Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/367 E. 2021/733 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/367 Esas – 2021/733
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/367 Esas
KARAR NO : 2021/733
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2021
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
K.YAZIM TARİHİ: 20/10/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında araç alımı için yapılan ön görüşme sonrasında müvekkilinin davalı şirketten 25/09/2020 tarihinde araç sipariş ettiğini, bahse konu görüşme sırasında müvekkili tarafından henüz daha aracının temini için sipariş verildiğini herhangi bir teslim işlemi dahi söz konusu değilken; davalı firma bahse konu araç için müvekkilinden 64.000,00 TL peşinat bedeli istenildiğini, müvekkilinin de aracın tesliminden sonra ödemeden mahsup edileceği düşüncesiyle 64.000,00 TL peşinat bedelini 25/09/2020 tarihinde …. iban numaralı … A.Ş hesabına yatırdığını, akabinde müvekkili ile davalı şirket arasında gerçekleşen ön görüşme sonrasında pandemi döneminin de etkisi ile aracın anahtar teslim fiyatında meydana gelen öngörülemez artış sonrası müvekkilinin aracın siparişinden caydığını, nitekim müvekkili tarafından, karşı yan aracı müvekkiline teslim etmeden hatta henüz aracın müvekkiline teslimi için gerekli işlemler başlatılmadan ve de müvekkilinin aracı dahi görmemiş iken aracın siparişinden vazgeçildiğini ve davalı tarafa bu durumu bildirdiğini, ancak müvekkilinin cayma hakkını kullanması sonrasında 25/09/2020 tarihinde araç için yatırdığı peşinatının eksiksiz olarak tarafına iade edilmesi gerekir iken; müvekkilinin yatırmış olduğu peşinat bedelinden davalı yanca haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak 25/09/2020 tarihli Sipariş Teyit Formunun 2. maddesine dayanılarak 15.000,00 TL bedelli kesinti yapıldığını ve bahse konu kesinti için fatura tanzim edildiğini, davalı yanca haksız ve hukuka aykırı olarak düzenlenen e-fatura müvekkili şirket tarafından davalıya geri iade edildiğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca; ‘trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılması zorunludur.’ Bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmelerin hukuken geçersiz olduğunu, somut olayda araç alım-satımı için resmi şekil şartına uygun olarak düzenlenmiş geçerli bir sözleşme olmadığını, şekle aykırılık nedeniyle geçersiz sözleşmeler taraflara hak ve borç yüklemeyeceği için, taraflara henüz ifa edilmemiş edimlerinin talep edilme imkanı tanımamakla birlikte; geçersiz sözleşmeye dayanılarak taraflar yerine getirdikleri edimleri karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabileceklerini, keza hukuki sebebin, geçerlilik ve etkinlik unsurlarından birinin mevcut olmaması, dolayısıyla hukuki işlemin kurulamaması, eksik veya geçersiz kurulması halinde o hukuki işleme dayanılarak bulunulan tasarruflar lehine tasarrufta bulunulan açısından sebepsiz zenginleşme niteliği taşıdığını, öyle ki müvekkili tarafından davalı yana yapılan ödeme nedeniyle davalı yan sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilinin ise bu oranda zararı doğduğunu, davalı yan tarafından geçersiz bir sözleşmeye dayanılarak müvekkili tarafından yerine getirilen edimin müvekkiline eksiksiz olarak iade edilmesi gerektiğini, dolayısıyla davalı yanın mevcut olmayan bir zararı iddia ederek ve de buna ilişkin hiçbir somut delil sunmadan müvekkilinin sipariş için yatırdığı peşinattan yaptığı kesintinin hiçbir açıdan hukuki ve somut dayanağı olmadığını beyan ederek, müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak kesilen peşinat bedelinin şimdilik 100,00TL’sinin müvekkiline eksik ödenen bedelin iadesi için çekilen ihtarnamenin karşı yana ulaştığı tarihten itibaren (26/01/2021) işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; yetki itirazında bulunduklarını belirterek, davacı yan beyanında bulunarak müvekkili şirket ile aralarında yapmış olduğu taşınır satış sözleşmesinin geçersizliğini iddia ettiğini, söz konusu iddianın hukuki, dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, çünkü davacı yanın hukuk dayanak olarak göstermiş olduğu Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi hiçbir karışıklığa yer vermeyecek şekilde açıkça düzenlendiğini, kanun hükmünde resmi şekil şartı öngörülen araçların trafiğe tescilli olma ön şartı arandığını, davacı yan ile müvekkili şirket arasında yapılan sözleşme konusu araç 0 (sıfır) km olup trafiğe tescilli bir motorlu bir araç olmadığını, trafiğe tescili olmayan bir araç için resmi şekil şartına uyulmadığından bahisle sözleşmenin geçersizliğini iddia edilmesi hukuken mümkün olmadığını, davacı yan ile müvekkili şirket arasında yapılan sözleşme konusu araç taşınır eşya hükmünde olup sözleşme özgürlüğü çerçevesinde istenilen şekilde yapılmasında herhangi bir kanuni engel bulunmadığını, dava konusu aracın satış görüşmeleri esnasında, sipariş teyit formunun hazırlanması aşamasında ve aracın şirket stoklarına giriş süreçlerinde davacıya sözlü ve yazılı olarak bilgilendirmeler herhangi bir değişiklik arz eden bir gelişme anında şirket yetkilileri tarafından anında yapıldığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 236. maddesi uyarınca “borcunu ifa etmeyen alıcı, satıcının bu yüzden uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.” kanun maddesinde herhangi bir duraksamaya yer olmadan anlaşılacağı üzere alıcının haklı bir sebep göstermeden sözleşmeden dönmesi durumunda satıcının uğrayacağı zararı gidereceğinin düzenlendiğini, müvekkili şirket borçlanmış olduğu edimi zamanında ve gereği gibi ifaya hazır halde bulundurduğunu ve kendisine yüklenmiş olunan tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, basiretli bir tacir olma yükümlülüğü altında olan davacının ekonomik sebepler nedeniyle sözleşmeden dönmesi ve satıcıyı zarara uğratması hakkaniyete aykırı olduğunu, bu kapsamda ekonomik durumunun negatif yönde değişmesini dayanak göstererek sözleşmeden dönmesi mevzuat, içtihat ve ticari örf ve adetlere aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin müşteri memnuniyeti ve menfaat dengesi kapsamında zararın büyük bir kısmını kendi uhdesinde bıraktığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, sipariş teyit formu, ödeme dekontları, ihtarname ve tebliğ evrakları, davalı yanca düzenlenen fatura, davacı yanca düzenlenen faturanın iade edildiğine dair evrak ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davacı şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak kesildiği iddia edilen peşinat bedelinin şimdilik 100,00TL’sinin 26/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacının davalıdan araç satın almak istediği, bu kapsamda davalı tarafça davacı için …. marka .. yılına ait … model araç sipariş edildiği, 25/09/2020 tarihli sipariş teyit formuna göre aracın anahtar teslim fiyatının 1.282.000,00TL olduğu, aracın teslim tarihinin 2020 yılı Kasım ayı olduğu, sunulan … Bankasına ait 25/09/2020 tarihli dekonttan davacının, davalıya “Yeni …. serisi araç alım bedeli” açıklamasıyla 64.000,00TL para gönderildiği, davacının araç fiyatlarındaki artış sebebiyle satış sözleşmesinden caydığını davalıya bildirdiği, davalı yanın da sipariş teyit formunun 2. Maddesi uyarınca 15.000,00TL kesinti yaptığı ve 31/12/2020 tarihli faturayı düzenlediği, davalının kesinti sonrası bakiye kalan 49.000,00TL’yi … Bankasına ait 25/12/2020 tarihli dekonttan anlaşıldığı üzere davacıya iade ettiği, açılan işbu davanın peşinat bedelinden bakiye kalan 15.000,00TL’den şimdilik 100,00TL’nin iadesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında araç alımı – satımı hususunda anlaşma olduğu, anlaşmaya konu aracın … model … marka araç olduğu, araç için 64.000,00TL peşinat ödendiği, sözleşmeden davacı tarafın cayması sonucu peşinat bedelinden kesinti yapılarak 49.000,00TL’nin davacıya iade edildiği hususları tarafların kabulünde olup uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık kesintinin haklı olup olmadığı ve iadesinin gerekip gerekmediği hususundadır.
Trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin geçerliliği 2918 sayılı Kanunun 20/d maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmalarına bağlıdır. Burada sözü edilen resmi şekil, sözleşmenin noterde re’sen düzenleme şeklinde yapılmasıdır. Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler (HGK ‘nun 2003/4- 676 Esas 2003/639 Karar sayılı kararı).
TBK 77. maddesi uyarınca haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.
TBK 78. maddesi uyarınca borçlanmadığı edimi kendi isteği ile yerine getiren kimse buna ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.
TBK 117. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüte düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır.
TBK 125. maddesi uyarınca sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler.
Açıklanan yasal düzenlemeler ışığında taraflar arasında geçerli bir satış sözleşmesinin bulunmadığı, bu nedenle sebepsiz zenginleşme kapsamında davacının ödediği peşinat bedelini talep edebileceği (Emsal: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/11 Esas 2021/70 Karar sayılı kararı), her ne kadar davalı yan sipariş teyit formunun 2. Maddesi uyarınca kesintinin haklı olduğunu savunsa da geçerli bir satış sözleşmesi bulunmadığından kesintinin yasal dayanağının bulunmadığı ve TBK madde 178 kapsamında da değerlendirilemeyeceği, buna göre davalının kesinti yaparak peşinat bedelini eksik ödemesinin haksız olduğu ve iadesinin gerektiği kanaatine varılmıştır. Davanın kısmi dava olarak açıldığı görülmekle davacının talep edebileceği alacağının 15.000,00TL olduğu ancak taleple bağlı kalınarak 100,00TL’nin yine taleple bağlı kalınarak ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 26/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 100,00TL’nin 26/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2021 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 995,59TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 59,30TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 127,105TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 43,20TL tebligat ve posta yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince takdir ve hesap edilen 100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.05/10/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı