Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/327 E. 2021/684 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/327 Esas – 2021/684
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/327 Esas
KARAR NO : 2021/684

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden
Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/04/2021
KARAR TARİHİ:23/09/2021
K. YAZIM TARİHİ:04/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili ve davalı …arasında yapılan, davalı …’in… A.Ş. nezdinde % 100 hissesi olan, …adına tescilli … plaka sayılı aracın tüm hissesinin 27.01.2009 tarihli adi yazılı sözleşme (protokol) ile davalı yanca müvekkili …’a devredildiğini, anılan sözleşmede devre konu aracın işletilmesinden doğan ve doğacak kar ve zararın müvekkili alıcıya ait olduğu, müvekkilinin bundan böyle…A.Ş.’nin vermiş olduğu talimatlara uymayı kabul ve taahhüt ettiğinin yazılı olduğunu, 1. maddede yazılı sözleşmede yazılı devre konu aracın midibüs( minibüsten daha büyük, otobüsten daha küçük araç) EGO Genel Müdürlüğünün tahsis ettiği servis hat/ya da güzergahlara bağlı olarak çalıştığını, bu araçların çalışma ruhsatları ve uygunluk belgelerinin EGO Genel Müdürlüğü Ulaşım Dairesi Başkanlığı tarafından verildiğini, müvekkilinin anılan sözleşmeye göre davalı ile 364.500,00 TL bedel mukabilinde hisse devri için anlaştığını, müvekkilinin borcuna mahsuben, borcundan düşülmek üzere davalıya 10.000,00TL elden kapora, bir de Ankara Merkez plakalı … plakalı ticari taksisinin satış bedelini verdiğini, müvekkiline ait … plakalı ticari taksinin satıldığını, bedeli 176.500,00 TL’nin müvekkilinin borcuna yani satış bedeline mahsuben davalı tarafa ödendiğini, bu şekilde davalı tarafa 186.500,00.TL nakit para ödendiğini, geri kalan borcun meblağının ödenmesi hususunda ise müvekkili ve davalının müvekkilinin … plaka sayılı aracın işletmesi, çalıştırmasından elde edeceği kazancı, ciroyu, kar payından elde edilecek meblağı, aracın banka kredisi ile çekilip alınmış olması nedeniyle kredinin elde edilecek kazançtan müvekkilince ödenmesi hususunda karşılıklı mutabakata vardıklarını, yani müvekkilinin bakiye borcunun bitirilmesinin aracın müvekkili tarafından çalıştırılması sonucu elde edilecek gelirden aracın banka kredi borcunun müvekkili tarafından ödenmesi sonucu gerçekleştirileceğini, müvekkilinin kredi borcunu kendi bakiye borcunu tamamlamak üzere üstlendiğini, aracın çalışıp kendi borcunu ödeyeceğini, aracın o anki kredi borcunun aylık 4.000,00.TL’den 36 ay olduğunu, müvekkiline anılan satış sözleşmesi gereği … plaka sayılı araç davalı tarafça sadece 1 sene kullandırıldığını ve bu süre zarfında elde edilen kazançtan müvekkiline mazot masrafı vd. araç giderlerine karşılık sadece 10.000,00.TL ödediğini, … plaka sayılı aracın o anki aylık gelirinin tahmini günlük 400.00.TL – 500.00.TL’den en az ortalama 12.000,00.TL olduğunu, müvekkiline aracın 1 sene kullandırıldığını ancak kar-kazanç payı verilmediğini, … plaka sayılı aracın işletilmesinden elde edilen gelirin havuz sistemi gereği…. A.Ş.’nin havuzuna aktarıldığını, müvekkiline para verilmediğini, oysa 27.01.2009 tarihli sözleşmede aracın işletilmesinden doğan ve doğacak kar ve zararın müvekkili alıcıya ait olduğu davalı satıcı …tarafından müvekkiline açıkça taahhüt edildiğini, …’in bu taahhüdüne uymadığını, müvekkiline verdiği aracı müvekkilinden geri aldığını ve tekrar kendi adına çalıştırmaya başladığını, aracın işletilmesinden kaynaklı parasını müvekkilinin …’den talep edilmişse de …’in şirketin yüklü tutarda kredi ve başka borçlarının olduğundan bahisle müvekkilinin talebini sürekli reddettiğini, müvekkilinin 27.01.2009 tarihli araç hisse satışı sözleşmesinden davalıya az miktarda nakit borcu kaldığını, bunun 34.000,00.TL davalıya bakiye borcu kaldığını, hatta bunun 2.000,00.TL’sinin düşümü konusunda tarafların anlaştığını, buna göre davalıya 32.000,00.TL bakiye borcu kaldığını, davacının nakit borcu ödeyemeyince davalının öyleyse benim … plaka sayılı araçtaki hissemi düşür dediğini, müvekkilinin … plaka sayılı aracın % 100 hisseye sahip tam maliki olduğunu, 32.000,00.TL bakiye borç için tarafların karşılıklı anlaştıklarını ve şahit … nezaretinde 01.02.2011 tarihli yeni bir protokol imzaladıklarını, bu protokole göre davalı …’in…A.Ş.’de bulunan … plakalı araçtaki hissesinin % 75’ini müvekkili …’a devrettiğini, müvekkilinin 32.000.00.TL borcuna karşılık … plaka sayılı araçtaki müvekkilinin % 100 hissesinin, % 25 düşürülmek, % 75 hisse müvekkiline ait olmak üzere … plakalı araçla kaim edildiğini, müvekkilinin hissesinin % 25 noksanla başka bir araca aktarıldığını, bu ikinci sözleşme yapılırken de müvekkilinin … plaka sayılı aracın işletilmesinden hak ettiği bedel ve satış bedelinin, geçmişe yönelik hiçbir mali hakkı davalı yanca müvekkiline ödenmediğini, … plaka sayılı aracın davalı yanca müvekkiline hiç teslim edilmediğini, müvekkilinin bu aracı hiç işletemediği gibi, kazanç da elde edemediğini, davalının, müvekkiline aracı vermediği gibi aracın çalıştırılmasından doğan geliri de vermediğini, müvekkilinin kazanç kaybının sürdüğünü, 01.02.2011 tarihli protokolün üzerinden her ne kadar 10 yıllık süre geçtiği düşünülse bile zamanaşımı süresi geçmediğini, araçların çalışıp gelir elde ediyor olup, bu şekilde zarar işlemeye devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin geçmeyeceğini, dava açma süresi kısıtlaması olmayacağını, davalı …ve diğer bir kısım şahıslar hakkında “ Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçundan Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. …K. sayılı ve 30.05.2019 günlü kararı ile 2010 – 2011 yılları arasında anılan eylemi işlemeleri nedeniyle mahkumiyet hükmü verildiğini, arabuluculuk faaliyetinin anlaşamama ile sonuçlandığını, davanın kabulüne, fazlaya ait hak ve alacaklar saklı kalmak üzere müvekkilinin 27.01.2009 ve 01.02.2011 tarihli araç hisse satış sözleşmeleri gereği davalıya ödediği hisse satış bedelinin şimdilik 186.500.00.TL’sinin ve … ve … plakalı sayılı araçların işletilmesi, çalıştırılması nedeniyle elde edilen ancak müvekkiline ödenmeyen gelir, ticari kazanç, kar payının şimdilik 20.000.00.TL’sinin, toplam 206.500.00.TL alacağın davalıdan araç hisse satış tarihleri olan 27.01.2009 ve 01.02.2011 tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, ( Kazanç, kar payı alacak talebimizin 6100 Sayılı HMK 107/1’e göre belirsiz alacak davası olarak açıldığının bilinmesine) yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davaya konu araçların Sincan- Ankara hattında toplu taşımacılık yapan araçlar olduğunu, 2007 yılına kadar Ankara- Sincan hattında yeşiller olarak bilinen otobüslerle taşımacılık faaliyeti gerçekleştirildiğini, 2007 yılında bu otobüslerin faaliyetlerine Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından son verildiğini, yeni bir ihale açacağını ve bu ihalede iptal edilen özel halk otobüslerinde hak sahibi olan kişilere öncelik tanınacağının belirtildiğini, ancak Büyükşehir Belediyesi karşısında tek tek kişiler olmasını istemediğinden ihalenin tarafının bir şirket olmasını istediğini, bunun sonucunda hak sahibi olan 222 kişinin … , … ve …Şti’nin ihaleye girmiş ve hak sahipleri adına 222 araçlık Özel Halk otobüsü taşıma ihalesini aldığını ( 2008-2018 yılları arasında faaliyet göstermek üzere), bu şirketlerin kendi arasındaki dağılımının ise 116 tane …, 96 tane …ve 10 tane araç da … Şirketinin olacak şekilde olduğunu, Toplu Taşımacılık İhalesinin açıklanan şekilde imzalandığını ancak bu kez ihaleye uygun araçların alınması gerektiğini, bu aşamada ihaleyi alan şirketin garantörlüğünde araç üzerinde hak sahibi olan kişilerin kendi adlarına yaklaşık 150.000’er TL kredi kullanarak araçları aldıklarını ve 2008 yılının sonunda ihale kapsamında taşımacılık faaliyetine başladıklarını, kredilerin hak sahipleri adına olduğundan dolayı araçları hak sahibi olan kişilerin kendi adlarına işlettiklerini, elde etmiş oldukları kazançtan da kredi borçlarını ödediklerini, müvekkili …’in hak sahibi olduğu … plakalı aracı davacı yanın satın almak istediğini, bu amaçla tarafların bir araya geldiğini ve 27.01.2009 tarihli protokolü imzaladıklarını, bu protokole göre müvekkilinin hak sahibi olduğu … plakalı aracın hak sahipliğini davacıya devrettiğini, davacının da kabulünde olduğu üzere aracı da fiilen davacıya teslim ettiğini, davacı yanın yaklaşık bir yıl kadar aracı kendisi çalıştırmasına rağmen protokolde yazılı olan banka kredi borçlarını ödemediğini, araçların kar elde edemediğini ve ihale sözleşmesinin tarafı olan …Şirketinin maddi sıkıntılarından dolayı sorun yaşadığını belirterek aracı tekrar müvekkiline iade ettiğini, aradan bir yıl kadar geçtikten sonra bu kez davacı yanın bu kez … plakalı araca talip olduğunu, iki yıllık banka kredisinin müvekkilince ödenmiş olan … plakalı aracın % 75 hissesinin kalan kredilerin davalı tarafça ödenmesi koşulu ile davacıya verildiğini, davacının bu aracı da bir süre çalıştırmasına rağmen banka kredilerini ödemediğini ve tekrar aracı bıraktığını, davacı tarafından müvekkiline yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığını, kaldı ki satış bedelinin ne kadar olduğu konusunda taraflar arasında akdedilmiş iki protokolde de bir düzenleme yer almadığını, bu haliyle her iki protokolün de zorunlu unsurlarının eksik olduğunu, iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmede karşılıklı edimlerin ne olduğunun bulunmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin ediminin ne olduğu ( araç üzerindeki hak sahipliğinin devri) belirlenmiş iken davacının ediminin ne olduğunun belli olmadığını, taraflar arasındaki protokol uyarınca davacı yanın ediminin aracın banka kredisinin ödenmesi olarak kabul edilmesi halinde ise davacının bankaya ödemiş olduğu herhangi bir kredi ödemesi bulunmadığının görüleceğini, unsurları eksik olan protokollere dayanan davayı kabul etmediklerini, davacı yanın delileri arasında herhangi bir ödeme belgesi bulunmadığını, yaptığını iddia ettiği 186.500,00 TL ödemeyi kabul etmediklerini, bunun yanı sıra davacının talepleri arasında yoksun kaldığı karın da talep edildiğini, aracın satın alınması için ödediğini iddia ettiği paranın iadesinin talep edilmesi halinde araç üzerinde mülkiyet hakkı olmayacağından mahrum kaldığı karın talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, hukuken geçerli olmayan protokol ( sözleşmeye) dayanan ve ödeme iddiası delille geçerli bir delil ile kanıtlanmayan davanın esastan reddine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, adi yazılı şekilde düzenlenen araç hisse satış sözleşmesinden kaynaklı ödediği bedelin ve ödenmeyen gelir ,ticari kazanç, kar payının tahsiline yönelik alacak istemine ilişkindir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Somut olayda, davalının ve davacının dava tarihinde tacir olmadığı, davanın TTK’nın 4. maddesinde belirtilen ticari davalardan olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp karara bağlanması gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan sebeplerle somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.23/09/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍