Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/380 E. 2022/1001 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/380 Esas – 2022/1001
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/380 Esas
KARAR NO : 2022/1001

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
TASFİYE MEMURU:
2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 4-
5-
VEKİLİ :
DAVALI : 6-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 7-
8-

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Dava dışı işçi … (T.C.No:…) tarafından, Ankara Batı … İş Mahkemesi’nin, … E. ve … K. Sayılı dosyası ile müvekkili Belediye aleyhine ikame edilen davada; davacının 1997-2019 yılları arasında müvekkili Belediyede ve taşeron şirketler nezdinde temizlik görevlisi olarak çalıştığı beyan edilerek ödenmeyen işçilik alacaklarının Müvekkili Belediye’den ve davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini, yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne karar verildiğini, iş bu ilama dayalı olarak Ankara … İera Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla Müvekkili Belediye aleyhinde başlatılan takip dolayısıyla, yargılama gideri ve vekâlel ücreti olmak üzere toplam 100,724,14-TL’nin icra tehdidi altında ödeme yapıldığını, davalı şirketlerin hizmet alımı amacıyla gerçekleştirilen ihaleler kapsamında Müvekkili Belediye ile farklı tarihlerde sözleşme imzalayan yükleniciler olduğunu, mahkemece, Müvekkili Belediyenin işçilik alacaklarından ‘üst işveren’ olarak müştereken ve mütcselsilen sorumlu tutulmuş ise de gerçekle İşveren sıfatının -dava dışı personeli istihdam ettikleri sürelerle sınırlı olmak üzere- davalı Şirketlere ait olduğunu, belirlenen bedelden davalı Şirketlerin de sorumlu olacaklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla Ankara Batı … İş Mahkemesi’nin. … FE. ve … K. sayılı ilamı uyarınca Ankara … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasına müvekkili belediye tarafından ödenmek zorunda kalınan 100.724,14-TL’nin taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca davalıların tespit edilecek tam sorumlulukları oranında dava dışı işçi …’a ödeme tarihinden işleyecek ve 6183 sayılı Kanun’a görc hesaplanacak faizleri ile birlikte rücuen tahsiline, yargılama gideri ve ücret-i vekâletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar … Şirketi vekili, .. Şirketi vekili ve … Şirketi vekili cevap dilekçelerinde özetle; müvekkilleri aleyhinde açılan haksız ve hukuksuz davanın reddine karar verilmesini talep etmişler, diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı … Şirketi yönünden mahkememizce tefrik yapılmış … Esas, … karar sayılı karar ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu davacının dava dışı işçi …’a yaptığı ödemeden davalı şirketlerin sorumlu olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 06/08/2021tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtayca re’sen incelenir.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, davacı belediye bünyesinde yürütülen evsel atıkların toplanması, toplanan atıkların nakli, cadde ve sokak, meydan ve pazar yerlerinin insan ve makine marifetiyle süpürülmesi faaliyetlerinin davalılarca ihale yoluyla gerçekleştirilmesi sırasında dava dışı işçiye Belediye tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir. İhale ekindeki sözleşmede anılan birçok işten biri olan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki iş olduğu kanaatiyle, davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin … Esas; … Karar sayılı ilamı ile”… Bu itibarla anılan sözleşmelerin bundan sonraki uyuşmazlıklarda Yargıtay 6.HD.nin anılan kararı dikkate alınnarak hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmiştir. Bu itibarla, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 01/07/2022 tarihli ve 1047 sayılı kararı ile belirlenen iş bölümüne göre, “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında (Özel Borç İlişkileri -Akdin Muhtelif Nev’ileri) yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların (satış sözleşmesi:taşınır ve taşınmaz satışı, ödünç sözleşmeleri:ariyet (kullanım ödüncü) – karz-ödünç (tüketim ödüncü), ölünceye kadar bakma sözleşmesi, vedia (saklama) sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi)” istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (…). Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (…). Hukuk Dairesine gönderilmesine..” ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas; … Karar sayılı ilamı ile”… Bu kapsamda Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı” şeklinde karar verildiği iş bu kapsamda temel uyuşmazlığın TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.01/11/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı