Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/445 E. 2022/391 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/445 Esas – 2022/391
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/445
KARAR NO : 2022/391
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu icra takibine ve davaya konu faturadan kaynaklanan borcunu ödemediğini, davalı borçlunun aleyhine alacağın tahsili amacıyla müvekkili davacı tarafından, Ankara Batı İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı borçlu, böyle bir borcu olmadığından bahisle söz konusu takibe, borca ve faize kısmi ödeme yaparak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı borçlu 29.08.2019 tarihli 9.440,00 TL bedelli … seri nolu faturadan kaynaklanan borcunu ödemediğini, yapılan icra takibine konu faturadan kaynaklı bakiye borç halen ödenmediği gibi kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini, Ankara Batı İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, takibe konu dava konusu alacağa icra takip tarihinden itibaren en yüksek ticari reeskont avans faizi yürütülmesine, takibe konu likit alacağa haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalının itiraz edilen kısım üzerinden hesaplanacak dava talep konusu tutarın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatını ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı usulüne uygun tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara iştirak etmemiştir.
DELİLLER : Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların vergi dairesi kayıtları, tarafların ticaret sicil özeti bilgileri, 18/02/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
e-imza e-imza

18/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Dava konusunun, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı yan tarafından düzenlenen faturadan kaynaklanan 9.440,00 TL alacağına ilişkin yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Takip dosyası, davacı yana ait ticari defter, belge ve dosya münderecatı üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, tarafımıza tevdii edilen görev çerçevesinde yapılan tespit ve değerlendirmeler aşağıdaki gibi arz edilmiştir.
Davacı yan tarafından davalı adına düzenlenen takibe konu faturalarda imzanın üst tarafta olduğundan açık fatura olarak nitelendirileceği, faturanın Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak düzenlendiği görülmüştür.
İcra Takibine konu fatura detayları;
Fatura Tarihi İrsaliyeli Fatura Numarası Açıklama TUTARI Fatura Türü
29.08.2019 … Hidrolik Pres 9.440,00 Kağıt Fatura

Diğer yandan salt fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için bir seçenek olarak düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması gerekir. Kaldı ki, bu da faturanın mutlaklığı anlamına tam olarak gelmez ve sadece fatura mündericatının doğru olmadığını ispat yükünü faturaya itiraz etmeyenin omuzlarına yükler. Faturayı düzenleyen, kaideten, ona süresinde karşı yan itiraz ederse, mal veya hizmeti yapıp çekişmesiz sunduğunu ortaya koymak mevkiinde iken, süresinde itiraz olmadığında bu kerre süresinde itiraz etmeyip ispat külfeti altına giren yan, faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına tesliminin yapılmadığını/gerçekleşmediğini veya usulünce bildirilmiş bir ayıba/eksiğe, yasal mesnetten yoksunluğa duçar olduğunu vs. ispatlamalıdır.
Davacı yana ait dosyaya sunulu … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabı ve davacı şirketin ibraz etmiş olduğu BS formunda , davalı yana düzenlemiş olduğu faturanın beyan edildiği;
Davalı yana ait … Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabında ise, davacı yanın düzenlemiş olduğu faturanın beyanlarında bulunmadığı tespit edilmiştir.
Neticeten; Davacı yanın ticari defter kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle icra takibine dayanak fatura nedeniyle 9.440,00 TL alacaklı olarak göründüğü tespit edilmiştir.
Rapor içeriğinde yapılan açıklamalar ve dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait incelenen 2019, 2020 ve 2021 yılı ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
Dava konusunun, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davalı adına tanzim edilen fatura kaynaklı 9.440,00 TL alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu,
Davacının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
Davacı ticari defterlerinde, icra takibine konu faturanın kayıtlı olduğu ve BS formlarında beyan edildiği;
Davalı şirketin dosyaya sunulu … Vergi Dairesi’nden gelen 2019 yılı BA dökümanlarına göre, icra takibine konu faturanın beyan edilmediği;
Takip tarihinden sonra ise defter kayıtlarında herhangi bir işlem bulunmadığı;
Davacı şirket kayıtlarında, davalı yan tarafından düzenlenmiş bir iade faturası olmadığı;
Davacı tarafından düzenlenen faturaların açık fatura olduğu;
Davacının ticari defterlerine göre; 24.03.2021 icra takip tarihi itibariyle icra takibine konu edilen faturadan kaynaklı 9.440,00 TL davalı yandan alacaklı olduğu kanaati bildirilmiştir.
e-imza e-imza

Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adresine tensip zaptıyla beraber HMK 222. Maddesi ihtarlı davetiye gönderilmiş ancak süresinde davalı tarafça ticari defterler sunulmadığı gibi yerleri de bildirilmemiş, davalı tarafın usulüne uygun tutulması halinde davacı ticari defterlerinin içeriğini kabul ettiği kabul edilmiştir.
Tüm bu açıklamalar, hükme esas alınan bilirkişi raporu, HMK 222 ve belirtilen Yargıtay kararı ışığında davanın kabulüne, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf TTK 1530. Maddesine dayanarak her ne kadar fatura tarihinden itibaren yasal faiz talep etmişse de ve icra takibine işlemiş faiz üzerinden girişmişse de; Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Ve devamı maddeleri gereğince faiz alacaklının faiz talebinde bulunabilmesi için borçlunun temerrüde düşmüş olması gerekmektedir. TBK 117. Maddesi gereğince borcun ödeneceği gün belirli değilse borçlu alacaklının ihtariyle temerrüde düşer. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesinin 2-3-4 ve 5. Fıkralarında yer alan;
(2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
e-imza e-imza

a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir” düzenlemesi gereğince alacaklı tarafından herhangi bir ihtar çekilmese bile borçlu, sözleşmede belirtilen ödeme tarihinde, ödeme tarihi belli değilse faturanın veya faturada belirtilen mal veya hizmetin alındığı tarihten itibaren 30 günlük sürenin sonunda mütemerrit sayılır. Dava konusu somut olayda borcun ödeneceği gün taraflarca belirlenmediği gibi takip tarihinden önce borçluya gönderilmiş bir ihtar da bulunmamaktadır. Ayrıca faturanın borçlu tarafından alındığı tarih de belirli değildir. Yine davalı tarafından BA formuyla söz konusu faturanın vergi dairesine bildirilmediği de görülmektedir. Hal böyle iken; davacı tarafın temerrüde düşürmesinden bahsedilemeyeceği için işlemiş faiz talebi yersiz olduğundan takibin işlemiş faiz olmaksızın takip tarihi itibariyle avans faizi işletilerek 9.440,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptaline takibin işlemiş faiz olmaksızın takip tarihi itibariyle avans faizi işletilerek 9.440,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-9.440,00TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak yüzde yirmi icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 644,85TL karar ve ilam harcından peşin alınan 107,36TL harcın mahsubu ile bakiye 537,49TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 107,36TL peşin harç, 59,30TL başvurma harcı ve 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 175,16TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 750TL bilirkişi ücreti, 199,30TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 949,30TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/04/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza