Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/474 E. 2022/103 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/474 Esas – 2022/103
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/474 Esas
KARAR NO : 2022/103
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
BİRLEŞEN ANKARA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
K.YAZIM TARİHİ : 23/02/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davacı ile davalı arasında, davacıya ait araçları konu edinen ihtiyari mali mesuliyet sigortası (İMMS) poliçeleri düzenlendiğini, müvekkilinin davalıdan şehir içinde kullanılan ve hasarla karşılaşma olasılığı az, risk taşımayan beton pompası ve transmikser bir kısım araçları teminat altına alan kasko poliçelerinin iptal edilmesini talep ettiğini, ancak davalı tarafından davacıya 16/09/2015 tarihine kadar iptal edilmiş bütün poliçelerin iptal edileceğinin bildirildiğini, bunun üzerine davacı tarafından davalının kayıtlı bulunduğu …Ticaret Odası’na 26.10.2015 tarihli dilekçe ile davalı hakkında disiplin soruşturması başlatılması istemli başvuruda bulunulduğunu, ATO tarafından yapılan disiplin soruşturmasında davalıya uyarma cezası verildiğini, davalı acente tarafından davacıya prim bedellerinin iadesi ile ilgili bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından Ankara …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edildiğini ileri sürerek davanın kabulünü, davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, asıl alacağı %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile, İİK. 257. Maddesi gereğince alacağı karşılayacak şekilde davalının taşınır ve taşınmaz malları, hak ve alacakları ile banka hesapları üzerine İhtiyati haciz şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davacı vekili; Davacı ile Davalı arasında, davacıya ait araçları konu edinen ihtiyari mali mesuliyet sigortası (İMMS) poliçeleri düzenlendiğini, müvekkilinin davalıdan şehir içinde kullanılan ve hasarla karşılaşma olasılığı az, risk taşımayan beton pompası ve transmikser bir kısım araçları teminat altına alan kasko poliçelerinin iptal edilmesini talep ettiğini, ancak davalı tarafından davacıya 16/09/2015 tarihine kadar iptal edilmiş bütün poliçelerin iptal edileceğinin bildirildiğini, bunun üzerine davacı tarafından davalının kayıtlı bulunduğu … Ticaret Odası’na 26.10.2015 tarihli dilekçe ile davalı hakkında disiplin soruşturması başlatılması istemli başvuruda bulunulduğunu, ATO tarafından yapılan disiplin soruşturmasında davalıya uyarma cezası verildiğini, davalı acente tarafından davacıya prim bedellerinin iadesi ile ilgili bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından Ankara …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edildiğini ileri sürerek davanın kabulünü, davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, asıl alacağı %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, İİK. 257. Maddesi gereğince alacağı karşılayacak şekilde davalının taşınır ve taşınmaz malları, hak ve alacakları ile banka hesapları üzerine İhtiyati haciz şerhi konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; dava dilekçesinde iddia edilen hususların, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının taleplerinin, tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirildiğini, iddia edilen hususların hiç birinin, gerçeği yansıtmadığını, davacı yanın müvekkili şirket aleyhine açmış olduğu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davalı vekili : dava dilekçesinde iddia edilen hususlar, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olup, bu beyanlara itibar edilmesi hukuken mümkün olmadığını, davacının taleplerinin, tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirildiğini, iddia edilen hususların hiç birinin gerçeği yansıtmadığını beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara …. İcra Dairesinin … esas ve … esas sayılı takip dosyaları, tarafların ticaret sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava; iptal edilen poliçe kapsamında iade edilmeyen sigorta prim bedelinin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Davacı … Anonim Şirketi tarafından davalı aleyhine 20/11/2015 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibiyle 9 adet poliçe sebebiyle toplam 7.562,24TL’nin tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalıya 25/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 26/11/2015 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında mazbata bulunmadığından davanın yasal süresi içerisinde açıldığı kabul edilerek işin esasına geçilmiştir.
Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Davacı … Anonim Şirketi (birleşme sonrası yeni unvan … Anonim Şirketi) tarafından davalı aleyhine 20/11/2015 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibiyle 6 adet poliçe sebebiyle toplam 17.677,78TL’nin tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalıya 25/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 26/11/2015 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında mazbata bulunmadığından davanın yasal süresi içerisinde açıldığı kabul edilerek işin esasına geçilmiştir.
Asıl davanın, davacının talebi dışında iptal edilen sigorta poliçeleri sebebiyle işlememiş günlerine ait prim bedellerinin iadesi talebine ilişkin olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulu delilin bulunmadığı, dava dilekçesinin deliller başlıklı kısmında ise bir takım delillere dayanıldığı ancak … Ticaret Odası Disiplin Kurulu kararının takipteki alacağın varlığını ispata elverişli olmadığından celp edilmediği, dayanılan cari hesap ekstresi ve davacı ticari defterleri yönünden ise tensip zaptı 4 nolu ara karar ile davacı tarafa defter ve kayıtlarını sunması sunulamayacak boyutta ise adresini bildirmesi için kesin süre verildiği ve kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği, ancak kesin süre içerisinde defterler sunulmadığı gibi, adresinin de bildirilmediği, dayanılan tanık delili sebebiyle isim ve adreslerini hangi hususta dinletileceğinin bildirilmesi için kesin süre verildiği ancak kesin süre içerisinde tanık isim ve adreslerinin de bildirilmediği, dosya kapsamında mahkememizce celp edilen icra takip dosyası dışında başkaca bilgi, belge ve delilin bulunmadığı görülmüştür.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu düzenlenmiştir. Usul hukukunda ispat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer, yani davacı davasını dayandırdığı vakıaları ispat etmelidir. Bu itibarla dosya kapsamında davacı yanın takip çıkışı kadar alacaklı olduğunu ispata yarar delil bulunmadığından ve davacı yan iddialarını ispatla mükellef olmasına rağmen iddiasını somutlaştıramadığından ispatlanamayan asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen davada, Mahkememizin … Esas … Karar sayılı gönderme kararı öncesinde arabuluculuk son tutanak aslının sunulması için davacı yana kesin süre verildiği, ancak sunulmadığı, akabinde gönderme kararı sonrası Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında tensip zaptı 12 nolu ara kararı ile yeniden kesin süre verildiği, kesin süreye ilişkin 29/06/2021 tarihinde yapılan tebliğ ile davacının kesin süreden haberdar edildiği ancak kesin süreye rağmen arabuluculuk son tutanak aslının sunulmadığı anlaşılmıştır.
Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde; ” 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. ” denilmek suretiyle, 01/01/2019 tarihi itibariyle ticari davalarda arabuluculuğa başvuru, dava şartı haline getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. Bu itibarla birleşen davanın para alacağına ilişkin olduğu, davanın açıldığı 18/06/2021 tarihi itibariyle dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, ancak arabuluculuk son tutanak aslının sunulmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Davanın ispatlanamadığından REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 149,58TL harçtan mahsubu ile artan 68,88TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.129,49TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
BİRLEŞEN ANKARA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-Davanın HMK 114/2, 115/2 ve TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden Reddine,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 361,02TL harçtan mahsubu ile artan 280,32TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/01/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı