Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/405 E. 2021/386 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/405 Esas – 2021/386
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/405 Esas
KARAR NO : 2021/386

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 23/12/2019
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
K. YAZIM TARİHİ: 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Sincan …Noterliğinin 15/03/2019 tarih ve … yevmiye nolu mülkiyeti muhafaza sözleşmesi yapıldığını, … plakalı aracın davalıya teslim edildiğini, satış bedeli için de sözleşmede yazılı 1 adet 15/03/2019 düzenleme tarihi ile 13/12/2019 ödeme tarihli 55.000TL lik lehtarı …, keşidecisi … olan senet düzenlendiğini, araç sözleşmesi ile birlikte davalıya teslim edildiğini, araç halen dahi davalı yeddinde olduğunu, mülkiyeti muhafaza borcunun ödenmemesi halinde mülkiyeti muhafaza alacaklısının davalı alıcıdan kullanma alacağını tahsil etme ve aracı geri alma hakkı olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenlerle aracın davalıca kullanmasına dair kullanma alacağı hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne Sincan …Noterliğinin 15/03/2019 tarih ve … yevmiye nolu mülkiyeti muhafaza sözleşmesinin feshine, halihazırda davayı yeddinde bulunan aracın yakalanarak taraflarına teslimine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi ile kararın bir suretinin Trafik Şube Müdürlüğü ilgili noterliğine gönderilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının adresinin…/ Çorum olduğu bu nedenle yetki mahkemenin … Çorum olduğu, yetki itirazının bulunduğu, davanın yetkili mahkemede görülmesi gerektiği, uyuşmazlık konusunun ise Asliye Hukuk değil Asliye Ticaret Mahkemesi alanına girdiği, ticari bir dava konusu olduğunu, ticari davalarda arabuluculuğa müracaatın şart olduğunu bu sebeplerle reddi gerektiği, esas yönünden ise sebepsiz ve konusuzca açılmış olduğu haksız olduğu, satış sözleşmesinde yer verilmemişse de araç satış için 5 adet bono verildiği, araç satış bedelinin ödendiği, Ankara Batı İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığı, senedin sadece ön yüzünün mahkemeye verildiği arka yüzünün verilmediği arka yüzünde ise teminat senedi olduğunun belirtildiği, ifa nedeniyle de sözleşmenin mülkiyeti muhafaza kaydının 55000 TL lık 1 adet senedin de hükümsüz kaldığı bu sebeplerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/04/2021 tarih … esas …karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiştir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 15/08/2016 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır. Somut olayda Davacı, davalıyla mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesinden kaynaklı senet verildiğini aracın davalıya teslim edildiğini fakat araç bedelinin ödenmemesi sebebiyle sözleşmenin feshi talebinde bulunmuş, davalı ise bononun satışı yapılan araç için verildiğini satış bedelinin ödendiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki temel ilişki satım sözleşmesi olup, uyuşmazlık bonodan değil, satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir olmadığı gibi, davada Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca, davayı görmeye Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerinden kaynaklanmayıp, taraflar arasında temel ilişki araç alım satımına ilişkin sözleşme ilişkisi olduğu hususu taraf beyanları ile sabit olduğu davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla mutlak ve nispi ticari davanın söz konusu olmaması nedeniyle uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-Karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği takdirde mahkememiz ile Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan görevli mahkemenin belirlenmesi (merci tayini) için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.03/06/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍