Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/401 E. 2023/229 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/401 Esas – 2023/229
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/401
KARAR NO : 2023/229

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket … A. Ş.’nin …’ın işlevini yerine getirebilmek için tesis ettiği iştiraklerden biri olduğunu, davacı ile … ve … Ortaklığı arasında 12.08.2016 tarihinde Ankara … Noterliği nezdinde … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde … … Arsa Payı Karşılığı Hasılat Paylaşımı Sözleşmesi” (Ana Sözleşme) imzalandığını, aynı taraflar arasında söz konusu Ana Sözleşme’ye ek olarak 02.09.2016 tarihinde 1. Değişiklik Sözleşmesi imzalandığını, akabinde 04.08.2017 tarihli 2. Değişiklik Sözleşmesini ve Satış Hasılatı Kullanma Yöntemini değiştiren 3. Değişiklik Sözleşmesini imzaladığını, devam eden süreçte yine davalı tarafından inşaatın ana sözleşmeye ve eklerine uygun şekilde tamamlanacağını taahhüt eden 18.06.2020 tarihli taahhütnamenin davacıya sunulduğunu, davacı tarafından inşaatın tamamlanması için büyük çaba sarf edilmesine rağmen davalının verdiği taahhütlerin pek çoğunu yerine getirmediğini, öncelikle davalının tahsil ettiği satış gelirlerindeki davacının paylarının ödenmediğini, yanı sıra iskan alma yükümlülüğü davalıya ait olmasına
e-imza e-imza e-imza e-imza

rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, gerçeğe aykırı bilgilerle rapor düzenlendiğini, davacının aldatıldığını, mülkiyeti davacıya ait taşınmazların onun izni ve bilgisi dışında 3. Kişilere kullandırıldığının anlaşıldığını, tüm bu sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle Ankara … Noterliği eliyle 24.06.2020 tarihli … yevmiye numaralı, 23.09.2020 tarihli … yevmiye numaralı, 05.10.2020 tarihli … yevmiye numaralı ve 17.02.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnameler ile davalının ihtaren uyarıldığını, buna karşın davalının dava tarihi itibarıyla söz konusu yükümlülükleri yerine getirmediğini, 08.03.2021 tarihinde Ankara … İcra Müdürlüğü’ne başvurularak E. … sayılı dosya ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının 13.03.2021 tarihinde takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyan ederek, kötü niyetli itirazın iptaline, tüm alacaklar yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 13,75 reeskont avans faizi işletilmek suretiyle icra takibinin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’den az olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı … ve … Ortaklığı arasında 12.08.2016 tarih ve Ankara … Noterliği nezdinde … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde … … Arsa Payı Karşılığı Hasılat Paylaşımı Sözleşmesi” imzalandığını, davacının iddialarının aksine müvekkil şirketin sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme gereği satış yapılan daire bedellerinden davacıya % 40,25 oranında pay ödendiğini, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca hasılat paylaşım oranına KDV’nin dahil olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete KDV borcu olmadığını, Sözleşmenin 4. Maddesinde “belirlenen satış fiyatı üzerinden gerçekleştirilen satış işlemleri sonucu elde edilen hasılatın % 40,25’i İşverene, % 58,75’i Yükleniciye kalacak şekilde paylaşılacaktır” ifadesi yer almakta olup, KDV’ye ilişkin ayrı bir koşul olmaması halinde KDV’nin satış fiyatı içinde kabul edilmesi gerektiğini, Müvekkil şirketin sözleşmedeki tüm edimlerini yerine getirdiğini, davacı tarafın ise satışı yapılan bir kısım taşınmazları müşterilere devrinin gerçekleştirmeyerek sözleşmedeki en önemli edimini ihlal ettiğini, Müvekkilinin davacıya işveren payı olarak % 40,25 oranına denk gelen hasılat payını ödediğini, bu durumun banka hesapları ve ticari defter kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, bu nedenle adat alacağı talebinin yerinde olmadığını, Davacının dava dilekçesinde bahsettiği değişiklik sözleşmelerinin asıl sözleşmenin yapıldığı şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmediğini, Müvekkilinin düzenleme şeklinde arsa payı hasılat paylaşım sözleşmesine aykırı olarak düzenlenen faturalara itiraz ettiğini, kaldı ki fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için faturanın taraflar arasındaki yazılı sözleşmeye aykırı olmaması gerektiğini, davacının iddialarının yargılamaya muhtaç olduğunu, vadesi gelmiş bir alacak olmadığını, İcra inkar tazminatı talebinin şartlarının oluşmadığını, davalı müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı bir borcu olmadığını, dava konusu olayda herhangi bir kötüniyetin söz konusu olmadığı ve alacağın likit bir alacak olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil özeti bilgileri, Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, 03/08/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 14/12/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyasına yapılan itirazın iptali, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek olan yıllık %13,75 reeskont avans faizi işletilmek suretiyle icra takibinin kaldığı yerden devamı, itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Dosya incelendiğinde; davacı şirket ile davalı … ve … Ortaklığı arasında 12.08.2016 tarih ve Ankara … Noterliği nezdinde … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde … … Arsa Payı Karşılığı Hasılat Paylaşımı Sözleşmesi” imzalandığı, aynı taraflar arasında söz konusu Ana Sözleşme’ye ek olarak
e-imza e-imza e-imza e-imza

02.09.2016 tarihinde 1. Değişiklik Sözleşmesi, akabinde 04.08.2017 tarihli 2. Değişiklik Sözleşmesini ve Satış Hasılatı Kullanma Yöntemini değiştiren 3. Değişiklik Sözleşmesi imzaladığı görülmüştür.
Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının sözleşmeler gereği yerine getirilmeyen taahhütlerden kaynaklı cari hesap bakiyesi 20.799.478,70 TL tutarındaki alacağı için 10.03.2021 tarihinde icra takibi başlattığı, davalıların borcu olmadığı gerekçesi ile yaptığı itiraz neticesinde 13.03.2021 tarihi itibarıyla icra takibi durdurulduğu görülmüştür.
Davanın tarafları, aralarındaki ticari ilişkiyi doğrulamaktadır. Yapılan inşaatın teslimi ve hasılat paylaşımı konusunda da herhangi bir belirsizlik yoktur. Taraflar arasında anlaşmazlık yaratan husus, hasılat paylaşımı sırasında KDV’nin fiyata dahil olarak mı esas alınacağı, yoksa KDV’nin fiyatın dışında mı olacağı hususudur. Bu hususun açıklığa kavuşturulması için bilirkişi kurulundan kök ve ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler tarafından sunulan detenime elverişli ve hükme esas alının kök ve ek raporlarda; 10.03.2021 takip tarihi itibarıyla davacının 20.799.478,70 TL’lik tutar üzerinden icra takibi başlattığı, davacının muhasebe kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla 21.549.771,52 TL alacaklı olduğu, davalının muhasebe kayıtlarına göre 12.680.676,17TL borcu bulunduğu, ancak bu tutara tapusu alınmayan 56 adet daire satışlarından … A.Ş.’ye düşen 7.047.79,10TL’lik payın ilave edilmediği, bu payın ilave edilmesi durumunda 12.680.676,17 + 7.047.791,10 = 19.728.467,27 TL borcu bulunduğu, tarafların herbirinin hasılat paylaşımına itirazı olduğu, KDV uygulamasının hasılat üzerinden değil, KDV dahil satış bedeli üzerinden yapıldığı, dolayısıyla yapılan hesaplamada bu tutarın da değiştiği, yapılan ödemeleri de dikkate alarak yapılan hesaplama sonucunda davalının 10.349.745,39 TL borcu olduğu, tapusu alınmadığı için henüz hasılat paylaşımı yapılmayan 56 daireye ait 17.510.000,00TL satış tutarından davacıya ait % 40,25’lik payın düzeltilerek yeniden hesaplanması durumunda 8.207.173,62TL’nin davacının alacağına eklenmesi gerektiği, bu durumda davacının 10.349.745,39 + 8.207.173,62 = 18.556.919,01TL toplam alacağı bulunduğu, davacı tarafından yapılan Adat hesaplanmasından kaynaklanan 8.914.683,41TL’lik tutarın icra takip dosyasında yer aldığı, ancak davalının adat tutarı hesaplamasına itirazları olduğu, excel dosyası olarak gönderilen adat tutarının KDV dahil fiyat üzerinden hesaplanan hasılat payından kalan bakiyeler üzerinden hesaplandığı, bu tutarın KDV hariç fiyatlar üzerinden yeniden hesaplanması gerektiği, adat faizinin Mahkeme tarafından kabulü halinde bu faiz tutarının 8.826.419,22 TL olarak düzeltilmesi gerektiği, Mahkemenin adat hesaplanmasını kabul etmemesi halinde davacının toplam alacağının 10.349.745,39 + 8.207.173,62 = 18.556.919,01TL olduğu, adat hesaplanmasının kabulü halinde bu tutara 8.826.419,22TL adat faizinin eklenerek davacının toplam alacağının 27.383.338,23TL olarak değişeceği sonuç ve kanaatine vardıkları belirtilmiştir.
Söz konusu rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişlidir. Aynı zamanda bu rapor her iki tarafın itirazlarını da karşılamıştır. Davalı tarafın karar duruşmasından önce sunduğu uzman görüşü ile birlikte belirtmiş olduğu adat tutarının yanlış hesaplandığı ve mükerrer hesap yapıldığı yönündeki itirazı ise, bu itirazların bilirkişi tarafından karşılanması, adat hesaplanmasının sözleşmeye göre yapılması ve hesaplamanın 56 daire üzerinden yapılması dikkate alındığında söz konusu itirazların reddine karar verilmiş ve davacının takip konusu alacak miktarını istemekte haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Ancak, söz konusu alacağın sözleşmeye göre değişken kriterlerle belirlenmiş olması, bununla birlikte özellikle adat hesabının yapılmasında belirlenebilirlik olmaması nedeniyle alacağın likit olmadığına karar verilerek icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafın Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, Alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.420.812,39TL karar ve ilam harcından peşin alınan 355.203,10TL harcın mahsubu ile bakiye 1.065.609,29TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 355.203,10TL peşin harç ve 59,30TL başvurma harcı olmak üzere toplam 355.262,40TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
c)Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 445.994,79TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.000,00TL bilirkişi ücreti, 141,00TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 3.141,00TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilleri ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/02/2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza