Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/34 E. 2021/14 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/34 Esas – 2021/14
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/34 Esas
KARAR NO : 2021/14

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
K. YAZIM TARİHİ : 20/01/2021

Mahkememizden verilen 14/03/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı Ankara BAM …. Hukuk Dairesi’nin 12/01/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin adına iş yapan kızı …’ın, 28/11/2016 tarihinde … Pazarlama Müdürü …’den … Fuarı için acil bir stant tasarımı yapması için telefon aldığını, görüşmeye istinaden mimar ekibi ile çalışma yaptığını ve tasarımlarını fiyat teklifi ile 29/11/2016 tarihinde mail ve whatsapp üzerinden paylaştığını, son karar merci firma genel müdürü … ile görüşme yapıldığını ve görüşme sonucu firmanın bahse konu işi İzmir’den başka bir firmaya yaptıracaklarını belirttiğini, davalıya verilen tüm teklif mektuplarının ve tasarımlarının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında tüm hakların … SİSTEMLERİ’ne ait olduğunu ve üçüncü şahıslar tarafından izinsiz kullanılamayacağını, davacı tasarımının 08/12/2016 tarihinde İzmir’de düzenlenen … fuarında davalı tarafından izinsiz kullanıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin bu hatalı ve izinsiz kullanımından dolayı 17.800,00 TL zararının olduğunu, davalı firma ile yapılan görüşmelerde davacının bir kısım zararının karşılanacağının belirtilmesine karşın müvekkilinin zararının karşılanmadığını, müvekkili tarafından davalı tarafa 14/02/2017 tarihinde uzlaşma mektubu gönderildiğini, ancak davalı tarafın bahse konu mektuba cevap bile vermediğini, davacı tarafın bir bedel ödemeden davalı tasarımını kullandığını ve sosyal medya hesaplarından tasarıma ait görselleri paylaştığını, bu kullanım ve paylaşımların tasarımın yenilik ve ayırt ediciliğini yok ettiğini, tasarımı eskittiğini ve değersizleştirdiğini, müvekkilinin bu tasarımı başkaca bir hizmette kullanmasını imkânsız kıldığını, … firmasına sunulan tasarımın daha önce kullanılmasından dolayı firma tarafından beğenilmediği gibi müvekkilinin dürüst çalışma itibarına da zarar verdiğini, davalı tarafından izinsiz kullanılan tasarımın TTK’nun 54/2 maddesi ve 55/c-2 maddesi kapsamında haksız rekabet fiilini oluşturduğunu, müvekkilinin sektörde tanınmış olduğunu, … fuarında tasarım ödülü aldığını, geniş müşteri portföyü bulunduğunu, davacının izinsiz kullanımı sonucu yenilik ve ayırt ediciliğini kaybeden tasarımı başkaca firmalara pazarlamamasından kaynaklı sıkıntı yaşadığını belirterek davanın kabulünü ve tasarımın kullanım tarihinden bu güne kadar olan yasal faizi ile birlikte 3000,00 TL maddi tazminata ve 20.000,00 TL manevi tazminatın müvekkiline ödenmesine ayrıca yargılama giderlerinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/12/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, 3.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 2.933,00 TL artırarak, 5.933,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili arasında yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilince davacı taraftan talep edilen bir stant tasarımı bulunduğunu gösterir bir sipariş veya belge vs. bulunmadığını, davacının iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu, davacının iddia ettiği gibi dava konusu tasarımın yeni olmadığını, endüstriyel bir tasarım da olmadığını ve tasarımın sektör firmaları tarafından bilinen ayırt edici özelliğinin bulunmadığını, davacı firmanın dava konusu tasarımdan kaynaklı bir gelirinin bulunmadığını, davacının tasarımı sahiplenerek haksız kazanç sağlamayı amaçladığını, davacı adına tescilli bir endüstriyel tasarım bulunmadığını, davacı yanın tescili bulunmayan ve tescil kriterlerini sağlamayan bir tasarım üzerinden hak sahipliği iddiasında bulunamayacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tescilsiz tasarıma dayalı olarak haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin … esasına kayden görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda, mahkememizin 14/03/2019 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Ankara BAM … Hukuk Dairesinin 25/12/2020 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının “görevli Ankara Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş, gönderilen dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasını almıştır.
Dava tarihinden daha önce yürürlüğe giren 6769 Sayılı SMK’nın 59/2 maddesinde; “Tescilsiz tasarımın, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.” hükmünün bulunduğu, bu hüküm uyarınca artık tescilsiz tasarımların da, belirli koşulları sağlaması durumunda, 6769 Sayılı SMK’nın kapsamında korunacağı anlaşılmaktadır.
Yukarıda da ifade edildiği üzere dava, tescilsiz tasarıma dayalı olarak açıldığından, dava konusu standın “tasarım” olup olmadığının, tasarım ise “tescilsiz tasarımın korunmasına ilişkin koşullardan yararlanıp yararlanamayacağı” hususlarının değerlendirilmesinin, SMK’nın 156/1. maddesi uyarınca fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi tarafından yapılması gerekmekte olup, bu mahkeme, Ankara İli hudutları dahilinde görev yapmak üzere HSK’nın 24/03/2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile kurulan Ankara Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesidir.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri olduğundan, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Verilen karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, Ankara BAM … Hukuk Dairesi’nin 12/01/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı gereğince kesin olmak üzere karar verildi. 20/01/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza