Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/439 E. 2021/1043 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/439 Esas – 2021/1043
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/439 Esas
KARAR NO : 2021/1043
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 2-
3-
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
K. YAZIM TARİHİ: 28/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;davacının yıllardır araba alım ve satım işi ile uğraştığını, …’da bilinen, tanınan saygın esnaflardan biri olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında muvazaalı araç alımı ve satımı gerçekleştiğini, söz konusu olan aracın … model, … marka araç olduğunu, davacının söz konusu aracı 1.275.000 TL bedelle … sitesine attığını, davalı şirketin, müvekkili ile irtibata geçerek, kendisinin de galerici olduğunu, arabaya bir alıcı bulduğunu, arabayı 1.350.000 bedel ile satacağını ama kendinin bu kadar parası olmadığı için ancak buna aracılık edeceğini bu nedenle aracı kendisine opsiyonlamasını istediğini, müvekkilinin ise bu dönemlerde araç piyasasının durgun olması ve faizlerin yüksek olması ve nakdi sıkışıklığı sebebiyle nispeten iyi fiyata verdiğini düşünerek 1.275.000TL bedel ile söz konusu araç için anlaştıklarını, davalı şirketin ise aracın kendisine teslim edilmesini, bu arabayı bulduğu müşteriye göstermesi gerektiğini söyleyerek aracın kendisine teslim edilmesi yani …’ya getirmesi gerektiğini söylediğini, müvekkilinin ise aracı çekici vasıtasıyla …’ya davalıya ait olan …’a 22.09.2020 tarihinde teslim ettiğini, davalı şirketin müvekkiline arabayı alacak olan kişinin bu arabayı beğendiğini, alıcının arabayı almak için kendisine biraz süre verilmesini, bir hafta içinde parayı denkleştirip arabanın satışının yapılacağını söylediğini, sonrasında müvekkilinin araç satışının ne olduğunu eğer satışın olmaması durumunda aracın kendisine iade edilmesini istemişse de davalı şirketin müvekkilini sürekli ”bugün yarın parayı bulacak” diyerek oyaladığını, 02.11.2020 tarihinde davalı şirketin müvekkiline arabayı alacak kişinin parayı hazırlamış olduğunu, hemen bugün satışının yapılması gerektiğini söyleyerek müvekkilinden arabanın satışı için vekalet istediğini, müvekkilinin güvenini kazanarak araç satışı için vekalet vermeye ikna ettiğini, müvekkilinin ise 02.11.2020 tarihinde Batman … Noterliğinde davalının istediği kişilere yani … ve … adına davalı şirketin istediği miktar olan 715.000TL üzerinden araç satış vekaleti çıkardığını, araç satış vekaletini alan davalı şirketin ise 3. Şahısa satmak yerine kendi şirketi adına satış işlemi yaptığını, müvekkilinin araç satış vekaleti verdiği kişilerin … çalışanları olduğunu, davalı şirketin satışın yapıldığını ama ödemenin yarın yapılacağını müvekkiline söylediğini ancak bugüne kadar mağdur edildiğini, araç satış bedelini ödemediğini, araç satış bedelinin her ne kadar 715.000TL olarak vekaletle düzenlenmiş ise de aracın gerçek değerinin noter satış sözleşmesinde görüleceği üzere kasko değerinin 1.296.726 TL olduğunu, davalıya verilmiş olan aracın gerçek değeri şu an şirkete ait olan …’da 1.450.000 TL üzeriden satışa çıkardığını, davalı şirketin araç bedelini ifa etmeyerek, ifadan kaçınarak, müvekkiline ait olan arabayı kendi şirketi adına geçirerek ve bildikleri kadarıyla aracı kendini sağlama almak için üçüncü bir kimseye satarak, tüm kötü niyetini ortaya koyduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile; davalı şirketin haksız ve kötüniyetli olarak yaptığı tescilin iptaline veya araç bedelinin müvekkile ödenmesine karar verilmesine ( 10.000 TL olarak davayı kısmi dava olarak ikame ettiklerini) yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar davaya karşı cevap dilekçesi sunmamışlar, katıldıkları duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE :Dava, vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle araç satışının muvazaalı yapıldığı iddiasıyla araç satışının iptali ile araç satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
TTK 19/2. maddesine göre “Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır.” TTK 4/1. maddesine göre “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş sayılır.” TTK 5/1 maddesine göre “Aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
Yukarıdaki maddeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Her ne kadar davacı vekili davacı şirkete ait aracın satışı için davalılara vekalet verildiğini, bu vekaletnameler kapsamında davalılarca satış işleminin gerçekleştirildiğini, ancak satış bedelinin kendilerine verilmediğini iddia ettiği dilekçedeki anlatımlardan açıkça görüldüğü üzere dava TBK 502 vd maddelerine dayalı vekalet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili davası olduğu, davacı taraf tacir olsa da, iş bu davanın TTK 4 maddede sayılan ticari davalardan olmadığı, tüm dosya kapsamına göre, dava vekaletnamenin kötüye kullanılmasına dayalı alacak davası niteliğinde olup, uyuşmazlık konusunun vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak şekilde satış yapılıp yapılmadığı ve satış bedelinin ödenip ödenmediği ve davalıların iş birliği içerisinde olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur. Her ne kadar davacı tacir ise de davalıların gerçek kişi olmasına ve taraflar arasında ticari bir ilişkinin var olduğu hususunun kesin ve net olmamasına göre ticari dava niteliğinde bulunmayan davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılarak görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin, davalı vekilinin ve davalılar … ve …’ın yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.16/12/2021

Katip Hakim
e-imzalıdır. e-imzalıdır.