Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/364 E. 2023/249 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/364 Esas – 2023/249
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/364 Esas
KARAR NO : 2023/249

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
TASFİYE MEMURU:

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2016
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
K. YAZIM TARİHİ: 10/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ve diğer davalıların … Mah. … Cad. …/… … … … adresinde … Anaokulunu adi ortaklık şeklinde kurduklarını, 22/01/2015 tarihli adi ortaklık sözleşmesinde şirketin sermayesinin 2.100,00 TL olarak gösterildiğini, davacı ve davalıların herbiri 10.000,00 TL sermaye koyarak 30.000,00 TL sermaye ile … Anaokulunu adi ortaklık şeklinde kurduklarını, müvekkilinin eşi …’a ait hesap üzerinden anaokuluna ait mobilya ve sair ödemeleri gerçekleştirdiğini, diğer davalılar … ve …’nin ise … adına kredi çektiğini ve kurumun kazandığı paradan öncelikle davalı …’ın çekmiş olduğu kredileri ödediklerini, davalılardan özellikle …’ın müvekkiline işçisi gibi davranmasından ötürü ve müvekkilinin haftanın 7 günü çalışır hale gelmesi ve karşılığında hiçbir ücret ve kar payı almamasından ötürü müvekkili için bu ortaklığın artık çekilmez hale geldiğini, müvekkilinin ortaklıkta elinden gelen özveriyi gösterdiğini, altı bezli çocukları temizlemekten servis ablalığına kadar pek çok işi kendisinin yaptığını, müvekkilinin eşinin de pek çok maddi destekte bulunduğunu, müvekkilinin yoğun çalışma şartlarına da razı olduğunu, ancak diğer davalılar tarafında müvekkilinin rızası olmadan okul içerisinde, kanuna aykırı izinsiz hafta sonu etüd öğrencileri alınmaya başladığını, davalı …’ın asker olan eşinin okul içerisinde izinsiz matematik dersleri vermeye başladığını, müvekkilinin tüm itirazlarına rağmen okul içerisinde sigortasız işçi çalıştırılmaya başlandığını, müvekkiline hiçbir şekilde okula ait hesapların gösterilmediğini, diğer ortakların çocukların yemek masraflarından kısmalarından ötürü müvekkilinin yemekleri evden pişirip götürdüğünü, müvekkilinin okulda çalışan servis şoföründen bile davalıların kendisini bezdirerek ortaklıktan ayrılması için ellerinden geleni yapacaklarını öğrendiğini, müvekkilinin kızının ateşlendiğinden ve günlerden Cumartesi olduğundan o gün işe gelemediğini, bunun üzerine müvekkilinin kendisinin ortaklıktan ayrıldığını kurumla bir bağlantısının kalmadığını kendisini arayan velilerden öğrendiğini, bunun üzerine okuldaki işe devam etmenin faydasız olacağını, zaten diğer davalıların kendisini çalıştırmayacağını anladığını, müvekkilinin … Anaokuluyla olan ortaklığının resmi olarak Ocak 2015 tarihinde başladığını ve Nisan 2015 tarihinde bittiğini, müvekkilinin anaokulu yapılmak için kiralanan boş dükkanı mal sahibi inşaatçı olduğu için 6.000,00 TL gibi bir bedele tadilat işlemlerinin bitirildiğini, ayrıca müvekkilinin kurulan anaokulunun tüm mobilyalarını aldığını, kapıların parasını verdiğini ve hırdavatçının parasını ödediğini, müvekkilinin kurumun açılmasıyla ilgili tüm başvuruları yaptığını, son aşamaya gelindiğinde de müvekkiline kurucunun herhangi biri olabileceği söylenerek davalı …’ın kurucu olabilmek için elinden geleni yaptığını ve diğer davalı …’nin de desteğiyle kurucunun davalı … olduğunu, Anaokulunun ilk etapta 6.000,00 TL’ye yakın gelirinin bulunduğunu, bu kazancın 1.300,00 TL’sinin kira, 500,00 TL’sinin doğalgaz, 150,00 TL’sinin elektrik ve su giderleri, 350,00 TL’sinin mutfak giderleri olduğunu, ilk masraflar çıktıktan sonra ortalama en az 3.500,00 TL artan para olduğunu, bu gelirin içerisinde izinsiz alınan etüd öğrencilerinin ücretlerinin dahil olmadığını, okulun açılması aşamasında davalı … tarafından çekilen 20.000,00 TL kredinin taksitlerinin okula gelen gelir üzerinden ödendiğini, kiranın ne kadar gösterildiğini müvekkilinin bilmediğini, davalı … tarafından çekilen kredinin … Bankası … şubesinden çekildiğini, Anaokuluna Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2015 yılı için 56 öğrencilik kapasite verildiğini, davalıların şu an fiili olarak işletmiş olduğu kurumda müvekkilinin 10 ay boyunca (2014 Ağustos-2015 Nisan) hiçbir karşılık almadığını, müvekkilinin 30/06/2015 tarihinde noter vasıtasıyla ihtar çektiğini, akabinde 06/07/2015 tarihinde davalıların müvekkiline bir borçlarının olmadığını bildirdiğini, davalılar tarafından verilen cevapta okulun zarar ettiğini belirtmelerine rağmen, okulun aktif olarak çalıştığını, ayrıca okuldan elde ettikleri kazançlarla … plakalı aracı satın aldıklarını, müvekkilinin ortaklıkta sermaye, emek ve kar payı bakımından zarar ettiğini beyan ederek “bilirkişi tarafından hesaplandığında fazla çıkması halinde arttırılmak üzere 10.000,00 TL sermaye, 2.000,00 TL kar payı ve görmüş olduğu sair zararlara ilişkin olarak 12.000,00 TL’nin davalılardan temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, davalıların çoğu öğrenciye fatura vermediğini, okulun zarar ettiğini beyan etmelerinin kuvvetli olduğu, ancak okulun şu an 50’ye yakın öğrencisinin bulunduğunu, davacı müvekkilinin mağduriyetinin daha da fazla arttırmamak için davalıların Uyap üzerinden yapılacak sorgulamaya göre var olan gayrimenkul ve araçlarının üzerine öncelikle teminatsız, mahkemenizin teminatsız ihtiyati haciz taleplerine uygun bulunmaması halinde uygun görülen teminat karşılığında ihtiyati haciz karan verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu olan … Anaokulunun ne kuruluş aşamasında ne de sonrasında adi ortaklığa tek kuruş maddi katkıda bulunmadığını ve kendi bütçesinden tek bir harcama yapmadığını, anaokulunun tadilatı da dahil davacının adi ortaklığı sonlandırdığı tarihe kadar olan aylık döngü içerisinde harcanan tüm paraların müvekkili … tarafından kullanılan 20.000,00 TL kredi ve diğer müvekkili …’nin eşi … tarafından kullanılan 20.000,00 TL kredi olmak üzere toplam 40.000,00 TL kredi ile karşılandığını, müvekkili …’ın kullanmış olduğu kredinin geri ödemesinin davacının iddiasının aksine kreşten elde edilen gelirle değil müvekkilinin ödeyemediği için eşi …’ın maaşları ile yapıldığını, kapı ve mobilyaların tanıdıkları olduğunu ve daha ucuz alabileceğini söylediği için davacının eşi …’un aracılığıyla onun tanıdığı kişilerden alındığını bu sebeple de kapı ve mobilyaların ödemesinin alınan kişilere ulaştırılmak üzere tanıdığı olduğu için …’a elden teslim edildiğini, …’un ise banka hesabı üzerinden ödeme yaptığını ancak bunu bilmediklerini elden ödeme yaptığını düşündüklerini, adi ortaklığın 22/01/2015 tarihinde kurulduğunu, bu tarihten sonra anaokulunun faaliyete başladığını, davacının ise 30/04/2015 tarihi itibari ile adi ortaklığı sonlandırdığını bildirdiğini, belirtilen 99 günlük adi ortaklık süresince anaokulunda herhangi bir kar elde edilemediğini, aksine anaokulunun zarar ettiğini, buna rağmen davacıya elden 3.000,00 TL ödeme yapıldığını ve borcu olduğunu söylediği dayısı … hesabına da 09/03/2015 tarihinde müvekkili … tarafından 5.000,00 TL havale yapıldığını, davacıma 22/01/2015-30/04/2015 tarihleri arasında ortaklık ve anaokulu üzerinde hiçbir alacağının bulunmadığını aksine müvekkilerine borcunun bulunduğunu, davacının bahsettiği bütün masrafların ödemelerinin müvekkileri tarafından karşılandığını, davacıya toplamda 8.000,00 TL ödeme yapılmasına rağmen hakkı olmayan paranın tahsilini talep ettiğini, ayrıca müvekkilinin eşi … adına kayıtlı … plakalı araçtan dahi hak talep ettiğini beyan ederek, haksız ve yersiz ikame edilmiş olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraflar arasında imzalanan Adi Ortaklık Sözleşmesi, … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 19/11/2018 tarihli cevabi yazısı, vergi dairesi kayıtları, 19/06/2019 ve 10/01/2020 tarihli bilirkişi raporu, Tasfiye memurunca düzenlenen 28/02/2022,12/09/2022 ve 10/01/2023 tarihli raporlar ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, adi ortaklıktan ayrılan ortağın sermaye ve kar payı talebine ilişkindir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/01/2016 tarih, …-… E.K. sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararının, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 14/03/2018 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile onanması üzerine gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının 2018/494 esasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda mahkememizin 30/06/2020 tarih 2018/494 E.-2020/251K. Sayılı ilamı ile “…Davanın KISMEN KABULÜNE; 9.200,00 TL’nin 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,…” dair karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 27/01/2021 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile “…Dava, anaokulu işletilmesine yönelik adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 22/01/2015 tarihli sözleşme ile 22/12/2014 tarihinden geçerli olmak üzere her ortağın 1/3 oranında payının bulunduğu anaokulu işletmeciliğine yönelik adi ortaklık kurulduğu, davacı tarafından davalılara gönderilen 30/06/2015 tarihli ihtarname ile fesih bildirimi yapıldığı, davalılarca verilen 06/07/2015 tarihli ihtarname cevabında; feshin kabul edildiği; ayrıca, 30/06/2015 tarihi itibariyle alacak ve borç hesabı yapılmasının bildirildiği, mahkemece 22/12/2014-30/06/2015 tarihleri arasındaki dönemi kapsar şekilde değerlendirme yapılarak hüküm kurulduğu görülmektedir.
Adi ortaklık sözleşmesinin 6. maddesinde; ortaklığın temsilinin üç ortak tarafından yapılacağı kararlaştırılmış ise de Vergi Dairesi ve Milli Eğitim kayıtlarında kurucu olarak davalı …’ın yer aldığı, beyannamelerin işbu davalı tarafından verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, mahkemece; bilirkişi raporu esas alınarak gerekçe oluşturulmuş ise de; dava konusu adi ortaklığın 22/12/2014-30/06/2015 tarihleri arasında mevcut bulunduğunun anlaşılmasına göre, mahkemece yapılacak iş; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerini dikkate almak ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerini taraflar arasındaki adi ortaklığa uygulamak olmalıdır.
Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644. maddesine göre; “Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.”
Aynı yasanın kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643. maddesinde ise ” Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır.
Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.” hükmü yer almaktadır. Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır( TBK md 642)
Keza, aynı yasanın kazanç ve zarara katılma başlıklı 623. maddesi de; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir.
Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder.
Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Bu aşamada mahkemece; yukarıdaki yasa hükümlerine göre, öncelikle (ortaklık sözleşmesinde tasfiyeye ilişkin bir hüküm bulunmadığından) tarafların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istenmeli; tarafların bu konuda anlaşamamaları halinde ise tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru resen atanmalıdır.
Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir.
Birinci aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığı (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlenmeli, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde, taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmeli, bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmelidir.
İkinci aşamada; ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakte çevirme işlemi (TMK’nun 634. vd. maddelerinde düzenlenen resmi tasfiye işlemi kıyasen uygulanmak suretiyle) gerçekleştirilmeli, şayet bu mallar mevcut değilse, değerleri bilirkişi marifetiyle saptanmalıdır.
Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya(ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK’nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.
Bütün bu açıklamalar ışığında, mahkemece; taraflar arasında anaokulu işletilmesi için 24/12/2012 tarihinden geçerli olmak üzere bir adi ortaklık kurulduğu ve işbu ortaklığın 30/06/2015 tarihinde taraflarca feshedildiği gözetilerek; uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözümlenmesi gerekirken, değinilen bu yönler dikkate alınmadan, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiş, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, TBK’nun 644.maddesi hükmüne göre ortaklık sözleşmesinde tasfiyeye ilişkin bir hüküm bulunmadığından tarafların kendi aralarında anlaşarak bir tasfiye memuru belirlemeleri için davacı vekiline kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde taraflarca anlaşarak tasfiye memuru belirlenemediğinden, mahkememizce tasfiye memuru olarak Mali Müşavir … görevlendirilmiştir.
Tasfiye memurunca sunulan 28/02/2022 tarihli 1.Tasfiye Memuru raporunda özetle; “… Sayın Mahkemenin, 18.11.2021 tarih, 2 nolu celse ara kararı ile verilen, “Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde ortaklığın sona erdiği tarih (30/06/2015) itibariyle ortaklığın tüm malvarlığını (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlemesi, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istemesi ve malvarlığı bilançosunu mahkememize sunması” görevi bağlamında yapılan inceleme neticesinde,
A)-Davacının ortaklığa ilişkin olarak 5 adet banka dekontuyla, 8.730,00.TL. ödeme yaptığının belirlendiği, 700,00.TL.sermaye payı, toplam, 9.430,00.TL.katkısının mevcut olduğu, ancak faaliyet dönemi zarar payı olan, 6.737,66.TL.nin mahsubu neticesinde 2.692,34.TL. Alacağının mevcut olacağı,
B)-Yapılan yargılama sonucunda; davacı açısından ortaklığın 22/12/2014 – 30/06/2015 tarihleri arasında geçerli olduğu, davacının ortaklığa ilişkin olarak 4 adet banka dekontuyla ödeme yaptığının belirlendiği, fazlaya ilişkin iddianın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 9.200 TL’nin 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş olduğu, hesap ve tespit edilmiştir…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
12/09/2022 tarihli 2. Tasfiye Memuru raporunda özetle; “…Sayın mahkemenin, 14.04 2022 tarih ve 4 nolu celse ara kararı ile,
1-Davacı vekilinin mal varlığı bilançosuna yaptığı itirazların değerlendirilip,
-Ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakte çevirme işlemini (TMK’nun 634. vd. Maddelerinde düzenlenen resmi tasfiye işlemi kıyasen uygulanmak suretiyle) gerçekleştirmesi ve,
-İşlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçlarını ödemesi ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderleri ve katılım payını geri vermesi,
-Bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya fortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmesi” görevi verilmesi üzere, yapılan inceleme neticesinde,
Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere,
A-)11/12/2014 tarihinden 30/06/2015 tarihine kadar faaliyette bulan işletmenin, 30.06.2015 tarihi itibari ile,
Varlıklarının Satış Hasılatı, 20.062,00.TL. olduğu ve zararın eşit paylaşılacağı dikkate alındığında,
-Zararlar Toplamı (-)…………,9.856,41.TL
-NET İşletme Varlık Değeri; 10.205,59.TL. olduğu,
Bu tutardan, 700,00.TL.Sermaye katkısı karşılığı,9.856,41.TL./ 3 = 3.285 47.TL.zarar payı nedeni ile,
…’ye dağıtılacak bir tutarın mevcut olmayacağı,
Ancak, diğer Ortakların Verdiği Toplam : 23.295,27.TL. borç tutarları oranını olan,
… = 8.730,00.TL /23.295,27 = 0,375
…- =14 565,27.TL. / 23.295,27.TL = 0,625
Oranında dikkate alınarak dağıtılması gerekecektir.
Dolayısıyla, 10.205,59.TL olan Zarar mahsubu sonrası Net Dağıtılacak tutarın Ortaklara olan borçlar karşılığı dağıtılması ile,
…’ın, 10,205,59.TL. X 0,375 = 3.827,10.TL
…’ın, 10.205,59.TL. X 0,625 = 6.378,49,TL.
Toplam: 10.205,59.TL. şeklinde dağıtılması gerektiği,
B)-Yapılan yargılama sonucunda; davacı açısından ortaklığın 22/12/2014 – 30/06/2015 tarihleri arasında geçerli olduğunun kabulü ile, davanın kısmen kabulüne, 3.827,10.TL.alacağına karşılık, 9.200 TL’nin 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıtardan tahsiline karar verilmiş olduğu,…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Düzenlenen tasfiye memuru raporlarına davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine, itirazların değerlendirilmesi amacıyla alınan 10/01/2023 tarihli tasfiye memuru raporunda özetle;
“1-Davacı vekilinin, Tasfiye memurunca demirbaş incelemesi yapılmışsa da dava konusu işletmeye harcanan bedelin tam olarak tespiti için yeterli bir inceleme ve araştırma yapılmadığı itirazı yönünden; Tasfiyeye konu işletme, …, … ve … arasında anaokulu işletilmesi faaliyetinde bulunmak üzere, Sincan …Noterliğinden, 22.01.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile 24/12/2012 tarihinden geçerli olmak üzere bir adi ortaklık olarak kurulmuş olup, 30/06/2015 tarihinde taraflarca feshedilmiştir.
Sözleşmede belirtildiği üzere, Ortaklığın sermayesi 2,100-TL olup; Ortaklar tarafından 1/3 tamamen ödenmiş olduğu, Ortakların ortaklıkta eşit hisselere sahip oldukları,
Varlıkları Yönünden Yapılan İnceleme ile;
Demirbaş kayıtları yönünden,
-09.04.2015 tarih ve … nolu fat ile, 6 adet boyalı, kasalı kapı,1.663,80.TL.
-05.05.2015 tarih ve … nolu fat ile, çit, happy hause, sincap kaydırak ve salıncak, star seesaw, çocuk bankı, 1.058,05.TL. olmak üzere toplam, 2.721,85.TL.demirbaş alımının mevcut olduğu,
Ancak demirbaş kayıtlarından,4.921,86.TL. ortaklık döneminde alınmış demirbaşların olduğu,
Diğer taraftan, dosyaya sunulmuş olan fotoğraflardan 45.öğrenci eğitimi verilecek şekilde demirbaş mevcut olduğu dikkate alınarak, demirbaş listesinde mevcut olmaması ve 2.el alındığı beyanı karşısında, “…” yapılan, “İkinci el satılık Anaokulu” araştırma neticesinde 2021 yılı fiyatları ile, 22.000,00.TL.olduğu, TEFE oranları esas alınarak 2014 yılına uyarlandığında, 10.617,00.TL olabileceği,
Dolayısıyla, Faturalı ve Faturasız olarak edinilen demirbaş malzemelerin, 4.921,86.TL.+ 10.617,00.TL. = 15.538,86.TL. olduğu, tespit edilmiştir.
Mevcut Demirbaşların tasfiyesi Yönünden ise; Dosyaya sunulmuş olan fotoğraflardan 45.öğrenci eğitimi verilecek şekilde demirbaş mevcut olduğu dikkate alınarak, demirbaş listesinde mevcut olmaması ve 2.el alındığı beyanı karşısında, “…” yapılan, “İkinci el satılık Anaokulu” araştırma neticesinde 2021 yılı fiyatları ile, 22.000,00.TL.olduğu, (1.RAPOR EK.1) TEFE oranları esas alınarak 2014 yılına uyarlandığında, 10.617,00.TL. olabileceği belirlenen demirbaşların, tasfiye tarihi olan, 30.06.2015 tarihi itibari ile değerlenmesi ile, 2.el satış değerinin, ( %25 Satış Karı ile, ) = 13.910,00.TL olabileceği,
Diğer taraftan, Demirbaş kayıtları ile tespit edilen, toplam, 4.921,86.TL.demirbaşların, tasfiye tarihi olan, 30.06.2015 tarihi itibari ile satış değerinin, (%25 Satış karı ile), 6.152,00.TL. olacağı, Tasfiye Gelirinin, 13.910,00.TL.+ 6.152,00.TL.= 20.062,00.TL.olarak, Esas alınan veriler ve dayanakları belirtilerek yapılmıştır.
2-Davalı …’ın kredi çektiği ve bu kredi taksitlerinin de davalının hesabına … tarafından yatırılan tutarlar ödenmiş olduğu tespiti yapılmış olsa da daha önceki beyanlarında da yer aldığı üzere davalı …’ın çekmiş olduğu kredi bedeli kesinlikle işletme karından tahsil edilerek ödendiğini, Her ne kadar kredi ekstrelerinde taksitlerin ödemesi davalının eşinin hesabından yapılıyor gözükse de davalı tarafın işbu kredi bedelini işletmenin karından tahsil ettiği ileri sürülmekte ise de;
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Taraflar arsında mevcut ortaklık, Sincan …Noterliğinden, 22.012.015 tarih ve … yevmiye numarası ile 24/12/2012 tarihinden geçerli olmak üzere bir adi ortaklık olarak kurulmuş olup, 30/06/2015 tarihinde taraflarca feshedilmiştir. Davalı … tarafından, … … Bankasından, 17.09.2014 tarihinde, 24.987,41.TL.olarak ödenmek üzere, 20.000,00.TL.kredi alınmış ve ortaklığın bittiği 30.06.2015 tarihi sonrası da, ödemeler devam etmiştir. İşletmenin mevcut öğrenci sayısı ile ödemesi mümkün olamayacağı dikkate alındığında, itirazın yerinde olmadığı,
3-Gayri resmi bir şekilde öğrencilerden alınan paraları gösterir belgelerin fotokopilerini mahkemeye sunmuş olmasına rağmen işletmenin gerçek durumunu ortaya koyacak bu belgelerin dikkate alınmadığı iddiası yönünden; Yine, kök raporlarda da açıklandığı üzere, Dosyada mevcut, T.C.Milli Eğitim Bakanlığı , Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün, “Kurum Açma İzni” konulu, 13.03.2015 tarih ve … sayılı yazısından, başlama tarihinin, 13.03.2015 olduğu görülmüş, ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ÖZEL KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIMEVLERİ İLE ÖZEL ÇOCUK KULÜPLERİNİNKURULUŞ VE İŞLEYİŞ ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİĞİ”nin incelenmesi ile,“Kuruluşa çocuk kabulü” başlıklı, “MADDE 41 — “(6) Kuruluş tarafından kayıtları yapılan çocukların bilgileri Mili Eğitim Bakanlığı e-okul sistemine işlenir” hükmü gereği bildirim zorunluluğu olması ve bu bağlamda incelemede defterlerinin esas alınmış olması yanı sıra sunulan belgelerin ortakların imzasını taşımaması nedeni ile, ortaklığın devamı aşamasında düzenlenmiş olup olmadığı yönünden bir tespit yapılamamıştır. Bu nedenle de dikkate alınamamıştır.
4-Müvekkilinin ortaklığa maddi katkısının yanı sıra emeğiyle de katıldığı, Müvekkilinin haftanın yedi günü çalışır hale geldiği, ancak karşılığında hiçbir ödeme-ücret almadığı, bu doğrultuda müvekkilinin ortaklığa ilişkin zarardan sorumlu tutulamayacağı, itirazı yönünden; Ortaklığın fesih tarihi olan 30/06/2015 tarihi sonrası ortaklık ile ilişkisi mevcut olmayan diğer ortak olarak görülen ve herhangi bir ayrılma karşılığı bedel aldığına ilişkin bir iddia ve tespit mevcut olmayan davalı … tarafından, “Fiilen ortaklık durumu söz konu olmadığı gibi işletmenin kuruluş aşamasında ki tüm gider ve maliyetler … tarafından karşılanmıştır.” şeklinde açıklaması ve dosyaya mevcut kök raporlarda ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle itirazın yerinde olmadığı” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, uyulmasına karar verilen Yargıtay ilamı doğrultusunda Türk Medeni Kanununun 642. Vd. Maddeleri gereğince 24/12/2014 tarihinden geçerli olmak üzere kurulan ve 30/06/2015 tarihinde taraflarca feshedilen adi ortaklığın tasfiye işlemlerine ilişkin Yargıtay kararında belirtilen sıra ve yöntem izlenerek adi ortaklığın tasfiyesi sağlanmış, bu tasfiye sonucu bilanço, sermaye katkısı ve zarar mahsubu dikkate alınarak adi ortak olan davacının payına düşen 3.827,10 TL’nin fesih tarihi olan 30/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Taraflar arasında Sincan …Noterliğinin 22/01/2015 tarih ve … yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesiyle 22/12/2014 tarihinden başlamak üzere kuruları ve 30/06/2015 tarihinde feshedilen … ANAOKULU ADİ ORTAKLIĞININ TASFİYESİNE,
Bu tasfiye sonucu bilanço, sermaye katkısı ve zarar mahsubu dikkate alınarak adi ortak olan davacının payına düşen 3.827,10 TL’nin fesih tarihi olan 30/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 261,42 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 204,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 56,49 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 204,93 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 238,43 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 500,00 TL bilirkişi ücreti, 4.000,00 TL tasfiye memuru ücreti, 482,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 4.982,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.588,88 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 3.827,10 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 8.172,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/02/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza