı üzere 6762 sayılı TTK’nun genel kurul kararlarının iptali için öngördüğü süre üç aydır. 6102 sayılı TTK’nun 445. maddesinde de aynı süre korunmuştur. … Yönetim Kurulu’nun 16-03/2021 tarih ve … karar sayılı tahsis hakkı iptal kararının davacıya 22/03/2021 tarih ve … sayılı yazı ile bildirildiği, davanın 22/06/2021 tarihinde 3 aylık yasal sürede açıldığından davalı tarafın zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilmiştir.
Davaya konu ihtilaf, davacıya, … Yönetim Kurulu tarafından 2006 yılında yapılan ve son imar durumuna göre, … ada … ve … nolu parselde yer alan arsa tahsisinin iptaline ilişkin …’nin 22.03.2021 tarihli ve … sayılı kararının iptali istemini içermektedir. Ancak iptalle ilgili belirtilen tarih ve sayıyı içeren evrak iptal kararı değil, kararın bildirim yazısıdır. Dolayısı ile her ne kadar 22.03.2021 tarihli ve … sayılı kararının iptali istenmiş ise de aslında 16.03.2021 tarihli, … nolu Yönetim Kurulu kararının iptalinin istendiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ülkemizde 1960’lı yıllardan beri planlı kalkınma hedefi doğrultusunda kuruları OSB’ler, yasal mevzuatı olmadan 1980’li yıllara kadar devam etmiş, mevzuat boşluğunu gidermek amacı ile 31.01.1982 tarihli 17591 sayılı Resmi Gazetede “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Fonlar Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu arada 3143 Sayılı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile de Organize Sanayi Bölgelerinde koordineyi sağlama görevi anılan Bakanlığa verilmiştir. 2000’li yıllara kadar, tüzel kişiliği olmayan bu kuruluşların iş ve işlemleri, valiliklerin, belediyelerin, ticaret ve sanayi odalarının öncülüğünde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının onayı ile oluşturulan müteşebbis heyetler/yönetimler tarafından yürütülmüştür.
Uzun süreçte yaşanan pek çok sorunun gündeme gelmesini takiben, 15.04.2000 tarihli, 24025 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4562 sayılı “Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu” ile OSB’ler yasal statüye ve özel hukuk tüzel kişiliğine kavuşturulmuştur. OSB’ler diğer bilindik özel hukuk tüzel kişiliklerinden farklı, kendine özgü bir nitelik taşımaktadır. Bu nedenle, örneğin imar plan: yapma, firmaların projelerini onaylama gibi yetkiler, arsa tahsis ve iptal yetkileri verilmiş, özel hukuk tüzel kişiliği olduğu halde kamusal yetkilerle donatılmıştır. Bütün bunların yanında yasa ile alacakları da imtiyazlı alacaklardan sayılmıştır.
Organize Sanayi Bölgeleri, öncelikle, 4562 sayılı yasa ve anılan yasanın 27 nci maddesine dayanılarak hazırlanan ve ilk olarak 01.04.2002 tarihli 23713 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği” hükümlerine tabidir. Anılan yönetmelikte daha sonra köklü değişiklikler yapılmış ve 22.08.2009 tarihli, 27327 sayılı Resmi gazetede yeniden Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği yayımlanmıştır. Gerek Kanunda ve gerekse Yönetmelikte zaman zaman değişiklikler yapılmış ve bu değişiklikler de Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Yönetmelikle ilgili en son köklü değişiklik 02.02.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış, yeni yönetmeliğin 101 nci maddesinde, 22/8/2009 tarihli ve 27327 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. OSB’lerde arsa tahsisi, iptal veya iadesi gibi ihtilaf konularında, şartların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinin, değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

OSB mevzuatı ile parsel tahsis edilen katılımcıların yapı ruhsatı, … raporu vb belgeleri almalarına, inşaatı tamamlayıp üretime geçmelerine ilişkin süreler ön görülmüş, bu sürelere uyulmaması halinde tahsisin iptal edileceği belirtilmiş ve böylece spekülatif amaçların önüne geçilmek istenmiştir. Bu düzenlemelere uyulup uyulmadığı ise zaman zaman Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından denetlenmektedir.
OSB Uygulama Yönetmeliğinin “Arsa Tahsis İptali” başlıklı 60 ncı maddesinde; “(1) Tahsis edilen (Değişik ibare:RG-6/8/2019-30854)sanayi porseli ile ilgili olarak;
a)Tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait projeleri …’ye tasdik ettirerek yapı ruhsatını almayan,
b)Yapı ruhsatı aldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde iş yeri açma ve çalışma ruhsatını almayan,
c)25/11/2014 tarihli ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre “ÇED Gerekli Değildir” veya “ÇED Olumlu” kararı almayan katılımcılara yapılan tahsis, yönetim kurulu tarafından iptal edilir.
(2)Makul sebeplerin varlığı halinde birinci fıkranın;
a) (a) bendinde belirtilen süre toplamda (Değişik ibore:346-3/7/2020-31174) 1 yılı,
b) (b) bendinde belirtilen süre ise toplamda 2 yılı geçmemek üzere yönetim kurulu tarofından uzatılabilir.
(3)İkinci fıkranın (b) bendinde belirtilen sürede de inşaata başlanmış ve (Değişikibare:RG-16/4/2020-31101) iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alamamış katılımcılar için ise bu süre toplamda (Değişik ibare:RG-3/7/2020-31174) 2 yılı geçmemek üzere Bakanlık tarofından uzatılabilir.
(4)Bakanlığın, Avrupa Birliği ile birlikte yürüttüğü Katılım Öncesi Mali Yardım Programı kapsamındaki projeler için yapılan arso tahsislerinde, projenin program otoritesince desteklendiğinin her yıl proje yararlanıcısı tarafından belgelenmesi şartıyla birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, OSB tarafından uzatılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu itibarla, davacıya 2006 yılında tahsis edilen davaya konu … ada … ve … numaralı parsellerde bu güne kadar hiçbir inşaat faaliyeti yapılmadığı, parsellerin ham toprak olarak beklediği ve de hiçbir inşaat başlatılmadığı, davalı tarafından yapılan tahsis iptal işleminin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.15/12/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı