Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/389 E. 2021/747 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/389 Esas – 2021/747
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/389 Esas
KARAR NO : 2021/747

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/05/2021
KARAR TARİHİ:07/10/2021
K. YAZIM TARİHİ:14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı adına kayıtlı, müvekkili şirkete sigortalı … plakalı araçta 12.09.2020 tarihinde davacı tarafından yapılmış olan binada bulunan balkon camlarının düşmesi sonucu meydana gelen hasarın, davacı müvekkili sigorta şirketi tarafından ödendiğini, iş bu hasarın, davalı şirketin sorumluluğunda bulunan balkon camlarının sigortalı aracın üzerine düşmesi nedeniyle meydana geldiğinden davacı sigorta şirketinin ödemiş olduğu tazminatı rücuen talep tahsil hakkı doğduğunu, iş bu sebeple Ankara Batı İcra Dairesi ‘nin … sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını, ancak davalı yanca ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkili şirket lehine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın rücuen alacak talebinden kaynaklandığını, Davacı tarafça bu hususun dava dilekçesinde açıkça dile getirildiğini, halefiyet kurumunda, halef olan tarafın, halef olduğu tarafın tüm haklarını iktisap ettiği ve adeta onun yerine geçtiği, bu nedenle, davacının halefiyet iddiası nedeniyle huzurdaki davada davacının, zarar gören … plakalı araç sahibinin yerine geçtiğini, bu bağlamda, davacının ünvanı ve işi her ne kadar sigorta şirketi olarak gözükse de, huzurdaki davanın Ticaret Mahkemelerinde değil, Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini beyanla öncelikle görevsizlik kararı ile dosyanın görevli Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne gönderilmesini talep ettiklerini, TBK 69. Maddesi’ne göre, huzurdaki dava taraflarına yöneltilemeyeceğini, davanın taşınmaz malikine karşı ileri sürülmesi gerektiğini, bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak ise; sigortalı araç sahibinin davacı tarafa zarar tazmin talebi bulunmadığını, 15.09.2020 tarihli zarar tazmin talebinde bulunan kişinin sigortalı araç sahibi olmadığını ve bu nedenle davacının rücu hakkı bulunmadığını, sigorta sözleşmesinin tarafının ve sigortalı araç malikinin …olduğunu, davacı tarafın halefiyet hükümleri gereği yerine geçtiği kişinin …olduğunu, oysa ki davacı tarafından dosyaya sunulan 15.09.2020 tarihli belgede dava konusu hasara ilişkin ödeme talep eden kişinin …olduğunu, davacı sigorta şirketinin, sigorta poliçesinde taraf olmayan ve zarar gören araç maliki olmayan 3. kişinin talebi ile ödeme yaptığını kendi delilleri ile açıkça kabul ve ikrar ettiğini, bu nedenle yasal şartları oluşmayan sigorta poliçesi ödemesine ilişkin davacının halefiyet ve rücu hakkının da hiçbir zaman doğmadığını, olayın meydana geldiği tarihte fırtına çıktığını, araca zarar verdiği iddia edilen balkon camının müvekkilin inşa ettiği apartmandan düştüğüne dair hiçbir delil bulunmadığını ayrıca müvekkilinin inşa ettiği binada davacı tarafın iddia ettiği şekilde “korkuluk ve/veya balkon camı da bulunmadığını, şayet müvekkilinin inşa ettiği apartmandan bir cam düşmüş ise; fizik kurallarına ve binanın fiili durumuna göre sonradan monte edilen kapalı balkon sistemine ait olduğunun açık olduğunu ve sonradan monte edilen eklentilerden müvekkili şirketin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, fırtına öncesinde haberlerde ve sosyal medyada tüm uyarılar yapılmış olmasına rağmen, gerekli özeni göstermeyen ve tedbir almayan zarar gören araç maliki ve camı düşen taşınmaz malikinin kusurlarından dolayı müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, ekspertiz raporuna göre dava konusu hasar için hesaplanan zarar bedeli toplamı 3.376,07 TL iken; dava konusu icra takibi asıl alacak bedelleri toplamının 3.560,76 TL olduğu, 12.09.2020 tarihli dava konusu hasardan daha önce 06.07.2020 tarihli hasar bedellerinin de müvekkilinden talep edildiğini, ekspertiz raporunda belirtilen parça ve işçilik fiyatlarının piyasa rayiçlerinin çok üzerinde ve fahiş olduğunu, davaya konu icra takibinde yer alan faiz oranları ve başlangıç tarihlerinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddi ile davacı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, sigorta şirketinin ödediği miktar nedeniyle 3. kişiye rücu talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının bir sureti dosya arasına alınmıştır.
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 15/04/2021 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla toplam 3.684,23 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 20/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 21/04/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı sigortalısına ödediği zarara davalının kusurlu davranışlarının neden olması nedeniyle tazminat talep etmektedir. Delil olarak ise dava dilekçesi ekinde sigorta poliçesi, aracın hasara uğradığına ilişkin sigortalısı tarafından hasarın ödenmesine ilişkin kendisine gönderilen dilekçeyi sunmuş, delil dilekçesi ekinde ekinde ise ödeme dekontlarını sunmuştur. Davalı vekili ise müvekkilinin inşa ettiği binaya ilişkin görseller ile olay gününe ilişkin gazete haberleri ile yargıtay kararları sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler birlikte değerlendirilerek; her ne kadar davacı taraf sigortalısının aracında meydana gelen zarar nedeniyle davalı yapı müteahhit şirketinin sorumlu tutmuşsa da, dosya kapsamından araca düşen cismin cam balkon olup olmadığı, düşmüş ise binayı inşa eden davalı müteahhidin inşa ettiği yapıdan düşüp düşmediğine ilişkin herhangi bir delil sunmamıştır. Davalının dosyamızdaki hukuki durumu bina inşa eden kişidir. Bir bina veya yapı eserini inşa eden kişinin sorumlu tutulabilmesi için zararın, yapım bozukluğundan doğduğu ispatlanmalıdır. Bu durumda ispat yükü davacıdadır. Dosyamız kapsamında davacı söz konusu hasarın davalının yapmış olduğu binadan kaynaklandığını ispatlayamadığı gibi, bina inşa eden kişinin yapım bozukluğundan kaynaklandığını da ispat edememiştir.Tüm bu gerekçelerle ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 62,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 3.684,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/10/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza