Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/371 E. 2021/1047 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/371 Esas – 2021/1047
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/371 Esas
KARAR NO : 2021/1047
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
K. YAZIM TARİHİ: 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketten demir satışına ilişkin fatura alacağının bulunduğunu, davalı borçlu aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 21.08.2020 tarihli … E. Sayılı icra takibini başlattıklarını, davalı borçlunun kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, fatura içeriği (demir) malın davalıya sevkedildiği tarih itibariyle demirin ton fiyatının 3.000,84 TL olduğunu şu an ki ton fiyatının ise 5.400 TL ile 5.600,00 TL arasında bulunduğunu, müvekkilinin ciddi anlamda zarara uğradığını, oluşan fiyat farkı nedeniyle uğranılan zararı da talep ettiklerini beyan ederek, icra takibine yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız yapılan itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davacı alacaklının demir fiyat artışlarından uğradığı zararın da tespit edilerek davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı … arasında demir alım satımına dayanan ticari ilişkinin bulunduğunu, …’un … ve … adlı demir firmalarının olduğu dönmede müvekkili ile bu şahsın cari hesap şeklinde demir alım satımı yaptıklarını, sonrasında …’un ticari anlamda zor bir döneme girmesi nedeniyle bir süre alım satım işi yapamadıklarını ve önceden parasını aldığı bir kısım malları teslim edemediğini, sonrasında … adlı şirketin sahibi olduğunu, yeni bir şirket kurduğunu, işlerinin düzeldiğini beyan ederek tekrar müvekkili ile birlikte çalışmak istediğini, müvekkilinin de uzun zamandır iş yaptığı ve tanıdığı …’un teklifini kabul ederek tekrar kendisinden demir alımı yapmaya başladığını, ancak tarafların ticari ilişkinin başında konuştuklarını ve …’un daha önce müvekkiline teslim etmediği demirler ile ilgili her demir alımında eksik ödeme yapılması şeklinde cari hesap tutulması konusunda anlaştıklarını, mal alını satımının tarafların anlaştığı şekilde devam etmekte iken müvekkiline icra takibi geldiğini, icra takibinin nedeninin sorulması üzerine …’un şirketin sahibi başkası ben karışmam diyerek açıklama dahi yapmadığını, bunun üzerine müvekkilinin ekte sundukları şekilde …’a mesaj gönderdiğini ancak karşı taraftan bir açıklama yapılmadığını, müvekkilinin yaptığı araştırma neticesinde alacaklı olarak görülen şirketin başkasının adına olduğunun tespit edildiğini, …’un kendisini şirketin sahibi olarak göstererek ticari ilişki kurduğunu, hatta sadece müvekkili ile değil tüm demir piyasası ile aynı şekilde ilişki kurmuş olduğunu, net olarak bilinmemekle birlikte şirketin …’un eski eşi adına kayıtlı olduğunu, eşlerin halen bir arada oldukları ve şeklen boşandıkları söylentisini duyduklarını, sayın mahkemeden alacaklı görünen şirketin kuruluşundan bu güne dek tüm sicil bilgilerinin celbini talep ettiklerini, zira alacaklı şirketin tüm iş ve işlemlerinin … tarafından yapılmakta olduğunu, imza işleri, alım satım işleri, ticari bağ kurma işlerinin … tarafından yürütülmekte olduğunu, bu şahsın muhatap olduğu kişilere kendisini şirketin sahibi olarak tanıttığını, bu nedenle de şahısların … ile anlaşma yapmakta olduklarını, icraya konu alacağın davalı ile … arasındaki cari hesaplaşmaya ait olması nedeniyle davalının borçlu olmadığı gerekçesi ile icra takibine itiraz edildiğini beyan ederek, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA/BS formları, 05/11/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosyaya eklenmiştir.
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 21/08/2020 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 69.152,00 TL asıl alacak ve 703,36 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 69.855,36 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 26/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 31/08/2020 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin 01/09/2020 tarihinde durdurulduğu, eldeki davanın 18/05/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturadan kaynaklanan toplam 69.152,00 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraf iddia ve savunmalarının tespiti amacıyla, tarafların ticari defter ve kayıtları ile celp edilen BA-BS formları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 05/11/2021 tarihli raporda özetle; Dosya kapsamı ve tarafların kayıtlarının incelenmesi neticesinde; Davacının 21.08.2020 tarihli Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibi ile davalıdan 69.152,00 TL asıl alacak ve 703,36 TL işlemiş faiz toplamından oluşan 69.855,36 TL alacağını talep ettiği, dosya kapsamında davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgesinin bulunmadığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre BS formu ile beyan ettiği dava konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı ve kayıtlarda davalının herhangi bir ödemesinin yer almadığı, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 69.152,29 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre BA formu ile beyan etmediği dava konusu faturanın kayıtlarında da yer almadığı, ancak davaya cevapları dikkate alındığında dava konusu fatura içeriğinin teslim olgusuna ilişkin herhangi bir davalı itirazının bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek;
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Taraflara ait ticari defterlerin karşılaştırılması neticesinde de; davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 69.152,29 TL alacaklı bulunduğu, bu hususun davacının BS kayıtlarıyla da sabit olduğu, davalı ticari defterlerinde ve BS formunda ise dava konusu faturanın yer almadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay ….HD … esas, … karar sayılı kararında da belirtildiği üzere BA formunda faturanın kayıtlı olması fatura konusu malların teslimine karine teşkil eder. Her ne kadar BS formlarında dava konusu fatura kayıtlı olmasa da davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde teslime ilişkin bir itirazın bulunmadığı, ticari ilişkinin kabul edildiği anlaşıldığından alım satım ilişkisi ve teslim hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalının ileri sürdüğü savunma davacı şirketin yetkilisi olmayan gerçek şahıs ile bu şahsa ait başka bir şirketten önceki dönemlerde aldığı ve teslim edilmeyen bir kısım malların yeni alım satım ilişkisinde mahsup edilerek (örneğin daha önceki şirketin teslim etmediği 10 ton demir var ise davacı her demir alımında anlaşmada belirtilen miktardan 2 ton eksik demir alarak 5 alımda alacak ve borcun sona ermesi) ödenmesi noktasında toplanmaktadır. Tacirler ticaret hayatında basiretli tacir gibi hareket etmek ve düzenledikleri veya kabul ettikleri fatura içeriklerine göre ticaret hayatlarını devam ettirmek zorundadır. Davalı ileri sürdüğü savunmayı ispat edemediği gibi, basiretli bir tacir gibi davranmamış, bu mahsup ilişkisine ilişkin bir sözleşme veya başkaca bir delil ileri sürmemiştir. Bu haliyle davacının ticari defterlerine ve davalının kabul ettiği, teslim olgusuna bir itirazının olmadığı alım satım ilişkisine konu fatura nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ve HMK 222 md ışığında davanın kabulüne ve takibin 69.152,00 TL asıl alacak üzerinden davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgesi dosya kapsamında bulunmadığınan birikmiş faiz olmaksızın devamına, ve faturaya dayalı alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE : Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin işlemiş faiz olmaksızın 69.152,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacak olan 69.152,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 4.723,77 TL harçtan peşin alınan 831,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.892,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 831,67TL peşin harç olmak üzere toplam 899,47 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 800,00 TL bilirkişi ücreti, 60,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 860,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.789,76 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/12/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza