Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/42 E. 2023/381 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/42 Esas – 2023/381
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/42 Esas
KARAR NO : 2023/381

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
K. YAZIM TARİHİ: 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile davalı …’a ait … isimli firma arasında yapılan ticarete istinaden cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacak tutarı olan 129.224,00 TL’nin tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibinin önce sehven 197.261,30 TL üzerinden başlatıldığını, ancak sonra 68.037,30 TL faizden vazgeçildiğini, davalının 11.12.2019 tarihinde yaptığı itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmesinde de taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını beyan ederek, davanın kabulü ile her türlü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu itirazın iptali davasına konu Ankara Batı İcra Dairesinin … E Sayılı dosyasının haksız ve hukuksuz icra takibine ilişkin olduğunu, söz konusu icra takibinin davacının cari hesap ekstrelerine göre yapılmış olduğunu, davacının hesap ekstreleri ile müvekkilinin hesap ekstrelerinin uyuşmadığını, söz konusu alacağa ilişkin herhangi bir fatura yahut belgelerle bir işin yapımının mevcut olmadığını, alacağın farazi bir hesaptan doğduğunu ve bir yasal dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu hesap ekstreleri ile ilişkili bir bağının olmadığını, ayrıca farazi olarak doğmuş olan bu hesapların borcu kabul etmemekte beraber zaman aşımına uğradığını beyan ederek davanın reddi ile davacı aleyhine haksız ve hukuksuz olarak icra takibi başlatmasından dolayı % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, davacı şirket defterleri üzerinde talimat mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 04/08/2021 tarihli rapor, mahkememizce alınan 19/01/2022, 25/04/2022 ve 12/01/2023 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, cari hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) aleyhine 25/11/2019 tarihli ödeme emri ile, 129.224,00 TL asıl alacak, 330,00 TL protesto masrafi ve 67.707,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 197.261,30 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 10/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 11/12/2019 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflara ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulundukları adres bildirilmiş, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığı gibi bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 04/08/2021 tarihli raporda özetle; davacıya ait 2015-2016-2017 yıllarına ait ticari defterleri incelediği, defterlerin kanuna uygun ve eksiksiz olarak tutulduğu, defter kayıtlarının kendi içinde tutarlı olduğu ve delil olma vasfinı taşıdığı, davacının 25.11.2019 icra takip tarihi itibarıyla cari hesap bakiyesinin 373.091,89 TL tutarında olduğu, dolayısıyla davacının davalıdan 373.091,89 TL alacaklı olduğu, ancak icra takibinin 129.224,00 TL cari hesap alacağı olarak başlatıldığı, işlemiş faiz alacağından feragat edilmesi nedeniyle faiz yönünden bir hesaplama yapılmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, davacı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapor ve dosyaya celp edilen tarafların BA-BS formları üzerinde mahkememizce yaptırılan inceleme sonucu sunulan 19/01/2022 tarihli raporda özetle; 25.11.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 373.091, 89 TL cari hesap alacağı bulunduğu, icra takibinin 2015 yılını esas alarak 129.224,00 TL tutarında asıl alacak+330,00 ihtarname masrafı ve 67.707,30 işlemiş faiz talebi olmak üzere toplam 197.261,30 TL tutar üzerinden başlatıldığı, dava dilekçesinde ise 129.224,00 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, faiz ve ihtarname masraflarından feragat edildiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan 129.224,00 TL tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede avans faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep edebileceği, icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıları temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir ihtarname ya da iadeli taahhütlü mektuba rastlanmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiş, itiraz üzerinde alınan 25/04/2022 tarihli ve 12/01/2023 tarihli ek raporlarda da, kök rapordaki tespit ve değerlendirmeler tekrar edilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen davacı yan defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarındaki bildirimlerinin örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin 2 adet fatura karşılığı mal alım bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir. Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Yine dosya kapsamında sunulu bulunan faturaların teslim alan kısımlarının imzalı olduğu, malların davalı yana teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle faturaların teslim alan kısmının imzalanarak sevk irsaliyesi düzenlenmiş olması, davalının imzalara herhangi bir itirazda bulunmamış olması, davacı yanın bu faturayı defterlerine işlemiş olması sebebiyle davacının teslim olgusu ispatladığı kabul edilmiştir. Davacının hukuki ilişkiyi, malın teslimini ve alacağının varlığını kanıtlaması karşısında davalı yanın iddia edilip ispatlanmış bir ödeme savunması bulunmamaktadır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 27/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, 129.224,00 TL olan talebini, 243.847,89 TL arttırarak 373.071,89 TL’ye yükseltmiştir.
Davacı vekiline 26/04/2022 tarihli ıslah talebinin tam ıslah mı yoksa dava türü olan itirazın iptaline yönelik kısmi ıslah mı olduğuna ilişkin açıklama yapması için süre verilmiş , davacı taraf yükselttiği dava değerinin 129.400,00 TL’sini itirazın iptali, 243.847,89 TL’sini alacak davası olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Takip çıkış miktarı 197.261,30 TL, dava değeri (itirazın iptali istenen kısım) 129.224 TL’dir. İtirazın iptali davaları icra takibiyle sıkı sıkıya bağlı olup, itirazın iptali talep edilen takipteki itirazın edilen kısım dışına dava konusu olarak çıkılamaz. Ancak davacının davasını tam ıslah ederek alacak (tahsil) davasına dönüştürmesi mümkündür. Zira dava konusu alacak aynı kalmaktadır. Ancak somut olayımızda olduğu gibi, davacı taraf ıslah dilekçesi ile davasının talep sonucu tamemen değiştirmesi gerekirken, başka bir deyişle itirazın iptali talep etmişse bunu alacak davasına çevirebilecekken, talebinin bir kısmını itirazın iptali, bir kısmını da alacak davası olarak ıslah edemeyecektir. (Ankara BAM 22. HD 2019/601 esas, 2021/2224 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.) Aksi durumda dava konusu olmayan, dava edilmeyen ve yargılama sırasında ortaya çıkan bir alacak için davalının savunması alınmadan, delilleri toplanmadan kısmi ıslah yoluyla alacak talep edilebilecek olması hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğu gibi, aynı dava içinde itirazın iptali davasının niteliğine uygun düşmeyecek şekilde kısmi tahsil-kısmi itirazın iptali hükmü kurulmasına yol açacaktır.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği ve yukarıda ayrıntılı değinildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talebi gereğince 129.224,00 TL kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ve yukarıda açıklanan gerekçelerle fazlaya ilişkin olarak talep edilen alacak talebinin ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin işlemiş faiz olmaksızın 129.224,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-129.224,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin alacak talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 8.827,29TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 6.406,83TL harcın mahsubu ile bakiye 2.420,46TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin, 457,21TL’sinin davalıdan, 862,79 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30TL başvurma harcı, 8,50TL vekalet harcı, 2,206,83TL peşin harç, 4.200,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.474,63 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 494,20 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.194,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 760,02 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 20.383,60TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 37.138,70TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza