Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/479 E. 2022/630 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/479 Esas – 2022/630
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/479 Esas
KARAR NO : 2022/630
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
K. YAZIM TARİHİ: 06/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasında 13/05/2019 tarihinde imzalanan taşeronluk sözleşmesi ile müvekkilin işveren olduğu ve davalıya taşere ettiği … inşaatında müvekkilin üstlendiği havalandırma işlerinde davalı tarafından kanal, kanal izolasyonu, kanal boya menfez montajı, cihaz montajı ve bu işler ile ilgili montaj Malzemeleri, tuğla kırım işleri ve tüm işçilikleri davalı tarafından karşılanmak üzere karşılıklı anlaştıklarını, taşeronluk sözleşmesinde belirtilen işlerin yapılması karşılığında davalı şirkete toplam 470.000,00TL tutarında çek müvekkili şirket tarafından teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından davalıya verilen çeklerin keşidecisi … Şti’ ni müvekkil şirket 24/04/2020 tarihinde devralmış ve şirketler müvekkil şirket bünyesinde birleştirildiğini, davalı şirket taşeron sözleşmesinde belirlen hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkili firma işin tamamlanmaması nedeniyle zor durumda kaldığını, ticari yönden itibar kaybettiğini, davalı taraf sözleşmede belirtilen işlerin yapılması için kendisine verilen … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 31.01.2020 tarihli 109.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara … İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 28.02.2020 tarihli 90.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara … İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 30.11.2019 tarihli 80.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara … İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 31.03.2020 tarihli 191.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara … İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, başlattığını davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeden çeklerin tahsili için icra takibi başlatması ve çek şikayetinde bulunması hukuka aykırı olduğunu, dava konusu haksız durum sebebiyle, müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı oldukça açık olduğunu, davaya konu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette, mevcut ve muhtemel icra takipleri ile çek şikayetleri neticesinde müvekkilin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için İhtiyat-i Tedbir Kararı verilmesini ve müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitini talep etmek zorunluluğu doğduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın Kabulüne, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 31.01.2020 tarihli 109.000,00 TL bedelli çek üzerinden başlatılan Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasından, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 28.02.2020 tarihli 90.000,00 TL bedelli çekten başlatılan Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasından, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 30.11.2019 tarihli 80.000,00 TL bedelli çekten başlatılan Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyasından, -… Şubesi’ne ait … Seri numaralı 31.03.2020 tarihli 191.000,00TL bedelli çekten borçlu olmadığının tespitine; davalı aleyhine %20 ‘tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı taraf, dava dilekçesinde, taraflar arasında 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davacının işveren olduğu ve müvekkili şirkete taşere ettiği … inşaatında davacının üstlendiği havalandırma işlerinde müvekkili şirket tarafından kanal, kanal izolasyonu, kanal boya menfez montajı, cihaz montajı ve bu işler ile ilgili montaj malzemeleri, tuğla kırım işleri ve tüm işçilikleri müvekkil şirket tarafından karşılanmasını kararlaştırıldığını, söz konusu sözleşme kapsamında müvekkil şirkete toplam 470.000TL bedelli çeklerin teslim edildiği; müvekkili şirketin sözleşme kapsamında yüklenmiş olduğu hiçbir edimini yerine getirmediği; müvekkili şirketin sözleşmede belirtilen işlerin yapılması için kendisine verilen … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 31.01.2020 tarihli 109.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara … İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 28.02.2020 tarihli 90.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara … İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 30.11.2019 tarihli 80.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara … İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait … Seri numaralı 31.03.2020 tarihli 191.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara … İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, başlatmış olduğunu oysa ki müvekkili şirketin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeden çeklerin tahsili için icra takibi başlatması ve çek şikayetinde bulunması hukuka aykırı olduğundan bahisle söz konusu çekler için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve müvekkili şirkete borçlu olunmadığının tespiti talep edildiğini, Öncelikle davacı tarafça her ne kadar taraflar arasındaki ticari ilişkinin 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesinden kaynaklandığı ve davaya konu çeklerin bu sözleşmeye istinaden verildiği iddia edilmişse de bu iddia gerçek dışı olduğunu, Zira, taraflar arasında akdedilen 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi dışında taraflar arasında yapılan birçok iş daha bulunduğunu, davacı tarafça ise davaya konu edilen çekler sadece 13.05.2019 tarihli sözleşme için verilmiş gibi beyanda bulunulduğunu, Diğer yandan, davacı tarafça müvekkili şirketin 13.05.2019 tarihli sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu işlerin hiçbirini yerine getirmediği hususu iddia edilmişse de bu iddianın taraflarınca kabulü mümkün olmadığı gibi iddia edilen durum ticari hayatın hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, Zira, davacı tarafça sözleşmenin devamı sürecinde ve sonrasında müvekkili şirkete işin eksik ve yahut hiç yapılmadığı yönünde yazılı bir uyarı yapılmadığını, nihayetinde basiretli bir tacir olan davacı tarafın hiçbir edimini yerine getirmeyen müvekkili şirkete şayet iddia edildiği gibi bir durum yaşanmış olsaydı yazılı uyarılarda bulunması gerektiği gibi eksik ve yahut ayıplı işlerin tespitini yaptırması taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafça sözleşmeye konu iş, müvekkili şirket tarafından yapılmadıysa bu işlerin kim tarafından ne şekilde yapıldığını da somut delillerle ispatlaması gerektiğini, Bu nedenlerle davacı tarafın iddiaları soyut ve gerçeklikte tamamen yoksun olduğunu, taraflar arasında akdedilen 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesinin ‘İşin Açıklaması ve Bedeli’ başlıklı 5. maddesinde; ‘Uygulama sonrasında m2 hesabı daha sonra yapılıp cari hesap netleştirilecektir ve asıl hesap çıkacaktır. Cihazlar çalıştıktan sonra kesin kabul yapılıp kalan kısmı çek ile ödenecektir. Peşinat çeki 90-120 gün. 100.000TL – 90.000TL toplamda 190.000TL çek verilmiştir.’ hükmüne; ‘Malzeme ve İşçilik Birim Fiyat’ başlıklı maddede ise yapılacak işlere ilişkin birim fiyatlar çıkarıldığını, Söz konusu sözleşme hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin üstlendiği işlere ilişkin olarak çıkarılan birim m2 fiyatları doğrultusunda öncelikle peşinat çeki verilmiş akabinde iş tamamlanıp bittikten sonra kesin kabul yapılmış ve müvekkili şirket tarafından yapılan işler sözleşmede belirlenen birim m2 fiyatlar üzerinden ücretlendirilmiş ve bakiye kısma ilişkin ödeme çek olarak verildiğini, davacı tarafça sanki sözleşme anında davaya konu bütün çekler aynı anda verilmiş gibi izah edildiğini, oysa ki davacı tarafın iddia ettiği durumun sözleşme hükümlerine dahi aykırı ve abes beyanlar olduğu açık olduğunu, bu şekilde gelişen somut olayda müvekkili şirkete davacı tarafça verilen çek bedelleri ödenmeyip taraflarınca icra takibine başlandıktan sonra davacı tarafça suiniyetli bir şekilde huzurdaki dava açıldığını, tüm bu nedenlerle neticeten haksız ve hukuki dayanaktan yoksun huzurdaki davanın reddine, davacı taraf aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … İcra Müdürlüğünün …, … ve … esas sayılı dosyası, Ankara … İcra Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları, tarafların ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi heyeti 15/04/2022 tarihli raporları ile özetle; belirtilen blok ve katların sözleşmede belirtilen tesisat işlerini davalı firma … Tic. Ltd. Şti.’nin teslim edilen mimari projede yaptığını belirttiğini, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı ile davalı firma arasında 13.05.2019 tarihinde imzalararı taşeronluk sözleşmesinde davalı … Tic. Ltd. Şti’nin yapacağı işlerin belirtildiğini, sözleşmenin işin açıklaması ve bedeli başlıklı 5.maddesinin ilgili bendinde “peşinat çeki 90-120 gün 100.000(yüzbin TL), 90.000(doksan bin TL) toplamla 190.000TL çek verilmiştir.” ve “Yaklaşık kanal v.b.teklifi ekteki projeye göre çıkartılmıştır. Uygulama sonrasında m2 hesabı daha sonra yapılıp cari hesap netleşecektir. Ve asıl hesap çıkacaktır.” şeklindebelirtilmiş olup buna göre davaya konu 4 adet çekten 2 adedinin (30.11.2019 vadeli 80.000,00 TL’lik çek ile 31/01/2020 vadeli çeklerin sözleşme aşamasında verildiği, diğer 2 adet çekin (28.02.2020 vadeli 90.000,00 TL ve 31.03.2020 vadeli 191.000,00 TL’lik çeklerin işler yapılıp m2 hesabı çıkarıldıktan sonra verildiği kanaatine varıldığı, tarafların ticari defterlerine göre; her iki tarafta kendi kayıtlarına göre alacaklı göründüğü, ayrıca defter kayıtları karşılıklı olarak birbirini teyit etmediği, diğer taraftan dava konusu çeklerin tarafların muhasebe kayıtlarında olmadığı tespit edilmiş olup, mevcut kayıtlara bakarak taraflar arasında borç-alacak ilişkisi kurulamayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava eser sözleşmesi kapsamında iş sahibi olan davacının çek yoluyla ödeme yapmasına rağmen işin yapılmaması nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 13/05/2019 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığı ve ticari bir ilişkinin bulunduğu konusunda anlaşmazlık yoktur. Taraflar arasında anlaşmazlık konularının eser sözleşmesinde belirtilen edimlerini davalı tarafından tam ve eksiksiz yerine getirilip getirilmediği, sözleşme harici işlerin yapılıp yapılmadığı hususundadır.
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda karine olarak akdî ilişkinin devam ettiği, yüklenicinin işi bırakmadığı, işyerini terk edip gitmediği sürece gerçekleştirilen iş ve imalatların yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Yüklenicinin işi teslim etmesi ya da eksik olarak bırakıp gitmesi veya sözleşmenin feshinden sonra bu tarihler itibariyle eksik ve kusurlu imalatlar belirlenmiş ise, bunları da karine olarak iş sahibinin giderdiği; teslim, fesih ya da terkten sonra yüklenicinin saptanan eksik ve ayıpları işe devam ederek giderdiği iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre teslim, terk ya da fesih tarihine kadar karine yüklenici lehine olup, aksinin ispatı iş sahibinin yükümlülüğündedir. Teslim, fesih ya da terkten sonra ise karine iş sahibi lehinedir ve bunun aksini ispat külfeti yükleniciye aittir. Bu kapsamda somut olayda ispat yükü davacı iş sahibindedir.
İddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede davacı ile davalı firma arasında 13/05/2019 tarihinde imzalanan Taşeronluk sözleşmesinde davalı … Tic. Ltd. Şti’nin yapacağı işler belirtilmiştir. Sözleşmede belirtilen tesisat işleri davalı firma tarafından yapıldığı, dava dışı üçüncü bir şirket tarafından yapıldığına yönelik davacı tarafça yazılı delil ve belge bulunmadığı hükme esas alınan denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. İş bu sebeple davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında bir eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu,bu sözleşmeye göre davalı yüklenici tarafından sözleşmeye konu imalâtların davacıya tesliminin yapıldığı hususu ile ilgili Sözleşmenin İşin Açıklaması ve Bedeli Başlıklı 5. Maddesinin ilgili bendinde “Peşinat çeki 90-120 gün. 1000.000 TL ,90.000 TL Toplamda 190.000 TL çek verilmiştir.” ve “yaklaşık kanal v.b teklifi ekteki projeye göre çıkartılmıştır. Uygulama sonrasında m2 hesabı daha sonra yapılıp cari hesap netleşecektir. Ve asıl hesap çıkacaktır.” şeklinde belirtilmiş olup buna göre davaya konu 4 adet çekten 2 adedinin (30.11.2019 vadeli 80.000TL lik çek ile 31.01.2020 vadeli çeklerin sözleşme aşamasında verildiği, diğer 2 adet çekin (28.02.2020 vadeli 90.000,00TL ve 31.03.2020 vadeli 191.000,00 TL lik çeklerin işler yapılıp m2 hesabı çıkarıldıktan sonra verildiğinden davaya konu çekin davacı tarafından davalı yükleniciye işin tesliminde ödenmek kaydıyla verildiği kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda karine olarak akdî ilişkinin devam ettiği, yüklenicinin işi bırakmadığı, işyerini terk edip gitmediği sürece gerçekleştirilen iş ve imalatların yüklenici tarafından yapıldığı kabul edildiğinden, davaya konu çekin davacı tarafından davalı yükleniciye işin tesliminde ödenmek kaydıyla verildiğinden işin teslim edilmediğini davacının yazılı delillerle ispatlayamadığı nitekim davaya konu kambiyo senedinin ticari defterlerde kayıtlı olmamasının senedin geçerliliğine etki eden bir durum olmadığı, dava konusu edilen çeklerden dolayı borçlu olmadığının ispat yükünün davacıda olduğu, davacının yazılı delillerle borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiği; ancak, davacının iddialarını başkaca yazılı delillerle ispatlayamadığı gibi yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcın peşin alınan 8.026,43 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.945,73 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 40.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/06/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.