Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/452 E. 2022/712 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/452 Esas – 2022/712
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/452 Esas
KARAR NO : 2022/712
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ: 06/09/2022
K. YAZIM TARİHİ: 19/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin lojistik ve uluslararası taşıma hizmetleri sunan tanınan bir şirket olduğunu, Davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kuruluğunu, davalı yan talimat ve onayı doğrultusunda davacı müvekkili tarafından taşıma hizmetleri gerçekleştirildiğini ancak bedelinin tahsil edilemediğini, bu taşımaların birincisinin … yükleme limanlı ve …varış limanlı, 10.03.2020 tarihli … numaralı konşimento ile, davalı şirket talimat ve onayı ile … nolu konteyner ve muhteviyatı yüklerin davacı müvekkili şirket tarafından deniz yolu ile taşıtılması hizmeti sunulduğunu, bu taşıma hizmetine binaen davalı şirket adına 11.03.2020 tarihli … numaralı 1.300,00- USD bedelli fatura düzenlendiğini ve davalı yana gönderildiği, ancak davalı şirketin fatura bedelini haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ödemekten imtina ettiğini, taraflar arasındaki taşımadan kaynaklı ihtilaflardan ikincisinin ise, davalı yan talep ve talimatı doğrultusunda davacı müvekkili tarafından, yüklerinin 40’lık konteyner ile …’dan …’ya yurtiçi kara nakliyesi ve deniz taşıması hizmetleri organizasyonu yapıldığını, buna ilişkin olarak 13.04.2020 – tarihli … nolu ve 3.068,00-TL bedelli fatura ile 13.04.2020 tarihli … nolu ve 350,00 USD bedelli faturaların düzenlenerek davalı firmaya gönderilmesine ve davalı yanca herhangi bir itirazda bulunulmamasına rağmen yine herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin ilgili cari hesaptan kaynaklı alacağını davalı yandan tahsil edemeyince, borçlu/davalı şirket hakkında … … İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı yanca kötü niyetli olarak yapılan itirazın İptali ile takibin talep edilen miktar ve ticari avans faiz oranı üzerinden devamına, davalı/borçlunun haksız itirazı sebebiyle itiraz edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tüm talepleri açısından yetki, görev, husumet, derdesttik ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, Davacının ikame ettiği dava hukuka aykırı, mesnetsiz bir dava olup davanın reddi gerektiğini, açılan davada talep edilen meblağın kabulünün mümkün olmadığını, sözleşme gereği tüm edimler yerine getirilmiş olup davacı yanın karşı ödemeli alacağını müvekkili şirketten talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle husumet yönünden davanın reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde müvekkilinin temerrüde düşürüldüğü iddiasının kanuna aykırı olup kabulü mümkün olmadığını, herhangi bir ihtarname tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin … ili …’da faaliyet gösterdiğini, dolayısıyla yetkili mahkemelerin … mahkemeleri olduğu gözetildiğinde yetki yönünden de itirazlarının bulunduğunu, dava yasal süresi içerisinde açılmamış olduğundan zamanaşımı yönünden itirazlarının olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, 07/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 20/07/2020 tarihli ödeme emri ile 1.650,00-USD x 6,8755-TL (13/07/2021 tarihli kur) ve 3.068,00-TL olmak üzere toplam 14,412,52-TL (4.718,00-USD) alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 24/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 27/07/2020 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 11/06/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturalardan kaynaklanan toplam 1.650,00 USD+3.068,00 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Mahkememizce taraf iddia ve savunmalarının tespiti amacıyla davacı şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için yazılan talimat gereğince İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sırasına kayden alınan 07/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … Şirketi ile Davalı … Şirketi arasında ticari ilişkiden doğan Cari hesap ilişkisi bulunduğu ve Davacı tarafın, Davalıdan olan 14.412,58-TL alacağını tahsil amacıyla icra takibi başlattığı, davalı tarafın itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, Davacı tarafın Ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; Davacı … A.Ş. nin 2020 Yılı Envanter Defterinin açılış tasdikinin tam olduğu ve 2020 Yılı E-Defter beratlarının yasal süreler içerisinde oluşturulduğu, Davacı şirketin davalıdan olan Cari Hesap Alacağının davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacı tarafın, Davalıdan 14.412,58-TL Alacaklı olduğu ve Davacının Cari Hesaptan doğan alacağının ticari defter ve kayıtlarında tespit edildiği ve davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, Davacı … Şirketi nin, Davalı … Ltd. Şti den 14.412,58-TL Alacağının bulunduğu ve Davalı tarafın İcra Takibine itirazının iptali gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı tarafa davalının ticari defterleri ve BA/BS formlarının incelenmesi için bilirkişi delil avansını yatırması için kesin sürenin sonucu ihtar edilerek 2 haftalık kesin süre verilmiş, tarafına ihtarların yer aldığı duruşma zaptı usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen bilirkişi delil avansı yatırılmamış, davalı ticari defterlerinin incelenmesi yönünden bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılmıştır.
Dava konusu faturaların salt davacı ticari defterlerinde kayıtlı olması alacağın varlığına delil teşkil etmez. Ancak dosya kapsamında bulunan BA/BS formlarının mahkememizce incelenmesinde; dava konusu … sayılı 1.300 USD tutarındaki faturayı davalının 2020 yılı BA formunda bildirdiği, davacı ticari defterlerinde kayıtlı söz konusu faturanın davacının BS formunda da bildirildiği görülmüştür.Yargıtay …HD … esas, … karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine ve edimlerin yerine getirildiğine karine teşkil ettiği ve aksinin davalı tarafça ispatlanamadığı ve yine davalı tarafça ödeme yapıldığına dair bir belge de sunulmadığı anlaşıldığından davacının bu alacağını dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden ispat ettiği kabul edilmiştir.
Davacının ticari defterlerinde bulunan ve BS formlarında bildirdiği … ve … sayılı faturaların yine mahkememizce incelenmesinde davalının BA formlarında yer almadığı görülmüştür. dava konusu faturaların salt davacı ticari defterlerinde kayıtlı olması alacağın varlığına delil teşkil etmeyeceğincen davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülerek söz konusu faturalara konu edimlerin yerine getirilip getirilmediği hususunda yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususunda ihtaratlı kesin süre verilmiş ve herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşıldığından bu faturalara konu alacağını ispat edemediği kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, HMK 222. Maddesi, belirtilen Yargıtay kararları, BA/BS formları, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 1.300 USD üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine ve dava konusu alacak likit alacak niteliğinde olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 si olan 260 USD (fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE ; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 1.300 USD üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Dava konusu alacak likit alacak niteliğinde olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 si olan 260 USD (fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 760,15 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 246,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 514,01 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul red oranına göre hesaplanan 863,72 TL’sinin davalıdan, 232,55 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 246,14 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 313,94 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 750,00 TL bilirkişi ücreti, 40,70 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 790,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 511,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 6.064,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/09/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza