Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/391 E. 2021/427 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/391 Esas – 2021/427
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/391 Esas
KARAR NO : 2021/427

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/10/2020
KARAR TARİHİ: 11/06/2021
K. YAZIM TARİHİ: 30/06/2021
Ankara Batı …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı üzerine yapılan tevzi üzerine mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Limited Şirketi’nin 2011 yılında müvekkili … tarafından devralındığını, Şirketin 2013 yılının Mayıs ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yetki alınarak faaliyete başladığını, müvekkilinin 2013 yılında şirket hisselerinin tamamını davalı şirketin halihazırdaki ortağı ve maliki dava dışı …’e devrettiğini, 2016 yılında Bakanlık 240.000,00 TL tutarlı teminat mektubu istediğinde, Ziraat Bankası’ndan davalı şirket lehine bu tutarlı teminat mektubu alındığını, söz konusu teminat mektubu alınırken, davalı şirketin yeni sahibi …’in ricası üzerine aralarındaki şifahi anlaşmaya dayalı olarak müvekkiline ait Ankara İli … İlçesi … Mah. …Ada/Parselde kayıtlı taşınmaz teminat gösterilmiş ve bu taşınmaz üzerine 150.000,00 TL’lik teminat karşılığında 300.000,00 TL’lik ipotek konulduğunu, 2019 yılında Bakanlık teminat mektubu tutarını 240.000,00 TL’den 360.000,00 TL’ye çıkardığında, davalı … firması ilave 120.000,00 TL’lik teminat mektubunu Akbank’tan alarak Bakanlığa verdiğini, müvekkilinin halihazırda sahibi bulunduğu dava dışı … Limited Şirketi ise 2013 yılında kurulduğunu, O tarihte şirket hisselerinin tamamı dava dışı … isimli kişiye aitken, 2018 yılında şirket hisselerinin tamamı müvekkili … tarafından alındığını, 2016 yılında Bakanlık … firması için 240.000,00 TL tutarlı teminat mektubu istediğinde, Ziraat Bankası’ndan bu tutarlı teminat mektubu alındığını, Söz konusu teminat mektubuna ilişkin, karşılık olarak bu kez, davalı … firmasının sahibi dava dışı … ve dava dışı … adına taşınmazlar teminat gösterilmek suretiyle bu taşınmazlar üzerine ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin şahsına ait ipotekli arsa üzerinde bina yapımına başlamış ve bu binadan taşınmazlar satmak için ilana çıkmışsa da davalıca fekkedilmeyen ipotek sebebiyle satış yapamadığını, 2019 Mayıs ayından bugüne kadar davalı şirket ve ortağı … ile ipoteğin kaldırılması yönünde şifahi görüşmeler yapılmış fakat mezkur ipoteğin fekki yönünde bir gelişme sağlanamadığını, akabinde müvekkili tarafından … Şirketine Sincan… Noterliği aracılığıyla 14 Nisan 2020 tarihinde keşide edilen … yevmiye numaralı ihtarname ile anılan ipoteğin kaldırılması davalı şirketten istediğini, ihtarda bulunmasına rağmen, bugüne kadar … firması tarafından müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını, davalının bugüne kadar kötü niyetli olarak davaya konu ipoteği tamamen haksız, dayanaksız ve keyfi olarak kaldırmaması nedeniyle, taşınmazındaki anayasal mülkiyet hakkını kullanamadığını, taşınmazı ne kül halinde ne de üzerine inşa ettiği binanın bölümleri halinde hiçbir şekilde satamadığını, sahibi olduğu … Firması ile yapı denetim işiyle iştigal ederken, gerektiğinde işbu taşınmazını teminat olarak gösterememekte, kredi kullanamamakta, likiditesini artıramadığını, müvekkilinin anayasal mülkiyet hakkını kullanamamaktan dolayı, gerek yapı denetim ve inşaat sektöründe ve gerekse bankalar ve müşterileri nezdinde zor durumda kaldığını, rencide olduğunu, küçük düştüğünü, bu zararın bir nebze telafisi için mutlaka, bugüne kadar kötü niyetli olarak davaya konu ipoteği tamamen haksız, dayanaksız ve keyfi olarak kaldırmaması nedeniyle, davalıca tazmini gerektiğini, davanun kabulüne, davalının müvekkiline 150.000,00 TL manevi tazminatı İhtar tarihi olan 14/04/2020 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte ödemesine, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine, lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosya, Ankara Batı …Asliye Hukuk Mahkemesinin…esas …karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve 01/01/2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Eldeki dava, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat talebini içeren ticari davadır. Dolayısıyla dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
Davacı vekiline, 6102 sayılı TTK 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir meşruhatlı davetiye gönderilmiş, gönderilen meşruhatlı davetiye 27/05/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dosyaya sunulmamıştır. Hal böyle olunca, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Dava nedeni ile alınması gereken 59,30 TL’nin dava açılırken yatırılan 2.561,63 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 2.502,33 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/06/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍