Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/308 E. 2022/963 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/308 Esas – 2022/963
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/308 Esas
KARAR NO : 2022/963

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
3-
VEKİLİ :
4-
5-
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/04/2021
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
K.YAZIM TARİHİ: 25/11/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; dava dışı işçi … tarafından Ankara Batı … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile Belediye aleyhine dava açıldığı, davada dava dışı işçinin 2009-2018 yılları arasında çalıştığı belirtilerek, ödenmeyen işçilik alacaklarının davalı belediyeden tahsilinin talep edildiği, davanın kabulüne dair verilen kararın Ankara … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe konulması üzerine icra dosyasına davacı belediye tarafından 73.241,74-TL ödendiği, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38. maddesinde, davalı şirketlerin dava dışı personelin işçilik alacaklarından sorumlu olduğu hususunun düzenlendiği, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ancak anlaşma sağlanamadığı belirtilerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, dava dışı işçi … için ödenen 73.241,74-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve 6183 sayılı Kanuna göre hesaplanacak faizi ile birlikte davalıların sorumluluk sınırları belirlenmek suretiyle rucüen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılardan … Şti vekili; 6552 sayılı Kanun hükümlerine göre kıdem tazminatlarından kamu kurum ve kuruluşlarının sorumlu olduğu, taraflar arasında müteselsil sorumluluk bulunduğu, Yargıtay 13. Hukuk Mahkemesinin 2018/3066 esas 2018/7520 Karar sayılı ve 02.07.2018 tarihli kararının da bu yönde olduğu, dava dışı işçiye davalı şirket tarafından 20.07,2011 vade tarihli çek ile 2.712,00 TL ödendiği, Ankara Batı … İş Mahkemesi dosyasında verilen ıslah dilekçesi ile davalı şirket tarafından dava dışı işçiye ödenen 719,83-TL yıllık izin ücreti alacağı, 2.005,25-TL kıdem tazminatı alacağı, 1.206,94-TL kıdem tazminatı faizi ve 433,25-TL yıllık izin ücreti faizinin nihai hesaplama da mahsup edildiği, talep sonucunun bu şekilde ıslah edildiği, mahkeme tarafından da bu tutarlara göre hüküm kurulduğu, davalı şirket tarafından ödenmesi gereken tutar dava dışı işçiye ödenmiş olduğundan davalı şirketin herhangi bir ödeme borcunun kalmadığı, davalı şirketin yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatından bir sorumluluğunun bulunmadığı, dava dışı içinin fazla mesai ücreti ve UBGT alacakları hesabında zaman aşımı hususunun dikkate alınmadığı, bu alacaklar yönünden davalı şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığı, davalı şirketin kıdem tazminatından sorumluluğunun dava dışı işçiyi çalıştırdığı süre be devir tarihindeki ücret düzeyi ile sınırlı olduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Şti. vekili; … Şirketi-… Şti. ortak girişimi ile davacı … Belediye Başkanlığı arasında 01.01.2013- 30.09.2013 tarihlerini kapsayan … ihale kayıt numaralı sözleşmenin imzalandığı, hizmet alım sözleşmesi kapsamında istihdam edilip, kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş akitleri sona eren işçilerin tazminat ve ücretlerinin ortak girişim tarafından ödendiği, … Şirketi ile davacı … Belediye Başkanlığı arasında 01.10.2014-30.09.2017 tarihlerini kapsayan … ihale kayıt numaralı sözleşmenin imzalandığı, … Şirketi ile davacı … Belediye Başkanlığı arasında 01.10.2014-30.09.2017 tarihlerini kapsayan … ihale kayıt numaralı sözleşme sona erdikten sonra davalı belediye tarafından teminat mektuplarının iade edilmediği, personellerin kıdem tazminatlarını ödeme gerekçesiyle nakde çevrildiği, bu kapsama adi ortaklık dönemin de dahil edildiği, esasen davalı belediyenin yapmış olduğu bu uygulama nedeniyle Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Şirketi vekili; … Şirketi- … Şti. ortak girişimi ile davacı … Belediye Başkanlığı arasında 01.01.2013-30.09.2014 tarihlerini kapsayan … ihale kayıt numaralı sözleşmenin imzalandığı ve … Şirketi ile davacı … Belediye Başkanlığı arasında 01.10.2014-30.09.2017 tarihlerini kapsayan … ihale kayıt numaralı sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşme kapsamında teminat mektubunun nakde çevrilerek iade edilmediği, davacı belediye Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından Başkanlık Makamına gönderilen 11.04.2018 tarih ve … sayılı yazıda teminat mektuplarının nakde çevrilmesi hususunun onaya sunulduğu ve teminat mektubu bedellerinin emanet hesaba aktarıldığının belirtildiği, toplam 3.450,000,00-TL”’lik teminat mektubunun nakde çevrildiği açıklamalarına yer verildiği, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile teminat mektubu bedellerinin tahsiline yönelik dava açıldığı, bu davanın müspet sonuçlanması halinde, davacı belediyenin mükerrer tahsilat yapmış olacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı … İş Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, davalıların ticaret sicil kayıtları, SGK kayıtları, Mahkememizin … esas sayılı dava dosyası, 06/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 15/04/2021 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtayca re’sen incelenir.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, davacı belediye bünyesinde yürütülen evsel atıkların toplanması, toplanan atıkların nakli, cadde ve sokak, meydan ve pazar yerlerinin insan ve makine marifetiyle süpürülmesi faaliyetlerinin davalılarca ihale yoluyla gerçekleştirilmesi sırasında dava dışı işçiye Belediye tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir. İhale ekindeki sözleşmede anılan birçok işten biri olan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki iş olduğu kanaatiyle, davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin … Esas; … Karar sayılı ilamı ile”… Bu itibarla anılan sözleşmelerin bundan sonraki uyuşmazlıklarda Yargıtay 6.HD.nin anılan kararı dikkate alınnarak hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmiştir. Bu itibarla, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 01/07/2022 tarihli ve 1047 sayılı kararı ile belirlenen iş bölümüne göre, “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında (Özel Borç İlişkileri -Akdin Muhtelif Nev’ileri) yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların (satış sözleşmesi:taşınır ve taşınmaz satışı, ödünç sözleşmeleri:ariyet (kullanım ödüncü) – karz-ödünç (tüketim ödüncü), ölünceye kadar bakma sözleşmesi, vedia (saklama) sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi)” istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (4). Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (4). Hukuk Dairesine gönderilmesine..” ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas; … Karar sayılı ilamı ile”… Bu kapsamda Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı” şeklinde karar verildiği iş bu kapsamda temel uyuşmazlığın TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/10/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı